View Single Post
Eski 07-07-2008, 10:38   #54
Emine Aktaş
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-06-2008
Şehir: Artvin
Mesajlar: 394
Organik Tarım Nedir?

Tarımsal üretimde kullanılan kimyasalların (ilaç, gübre gibi) olumsuz etkilerinin insan ve toplum sağlığı üzerindeki zararları artarak kendini hissettirmeye başlamıştır. Tüm bu olumsuz etkilerin ortadan kaldırılması amacıyla kimyasal gübre ve tarımsal savaş ilaçlarının hiç ya da mümkün olduğu kadar az kullanılması, bunların yerini aynı görevi yapan organik gübre ve biyolojik savaş yöntemlerinin alması temeline dayanan Ekolojik Tarım Sistemi geliştirilmiştir. FAO ve Avrupa Birliği tarafından konvansiyonel tarıma alternatif olarak da kabul edilen bu üretim şekli değişik ülkelerde farklı isimlerle anılmaktadır. Almanca ve Kuzey Avrupa dillerinde “Ekolojik Tarım”, Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca’da “Biyolojik Tarım”, İngilizce’de “Organik Tarım” , Türkiye’de ise "Ekolojik veya Organik Tarım" eş anlamlı olarak kullanılmaktadır.


Kaynak: www.ankara-tarim.gov.tr



Neden Organik Tarım?

Giderek artan nüfusa orantılı olarak yaşadığımız çevre ve yediğimiz ürünlere dikkat etmek gerektiği gibi hassas konular tartışılmaya başladı Türkiye’de. Örneğin organik tarım ile ilk önce yediklerimizin önlemini almalıyız. Neden olarak;

>>Gelecek nesilleri korumak,

>>Kimyasalların insanlar, çevre ve hayvanlar üzerindeki olumsuz etkilerinden korunmak,

>>Toprak verimliliğini ekolojik koşulları göz önüne alarak doğal yollarla uzun dönem için sağlamak,

>>Toprak ve genetik kaynak erozyonunu önlemek,

>>Su miktar ve kalitesini korumak,

>>Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak ve enerji tasarrufu yapmak,

>>Üretici ve tarımsal işletmelerde çalışan insanların sağlığını korumak,

>>Küçük çiftçilerin güvenliğini üretim döngüsü veya gelir düzeylerini arttırarak sağlamak,

>>Ekonomiyi desteklemek,

>>Sağlıklı ve besin kalitesi yüksek ürün elde etmek.

Kaynak: www.egeliihracatcilar.com























Türkiye Organik Tarımda


İnsan sağlığına ve çevreye dost organik tarım ürünleri tüm dünyada büyük ilgi görüyor. Artık kozmetik, tekstil, mobilya gibi sektörlerde de organik ürünler üretiliyor. Üretimi 300 bin tonlara ulaşan Türkiye dünyanın üçüncü büyük ihracatçısı. Ancak yüzde 95’i markasız olan ürünler dünyada farklı etiketlerle satılıyor.

Tüm dünyada doğal ürünlere olan ilgi hızla artıyor. Bu yüzden insan sağlığına ve çevreye dost üretim sistemlerini içeren organik tarım ürünlerine büyük bir talep var. Dünya ülkeleri yılda 25 milyar dolarlık organik ürün tüketiyor. Üstelik bunlar sadece gıda ile sınırlı değil. Kozmetik, tekstil, mobilya gibi sektörleri de kapsıyor. Türkiye organik tarım ürünleri konusunda dünyanın en büyük üç ihracatçı ülkesinden biri. Ancak ihraç edilen ürünler markasız olduğu için asıl potansiyel bir türlü ortaya çıkmıyor. Markasız ürünlerimiz ihraç edildiği ülkelerdeki firmalarca kendi etiketleri yapıştırılarak pazarlanıyor.

Organik Ürün Çeşidi 200’ü Buldu
10 yıldır organik ürünler satan Nuhun Ambarı’na uğruyoruz. Burada her bir adım, farklı bir kokuya atılıyor. Mor fesleğenden defneye çeşit çeşit baharat arasından, kestane ve orman gülü ballarının yanına varıyorsunuz. Elma, kayısı hatta yumurta bir yana, organik tuz ve toz şeker bile var. Mağazayı eşiyle birlikte işleten Şeref Şen, ürün çeşitliliğinin hızla arttığını belirtiyor. Gerçekten de Türkiye’nin 1996’da 26 ürünle sınırlı yelpazesi, bugün 200 çeşide ulaşmış durumda. Üstelik bunlar sadece gıda ürünleri. Organik ürünler sadece yiyip içtiklerimizle de sınırlı değil. Organik bebek pijaması ve pantolondan masa ve sandalyeye, oyuncağa, rujdan göz kalemine kadar uzanan geniş bir pazardan söz ediliyor artık.

Türkiye’nin organik tarım alanında aldığı yolu rakamlar da kanıtlıyor. Tarım Bakanlığı’nın resmi kayıtlarına göre 10 yıl önce 10 bin ton olan üretim miktarı, bugün 300 bin tonlara ulaştı. Organik tarım yapılan alanlar ise 6 bin hektardan 175 bin hektara çıktı. Yıllık ihracat da 30 ila 40 milyon dolar arasında seyrediyor. Üstelik bu sadece resmi rakamlar. Uzmanlara göre kayıtdışının çok yoğun olduğu sektörde ihracat 100 milyon doları rahatlıkla aşıyor.

İç tüketime gelince... Dünya ülkeleri yılda 25 milyar dolarlık organik ürün tüketiyor ve bu oranın her yıl yüzde 30 büyüdüğü tahmin ediliyor. Elbette dünyadaki gelişmeler, Türkiye’ye de yansımış durumda. Çin ve Hindistan’la birlikte dünyanın en önemli üç ihracatçı ülkesinden biri olan Türkiye, düşük iç talep sıkıntısını yavaş yavaş aşmaya başladı.

Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Başkanı Ahmet Altındişli’ye göre Türkiye’de iç pazar büyüklüğü 20 milyon dolara ulaşmış durumda. Organik ürün tüketiminin gelecek birkaç yıl içinde 30 milyon dolarlara ulaşacağı tahmininde bulunan Altındişli, tüm büyük marketlerin organik ürünlere yer açmasının talep artışının göstergelerinden biri olduğunu belirtiyor. Altındişli, organik ürün satış noktalarının da özellikle büyük kentlerde ciddi bir ilerleme kaydettiğini, sadece İstanbul’da 25’in üstüne çıktığını anlatıyor.

Markalar Doğarsa Geleceğimiz Parlak
Türkiye’nin organik tarımda geleceği parlak görünüyor. Ancak sorunlar da var. İç talep hâlâ istenen düzeye ulaşmış değil. Bundan da önemlisi Türkiye, organik tarımda markalaşamıyor. Dış pazardan yüksek talep gelmesine karşın ihracatın yüzde 95’i markasız. Tıpkı zeytinyağında olduğu gibi dökme usulde ihracat yapılıyor. Düşük katma değerli markasız satılan ürünler, yurtdışına çıktıktan sonra Avrupalı firmaların etiketleriyle dünya pazarlarına açılırken Türkiye’nin potansiyeli gölgede kalıyor.

Referans’ın araştırmasına göre bu açmazın dışında kalan ve ihracatının tümünü markalı yapan tek firma Elit Naturel. Organik nar ve karadut suyu gibi işlenmiş ve farklı ürünlerle dışarda pazar açan firma dışında Türkiye’nin en büyük üretici ve ihracatçısı konumundaki Işık Tarım bile ihracatının yüzde 97’sinde kendi markasını kullanmıyor. Markalı organik ürün pazarının Avrupalı firmalar tarafından çoktan paylaşıldığına ve bu zinciri kırmanın yüklü yatırım gerektirdiğine işaret eden firma temsilcileri ve pazar uzmanları markasız çıkışın Türkiye’nin organik tarım ürünlerindeki geleceğini riske soktuğunu kabul ediyor. Ancak hükümetin markalaşma çalışmalarına destek sunmaması durumunda riskin büyüyeceğine dikkat çekiliyor.

Gıda dışı organik ürün pazarı ise henüz çok yeni olduğu için Avrupalılar tarafından tutulmuş bir pazar söz konusu değil. Bu nedenle marka sıkıntısını aşmak bu alandakiler için çok daha kolay. Bilinçli yaşam akımı geliştikçe büyüme vaat eden organik tekstil, kozmetik ve mobilya sektöründeki firmalar ürünlerine aldıkları talebin toplam tüketimin yüzde 1’inin bile altında kaldığını belirtiyor. Ancak "merakla gelen siparişlerin" yerini, yerleşik bir pazara bırakacağı görüşünde birleşiyorlar.

Claudia Schiffer’ın Kızı Giyiyor
Fuar Baby markasıyla dünyaya açılan ve Türkiye’nin organik üretimde gıdayı sınır kabul etmediğini kanıtlayan Alkım Tekstil’in sahibi Yusuf Eroğlu, iç pazardaki talep artışını meraka dayandırıyor. Bebek giyimi ile Almanya’nın ünlü Babywalz mağazasına giren hatta ünlü top model Claudia Schiffer’in kızının marka kataloğunda yer aldığı Fuar Baby’nin organik serüveni aslında çok kısa.

Sadece 6 ay önce üretime geçtiklerini belirten Eroğlu, "Müşterilerimiz, organik tekstil ürünümüz olup olmadığını soruyordu. Merak ediyorlardı. Doğal ürünlere yönelik dünya çapında gelişen eğilimin Türkiye’de de kendini göstermeye başladığını fark edince üretimimizin yüzde 10’unu organik ürünlere ayırmaya karar verdik" diyor. Avrupa ülkelerinde organik tekstil pazarının toplam pazarın hâlâ yüzde 2’siyle sınırlı olduğunu ancak büyüme vaat ettiğini anlatan Gültekin, Türkiye’de de bir tür talep sıçraması yaşanacağını ifade ediyor. "Ürün fiyatları normal ürünlerin yüzde 50 üstünde. Yüksek fiyat, talebi düşük tutuyor. Ancak gelecek yıllarda ciddi bir sıçrama bekliyoruz" diyen Gültepe, 2007’de organik üretim payını yüzde 10’dan 20’ye çıkarmayı planladıklarını belirtiyor. Yıllık cirolarının 8 ila 8.5 milyon dolar arasında değiştiğini söyleyen Gültekin, yeni yatırımların ciro artışını da beraberinde getireceğini ifade ediyor.

Organik Oyuncak Fabrikası Yolda
Evinde dikiş makinesiyle peluş oyuncaklar yapan Yusuf Tamer’in öyküsü ise organik oyuncak sektörünün işlenmeye açık olduğunu kanıtlar nitelikte. Oyuncakçılığın baba mesleği olduğunu söyleyen Sinem Oyuncak’ın sahibi Tamer, üretime merdiven altı başlamış. Türkiye Tekstil Hazırgiyim Deri Sanayi Teknoloji ve Tasarım Araştırma Geliştirme Vakfı yetkilileriyle tanışması ise her şeyi değiştirmeye yetmiş. Vakfın temasta olduğu Almanya merkezli bir firmadan organik oyuncak talebi alan Tamer, şimdi Almanya dışında Japonya ve ABD’ye ihracat yapıyor. "Talebi karşılamakta zorlanıyoruz. Fabrika kuracağız" diyen Tamer, bir yıl içinde organik ürün sertifikasıyla üretime geçeceklerini de belirtiyor.

İtalyanlar Organik Nazmi’den Un İstedi
Yurtdışından organik ürün üreticilerine gelen teklifler, Sinem Oyuncak’ın sahibi Yusuf Tamer’le sınırlı değil elbet. Erzurumlu "Organik Nazmi" de İtalya’dan makarnalık un siparişi aldı. Türkçe öğretmenliğinden emekli olduktan sonra baba mesleği çiftçilikte ilerlemeye karar veren Nazmi Ilıcalı, 3 yıl önce "Daphan Ovası Sözleşmeli Organik Tarım Projesi" ile Erzurum’da 633 çiftçiyle organik tarım hareketi başlatmış. Bugün 12 ilden 4 bin üyeli bir birliğin başkanlığını yürüten Ilıcalı’nın başarısı İtalyanların bizzat kendisini ziyaret etmesini sağlamış. İtalyanların 10 bin ton un istediğini anlatan Ilıcalı, "Bu, bölgeye en az 10 milyon dolarlık döviz girecek demek" diyor. Ilıcalı, organik tarıma girişini ise "Doğu bölgelerde yetişen ürünler düşük fiyata alıcı bulabiliyor. Ama bunları organik ürüne çevirip gelirimizi artırabileceğimizi fark ettim. Böylece organik tarıma girdim" sözleriyle açıklıyor.

Rujdan Oyuncağa Organik İthalat Da Artıyor
Dünyada 4000’e yakın organik ürün çeşidi var. Bu ürünlere Türkiye’den de talep artınca ithalatta da artış başlamış. Fransız Greenmanma’nın bitki özü içeriğiyle organik kozmetik ürünlerini Türkiye’ye taşıyan Ganime Ceylan, makine mühendisliği firmasında çalışırken doğal ürünlere olan ilgisini girişimciliğiyle birleştirmiş.

Rujdan allık ve göz kalemine, gündüz ve gece kremleriyle ayak bakım setlerine kadar 78 çeşidi satışa sunan Ceylan, iç pazardan beklediklerinin üstünde talep aldıklarını söylüyor.

Ahşap at arabaları, trenler, yap-boz seçenekleri ile tamamı el yapımı yüzde 100 doğal oyuncakları Avrupa’dan ithal eden Efsane Ticaret ise, 2-3 yıl önce bu alana girmiş. Avrupa’da yüzlerce doğal oyuncak üreticisi olduğunu, buna karşın bu sayının Türkiye’de bir ya da iki ile sınırlı kaldığını söyleyen şirket sahibi Mehtap Şen, "İnsanlar çocuklarının metal ve kanserojen nitelikteki plastik ürünlerle bir arada yaşamasını istemiyor. Pek çok kişi kendisi için ayırmadığı bütçeyi çocuğunun sağlığı için ayırmaya razı" şeklinde konuşuyor.

Marka Yapmakla Kalmadı New York Times’a Çıktı
Türkiye’de organik tarım ürünü ihraç eden 76 firma var. Küçüklü büyüklü hemen hepsi organik tarımda Avrupalılarla rekabetin güçlüğünden ve markalaşma maliyetinin kaldırılamaz boyutta olduğundan söz ediyor. Ancak tek bir şirketle sınırlı olsa da istisnalar var. Elite Naturel markalaşmakla kalmamış, dünyanın en büyük gazetelerinden New York Times’a başarısıyla konu olmuş bir firma. Yıllık ciroları yaklaşık 10 milyon dolar. Bunun 2.5 milyon doları ihracattan. Şirket bugün,Elit markasıyla nar ve karadut dışında organik güllerden ürettiği bir şerbet de ihraç ediyor. Bu ürünlerin dışında, kavun suyundan ayva ve elma suyuna kadar uzanan ürün seçenekleri de var. Çağrı Eşmekaya, "Kanada’dan Avustralya’ya, ABD’ye, Avrupa ve Çin’e kadar pek çok ülkeye satış yapıyoruz. Her birinde 1 ila 3 distribütörümüz var. Kaliteli ve farklı tatlarda üretim yaptığımız için tadanlar devamını istiyor. İnsanlar yeni lezzetlere açık. Biz de onlara bunu sunmaya çalışıyoruz" diyor.

Marka İnisiyatifi Büyüklerde
Türkiye’de organik tarımın geleceği konusunda araştırmaları bulunan eski Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü (TÜGEM) Organik Tarım Dairesi Başkanı Salih Zeki Yıldız, markalaşma yolundaki Türkiye’nin inisiyatif kullanabilir noktaya gelmesi gerektiğini söylüyor. "Dünya pazarlarında inisiyatif İngiltere ve Almanya gibi güçlü ülkelerin elinde" diyen Yıldız, pazara markalı çıkabilmenin temel kurallarını "Kaliteli üretimden taviz verilmemeli. Ayrıca ölçek büyütüp, maliyet düşürülmeli ve üretimin sürdürülebilirliği sağlanmalı" şeklinde açıklıyor. Yıldız, organik tarımın istenen noktaya gelebilmesi için yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:

Dekar başı destek miktarı 13 YTL’den 20-25 YTL’ye yükseltilmeli.
Organik tarımda, ürün bazlı birliklerin kurulması teşvik edilmeli.
Birlik kuruluşu ve üyeliğiyle ilgili müeyyideler azaltılmalı ve basitleştirilmeli.
Üretici birlikleri, küçük ölçekli üreticilerin ortaklıklara girişmesini sağlayabilmeli.

Dünyada 25 milyar Dolarlık Pazar Var
130 ülkede 24.1 milyon hektarda organik üretim yapılıyor.
Dünya organik tarım alanlarının büyüklüğü 40 İstanbul’a eş.
AB ülkelerinin toplam üretim alanı 5.6 milyon hektar, işletme sayısı 175 bin.
Dünyada 25 milyar dolar, AB’de 15.4 milyar dolarlık bir organik tarım pazarı var.

Türkiye’de Üretim 10 Yılda 30 kat Arttı
Türkiye, Çin ve Hindistan’la birlikte en önemli ihracatçı ülke.
Türkiye’nin en önemli ihraç pazarı AB ülkeleri.
Almanya, İngiltere, İsviçre, Avusturya, Hollanda, Fransa ve Danimarka başlıca alıcı ülkeler.
İhraç edilen ürünler arasında kuru kayısı, incir ve üzümün dışında anason, rezene, kişniş, badem, ceviz, çamfıstığı, reçel ve konserveler bulunuyor.
1996’da 10 bin ton olan üretim, 300 bin tona ulaştı.
103 bin hektarda, 300 farklı çeşit ürün yetiştiriliyor.
Türkiye’nin ihracatı resmi olmayan kayıtlara göre 100 milyon doların üstünde.
İç pazar büyüklüğü ise 20 milyon dolar.

Hormon ve Kimyasal İlaç Kullanımı Yasak
Gelişmiş ülkelerde 1980’lerde uygulanmaya başlanan ve doğal dengeyi yeniden kurmaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini içeren organik tarım, kimyasal ilaç, hormon ve mineral gübre kullanımını yasaklayan bir üretim modeli. Bu yöntemde tarım ürününü hastalıklardan korumak vb. ihtiyaçlarını gidermek için sadece uluslararası kuruluşlarca onaylanmış doğal ilaç ve gübreler kullanılabiliyor. Organik tarımda genetiği değiştirilmiş organizmaların üretimine ya da girdi olarak kullanımına izin verilmiyor. Ürünün organik ürün olarak satışa sunulması da kurallara bağlı. Bunun için atılacak ilk adım, Tarım Bakanlığı tarafından belirlenmiş 7 kuruluştan birine sertifikasyon başvurusunda bulunmak. Sertifika sahibi işletmelerin ürünleri, sertifika kuruluşları tarafından periyodik kontrollere tabi tutuluyor. Onay verilmemiş bir ilacın kullanımı tespit edilirse, sertifika da iptal ediliyor.

Kaynak: Referans Gazetesi/Pınar Arat

Emine Aktaş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön