Konu: Bal
View Single Post
Eski 25-07-2009, 22:54   #52
k0900
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,962
Balda Kalite Kontrol Sorunu

İlaç Kalıntıları:Üreticiler yoğun arı hastalıkları ile bulaşık kolonileri tedavi etmek amacı ile pek çok kimyasallar kullanmaktadırlar. Varroa parazitine, yavru çürüklüklerine ve ergin arı hastalıklarına karşı kullanılan kimyasallar ve antibiyotikler balda kalıntılar bırakmaktadır. Bu kalıntılar çoklukla Avrupa Birliği bal kodeksi limitlerinin üstünde bulunmaktadır ve dış satımda ciddi engeller oluşturmaktadır. Bazen de dış satımdan ballar geri gelmektedir.

Kimyasal kalıntılar açısından tespitler farklıdır. Örneğin bal ambalajlayan ve balda naftalin analizleri yaptığını ifade eden bir firma üreticilerden gelen balların % 90'ında naftalin ve antibiyotik kalıntısı olduğunu ifade etmektedir. Tarım Bakanlığı Kalıntı İzleme Dairesi ise naftalin kalıntılarının son yıllarda azaldığını bildirmektedir.

Ayrıca Avrupa Birliği'nde yasak olan ve Çin ballarına ambargo konmasına neden olan Türkiye arıcılarının bilmediği ve kullanmadığı Kloramfenikol'un Türk balı olarak Avrupa'ya satılan ballarda çıkması izah edilemez bir durum olarak görülmektedir. Bu durumun bir tek açıklaması bulunmaktadır. Çin ballarının Türk balı diye AB'ye satılmaya çalışılmasıdır. Ballar geri gelince de iç piyasaya verilmesidir. Avrupa Birliği'nin kalıntı izleme komisyonunun 2005 Ocak ayında yaptığı tespitlerin raporu ile 21-26 Ağustos 2005 tarihinde İrlanda - Dublin'de yapılan Dublin 39. Dünya Arıcılık Kongresi'nde (Apimondia) Aplika Laboratuarı yetkililerince sunulan 114B numaralı tebliğdeki bilgiler bu durumu teyit etmektedir.

Petekli Ballardaki Temel Petekler Daha Büyük Risk Taşıyor:

Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan ve sadece Türkiye'ye mahsus olan petekli bal tüketimi ile daha büyük bir risk yaşanmaktadır. Türkiye'de maalesef naftalin kalıntısız ve parafin katkısız temel petek bulunmamaktadır. Bu naftalinli ve parafinli temel petekler balla tüketilmektedirler. Naftalin de parafinde petrol ürünüdür ve kanserojendirler. Petekli bal tüketim alışkanlığı olan tüketicilere temel petekleri yemeden petekli balları nasıl yiyecekleri anlatılmamaktadır.Tüketicilere bu anlatılmalıdır.

Ticari Şekerlerle Bal Üretimi
Yürürlükte olan bal kodeksinde çay şekeri sakaroz oranının çiçek ballarında en çok %5 olabileceği belirtilmiştir. Uzun yıllardır bazı üreticilerin özellikle petekli bal üretimi için kolonilerini bal üretim sürecinde de sakarozla besledikleri görülmektedir. Dolayısı ile ballarda sakaroz oranı % 50 seviyelerine doğru artmaktadır. Petekli bal piyasası açısından önemli bir merkez olan Erzurum'da bal dükkanlarında ballar şekerli ve şekersiz ballar olarak ayrılmakta ve değişik fiyatlardan satılmaktadır. Ancak, bu şekerli besleme ile üretilen ballara arılar vücut enzimlerini de kattığından bu sahtecilik klasik analizlerle kolay anlaşılamamaktadır. Tarım Bakanlığı'nın klasik şeker laboratuarları kendilerini yenileyememiş ve bu tahşişi belirlemekte yetersiz kalmıştır. Bu eksikliğin üreticiler tarafından fark edilmesi ile tahşiş artmıştır. Üreticiler son yıllarda sakarozun yerine daha ucuz olan ticari glikoza ve früktoza yönelmişlerdir. Bu sahtecilik daha da yaygınlaşarak hiç arı görmemiş ticari şekerler doğrudan bal diye satılır olmuştur. 2004 yılının ikinci yarısında medyada sahte bal ve balda kalıntı haberleri arttıkça Tarım Bakanlığı piyasadan aldığı bal örneklerini ticari şeker içerikleri açısından 2004 yılı sonuna kadar Ege Üniversitesi ARGEFARM laboratuarına göndererek balda mısır orijinli ticari şekerleri belirleyen C-13 analizi yaptırmıştır ve ticari glikoz içeren balları ambalajlayan bazı firmaları açıklamıştır.

Ticari glikoz ve früktozun piyasa değeri 1 YTL civarındadır. Bu sanayi ürünleri doğrudan veya doğal balla karıştırılarak en az 7-8 YTL ye bal diye satılmaktadır. Bu durum şekersiz bal üreten ve pazarlayanların aleyhine haksız bir rekabet yaratmaktadır. Nitekim binlerce doğal bal üreticisi arıcı ürettiği balı maliyetinin altında satmak mecburiyetinde kaldıkları için üretimden vazgeçmişler ve arıcılığı bırakmışlardır. Diğer taraftan bal diye ticari früktoza en az 7-8 YTL / kg para ödeyen tüketici kandırılmaktadır. Vitrinde bal diye satılanların ve en azından mısır şekeri orijinli balların yanlışını ve doğrusunu bilebilen teknik eleman, teknik bilgi ve laboratuar donanımı Tarım Bakanlığı’nda mevcuttur. Yapılması gereken bu imkanların müstakil bir laboratuarda bir araya getirilmesi, yanlışı ve doğruyu belirleme iradesinin gösterilmesidir. Bu irade gösterildiğinde Türkiye arıcılığı ve arıcısı kurtulacak, tüketici ise kandırılmadan doğru balı yiyebilecektir.


GDO’lu Şekerlerle Yapılan Beslemenin Kolonilere Zararı

Arıcılarımızın bilmeden yaptıkları bir yanlış ta mahalli üreticilerin sattıkları kekleri kullanmalarıdır. Ucuz olduğu için kekler genellikle mısır früktozundan yapılmaktadır. Yıllık 5.000 ton mısır früktozlu kek pazarlandığı bildirilmektedir.

Bu keklerin, arıların fizyolojilerini bozduğuna dair araştırmalar ve arıcı gözlemleri bulunmaktadır.

Diğer yandan bal kodeksine göre balda hiç olmaması gereken ticari früktoz arılara besleme amaçlı yedirildiğinde keklerle bala da geçmektedir.

Kaynak : Tema vakfı yayınları.

k0900 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön