View Single Post
Eski 12-06-2010, 16:32   #37
balbay
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-03-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 850
Fabrikanın 50.000 kg pamuk için kullandığı işleme suyu ile 4 kişlik ailenin su sarfiyatı hesabı bilimsel veri olarak yayınlandı. Bazı fabrikaların çok daha fazla atık ve su kullandıklarını zaten bende ifade ettim.

Bazıları kızacak derken ne sevgili Gece sizi, ne de şimdiye kadar bu konuya yazı yazan arkadaşlardan birisini kastetmedim. Genel anlam da bir söylem di.

Konu başlığı geniş bir kapsam içermiyor mu?



Yeşil yeşil diye diye madenciler taarruzda ,

‘Dünya kurnazlara ders verecek’


Önce zeytinin yol haritası çizildi, şimdi ‘yolu’ delik deşik ediyorlar


Bu başlıklarda zeytin ve madenciler dahil bir çok sektörün zeytinciliğe zarar verdiği, lobi faailetleri ve delinmek istenen madde tartışılıyor diye anladım.

Ben de konu başlığı dahil olmak üzere, genel kapsamı ile bir sektörün üzerine gidilirken kendi kişisel zararlarımızı görmezlikten geliyoruz, bazı sektörlere düşman olluyor ama altında yatan gerçekleri bilmiyoruz demek için örnekler verdim.

Bütün milli kaynaklarımız eşit değerde dir. Bura da vurgulanmak istenen, bir milli değer yüceltilirken diğeri yerilemez anlamında dır.

Yoksa zeytin ve mamüllerinden elde edeceğimiz tüm milli gelir asla ve asla madencilik gelirleri ile kıyaslanamaz. Mesele parasal karşılık anlamında değerlendirilmememiştir.

Yandaş, candaş, düşman kavramları kimseye atfen söylenmediği gibi, bu tip bir kavgaya girilmemesi vurgulanmak için verilmiştir.

Son olarak,

4 yıl önce zeytinciliğe yapılan destek ile, dekar başına verilen zeytin dikim teşvikleri ile birlikte zeytin dikili alanlar 3 kat artmıştır.

Fakat her destek paketinde, iyileştirme çalışmalarında olduğu gibi bu konu da da eksik ve ileriyi göremem gibi sebepler ile zeytincilik ilerlemiş ama diğer sektörler kıpırdayamaz olmuştur.

Önüne gelen şahıs, önüne gelen yere sırf teşvik için zeytin ekince, 3 km içerisin de başka da tesis yapılabilmesi imkansız hale gelmiştir.

Halbu ki planlama yapılmalı ve zeytin dikim kuşakları belirtilmeliydi. Bu yapılmayınca şimdi heryer yeni dikilmiş zeytin tarlaları ile doldu.

Bu durum da asıl mağdur aslında diğer sektörler olduğu için ( doğaya zarar veren mi yoksa tarım mı diye kıyaslayamayız) de zeytincilik kanununda değişiklik yapılması gündeme geldi.

Bu gündem sırasında da madencilik, enerji, tarımın diğer dalları dahil ihtiyaç duyulan diğer sektör temsilcileri de haklı olarak taleplerini yerine getirdiler.

Zeytin kanununun bu hali ile kimsenin kıpırdaması mümkün değildir. Ama bir kısım iyileştirme ile herkes gayet huzurlu ve mutlu yaşayabilir.

Benim bütün bunları yazmak ve sizlerle bazı bildiklerimi paylaşmakta ki amacım zeytincilik kanunun da ki yanlışlıklar gibi, hemen her sektör kanunun da hataların olduğunu anlata bilmektir.

Malesef uzun yıllar planlamaları ile Ulusal politikalar hazırlamak ta bürokratlar da, STÖ de, siyasiler de, lobiler de eksik donanımları yüzünden telafisi güç zararla veriyorlar.

Teşekkür ederim.

balbay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön