Kuşlar... en hassas olduğum canlı türüdür. Çiçeklerden daha fazla belkide !
4 hafta önce bir çift kumru belirdi pencere önünde. Gaga gagaya gugur gugur .. Ertesi gün de bekledim. Gelmediler. Bekledim bekledim ..
Ertesi gün balkona örtü silkelemeye çıkmıştım. Ben onu, o beni görünce ikimizde korktuk. Asılı saksımın içine kamufle olmuş yatıyordu
Korkunca elimdeki örtüyü yere düşürdüm o da pırr diye uçtu gitti karşı evin balkonuna kondu.
Çiçeklerim kırılmışmı diye bakınırken içinde ki yumurtayı gördüm... Bir üzüldüm bir üzüldüm ya gelmezse ..
Bütün gece baktım gizlice. Gelmedi.
Yumurtası soğumuşmuydu. Geri gelse de bir işe yaramazmıydı artık.. O gün bu vesveselerle geçti.
Ertesi akşam elimde su çanağımla, çiçeklerimi sulamak için balkona çıktım.
Bir baktım orda ..
Gelmiş oturmuş simsiyah gözlerle bana bakıyordu..
Bu sefer dikkatlice geri geri adım attım. Onu korkutmamalıydım.
Böyle böyle tam 3 hafta bakıştık onunla.
O gün akşam üzeri balkonun kapısını aralamak için yaklaştığımda bir de ne göreyim. (Ellerimin arasında yüzüm, öylece kaldım bir süre..)
Tam 2 tane yavru vardı. Anne gitmişti.. Allahım sana şükür dedim. Yavru(lar) sağ. Birşey olmamış. Ben 1 adet yumurta görmüştüm oysa.
O an ki sevincimi anlatamam size. 2 kumru yavrusunun gün be gün gelişimini büyümesini hele hele annelerinin ağzından beslenmelerini izlemek öyle güzel ki. Biliyorum bir süre sonra misafirlerim uçup gidecekler.. Ama ya bana tattırdıkları sevinçler.. Onlar bende