Ahmet Usta'nın yeğeni moral bozuyor.
İkide bir,
'
buradan su çıkmaz' diyor.
Ben derdini biliyorum. Böyle durumlarda en azından
bir horoz kesilir.Adettendir.
'Ben kan akıtılmasına karşıyım' diyorum.
'Sen nasıl avcısın' diyor.
Bu çocuğa laf yetişmiyor. Bir suya yetişsek ben ona yapacağımı biliyorum.
Su gücü ile matkabın yerine 5 inç lik plastik borular takılıyor.
Yani 6 inç lik demir borunun içine ...
Peki suyu bulduğumuzu nasıl anlıyacağız?
9 mt.ye geldiğimizde, Ahmet Usta yukarıdan basılan ve tekrar dışarı çıkan suyu avcuna alıyor, kontrol ediyor.
9 mt. ye kadar kum gelmişti. Şimdi iri kum parçaları gelmeye başladı.
'Bu bizim malzeme' dedi. '
Su burada'...
'Daha ineceğiz'...
4 mt. daha aşağıya boru salındı. Çıkan kum parçaları çoğaldı. Artık sadece iri dişli kum çıkıyor. Kum da değil, mercimek büyüklüne yakın çakıl taşları.
Yassı ve yuvarlak çakıl parçaları... Bunun anlamı,
bu mesafede bir su akıntıntısın olduğumuş. Dere içindeki _yuvarlanmış, şekillenmiş_ küçücük taşların aynısı.
1 mt. daha aşağıya kazıldı.
Taşlar irileşti ve mil parçaları çıkmaya başladı.
Artık daha altta su yok. Balçık başlıyormuş. Yani 14 mt. kaldık.
4 mt. kalınlıkta bir su tabakası var ve 13mt. den su alacağız.