View Single Post
Eski 02-04-2008, 08:08   #14
cem3210
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 20-03-2008
Şehir: mersin
Mesajlar: 8
Merhabalar tekrardan.Kudret bey tekrar çok teşekkürler yazdıklarınız için.Size bilgi aktarmak da benim için zevk.Gitmiş olduğum sera ile ilgili bilgiler vermeye çalışayım biraz da.Ama öncelikle şunu belirteyim yazmış olduğum bu bilgilerin hemen hepsi orada görüp dinlediğim bilgiler ve bu bilgilerin seradan seraya farklılık gösterebileceğine inanıyorum.

Seramız Mersin'e bağlı Yenice beldesinin 8 km kadar güneyinde bulunuyor.7 dönümlük bir sera ve gittiğimde domatesler toplanmaktaydı.Ürün salkım çeşit domatesti ve seçim nedeni de girişimcinin(ki kendisi de yanındaki sağ kolu gibi bir ziraat müh.) 4 sene boyunca domateslerle ilgilendiği ve salkım cinsinin en çok verim veren türlerden biri olduğu yönünde idi.Kendisi bu serayı kredi çekerek açmış ve dönümü kendisine 50 mlyr gibi bi rakama patlamış.(bankadan çekilen kredi toplam maliyetin %50 sini ödeyecek kadar yıllık %10,5 gibi düşük bir faiz oranı ile çekmiş)Eğer kendisi anahtar teslim tam teşekküllü bir sera yaptırsaymış 80 mlyr gibi bir rakama maloluyormuş.Fakat anahtar teslim yapılan sistemin her yeri tam otomasyon olduğu için verim de ona göre çok daha fazla oluyormuş.Bahçeden toplanan domatesin kilosu 1,3-1,6 ytl gibi bir fiyata satılmaktaymış ve bu fiyat hem yurt içi hem yurt dışına verilen fiyatmış.İşin ilginç yanı europgap sertifikası olmadan da yurt dışına gönderilebiliyormuş malı.Gelelim ürünün verimine:ürün senelik dönümden 22 ton gibi bir verimle yetiştiriliyor.Bunun biraz az olduğunu ve ortalama neden 35 gibi bir rakamı tutturamadıklarını sorduğumda ise bu verimin öncelikle kışın içerinin ısıtılma sıcaklığına,bol havalandırılmasına(ben hep neden bu kadar havalandırmanın önemli olduğunu merak eder dururdum meğer içeride fotosentezden dolayı karbondioksit bitiyormuş ve dışardan alınması için havalandırma yapılıyormuş.tabi tek neden bu değildir mutlaka nem kontrolu ve ısı kontrolu için de önemlidir.)ec kalitesine, agregat cinsine, vs vs bağlı olarak değişiyormuş.Ürün ilaçlaması yapılmakta ama çok ayrıntılı soramadım ilaçlamadan anlamayınca.İçerideki düzeneğe gelecek olursak,ürünler pomza içinde yetişmekte,drenajı yapılmakta.Sistemin birikilmiş tuz temizliği ise senede bir yapılmakta imiş.(bana biraz seyrek geldi gerçi de)Sistem yarı açık sistem,bir kısmı tekrar sisteme geri dönerken bir kısmı atılmakta dedi.Her biri yaklaşık 40*70 boyutlarında plastik kaplar içinde olan domatesler 4 er kök halinde ekilmiş kaplara.Her bir köke günlük1200-1300 cc ec verdiklerini fakat bunun değişkenlik gösterdiğini söyledi.Domatesler yukarıdan asılmış ve boyları çok uzun.Hatta Öyle uzun ki verim düşmesin diye 2 seneye bir toptan değiştiriliyormuş.Domateslerin yarı uzunluğu kaplar üzerine yatırılmış durumda kalan yarısı ise asılı halde bulunuyor.Burada birşey söyleyim.Bu domatesin asılması toplanması ve diğer işçilikleri çok büyük bir rakam oluşturuyor dediler çünkü çok uğraştırıcı bir türmüş domates ve dönüm başına günlük 1,5 yevmiyelik de işletme masrafı oluşturuyormuş bu olay.Diğer işletme masraflarından da bahsedeyim.Dönüm başına yıllık 13-20 mlyar gibi bir masraf yapılmakta ve bu masrafın 6-7 mlyarını ısıtmak,3 mlyarı ec çözeltisi için gübre ve geri kalan kısmı da işçilik masrafı gibi kalemlere gittiği söylenmekte.Açıkçası ben biraz yüksek buldum rakamları.Sanırım Denizli tarafında yetiştirilen jeotermal seraların karlılıkları çok daha yüksektir bu yüzden.İkinci birşey daha.Girişimci bana domatesin en çok tercih edilen ve tonajı olan bir tür olduğunu söyledi.Bence sadece bu kriterlerle değil işçilik masrafı,ec tüketimi,ısı gereksinimi,nem gereksinimi(mesela biberin % 100 gibi bir neme ihtiyacı varmış) gibi bütün faktörlerin çok uzun süre araştırılıp en uygun türü seçmek için için bence çok çaba harcanmalı diye düşünüyorum.Çünkü tonaj tabi ki önemli ama ürünün fiyatı da önemli eğer 5 katı fiyatlı bir ürün varsa 5 te biri tonajda bile olsa aynı hesaba gelir.Gelelim en önemli konulardan ec ye.Kudret bey bu kısmı size atfediyorum Ec çözeltisi yanlış hatırlamıyorsam 1,7-1,8 gibi bir aralıkta verildiğini ve bunun hep bu aralıkta verildiğini söyledi.Peki bitkinin çeşitli büyüme aşamalarında değişik ec kullanmadınız mı ve neden bu kadar düşük bir ec veriyorsunuz dedim?Cevap olarak Ec yi hep bu aralıkta ve bilerek düşük tuttuklarını söyledi çünkü bir ara yüksek ec den kaynaklı büyüme durmuş.Yalnııız,çok önemli bir ayrıntı vereceğim şimdi.Kendisinin verdiği bilgilere göre sistemde kullanılan suyun ec si eğer 1 ise iyi,0,8 ise çok iyi,0,6 ise mükemmel gibi bir tanımlama yaptı.Yani burda kullanılan suyun ec si ürünün kalitesi açısından en önemli şey imiş.Çünkü mesela 0 ec li saf su kullanılırsa suyun yer kapladığı bütün ec besin olarak kullanılacağı için sistemin verimi kat kat artacağı yönünde.Bunu önerdiğimde ise zaten bu konuyla ilgili ve bir aletin olduğunu ve aletin saf su oluşturduğunu fakat fiyatının 12-13 bin euro gibi bir fiyatta olduğunu söyledi.Yani denilen şu:eğer saf su kullanma imkanımız varsa suyun kapladığı ec alanının hepsi verim olarak bize geri dönmekte.o yüzden kullanılan su çok önemli arkadaşlar.Sistem le ilgili diğer bilgilerimi de gireyim;içeride tam otomatik bir bilg sistemi var ama sadece ec ,ph gibi verileri düzenliyor.Havalandırma ve ısıyı kontrol eden bir sistem yok.3 tane 500 ltrelik tank bulunmakta.İkisinde ec çözeltileri karışık birisinde ise asit çözeltisi bulunmakta.Sistemin alt katında 100 tonluk bir depo mevcut ve artezyen olarak doldurulmakta.ec leri tam doldurduğunda tanklar sıcak havada 1 gün kapalı havada ise 4 güne kadar dayanmakta.Eveeeet aklıma gelen hepsi bu ayrıca sormak istediğiniz olursa ve eğer ben de unutmamış sormuşsam cevaplamaya çalışırım.

cem3210 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön