View Single Post
Eski 03-03-2010, 13:28   #87
mors
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 01-03-2010
Şehir: istanbul
Mesajlar: 30
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi acemi_caylak Mesajı Göster
Sn. Mors,

Elinizde söylediklerinizi ispat edecek bir araştırma var mı? Bizi ayrıntılı olarak bilgilendirirseniz sevinirim.
Ayrıca termik santrallere alternatif olarak hangi enerji türünü öneriyorsunuz?
Enerji açığını kapatacak bir enerji türü şuan için yoktur.
Hidrojen enerjisinin kullanılabilir olması ancak 2050-2060 yıllarında mümkündür.
Bugün dünyada olan olayların sebebi kaynak kıtlığıdır.
Ekonomik kriz dediğimiz olay aslında kaynak kıtlığı sebebiyle suni yaratılmıştır.
Petrol tüketimi artmaya başladığında ikinci dip yaratılır ve kriz derinleştirilir. Böylece petrol tüketiminin düşmesi sağlanır.
Kömür zaten eroi değeri olarak petrolün yerini alamaz. Herkesin de bildiği gibi, petrolden önce kömür temel kaynak olarak kullanılıyordu. Petrol bulunduktan sonra, kömür hızla terkedildi.
Petrolde bir birim harcarsanız( ilk bulunduğu yıllarda) 100 birim alırdınız.Zamanla çıkarma zorlukları sebebiyle bu değer 30'a düşmüştür. Şuanda ise bir varil petrolü çıkarmanın bedeli dünyada ortalama 60 doları geçmiştir.
Nükleer enerji ise ayrı bir üçkağıtçılık konusudur. Dünyada çıkan yayınları takip ederseniz, dünyaya 60.000 yıl yetecek uranyum olduğunu yazarlar. Bu bilgi aslında doğrudur. Fakat ''ore grade'' denilen cevher kalitesi konusunu bilmeyenler için doğrudur. Evet gerçektende 60.000 yıl yetecek uranyum vardır, fakat cevher kalitesi çok düşüktür. Yani bu uranyumu topraktan çıkarıp enerji üretilecek kaliteye ulaştırmak için, bu uranyumdan elde edilebilecek enerjiden daha fazla enerji harcamanız gereklidir. Zaten bu yüzden 2009 yılında Abd ve Rusya'daki nükleer santrallarde, silahsızlanma sebebiyle sökülen nükleer başlıklardaki uranyum kullanılarak enerji üretilebilmiştir.
Bir başka üçkağıtçılık konusu elektrikli araçlardır. İnsanlığın içinde bulunduğu durum, içinden çıkılmaz bir durum olduğundan, bir dünya savaşı ve dünyadaki insan sayısının azaltılması gerçekleşmeden bu durumdan bir çıkış yolu olmadığı için bir sürü masal uydurulmakta, bu sayede insanların kafalarını kuma gömüp yaşamlarına devam etmeleri ve kaderlerine razı olmaları istenmektedir.
Elektrikli araçlarda Lityumdan yapılmış bataryalar kullanılır. Literatürü araştırırsanız Lityumunda bitme aşamasında olduğunu görürsünüz. Zaten bu araçlar son derece pahalıdır. Bunun dışında bu araçlarda kullanılan bataryalar 400-600 dolumluktur. Bu kadar dolum yapıldığında bataryayı değiştirmeniz gerekir. Bu bataryalar aracın değerinin 1/4'ü kadardır. Ayrıca bu bataryaların üretimi esnasında ortaya çıkan CO2, otomobilin üretimi sırasında ortaya çıkan CO2'den fazladır.
Bu konularla ilgili bir çok link, bigi ve araştırmayı aşağıdaki linkten bulabilirsiniz.
Lityum, uranyum, hidrojen enerjisi, kaynak kıtlığı konularında 5-6 yıldır bu konuları araştırmam sebebiyle bende de çok bilgi var. Boş bir zamanımda isteyen olursa bunları eklerim.

www.peakoil.com

Not: Google'a peakoil **** petrol zirvesi yazarsanız çok kaynağa ulaşabilirsiniz.
5-6 yıldır bu konuları araştıran biri olarak Rüzgar enerjisi ve güneş enerjisi konusunda şu yorumu yapabilirim. Bu alanda yapılan yatırım kesinlikle geriye dönmez. Kesinlikle para ve zaman kaybıdır. Güneş enerjisinden yararlanılarak su ısıtan sistemler konuluyor. Güneyde yaşayanlar bunu yaptırabilirler. Elektrik üreteceğini düşünenler, evet elektrik üretirler, bir önceki mesajımda yazdığım gibi ancak cep telefonlarını şarj ederler. Rüzgar enerjisi ise tam üçkağıtçılıktır. Çünkü Türkiye'de 3. derece rüzgar bölgesi yoktur. Açgözlü insanlar ülkemizi rüzgar regülatörü çöplüğüne çevirmek istiyorlar.
Bağ ve bahçenize elektrik almak istiyorsanız da kesinlikle şebeke elektriği alma yönünde çaba harcayın. Bir önceki mesajda da görüldüğü gibi o kadar da zor değil...

mors Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön