View Single Post
Eski 25-10-2006, 00:04   #13
Mine Pakkaner
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
GD Agaçların Tehdidi Anlaşıldı

GD Agaçların Tehdidi Anlaşıldı

18-Ekim-2006 Çarsamba- Ayşen Eren

Biyolojik Çeşitlilik Kongresi, Curitiba Brezilya’da 31 Mart 2006’de resmi bir bildiri onaylattı. Bu bildiride Genetiği Değiştirilmiş (GD) ağaçlarının arz ettiği tehdite kaşı bütün ülkelere teknolojiye tedbirli yaklaşılması için ısrar ediliyor.
Bu önemli bildiri Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO) desteğiyle GD ağaçların güvenliğini değerlendiren uluslararası bir çerçeve için çağrıda bulundu. Pekçok grup, Birleşmiş Milletler katılımının en sonunda GD ağaçların küresel orman çeşitliliğiyle yerel ve yerli toplumlara çevresel ve sosyo-ekonomik etkileri hakkında yol göstereceğini umuyor.

Gıda ve Tarım Organizasyonu’nda orman genetiği uzmanı olan Pierre Sigaud, ulusal ve uluslararası biogüvenlik protokolleriyle uyumun çevresel risk değerlendirilmesi için acele edilmesi gerektiği konusunda uyardı. “Polen akışı ve tohumların dağılması ulusal sınırları ve kütüğün küresel bir mal olduğunu kesaba katmadığından dolayı, bu konu ülke düzeyinin ötesinde” dedi. Siguad ayrıca “yerli çeşidin GD agaçları tarafından kirlenmesini önlemek için araştırma ve uygulamayı yöneten güçlü bir çerçeve esastır” diye ekledi.

Moratoryum gelişmekte olan ülkeler tarafından destekleniyor. Orman sektörünün artan biyoteknoloji kullanımı GD agaç dikiminin en az otuz beş ülkede yayılmasına yol açtı. Gıda ve Tarım Organizasyonu’na göre çoğu araştırma, laboaratuvarlarda hapsediliyor ama milyonlarca GD ağaç çoktan Çin, Kuzey Amerika, Avustralya, Avrupa, Hindistan ve Afrika’da alan denemelerine bırakıldı.

Dokuz gelişmekte olan ülke, İran ve Gana hükümet temsilcileri tarafından önerilen GD ağaçları moratoryum çağrılarını destekledi. Bu ülkeler arasındaki Ekvator, Mısır, Filipinler, Rovanda, Senegal, Madagascar ve Malavi, dünyanın en zengin biyoçeşitliğe sahip ormanları olan ülkeler. Bu harekete, sadece hükümetlerinin biyoteknolojiyle menfaate dayalı ilgisi olan Kanada ve Avustralya karşı çıkmakta. Ama onlar da GD ağaçların etkilerinin detaylı soruşturulması gerektiğini kabul ettiler.

GD polenlerin rüzgarla sürüklenip bulaşması

En yeni kanıtlar polenlerin Kuzey Amerika’da 1,200 km’ye kadar gezebildiklerini göstermektedir. GD polen ve tohumların rüzgarla sürüklenerek bulaşması, bunun yerel ve yerli toplumlara etkileri hakkındaki endişeler dünya çevresindeki pekçok orman uzmanı ve Dünya Yağmur Ormanları Hareketi, Ekoormancılık Birliği, Global Adil Ekoloji Projesi, Via Campesina, Bağımsız Bilim Paneli (SIS’in “Ormanları Koruyalım” serisine bakınız) ve Biyoçeşitlilikte Uluslararası Forum gibi sivil toplum örgütleri tarafından paylaşılıyor

Bu organizasyonların temsilcileri, 2002 Dünya Sürdürülebilir Gelişme Zirvesi’yle aynı çizgide olan, 2010 yılına kadar biyoçeşitlilik kayıp hızını önemli ölçüde azaltan bir yol haritasına daha geniş kapsamlı taahhütün bir parçası olan en son CBD bildirisine yol açmak için uluslararası toplantılarda güçlü lobi yapmışlardır.

Kadınlar GD tohumlarını imha ediyor.

Gelişmekte olan ülkelerde duygular yükseliyor.

8 Mart 2006’da 2000 Brezilya’lı kadın dünyanın en büyük kağıt hamur üreticisi Aracruz Cellulose’a ait ekim alanları ve seralar için ayrılan tahmini sekiz milyon düşük lignin okaliptus tohumunu imha etti. Bir diğer şikret ArborGen çok büyük GD okaliptus ekim alanları geliştirmek için Brezilya’yı önemli bir yer olarak hedeflemiştir. Uluslararsı Kağıt’ın Brezilya’da 200,000 hektar arazisi vardır.
Yeşil Çöle Karşı Brezilya Network’ü ve onların ortağı Monokültür Ağaç Çifliklerina Karşı Latin Amerika Network’ü, monokültür ekim alanları tarafından istismar edilen, yok edilen ve yerlerinden edilen tarımsal toplulukların desteklemek için 2004 yılından beri 21 Eylül’ü Ulusal Ağaç Günü olarak belirlemiştir.

Şili’de yaklaşık 100 yerli Mapuche Kızılderilisi ormancılık şirketlerinin ekim alanlarına karşı hareketlerinden dolayı yargılanma ve hapis cezası ile karşı karşıyadır.

Çok Az, Çok Geç?

BM müdahaleleri çok geç kalmış olabilir ama geç olması hiç olmamasından daha iyidir.

Çin 2002 yılında GD ağaçları ticari olarak serbest bırakan ilk ülke oldu (SIS 25, “GD Ağaçlar Çin Ormanlarında Kayboldu)<5>. Çin Devlet Orman Bürosu, bugüne kadar dikilmiş 1.4 milyon GD kavak ağacının (Populus nigra) izini bulamamaktadır.

BT toksin ile (Bacillus thuringeiensis toprak bakterisinden) zararlı böceklere dayanıklı olacak şekilde geliştirilen Kavak-12 ve Kavak-741’le dokuz yerde daha küçük alan denemeleri başlatılmıştır. Yaratılan mikropsuz ortamın GD malzemenin yayılışını durduramadığı ve BT toksin’in insanlarda ve hedef olmayan diğer zararlı böceklerde allerjik reaksiyonlara neden olduğunu kanıtlayan yeterli delil vardır<7>.

Çin’de GD ağaç ekim alanlarını artırma planları düşünülmektedir<8>. Çin delegasyonu Brezilya’daki CBD toplantısında dikkat çekmemeye çalışmıştır.
Havai’nin büyük adasında organik papaya ırkının GD papayalarca kirlenme oranı şimdiden yüzde ellidir <9>. Organik ürünlerin sertifikalı genetiği değiştirilmemiş tohumlarla yeniden üretilmesi gerekmektedir.

GD ağaçlara kim öncülük ediyor?

Amerika Birleşik Devletleri Enerji Bakanlığı kavak ağacının tüm kalıtımsal özelliklerini ilk sıralayandı. Diğer üç GD ağaç cinsi orman biyoteknoloji araştırmalarına egemen oldu; çam, okaliptus ve ladin (picea). Bunlar da açık denemelerde yaygın olarak dikildi. ABD’de GD ağaçların test saha uygulamaları onbeş yılda yüzde 70’in üstüne yükselmiştir.

ArborGen GD ağaç araştırma ve geliştirmelerinde öncüdür. Şirket internet sitesinde başlıca amaçlarının “sürdürülebilirliğe adanmışlık” olduğu açıklanmaktadır. Üç şirketten; International Paper, MeadWestvaco ve Rubicon ödenek almaktadır. Bu “sürdürülebilirlik” bakış açısı açıkcası Şili ve Brezilya’daki yerli toplulukları mutlu edecek birşey değildir.

8 Mayıs 2006’da International Paper’in merkez binasının dışında GD ağaçların (“Bir sessiz orman” serisine bakınız) tehlikelerine dikkat çeken ve araştırma geliştirme programlarını gelecek yıl ki 2007 hissedarlar toplantısından önce zamanında dağıtmak için bir protesto günü düzenlenecek.

Nanoteknoloji ile geliştirilen GD ağaçlar

Kağıt Bilim ve Teknoloji Enstitüsü’nün ABD Oak Ridge Devlet Enerji Laboratuvarı işbirliği ile en son genetik mühendisliği projelerinde sentetik DNA bitki hücrelerine enjekte etmek için karbon nanofiberleri kullanılıyor<12>. Karbon nanofiberler ve nanotubeler moleküler boyutlu parçacıklar. 1 nanometre 1 metrenin 1 milyarda biri ve bir kum taneciği 1 milyon nanometre uzunluğunda.

Bu teknik, DNA liflerinin bağlandığı silikon yongalara yapışık olarak büyüyen milyonlarca karbon nanofiberi kullanır. Yaşayan hücreler daha sonra onlara doğru fırlatılır, fiberlerce delinip geçilir ve hücrelerin içine DNA enjekte edilir. Bu işlemi takiben oluşan sentetik DNA, yeni proteinler ve özellikler gösterebilir.

Karbon nanotubelerin 1991’de icadından beri ticarileştirme telaşı vardı, fakat yakın geçmişte farelerin akciğerlerinde iltihap yapan yüksek derecede toksik olduğu laboratuvar deneylerinde bulunduğu zaman pek az güvenlik önlemi alındı<13>. (“Nanotubes yüksek derecede toksik”, SIS 22; “Nanotoksity yeni bir bilim dalı”, SIS 28<14>).

Mühendislik Kraliyet Akademisiyle bağlantılı olan Kraliyet Kurum Raporu Temmuz 2004’de çok ince üretilen nanoparçacıklar eğer salınırlarsa insan sağlığı ve çevreye olası etkileri konusunda belirsizlikler olduğunu belirtti. Raporu üreten çalışma grubunu yöneten Profesör Ann Dowling, nanoparçacıkların “hem olumlu hem olumsuz etkileri olabileceğine karar vermek hayati önem taşımaktadır” dedi.

Nanofiberlerin asbestos benzeri etkileri
2004 yılı AB Nanoform raporu nanofiberlerin şeklini asbestos fiberlerine benzetmekte ve etkilerinin asbestosun insan sağlığa iğrenç etkilerine benzediğini ima etmektedir<16>.

Bir NASA çalışması <17> bu akciğer iltihabının silica tozunun teneffüs edilmesi nedeniyle oluşan bir solunum yolları hastalığı olan silikozdan daha ciddi olduğunu bildirmektedir.

ISP toksikoloji uzmanı Dr. Vyvyan Howard’ın yardım ettiği Bir Avrupa Komisyon raporu nanoteknoloji tehlikelerini detaylı olarak kaydetmektedir <18> (“Nanotox”a bakınız, SIS 21<19>). Nano riskleri adresleyerek, nanoteknoloji kullanarak yapılan genetik değişikliklerin “yayılmanın engellenebildiği” mikroorganizmalarla sınırlandırılmasını açıkca önermektedir.

Nobel ödülü sahibi ve Carbon Nanotechnology Inc yönetim kurulu başkanı Dr. Richard Smalley bu erken uyarıları yok saymıştır ve tekniğinin sağlığa hiçbir tehdit oluşturmadığı konusunda inat etmektedir. “Biz hiçbir sağlık riski olmadığının kanıtlanacağına eminiz, ama bu (toksikoloji) çalışma devam edecek” demiştir.

Mikroçoğalma klon üretir

Hindistan’da araştırmacılar çok küçük doku parçalarından bitki klonlamak için “mikroçoğalma”yı kullanmaktadır<3>. Mikroçoğalma seksuel üremeyi es geçen tüpte bitkisel çoğalma metodudur ve seçilen bireylerin çok büyük sayıda tam olarak kopyalarının yapılmasını mümkün kılar. Genetik mühendislikle üretilen milyonlarca özdeş bitki 64 ülkede ormancılıkta deneysel biyoteknoloji çalışmalarının en büyük alanını (yüzde 34) oluşturmaktadır.

Bu araştırmanın nihai amacı GD ağaç ürünlerinin global dağıtımını çabuk ve kolay yapacak şekilde “örnek türlerin” klonlarından patenli tohumlar üretmektir.

Bu klon ağaçlar genetik olarak özdeştirler ve geçmiş deneyimlerin açıkca gösterdiği gibi bir hastalık veya zararlı böcek durumunda tümüyle silinip yok olacaklardır.

GD ağaçlar için gelecek yok

FAO orman biyoteknolojisine karışan 65 ülkede anket yapmıştır ve cevapları GD ağaçların geleceği ve algılanan yararları konusuna verilen önemin uygunsuz olduğunu göstermektedir.

Gönderilen dörtyüzden fazla soru kitapçığının sadece kırkbeş tanesi cevaplanmış ve bunların sadece yirmiüçü GD ağaçlar üzerinde araştırma yapmıştır.

GD ağaçların yararları, daha kolay kağıt hamuru sağlamak, kereste endüstrisinde kullanılan kimyasalları azaltmak, zararlı böcek ve hastalıklara dayanıklılık, topraktaki civa kirliliğinin ağaç kökleriyle emilerek yokedilmesi, eczacılık için ikinci bileşikler ve kuraklıkla sıcak gibi çok uç çevresel durumlara dayanıklılık olasılığı olarak algılanmaktadır.

Bütün bu algılanan yararlar sorunsuz değildir ve ticarileştirmenin doğruluğu kanıtlanmadan önce dikkatli biyolojik ve çevresel değerlendirmenin yapılması uzun yıllar gerektirmektedir. İnsan sağlığına yararları en düşük skoru kaydetmektedir.

Niçin GD ağaçlar değil?


• Biyogüvenlik hakkındaki Cartegena Protokolünü bozmak- Yaşayan Değiştirilmiş Organizmaların ulusal sınırlar içerisinde taşınmasının kontrolü için ilk uluslararası yasa. Brezilya 2006 UNEP/CBD/COP8/WG.1/L3 Orman Biyolojik Çeşitlilik Kararı altında.

• Ekosistemleri bozmak ve GD ürünler gibi fakat daha büyük boyutlu olarak çevresel, sağlık ve ekonomik riskler içermek.

• İklim dengesini sağlamak ve yağmur miktarını düzenlemek için çok önemli olan doğal biyoçeşitli ormanların yerini almak ve tehdit etmek.

• Atmosfere karbondioksit dönüşünü hızlandıran ve çok daha fazla su tüketen hızlı gelişen ağaçları üretmek.

• “”phytoremediation” kullanıldığı zaman, güneyde kirlenmiş bölgelerde topraktaki civanın yer değiştirmesi ve kuzeye bırakılması. Çıkarılan civanın toprağa ilk haliyle toksik madde olarak bırakılması.

• Sentetik genler ve toksinlerle oynayarak tohum ve çiceklenme üretimine müdahale edip doğal biyoçeşitliliğe olduğu gibi insan ve hayvan sağlığına tehdit oluşturmak.

• Tek tür tarım yapılan alanlarda kereste ve kağıt hamuru üretiminin artmasıyla doğal yaşam ortamları yerel ormanları yiyecek ve çok yönlü farklı kullanan yerli toplumları yok edilmekte.

• Ağaçların daha lifli içeriği (lignin) gücü, zararlı böcek ve hastalıklara dayanıklılığı azaltmaktadır. Artan lignin toprakta özümsenmemiş bitkisel madde birikimine yol açmaktadır.

Kaynak: Ormanlarımızı Koruyalım serisi, Science in Society 2005, 26, p 14-24

FAO’nun önerdiği çerçeve GD ağaçların güvenliğini değerlendirmektedir. Bu nedenle var olan ormanların devasa çeşitliliğini ve çeşitliliği koruyan ormanların çok yönlü kullanım yararlarını kabul eden bir yaklaşımı tanımalıdır (“Ormanların çok yönlü kullanımı”, SIS 24)<21>.

GD ağaçlara tedbirli yaklaşılmasını açıklayan UN CBD bildirisi, önerilen GD ağaçları moratoryumuna doğru yararlı bir adımdır.

“USDA GD erik agaçlarının onayı askıda iken Prof. Joe Cummings’in yorumları.”

Tam metin için: www.isis.org
Çeviri: Ayşen Eren / GDOHP Ugil

Kaynak:http://www.tarimmerkezi.com/yazar_kose.php?hid=475

Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön