View Single Post
Eski 24-02-2008, 17:26   #1
hassoman
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,457
Kardelen Efsanesi

Bahçemdeki kardelenler açtı ne zamandır. (Bknz: Ek resim)
Dün geçtim karşılarına…
Biraz sohbet ettim onlarla.
Nedir bu aceleniz, dedim onlara. Bu karda, ayazda, soğuk rüzgarlarda ortalığa çıkıp baharı karşılamak size mi düşmüş.? Bakın laleye, nergise, sümbüle… Rahatlarını bozdukları mı var? En kabadayısı toprağın yüzüne yaprağının ucunu çıkarıp havanın durumuna bakıyor. Hiçbirinin acelesi yok. Hele bir bahar gelsin, o zaman çıkarız ortalığa diyorlar. Acelemiz ne diyorlar, daha kar kalkmadı ortalıktan, ortalık kış kıyamet, işimiz mi yok?..

Size ne demeli bilmem. Nedir bu karda, ayazda sizi yollara düşüren? Bahara karşı bu aceleci tutkunuz, bu aşk, bu hasret neden? Bu tutku mu, bu aşk mı, bu hasret mi sizi kara, dona, ayaza karşı ayakta tutan?
Hadi erkenden düştünüz yollara; onu anladım. Baharın geldiğine emin olduktan sonra apar, topar herkesden önce çekip gitmeniz neden? O kadar beklediğinize göre, beraberliğin tadını çıkarın bari... Doya doya giderin bahara olan hasretinizi. O kadar beklediğiniz baharı sümbüle, nergise, laleye bırakıp kederle çekip gidiyorsunuz. Onlar ise sizin gitmenize aldırmadan ısınan toprak üstünde birlikte olmanın tadını çıkarıyorlar. Kış ayazlarında, soğuk fırtına ve rüzgarlarda tek başınıza günlerce beklediğiniz bahar yüz vermiyor mu size yoksa? Başınızın öne eğik oluşu gücenikliğinizden mi yoksa?.. Hayır, öğrenmek istiyorum; aceleniz ne, neden erkenden çıkıyorsunuz ortalığa?... Yoksa başka bir nedeni mi var? Söyleyin bana boynu bükük ey kardelenler....

Aslında bu sorunun yanıtını sanırım, şu efsanede bulabiliriz.
Efendim, İki kır çiçeği birbirlerine sevdalanmış. Hele biri diğerine pek düşkünmüş. (Hep öyle olmaz mı zaten?..) Kış geldiğinde baharda buluşmak üzere birbirlerinden ayrılırlar ve her bahar güneş toprağı ısıtıp karlar ortadan kalkınca, don topraktan elini ayağını çekince birbirlerine kavuşurlarmış. Bir kış sonu, diğerine daha düşkün olan (Hep öyle olmaz mı zaten?..), ' Biz her çiçek gibi bahar geldiğinde değil, bahardan önce karlar ortadan kalkmadan, don ayaz bitmeden buluşup açalım, birbirimize kavuşalım. Baharın geldiği bizden belli olsun. Hem böylece daha uzun süre birlikte olmuş oluruz' demiş. Diğeri de bunu onaylamış. Anlaşmışlar, sözleşmişler…
Nihayet kışın son günleri gelmiş. Ama ortalık hâlâ kar, buz… Çiçeklerden diğerine daha düşkün olanı karları delerek çıkmış ve açmış. Beklemiş, beklemiş, beklemiş… Ama diğerinin karlar ortadan kalmadan ortalığa çıkmaya pek niyeti yokmuş.... Zavallı çiçek karın, ayazın, fırtınaların ortasında boynu bükük tek başına kalakalmış...
İşte o gün bugündür bu çiçeğe kardelen, sözünde durmayıp, onu aldatan çiçeğe de hercaidemişler… Yani diyeceğim kardelen ihanete uğramışların çiçeğidir… (Çok mu ağır oldu?..)

Ama, bu yüzden de kardelenin diğer çiçeklerden hep ayrı yeri olagelmiştir.
Türkler baharın gelişini, ta Şamanizmden bu yana yeniden dirilişin, betin,bereketin habercisi olarak gördükleri için çok çok önemsemişlerdir. Ve baharın gelişini şölenlerle karşılamışlardır (Nevruz-Nevroz...). Ve elbette baharın habercisi olan kardelene ayrı bir değer vermişlerdir. Giysilerinde, takılarında, türkülerinde, manilerinde, şiirlerinde, efsanelerinde, masallarında çocuklarına verdikleri adlarda hep kardelen olmuştur. Örneğin Özbekler Kardelen’e Boyçeçak derlermiş. Boy zenginlik demek. 'çeçek' da çiçek... Yani ‘zengin çiçek!…’ İşte size bir Özbek dilinde Boyçeçak deyişi:

BOYÇEÇAK (*)
Ey müjdarason-i navbahori,
Vah-vah çi tarovate tu dorî
Man dida turo zi şavk bolam
Bigrifta turo ba dida molam
Ammo çu gâhe turo biçinam
Hudro ba hayöli beş binam;
Az çist, ki rangzard hastî
İn kadr tu sarhamiyu pastî
Yö z-on, ki tu az miyon-i gülho
Ogozi bahor rasta tanho?!
Sayidali Ma’mur
(Zavrak-i Umed) Naşriyat-i İrfon, Duşanbe 1967

Türkçesi:

Ey baharı müjdeleyen ilkbahar çiçeği
Sen nasıl taze koku veriyorsun!
Ben seni görünce şevkten uçuyorum
Seni alıp gözüme sürmek istiyorum.
Ama ne zaman seni koparıyorum
Kendimi büyük bir hayal içinde görüyorum
Ve anlamıyorum,
Niçin senin rengin sarıdır?
Ve senin boyun niçin kısa ve eğridir?
Belki de diğer çiçeklerin arasında küçük duruyorsun,
Sen ilkbaharın bir tanesisin.
Baharın başlangıcı tenhada mı olgunlaşır?..
-------------------------------------------

(*) İbrahim GÜLTEKİN Boyçeçak (kardelen) Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim Dergisi Mart 2005 sayı:61

Eklenen Resimler
 

Düzenleyen hassoman : 26-02-2008 saat 00:14 Neden: Bir siteden aldığım resim yerine kendi bahçemdeki resimle değiştirdim.
hassoman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön