View Single Post
Eski 29-04-2008, 07:22   #516
Özcan2007
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 28-11-2007
Şehir: Balıkesir / Altınoluk
Mesajlar: 212
ZEYTİN AĞAÇLARINDA TOPRAKTAN VE YAPRAKTAN GÜBRELEME

Zeytin ağaçlarında gübreleme konusunu tartışmadan önce, zeytin ağaçlarının yetiştirildiği yöredeki genel karakterlerini bilmek çok önemlidir. Yörenin iklimi, toprak koşulları, üretim tekniği, ürünün değerlendirme koşulları, zeytin ağaçlarının genel yapısına doğrudan etkili olduğundan, hazırlanacak gübreleme programında köklerin dağılımı ve toprak karakteri belirleyici faktördür.

Ülkemizde Akdeniz ikliminin etkili olduğu yörelerde, kireçli kıraç topraklarda, tesis edilen zeytin bahçelerinde genelde sulama yapılmaz. Taban suyunun çok derinde olduğu kıraç alanlarda yetiştirilen zeytin ağaçlarının kökleri 6-7m toprak derinliklerine kadar ulaşmaktadır. Bu derinliğe potasyum ve fosfor gübresinin ulaştırılması imkansızdır. Zeytin ağacının kökleri yatay ve dikey olarak büyük bir alana yayıldığından, toprakta fosfor ve potasyum az da olsa, ağaçlar muazzam kök yapısıyla topraktan yeterli potasyum ve fosforu alabilirler. Ancak ilk baharda ağaçlar uyandığında, toprağın derin kısımları henüz ısınmadığından, derindeki kökler soğuk koşullarda topraktan bitki besin maddelerini alamaz. Çiçek gözlerinin uyandığı, polen tozlarının oluştuğu, döllenmenin meydana geldiği, meyve tutumunun sonuçlandığı bu kritik dönemde, ihtiyaç duyulan bitki besin maddelerinin noksanlığı büyük ürün kayıplarına neden olur. Meyve tutum dönemi sonrasında, noksan olan bitki besin maddelerinin verilmesi, yeniden çiçek getirmez. Önemli olan noksanlık görülmeden bitkinin ihtiyacı olan bitki besin maddelerinin verilmesidir.

Zeytin ağacında, sürgün ve çiçek gözlerinin oluşumu, ocak ayındaki soğuklardan hemen sonra başlar. Bu dönemde bitkide yeterli miktarda bor yoksa, çiçekler zayıf döllenme gösterecek şekilde gelişir. Yeterli miktarda çinko yoksa, sürgün ve çiçek gözlerinin büyük bir kısmı uyanmaz. Yeterli azot yoksa daha sonra oluşan soğuklardan, şiddetle etkilenirler. Fosfor noksan ise ağacın uyanması gecikir ve çiçek açımı, sürgün oluşumu gecikir ve sıcak döneme sarkar, meyve tutumu engellenir.

Sonbaharda yaprak analizleri yapılarak, zeytin ağacının element noksanlıkları saptanmalıdır. Zeytin yaprak örnekleri, ağaçların durgun döneme girdiği ekim kasım aylarında alınır. Örnekler ağaçların 1.5 – 2 m yükseklikteki sürgünlerinden, aynı yılın mayıs ve haziran aylarında oluşan yapraklarından, bir ağaçtan en fazla 4 yaprak olmak üzere, her çeşitten ayrı örnek almak şartıyla toplam 200-400 yaprak olarak alınmalıdır. Tahlil sonuçları, aşağıda verilen referanslara göre değerlendirilmelidir.





noksan düşük normal yüksek toksik

azot % 1 den az 1-1.5 1.5-2.0 2-2.6 -

potasyum % 0.4 den az 0.4-0.8 0.8-1.2 1.2 den fazla

fosfor % 0.08den az 0.08-0.09 0.09-0.1 0.1 den fazla

kalsiyum % 1.4 den az 1.4-2 2- 4.5 4.5 den fazla

magnezyum % 0.12 den az 0.12-0.14 0.14-0.6 0.6 dan fazla

bor ppm 15 den az 5-20 20-150 150-185 185den fazla

çinko ppm 15 den az 15-20 20-60 60 dan fazla

mangan ppm 15 den az 15-25 25-80 80 den fazla

bakır ppm 3 den az 3-6 6 -

Tahlil sonuçlarına göre bor veya çinko seviyeleri, noksan olarak saptanırsa, yapraktan aralık ocak aylarında bir, çiçek açmadan önce bir kez olmak üzere, toplam iki kez yapraktan çinko ve bor verilmelidir. Eğer çinko ve bor seviyeleri düşük olarak saptanırsa, aralık ocak aylarında bir kez çinko ve borun yapraktan verilmesi gerekmektedir. Mangan seviyesi noksan olarak saptanırsa çiçekten önce ve çiçekten sonra toplam iki kez mangan yapraktan verilmelidir. Mangan seviyesi düşük olarak saptanırsa çiçekten sonra bir kez yapraktan verilmesi yeterlidir. Makro besin maddeleri için toprak analiz sonuçlarına gereksinim vardır. Toprakta kalsiyum oranı yüksek ve toprak PH sı 8 den yüksek ise ve toprak taban suyu çok derinde ise, bu koşullarda 50 cm’den derinde olan köklere, topraktan verilen kimyasal gübrelerdeki potasyum ve fosforun ulaştırılması imkansızdır. Toprakta ve yaprakta fosfor seviyesi düşük ise, hasat sonrası budamaların çok sert yapılmasını takiben çiçek açmadan hemen önce yapraktan alınabilir bir fosforun yapraktan verilmesi gerekir. Eğer toprakta fosfor yeterli ve yaprakta fosfor yetersizse, çok sert budama yapmadan, çiçek açmadan önce yapraktan fosfor verilmesi yeterli olacaktır. Toprakta ve yaprakta potasyum düşük ise torakta hızla eriyebilen ve asit karakterli potasyum gübresi ile ürün durumuna göre yapraktan 2-3 kez alınabilir kalitede potasyumun yapraktan verilmesi gerekir. Topakta yeterli potasyum varsa, yapraktan 2-3 kez potasyum uygulanabilir. Toprak PH sı nötr ise, yukarıda belirtilen öneriler yeterlidir. Toprak PH sı 8 ve daha yukarı değerlerde ise yukarıda belirtilen uygulamalarda yapraktan verilen dozlar % 50 arttırılmalıdır. Toprak geçirgenliğinin normal olduğu topraklarda fosfor gübresinin hareketi yılda toplam 7-10 cm’ yi geçemez, potasyumun hareketi ise 15-20 CM yi geçmez. Toprağın 1 -3 M derinliklerine potasyum ve fosforun ulaşması için onlarca yıla gereksinim vardır. Ancak damlama sulama yapılan yerlerde veya taban suyunun yüksek olduğu düz alanlarda kökler belli bir alanda sınırlı geliştiğinden, köklerin bulunduğu alanlara potasyum ve fosfor ulaştırılabilir. Su baskısı altında yetişen zeytin ağaçları genelde kaliteli ürün vermediğinden, sulama yapılan yerlerde bile taban suyunun derinde olması, zeytin üretiminde çok önemlidir.

Yaprak analizlerinde, kuru maddede makro besin elementlerinin % de oransal miktarları çeşitlere göre faklı olsalar da ortalama olarak azot (% 1.8 -2.3 ), fosfor (% 0.32- 0.35 ), potas (% 1.05 – 1.2 ) seviyeleri arasında değişmektedir. Yaprakta bu seviyelerde bulunmalarına karşın toprakta yıkanma ve bağlanma koşullarına, mevsim içerisinde kullanılma oranlarına göre farklı oranlarda, toprağa kimyasal azot gübresi uygulanmaktadır. Genellikle ürünlü yıllarda azot daha fazla kullanılmakta, toprağa çok sıkı bağlandığından fosfor en az potasyum kadar kullanılmaktadır. Potasyum ürünlü yıllarda verilmekte diğer yıllarda unutulmaktadır.

Görülen ürüne göre yapılan gübreleme ve bakım programları, toplamada yapılan hatalar, ürün alınmayan yıllarda özellikle hastalıklarla mücadelenin yapılmaması nedenleriyle, ürünlü ve ürünsüz yıllar şeklinde 2 yılda bir ürün alınmaktadır. Dikkat edilirse aynı mahalde herhangi bir nedenle aynı yılarda değil ayrı yıllarda ürün veren ağaçlara her zaman rastlanır. Ancak ürün veren ağaçlarda güve ve sinek mücadelesi yapılmadığından bu ağaçlar da giderek diğerleri ile birlikte ürün vermeye başlar. Gübreleme ve bakımda, mücadele ve hasatta her yıl aynı itina gösterilen zeytin bahçelerinden her yıl ürün alınmaktadır. Zeytin üreticilerinin bitki besin maddelerinin noksanlıklarında oluşan semptomları ve yapılması gereken uygulamaları bilmeleri önemlidir.

Azot:

Zeytin bahçelerinde en çok kullanılan bitki besin maddesi azottur. Azot tek başına veya diğer besin maddeleri ile kompoze edilerek kullanılmaktadır. Zeytin ağacı azot gübrelerine en kolay yanıt veren bitkidir. Doğada organik maddelerin parçalanmasıyla zeytin köklerinin kolayca alabileceği nitrat formunda azot gübresi oluşmaktadır. Azot nitrat formunda suda kolayca çözündüğünden su ile birlikte köklere kadar kolayca taşınmaktadır. Ancak su miktarının fazlasıyla, su ile birlikte kök bölgesinin dışına taşınarak, kolayca yıkanabilmektedir. Zeytin ağacı ihtiyacı olan azotun hepsini mart ve temmuz ayları arasında kullanır. Ağustos ve daha sonraki aylarda azot mahsul kalitesini bozar ve takip eden yılda çiçek gözlerinin oluşumunu engeller. Ocak ayındaki soğuklardan sonra oluşmaya başlayan çiçek tomurcukları, yapraklardaki azot miktarı yeterli ise daha sağlıklı oluşur. Durgun dönemdeki bitkinin enerji ihtiyacının karşılanması için bitkide amino asit ve türevlerinin yeterli olması şarttır. Durgun dönemde semptomolojik olarak herhangi bir belirti görülmeyebilir ancak azot noksanlığında ağaç ilkbahar aylarında yeterli tane tutamaz. Baharda zeytinin uyanması ile birlikte, ağaçtaki yeni sürgünlerde, genel bir renk açıklığı görülür. Bu dönemde azotu normal alabilen ağaçların sürgünleri daha uzun yaprakları daha iri, sürgünleri daha güçlü oluşur. Azot noksanlığında meyve tutumuyla birlikte sürgün gelişimi durur ve ertesi yıl ürün verecek sürgünleri miktarında azalmalar dikkati çeker. Azot takviyesi zamanında yapılmasa tanelerin irileşmesi de durur. Ağacın renk açıklığı daha kolay fark edilir.

Azot noksanlığı semptomu görülmeden yapraktaki azot miktarının saptanması ile bitkiye verilmesi gereken azot miktarı hemen saptanabilir. Tahlillerde azot noksan olarak saptanırsa, bir önceki yılda oluşan ürün verecek sürgünler yeterli uzunlukta ise aralı ve ocak ayları içerisinde yapraktan100 lt suya 400 – 500 cc TRİSERT-CB (26 - 0 - 0 - 0.5B W / W, 31.5 - 0 – 0 – 0.6B W / V) ilave ederek ağaçlar yapraktan gübrelenmelidir. Topraktan ağaç başın 1 – 1.5 kg % 21 lik amonyum sülfat verilmelidir. Azot gübrelemesinde geç kalınırsa ( mart – nisan ) amonyum nitrat gübresi kullanılmalıdır. Çiçek öncesi yaprak gübrelemesi yapılacaksa veya çiçek döneminde pamuklu bite karşı mücadele yapılacaksa yayıcı yapıştırıcı olarak 100 lt suya 300 cc TRİSERT- CB ilave edilmelidir. Zeytin ağacı çiçeklenme ve meyve tutumu zamanında, yıllık ihtiyacı olan azotun 1/3 nü kullanırlar. Ağaçlar uyanmadan önce verilen azot gübreleri yağışların çok olduğu yıllarda hızla yıkanacağından , kök bölgesi dışına çıkar. Yağışların çok az olduğu yıllarda ise köklere ulaşamaz. İyi bir üretici topraktaki azot durumunu hemen saptar ve gerekli olan azot takviyesini yapraktan uygular. Bu dönem çok kritik bir dönemdir. Çiçek gözlerinin kabarıp,zincir oluşumu, çiçek açımı ve döllenme, havalar sıcak ve güneşli ise 20 - 25 günde, soğuk ve yağışlı ise 30 – 40 günde tamamlanır. Bu dönemdeki azot ihtiyacı mutlaka karşılanmalıdır. Zaten açan çiçeklerin meyve tutma oranı % 1-5 arasında değişmektedir. Görüldüğü gibi meyve tutma oranları arasındaki fark beş kat daha fazla olabilmektedir. Meyve tutumunun az olduğu dönemlerde, olumsuz koşullar daha baskın olduğundan, tutan meyvelerdeki haziran döküm oranı % 55-65 seviyelerde olunca ağaçlarda yeterli ürün kalmayacak ve üretici ürün azlığından dolayı gerekli azot gübrelemesini yapmaktan kaçınacaktır. Yeterli azot alamayan ağaçlarda temmuz ve eylül meyve dökümü daha şiddetli olacaktır. Yaz aylarında sulama yapılmayan bahçelerdeki topraktan verilen azotun köklere ulaşması çok zor, hatta imkansızdır. Ürün az da olsa gereli olan azotun yapraktan TRİSERT –CB ile verilmesi çok önemlidir. Bu uygulamalar verimli yıllarda daha çok önem arz eder.

Meyve tutumundan temmuz ayına kadar olan dönemde, azotun geri kalan 2/3 ü verilmelidir. Temmuz ayından sonra ağaçlar topraktan azot almaya devam ederse veya azot normalden fazla uygulanırsa, ağaçlarda dip sürgünleri artar yapraklar kalınlaşır ve sertleşir koyu yeşil bir renk alır, ürün kalitesinde bozulma, aşırı sürgün, çiçek gözlerinde azalma meydana gelebilir. Toprakta azot birikimini önlemek için ilkbahar ve erken yaz aylarında kullanılan azotların nitrat formunda olmasına dikkat edilmelidir. Ağacın ihtiyacı olan azotun çiçeklenmeden sonraki sulamada veya yağış durumuna bağlı olarak ilkbaharda verilmesi gerekir.

Normalde azot kaybı söz konusu olmasa 100 kg zeytin danesi 1 kg saf azot gerekmektedir. Kış aylarındaki uygulamalarda % 21 lik amonyum sülfat, ilk baharda % 26 lık amonyum nitrat kullanılmalıdır. Bu tarihten sonra yapraktan azot verilebilir. Kısa zamanda azot takviyesi için yapraktan azot verilebilir. Yaprak uygulamalarında daima TRİSERT-CB kullanılmalıdır.

Toprak derinliklerinde organik madde olmadığından, nitrifikasyonla organik maddeden nitrat oluşumu da olmaz. Azot gübrelemesi yapılmadan ağaçlar topraktan azot alamaz. Ancak toprakta potasyum ve fosfor, toprak kolloidlerinde her zaman az veya çok bulunduğundan, zeytin ağaçlarının kökleri de çok büyük toprak kitlesiyle temasta bulunduğundan, ağaçlar potasyum ve fosfor gübrelemesi yapılmasa da topraktan potasyum ve fosfor alabilir.

Fosfor :

Özelikle taban suyunun derinde olduğu, sulanmayan veya yılda en çok 2-3 kez sulanan zeytin bahçelerinde, uzun yıllardan beri 2-3 yılda bir fosfor gübrelemesi yapılıyorsa fosfor noksanlığı görülmez. Ancak zamanında kökler tarafından fosfor alınamadığından, fosfor noksanlığı görülmese de üründe artış sağlanamaz. Zeytin ağacının kökleri toprağın derinliklerine yayıldığından, toprağın ısınması ile birlikte zeytin ağacının kökleri yeterli fosforu topraktan alabilmektedir. Toprakta alınabilir fosfor 6 ppm’den az olduğunda köklerle alınan fosfor yeterli olmamaktadır.

Fosfor noksanlığında, ağacın gelişmesinde duraklama, yapraklarda küçülme ve daralma, boğum aralarında kısalma, köklerde zayıflama, çiçeklerde azalma ve çiçek açılmasında gecikme, çekirdeklerde küçülme ve meyvelerde küçülme görülür. Ancak bu semptomlar görülmeden de yaprak analizlerinde fosforun kritik seviyelere yakın olduğu üretim koşullarında, çiçek açma döneminde, köklerin bulunduğu alanda toprak soğuk olduğundan, kökler yeterli fosforu alamaz. Böyle koşullarda noksanlık semptomları görülmese de çiçek açımı az olacağından çok az meyve tutacaktır ve mayıs haziran aylarındaki meyve dökümü şiddetli olacaktır. Toprağın ısınması ile birlikte kökler, topraktan daha kolay fosfor alacağından, fosfor noksanlığı görülmeyecektir. Çiçek açmadan önce yapraktan 100 lt suya 500-750 cc POLY-N ( 11-37-0 W / W, 15-52-0 W / V ) ilave edilerek yapraktan uygulanırsa, kritik dönemdeki fosfor ihtiyacı karşılanmaktadır.

Köklerden veya yapraktan alınan fosfor bitki bünyesinde çok hareketlidir. Ağacın biyolojik olarak uyanan dokularında yoğunlaşır ve aktif hale geçer. Gözlerin uyanması ile bitkinin fosfor ihtiyacı artar. Havaların soğuk alması ve meristem dokulardaki hızlı hücre bölünmeleri için ve köklerde yeni besleyici kılcal kök oluşumu için enerjiye ihtiyaç vardır. Bitkinde enerji oluşumunda ve transferinde olmasa olmaz tek mineral, fosfordur. Bu nedenle zeytin ağacının uyanma döneminde yapraktan fosfor takviyesi çok önemlidir.

Zeytin ağacı 100 kg zeytin meyvesi için 200-250 gr saf fosforu topraktan kaldırır. Ancak fosforun topraktaki, özellikle kireçli ve bazik topraklardaki hareketi çok sınırlı olduğundan, zeytin üreticileri, kimyevi fosfor gübrelerini zeytinin ihtiyacından çok fazla miktarlarda kullanmaktadır. Gerçekte, kullanılan gübrenin toprağın 1 m’den daha derinlerine ulaşması imkansızdır. Zeytin üreticileri fosfor ve potasyumu birlikte, kompoze gübrelerle kullanma alışkanlığındadır. Ürün bekledikleri yıllarda ağaç başına 1.5 – 2.5 kg 15-15-15 NPK gübresini taç izdüşümüne, toprağa 20-25 cm gömerek şerit halinde uygularlar.

Damlama sulama yapılan zeytin bahçelerinde ilkbaharda çiçek gözleri kabarmaya başlayınca dekara damlama ile 2-3 lt POLY-N verilmelidir. Azami çiçeklenme döneminde aynı dozda POLY-N uygulaması tekrarlanmalıdır.

Potasyum :

Taban suyunun derin olduğu topraklarda ,sulanmayan veya yılda 2-3 kez sulanan zeytin bahçelerinde, ağaçların ürünlü olduğu yıllarda temmuz ayından sonra potasyum noksanlığı nedeniyle büyük ürün kayıpları meydana gelir. Potasyum zeytin ağacının en fazla ihtiyaç duyduğu besin maddesidir. Meyve bağlama, meyvenin gelişmesi, kaliteli ürün hasadı ve meyvedeki yağ oranının artması için zeytin ağacının potasyuma mutlak gereksinimi vardır.potasyum zeytin ağacındaki tüm doku hücrelerindeki hücre öz suyunun yoğunluğunu artırarak kış aylarındaki soğuklara karsı zeytinin direnç sağlamasında etkili rol oynar. Soğuklara dayanıklı olan yaraklar genelde hastalıklara karsı da dayanıklıdır. Potasyum oranı arttıkça zeytinin kuraklığa karşı da direnci artar. Hücrelerarası organik bileşiklerin transferini hızlandırarak, meyvelerin irileşmesini, meyvede yağ birikiminin aratmasını potasyum sağlar. Bu özellikleri ile zeytin hasadının daha erken yapılmasında potasyum çok etkilidir. Kış aylarına sarkan zeytin hasadı büyük ürün kayıplarına ve dane dökümüne sebep olur.

Çekirdek sertleşmeye başladıktan sonra potasyum ihtiyacı hızla artar. Bu dönemde zeytinin potasyum ihtiyacı karşılanırsa, zeytin meyvesinin meyve eti oranı hızla artarak, tane büyümesi sağlanır. Aksi halde çekirdek iri meyve küçük olur. Potasyum noksanlığında zeytinin su kaybı nedeniyle meyvelerde buruşma görülür. Topraktan aldığı suyu fotosentezde kullanamayan zeytin, organik madde oluşturamaz. Meyvede karbonhidrat ve yağ birikimi engellenir. Kayıp zaman meyve hasadının gecikmesine de neden olur.

Diğer bölümde belirtildiği gibi, potasyuma ihtiyaç olduğu dönemde, köklere potasyumu ulaştırmak imkansızdır. Zeytin kökleri çok geniş bir alanda hem derine hem de yanlara doğru yayıldığından, toprakta 225 ppm’den fazla potasyum olduğunda, zeytinin ihtiyacı olan potasyumu, ağaç kökleri ile topraktan alabilir. Türkiye toprakları potasyumca zengindir. Ancak zeytin verimli olduğu yıllarda bol ürün tutar, potasyum ihtiyacı ürün alınmayan yıllardan en az iki kat daha fazla olur. Ürün fazla olduğunda kalitenin daha iyi olması için yapraktan en az üç kez potasyum verilmelidir. Zeytin güvesi mücadelesinde , haziran sonunda 100 lt ilaçlı suya 300 cc KTS ( 0-0-25-17 S W / W, 0-0-35-24 S W / V ) +350 cc TRİSERT-CB, Ağustos ayında zeytin sineği mücadelesinde 100 lt ilaçlı suya 350 cc KTS + 200 cc TRİSERT-CB, Eylül ayında zeytin sineği mücadelesinde 100 lt ilaçlı suya 450 cc KTS ilave ederek ilaçlamalar yapılırsa, potasyum ihtiyacı sağlandığı gibi ürün kalitesi de arttırılır. Bu uygulamalar erken hasadın garantisidir. Hasat dönemi ekim ayında tamamlanır. KTS’nin içerisindeki kükürt bazı amino asitlerin ana maddesidir. Bu amino asitler thiamine’nin yapı taşıdır. Thiamine RNA ve DNA nın ¼ ana maddesidir. KTS verildikten sonra zeytinin biyolojik aktivitesi artar ve soğukların başladığı sonbahar aylarında meyve olgunlaşması için yağ birikimini hızlandırır.

100 kg kaliteli ürün için zeytin ağacı toraktan 600-650 gr potasyum kaldırır. Toprakta potasyumlu gübrelerin hareketi sınırlıdır. Her yıl verilen potaslı gübreler yılda, en fazla 7 cm toprak derinliğine doğru hareket eder. Toprakta 225 PPM seviyesinde potasyum varsa her yıl ağaç başına 500-750 gr K2O kış yağmurlarından önce verilmelidir. 300 ppm potasyum varsa 250 – 350 GR K2O kış yağmurlarından önce verilmelidir. Potasyumlu gübreler toprağa gömülerek uygulanmalıdır. Damlama ile sulanan zeytin bahçelerinde haziran ayından itibaren her ay dekara 2-3 lt KTS damlama ile verilmelidir.

Bor Ve Çinko :

Ülkemizde Akdeniz iklim bölgesinde zeytin üretimi yapılan alanlar genelde kireçli ve kalkerli topraklar olarak vasıflandırılmaktadır. Bu topraklar havanın kolaylıkla işleyebileceği geçirgenlikte olup, gece boyu havadaki rutubetin yoğunlaştığı topraklardır. Zeytin ağacı yaprakları kalın kutikulasıyla en az su kaybeden ve çok az su ile hayatta kalabilen, her dem yeşil ve ölümsüz, her türlü zorluklara karşı koyan bir bitkidir. Zeytin bu topraklarda karakterini bulmuştur ve zeytinle bu koşullarda hiçbir bitki rekabet edemez. Ancak bu koşulların zeytin üretimi üzerinde olumsuz bir etkisi de vardır. Bu topraklarda bor ve çinko hemen hemen hiç yoktur. Bu topraklarda zeytin ağacının kökleri çok derinlere ve çok geniş bir alana yayılmıştır. Bu mikro besin elementlerinin bu kadar geniş bir toprak kitlesine ulaştırılması da imkansızdır. Bor ve çinko her ikisi de noksanlıklarında ürün tutumuna ve meyve dökümüne doğrudan etkilidir. Bor meyve tutumundan sonra doğrudan ürün kalitesine, çinko ise takip eden yılda meyve verecek sürgünlerin oluşumuna doğrudan etkilidir.

Her ikisinin de ocak aylarından sonra oluşmaya başlayan çiçek gözleri üzerinde doğrudan etkisi olması nedeniyle, hasattan sonra yapraktan takviyesi yapılmazsa, çok geç uygulamalardan sonuç alınamayacağından, üretim kayıpları telafi edilemeyecek seviyelerde meydana gelecektir. Eğer yapraktan takviye yapılmazsa, ağaç ürün vermediği yıllarda her iki mikro elementi depolayacak ve ürün verdiği yıllarda depoladığı bor ve çinkoyu kullanacaktır. Ve ertesi yıl ürün vermeyecektir. Zeytindeki alternansa neden olan sebeplerden biride çinko ve bor noksanlığıdır. Birinci bölümde belirtildiği gibi noksanlık seviyeleri, yaprak analizleri ile saptandıktan sonra, noksanlığın şiddetine göre yapraktan çinko ve bor takviyesi yapılmalıdır.

Ekim- kasım ayında alınan yapraklardan yapılan yaprak analizlerinde, çinko ve bor seviyeleri noksan olarak saptanırsa, aralık – ocak ayalarında birinci, mart – nisan aylarında ikinci kez olmak üzere 100 lt suya 250 cc TRİSERT-CB + 250 cc NZN ilave edilerek yapraktan uygulama yapılmalıdır. Bu mikro elementlerden biri düşük saptanırsa mart – nisan ayındaki uygulamadan çıkarılmalıdır. Her ikisi de normal seviyelerde ise ilaçlama dozları 200 cc ye düşürülür ve bir kez aralık ocak uygulaması yapılmalıdır. Her ikisi de yüksek saptandıysa, uygulama dozları 150 cc’ye düşürülerek aralık – ocak ayında bir kez ilaçlama yapılmalıdır.

Zeytin ağacının verimli olduğu yıllarda, ağacın bor tüketimi çok fazladır. Bu nedenle ağustos ayı sonuna kadar yapacağınız ilaçlamalarda yayıcı yapıştırıcı olarak 100 lt ilaçlı suya 300 cc TRİSERT- CB ilave etmeniz gerekmektedir. Trisert-CB dozunu arttırırsanız meyve gelişmesine de destek olursunuz. Ağustos ayından sonra Trisert-CB uygulanırsa, tane olgunlaşması erken döneme çekilemez. Yağlık ve sofralık çeşitlerde ağustos ayından sonra Trisert- CB kullanılmamalıdır.

Demir.

Zeytin ağaçlarında genelde demir noksanlığı görülmez. Kış aylarında su baskısı altında kalan, toprak PH sı 8.5 den fazla olan ve her yıl çok fazla fosforlu gübre verilen bahçelerde ilk bahar sürgünlerinde kısa bir dönem görülebilir. Havaların ısınmasıyla birlikte, noksanlık belirtileri kaybolur. Zeytin ağaçlarının köklerine şelat formunda demir gübrelerini ulaştırmak çok zordur. Zeytinde demir noksanlığına karşı kültürel önlemlerle, noksanlık nedenlerinin kaldırılması yönünde çalışmalar yapılması daha ekonomiktir. Eğer toprak PH sı çok yüksek ise hasattan hemen sonra ağaç başına 0.5 lt KPS ( 0-0-21-22 S W / W, 0-0-28.6-30 S W / V ) 20 lt su ile taç izdüşümüne verilmelidir. Bu uygulama ile toprak PH sı düşürülebilir. Kış yağmurları toprakta birikiyorsa drenaj yapılmalıdır. Fosfor miktarı fazla ise fosforlu gübreler uygulanmamalıdır. Bu uygulama ile ağacın kükürt ihtiyacı da karşılanmaktadır.

Mangan:

Mangan noksanlığı zeytin ağaçlarında semptomolojik olarak görülmez. Ancak yapılan yaprak analizlerinde genelde mangan noksanlığı çok sık görülmektedir. Mangan birçok bitki enziminin aktivasyonunda doğrudan etkilidir. Ancak mangan zeytin tanesinin irileşme ve yağlanma dönemindeki biyokimyasal işlemlerde aktif olan enzimlerin ko faktörüdür. Yaprakta mangan noksanlık seviyelerinde ise, zeytin tanesinin olgunlaşması ve yağlanması gecikir. Mangan noksanlığında hasat kasım- aralık aylarına kadar sarkabilir. Geç hasat çok risklidir. Hasadın normal zamanda yapılabilmesi için yaprakta mangan noksan ise çiçeklenmeden önce 100 lt suya 250 cc MANVERT MANGAN (% 3 N+ % 6.5 MN ) ilave edilerek ilaçlama yapılmalıdır. Uygulama mayıs- haziran ayında tekrarlanmalıdır. Yaprak analizlerinde mangan seviyesi düşük ise çiçeklenmeden önce bir kez veya mayıs ayında bir kez ilaçlama yapılmalıdır.


Alıntıdır...

Özcan2007 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön