View Single Post
Eski 06-07-2010, 16:29   #97
Fatoş
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Bir Ege Senfonisi: 'Kozak Yaylası'
Gülden Karabudak, toprak-doğa-insan birlikteliğinin en güzel örneği olarak adlandırılan Bergama Kozak Yaylası'nda altın çıkartmak için kıyıma uğratılan fıstık çamlarının ve yöre insanının çığlığını yazdı. İşte Karabudak'ın Kozak Lisesi dergisi için yazdığı yazı...

-ATLAS dergisi Temmuz 2010 sayısında yayınlanmıştır...


Yazı: Gülden Karabudak
Son yıllarda, birçok insanın, bu keşmekeş şehir hayatından bunalıp, 'alıp başımı gitmek istiyorum' dediğini hep duymuşsunuzdur. İşte o alıp başını gitmek isteyenlerin, gelip gördüklerinde 'işte burası yaşanılası cennet mekân' diye haykırdıkları, o eşsiz beldelerden biridir Kozak Yaylası...

Geçmişi İÖ 2000'lere dayanan, bağrında Asia, Misia, Bergama Krallığı, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluklarını taşımış bir bölgeden bahsediyoruz aslında. Bergama Krallığı'nın en değerli ormanlarını barındıran ve biricik sayfiye mekanı, Osmanlı imparatorluğu döneminde de Karasi beyliğine bağlı bir kaza ve yine Cumhuriyet tarihimizin başlarında da, Yukarıbey ile belediyelik mertebesine erişmiş yegane bir bölge.Yani uygarlığın gerektirdiği tüm deneyimleri yaşamış bir diyardır Kozak Yaylası...


Kozak Yaylası'nda Madenci Vahşeti!
Halkının tamamı Yörük'tür. Aydın, mert, ileri görüşlü ve oldukça çalışkan olan Yörük insanı, atalarının konar-göçer yaşam tarzından dolayı, kendilerine özgü bilgi birikimine sahip olmuştur. Ve en önemlisi de, vatan edindikleri bu toprakların, kendilerine sağladığı en önemli imkânı, çamfıstığını layık olduğu değere ulaştırmayı bilmişlerdir.

Akdeniz bölgesinin biricik ağacı, granitli toprakların yılmaz bekçisi, Kozak Yaylası'nın değişmez simgesi fıstık çamı, Kozak insanına hayat vermiştir. Düğünün-derneğin, eğitimin, geçimin, huzurun ve umudun neredeyse tek merkezi olmuştur. Her yıl Kozak Yaylası'nın üzerine bu ağaçlardan bereket yağar. Sevdasını işler kızlar- oğlanlar... Umutlarını bağlar gençler... Yazın işledikleri bu ürün sayesinde gönül rahatlığıyla ne kışlar atlatırlar. Kimselere muhtaç olmadan bir ömrü devirirler bu yaylada. Ne devlete bir gram külfeti, ne millete küçücük bir zararı olur ve tarih yazarlar her bahar, her yaz ve her kış...

Bir ağacın bir kültürü böylesine şekillendirdiğini görebileceğiniz, belki de tek mekandır Kozak Yaylası!... Halkına umudu aşılar önce. Sonra üzerinde taşıdığı üç yıla ait ürünüyle, geleceğini planlamayı öğretir. Ardından iyi şartlarda yaşamanın, sağlıklı beslenmenin kıymetini anlatır üzerinde yaşayan insanlara. Onun hiç dinmeyen sesine kulak veren ve kıymetini bilen bir halk var elbet. Bu halk bilir ki, evlatları bu ağaç sayesinde büyüyecek, bilir ki, yarınını bu ağaç sayesinde sigortalayacak ve yine bilir ki gelenekleri, değerleri, atası bu ağacın var olmasıyla gelecek nesillere aktarılabilecek. O yüzden öncelikle kadınlardır fıstık çamının en değerli bekçileri...

İlkokulda başlar bu sevda. Öğretmenlerinin yardımıyla diktiğin fıstık çamlarının, yıllar sonra çocuklarına verdiği ürünlere baktıkça, elinin değdiği toprağa müteşekkir olursun.Bir ağaç bir insana bu kadar mı zahmetsiz ödül verir diye düşünürsün!Dikersin ve bırakırsın doğanın kucağına...Kozak Yaylası'nın o kendine özgü yapısı,o anaç toprağı, havası ve suyu öyle bir bakım yapar ki ağacına,ne sulama derdin olur,ne çapalama...

Bakmışsın birkaç yıl sonra dallarında kozalaklarıyla sana ve sevdiklerine koca bir gelecek vaat ediyor.Kim bunu küçümseyebilir?Kozak halkı ağacını en çok bu yüzden sever.Çünkü bilir,karşılıksız ve zahmetsizce imkanlarını seferber eden,ya bir anadır hayatta,ya da bir ağaç...

Dedik ki, Kozak, yüzyılların birikimiyle, kendi çevresindeki bölgeler arasında apayrı bir kültür ve değer oluşturmuştur. İzmir'in göz nuru, Balıkesir'in aynası, Bergama'nın cennet bahçesi, Ayvalık'ın sayfiye bölgesidir. Ve ülkemizin 1200–1300 tonluk çam fıstığı ihracatının, 1000 tonunu karşılayarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin onur tablosuna yerleşmiş çok değerli bir yöredir.

Kozak Yaylası'nın nüfus hareketleri adeta Avrupa ülkelerini andırır. Çünkü Kozak halkı göç vermez ve şehirlere kaçmaz. Köyden kente göç sorununun çözülmesinde gerçek bir emsaldir!
Kozak'ta insanlar her ne kadar modern ölçülere göre yaşasalar da, geleneklerinin yok olmasına müsaade etmezler. Bilirler ki geleneklerin kaybolması geçmişin bıraktığı izlerin silinmesine, bu da öz kültürünü kaybetmesine neden olur. İşte bu yüzden bayramlar hala Bayram gibi yaşanır bu yerde. Düğünleri tek gecelik bir eğlence değil, bir hafta önceden başlayan hazırlıkları ile tam bir şölen havasındadır. Yardımlaşmanın, komşuluğun, akrabalık ilişkilerinin, hala yara almadan devam ettiği yörede,insanlar birbirine,Çam ağacının o kocaman kökleriyle toprağa tutunduğu gibi tutunur.

Kozak Yaylası'nın değerleri saymakla bitmez. Türkiye'nin üniversiteye birçok öğrenci gönderen ilk köy lisesi Kozak Yaylası'ndadır. Ayrıca şimdilerde yapılan görüşmeler sonucu Kozak Lisesi Anadolu Lisesi niteliğine kavuşmak üzere. Bir yöre daha nasıl değer katabilir, üzerinde yaşayan evlatlarına?

Bunca güzellik ve değerler bütünü Kozak Yaylası'nı yaşatmak boynumuzun borcu iken,bu değerleri yok sayan zihniyetlerde var... Çünkü bahanesi çoktur insanoğlunun...
Kimilerimiz dünyaya sadece yok etmek ve yakıp yıkmak için gelmişizdir.İster devlet eliyle ister vatandaş,ister gençleştirme bahanesiyle, ister yakacak odun,isterse milyonlarca toprağı alt üst ederek yapılan maden çıkarma çılgınlığı...aklınıza gelecek türlü bahanelerle,ne yazık ki, bir yöreye medeniyeti tattıran ve 4000 yıldır ayakta tutan devrin ağaçlarını ve onun kardeşlerini kesmek için adeta yarış içinde olanlar da var Kozak Yaylası'nda..var olanı bitirmek,geçmişten gelen tarihi ve doğal değerlerimizi bir kalemde silmek bazılarımızın en belirgin özelliğidir hani! Gelecek onları lanetleyecek!

Kurtuluş Savaşında anlı şanlı kahramanlıklarıyla, gelecek nesillere, yani bizlere, bu tarih-doğa kardeşliğini ve burada yaşamanın onurunu bırakan yüz binlerce atamıza yeminimiz olsun; 'Mayasını binlerce yılın ortak tarihinden alan Kozak Yaylası insanı, bu eşsiz beldeyi şerefi ve namusu üzerine korumaya and içmiştir. Kainat bunu böyle bilsin!


Düzenleyen Fatoş : 06-07-2010 saat 16:31 Neden: eksik yazı
Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön