Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi sabah
Dracaena'ya "Kardeş kanı " dendiği daha önce duymamıştım. Tuylerim diken diken oldu....
|
Melih Cevdet ANDAY Anı adlı şiirinde şöyle der:
"Sevdiğim çiçek adları gibi
Sevdiğim sokak adları gibi
Bütün sevdiklerimin adları gibi
Adınız geliyor aklıma"
Aslında bütün çiçek adlarını severim...
Latince adlarından söz etmiyorum. Türkçe adlarından söz ediyorum...
Hemen hemen hepsinin adı şiirseldir. Pek çoğunun da adını çocuklarımıza vermişizdir. Ama
Kardeş Kanı?.. (Latince ismi:
Centranthus...)
İnsanı nasıl da rahatsız ediyor... Kim neden bu adı vermiş buna, nasıl anonim hale gelmiş bilmiyorum...
Bahçemde var bu çiçekten.
Çok arsız bir çiçek oysa...
Öyle dramatik bir görünüşü de yok.
Güzel, evet bir arada iken çok gösterişliler.
Üstelik yayılıcı da...
Hiç olmadık yerlerden çıkıyorlar.. Duvar diplerinden, taşların aralarından fışkırıyorlar... Boyları 1 metreye ulaşanları oluyor. Soğuktan da, ayazdan da; kardan, borandan da korktukları yok...
Hani yine de razı gelmem ama öyle kırılgan, öyle nazik, öyle naif olsalar bari... Ama neden kardeş kanı adını vermişler anlamış değilim.
Bu çiçeğin adını ilk duyduğumda ister istemez aklıma İnsanlığın ilk cinayeti olduğuna inanılan kardeşin kardeşi (Hz Adem'in çocukları olan Kabil'in Habil'i) öldürmesi aklıma geliyor?... Nitekim
Cezmi ERSÖZ'ün de içini sızlatmış bu isim...
(Kafka Market Syf 75) Ama onun sözünü ettiği bir çiçek değil aktarlarda satılan bir tür mercan kayasına verilen ad. Ezilip suyla tülbentten geçirildikten sonra limon damlatılarak içiliyormuş. Korkusu olanlara iyi geliyormuş... Ersöz de benim gibi soruyor... 'Ve en tuhafi, bu ilginç nesneye Kardeş Kanı adını kim verdi?...'