View Single Post
Eski 10-03-2010, 21:19   #39
ustunizci
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 12-02-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 45
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Bu konu çok önemli. Gerçekten de yerden ısıtma kalorifer sisteminde potansiyel olarak en az %50 enerji tasarrufu olur. Herhangi bir sağlık sorunu olmadığı gibi, başka hiç bir ısıtma sisteminin vermeyeceği konfor elde edilir.

Ancak şartları var. Bu şartlar yerine getirilmediği takdirde hem sağlık problemlerine yol açar hem de beklendiği kadar enerji tasarrufu elde edilmez.

Yerden ısıtma, prensip olarak önce binayı ısıtır. Bu yüzden yavaş ısınır ve yavaş soğur. Bina, beton ve taş aksamdan ısı kaybediyor ise binayı ısıtabilmek mümkün olmaz. Bina ısınmadığı için de bina içindeki hava da ısınmaz. Bu durumda ev sahibi, yerden ısıtma borularına 40 derece yerine 80-90 derece su göndermeye başlar. Bunun sonucunda da başta astım olmak üzere pek çok rahatsızlık tetiklenir. Daha da fazla enerji harcanması da doğal bir sonuç olur.

O halde, daha ev proje halindeyken binanın nasıl ısıtılacağı en detayıyla planlanmalı, projenin tamamı buna göre şekillenmelidir. Bir binanın (katı madde olarak) ısı kaybetme şekli, sıcak katı maddenin soğuk katı maddeye temasıyla olur. Şayet bu maddelerden birinin ısı geçirgenlik direnci yüksek değil ise, kurulan bu köprüden ısı, bir borudan suyun akması gibi akar gider. Bunu şöyle somutlaştırabiliriz. Binanın (dikkat edin binanın diyorum, bina içindeki havanın değil), en çok ısı kaybetme şekli temel ve diğer toprağa değen yüzeylerden olur. İkinci olarak duvarların dış yüzeylerinden ve çatıdan olur.

Bu sebeple, binanın temel dahil toprağa değen yüzeyleri, yeterli kalınlıkta, dayanıklı ve yüksek basma dayanımlı, yüksek ısı geçirgenlik direncine (ya da düşük ısı iletim katsayısına) sahip bir malzeme ile iğne ucu kadar bile bir boşluk bırakmadan izole edilmelidir. İkinci olarak çatı ve duvarlar dış yüzeylerinden izole edilmelidir.

Bizim Meyvelitepe'deki evimiz bu tarz bir ev. Binayı ısıtıyoruz ama, binanın yapısını, yüklendiği ısı enerjisini hiç bir şekilde bırakmayacak şekilde planladım. Bu sebeple ısıtmanın sürekliliği de gerekmiyor (biraz tembel işi). Üzerinden iki yıl zaman geçtiği için artık çok rahat konuşabileceğim ölçümlerim ve rakamlarım da var. Söz gelimi, bu aralar dışarıda ısı 0-3 dereceyken evin 20-22 dereceye ısınması yerden ısıtma sistemiyle, sisteme 40-45 derece su göndererek 8-10 saat sürüyor. O noktadan itibaren sistem tamamen kapatılsa bile ev içindeki ısının 2 derece kaybetmesi 24 saat sürüyor. Bu yüzden, ev içindeki bir termostatın kontrol ettiği sistem, bu havalarda bile günde sadece iki kez, birer saat boyunca devreye girip yerden ısıtma borularında su dolaştırma ihtiyacı duyuyor. Isıtma sistemine giden sıcak suyun sağlanması ise ayrı bir olay. O da koşullara göre ayrıca planlanmalı.

Taş evler, inşaat ve malzeme tarzı olarak bu gibi bir izolasyon yapmaya müsait değildir. Bu yüzen ısıtma sistemi binayı ısıtmayı değil, içindeki havayı ısıtmaya ve ısınmış havanın mümkün mertebe muhafazasına odaklanmalıdır. Hava, binaya göre çok düşük yoğunluktadır. Hızlı ısıtılabilir ama ısıtmanın sürekliliğini gerektirir. Isıtılmış havanın muhafazasındaki prensipler de binaya göre farklılaşır. Bu durumda çatı birinci derecede önem kazanır. Odalarda zemin ve tavan kaplamalarına ve pencerelere dikkat etmelidir. Ev içindeki ısıtma merkezi ile evin içindeki doğal hava sirkülasyonunu özel olarak gözden geçirmek gerekir. Özellikle kuzine, soba gibi tek bir merkez söz konusu ise buna özel zaman harcamakta fayda var.

Hem döşemelerin (ki döşeme altında mutlaka iyi bir izolasyon malzemesi (xps, poliüretan, mantar vb.kullanılmalı) hem de tavan kaplamasının ahşap olması, pencere camlarının ultra-s standardında olması çok avantaj sağlar. Taş evde, şayet iç duvarlara sıva yapacaksanız mutlaka sıva altına da izolasyon yapın (yoğuşma problemlerini çözerek tabii).

Bu konuda yazılabilir daha pek çok şey var. Fakat yeni bir ev yaparken üzerinde en çok çalışılması gereken konulardan biridir. Hata yapıldığında düzeltilmesi ya çok zor ya da imkansızdır. Burada amaç, en az enerjiyle, en az iş gücüyle (sobaya odun atmak gibi), en konforlu ısıtmayı, evinizin mimari şartları ve inşaat tekniğinde, en ucuza nasıl yaparsınız? Kolay olmayan bir problem. Tek çözüm yoktur ve iyinin daima daha iyisi vardır
Sayın MeyveliTepe,
Seferihisar da bir arkadaşımla birlikte, oturmamız için, ikiz dubleks inşaatına başlamak üzereyiz.
Isıtma sistemi olarak, şömine, güneş enerjisi ve katı yakıtlı kat kaloriferini birlikte düşünüyoruz. Ancak bu işi bilmiyoruz. Etrafımızda sorduğumuz kişilerde, birbirine zıt fikirler ileri sürüyorlar. (Güneş enerjisi ile ısıtma olmaz. Güneş enerjisi ile katı yakıtlı kalorifer sistemi birlikte olmaz v.s. gibi) Bizde kararsız kalıyoruz.
1. Güneş enerjisinin suyunu bir dinamo ile kalorifer sisteminde dolaştırmayı düşünüyoruz. Güneş enerjisinin suyu soğuduğu zaman, katı yakıtlı kat kaloriferi, otomatik olarak yanmaya başlayabilirmi? ( Termostatlı vana, zaman ayarlayıcı saat, sıcaklık kontrollu saat v.s.gibi)
2. Binanın izalasyonu ile ilgili olarak, zemine 2 Cm. veya 3 Cm. kalınlığında strafor döşemeyi, bunun üzerine, yerden sulu sistem ısıtma borularını döşettikten sonra, bunun üzerine 5 Cm. şap atıp, şapın üzerine seramik döşemeyi düşünüyoruz. Duvarların izalasyonu ile ilgili olarak da dış duvarların, iç yüzeyini sıvadıktan sonra, iç yüzeyleri, 2 Cm. veya 3 Cm.lik straforla kapladıktan sonra, straforların üzerine alçı çekip, bu izalasyonun yeterli olacağını düşünüyoruz. Dıştan mantolamayı pahalı olduğu için düşünemiyoruz. Bu düşüncelerimiz doğrumudur?
3. Sizin binanızın tamamen soğuduğunda, yerden ısıtma ile 8 ile 10 saatte ısındığını bildirmişsiniz. Bu süre çok uzun. Bu arada ne ile ısınıyorsunuz? Ya da biz ne ile ısınacağız diye düşünüyoruz.
Verginiz ve vereceğiniz bilgiler için teşekkür ediyorum.
Saygılarımla,
Üstün İZCİ

ustunizci Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön