Şehirde oturup , orman köylüsü ve problemleri hakkında çok katı yorumlarda bulunmak , bitki ve yeşili sevmekle izahı pek mümkün görünmüyor bana . İstanbul'un, Marmaris'in , Bodrum'un , Kuşadası'nın Dadça'nın v s , yeşiline, keçiler mi ? Yoksa kentten gelip oralarda , doğa sever görünürken doğayı katleden insanlar mı daha zarar veriyor.
Oralar kendi içinde , ormanı ile keçisi ile , o yörükleri ile içindeki bütün canlıları ile yüzyıllardır yaşar giderlerdi. Kentten oraya gelenler , yaptıkları binalar ile , çok yıldızlı otellerle, hertürlü atıkları ile , kullandıkları plastik eşya vs ile , verdikleri zarar , keçinin aslında tabiatın kendisine verdiği görevi yerine getirirken verdiği zarar , karşılaştırılamaz . Halk içinde ki deyimiyle, deve de kulak kalır.
Oralarda yaşayıp, oralarda nesillerdir var olanların hayat tarzını değiştirmek hakkını bile kendimizde görüyorsak , aklımıza insanı sevmeden bitkiyi sevmenin , doğayı sevmenin ne kadar samimi olduğu sorusunu getiriyor.
|