Bu gösteri sonrasında tekne tekrar hareket etti. Hedef yemek yiyeceğimiz tesis. Bir gece öncesinden yerel rehberi bu geziye verdiğimiz önem konusunda uyarmış, doğa içinde bol fotoğraf çekmek istediğimizi söylemiştim. Bundan mıdır yoksa zaten öylemi olacaktı bilmiyorum ama rehber bizi bir iskelede indirip Hindistan cevizi, longan meyvesi ağaçları arasında nehir boyu yürümeye çıkarttı.
Yaklaşık yarım saat- 45 dakika yürüdük. Hayatımın en güzel yürüyüşlerinden bir tanesiydi. Adını bilmediğim rengarenk çiçekler, avuç içi büyüklüğünde kelebekler eşliğinde yürüyoruz. Nehir kıyısında evi olanlar bizi görünce selam veriyorlar, uzatarak söyledikleri“Sin çaouv” (merhaba) larına bizde aynı şekilde karşılık veriyoruz.
Biraz ilerde bir evin bahçesinde horozların içinde bulunduğu kafesler gördük. Biraz yanaşınca adamın horozların bacaklarını, gagalarını boyadıklarını gördük. Ya satışa götürecekti, ya da horoz dövüşü için hazırlanıyor, karşıdaki horoza karşı ürkütücü olsun istendiğinden boyanıyordu. Belki de başka bir anlamı vardı.
Bu güzel yürüyüş sonrası aslında bir bonsai ve orkide çiftliği olan yemek yiyeceğimiz tesise geldik. Körün aradığı bir göz, Allah verdi iki göz…