Rahmetli nenemin, kocaman, disi kara ici bakir(kalayli) bir kazani vardi. atesi yakar uc ayak uzerine kazani oturtur, haftalarca eksittigi yogurt ve bulguru
kazana ekler, cali cirpi ile yanan hafif ateste karistira, karistira pisirirdi.
Tarana(tarhana) pistikten sonra, buyukler avuc icinde onu parmak uzunlugunda kesip, selelere siralarken biz kucukler de o taranayi cimcikleyip yemeyi cok seviyorduk.
Taranalar(tarhanalar) selelere dizildikten sonra duz dam uzerine, gunes altinda kurumaya birakiliyordu. Kuruduktan sonra da bez torbalara konup kis icin saklaniyordu.
Kis aylarinin en guzel corbalarindan biridir kavrulmus hellimli tarana(tarhana) corbasi.
Sergul hanim teskkurler, beni yine yillar oncesine goturdunuz.
Tarana(tarhana) corbaniz hellimli olacaksa ben de buyuk bir tahta kasikla gelirim