|
Sevgili Pasham'
Bende 5 yıl öncesine kadar Tekirdağ da 120 çift katlı kovan ile arıcılık yapıyordum. Etrafım ıhlamur koruluğu ve meyve ağaçlarıyla çevriliydi. Diğer yandan da malumunuz ayçiçeği tarlaları, doğal kır çiçekleri ve bostanlar, bahçeler de cabasıydı.
Her yıl en az 40-60 arası oğul alırdık. Dışarıdan da oğul yakalardık. İnanılmaz güzel ve verimli peteklerimiz olurdu.
Bir gün göçebe arıcıların geldiğini gördük. Şekerli su ve solüsyonlarıyla arıcılığa başladılar. Topraklarımızdan uzak , devlet arazilerine yerleştiler ama, menzili 13 km ye varan arılar her yana girer çıkar oldu.
Önce hastalık yüzü görmeyen arılarda çeşitli hastalıklar başladı. Daha sonra arı yüklü bir aracın devrilmesi sonucu en az 60-70 kovan dağıldı. Kızgın arıların verdiği zararı saymıyorum bile. Ama 2 yıl içerisinde bizim bölgemizde ki arıcılık malesef bitme noktasına geldi.
Ürettikleri balın sahte olduğuna mı yanalım, bulaştırdıkları hastalıklara mı yanalım, doğal düzeni bozduklarına mı.
Sizi çalışmalarınız ve bu çalışmalarını paylaşmanızdan ötürü tebrik ederim. Başarılar.
|