View Single Post
Eski 21-09-2017, 21:45   #3
CornusMas
Ağaç Dostu
 
CornusMas's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-08-2016
Şehir: İstanbul/Çanakkale-Biga
Mesajlar: 199
Sayın Poizer, öncelikle kendi kendinize edindiğiniz vazifeniz nedeniyle sizi kutlarım. Dilerim başarılı olursunuz. Sizin gibi insanlara çok ihtiyacımız var.

Ekilen ağaçların boylarının uzamaması iklim, yağış gibi faktörler kadar toprak özelliklerine de bağlıdır. Ancak ikim geniş bir alanda (mesela il çapında) genellikle homojen bir yapı gösterirken toprak yapısı küçük mesafelerde bile değişebilir. Büyük ağaçlar köklerini derine salmak ister, bu nedenle ekim yapacağınız yerdeki toprak özelliklerine dikkat etmenizde fayda var. Eğer derin toprak yoksa daha küçük türleri de deneyebilirsiniz. Örneğin Ahlat ya da Badem derin olmayan, kayalık zeminlerde de büyüyebiliyor ancak bu durumda fazla boylanmazlar.

Meteoroloji Genel Müdürlüğünün web sitesine göre Niğde'nin yıllık yağış ortalaması 341mm. Kış sıcaklıkları en düşük -27 dereceye kadar inerken en yüksek sıcak da neredeyse 40 dereceye kadar çıkıyor. Yağışlar genel olarak kış ve ilkbahara toplanmış durumda. Ortalama güneşlenme süreleri oldukça yüksek. Tüm bunları iyi bildiğim Çanakkale çevresiyle karşılaştırınca burada zor yetişen türlerin Niğde çevresinde çok zorlanacağını (ya da çok bakım gerektireceğini) düşünüyorum

Sizin yerinizde olsam Ihlamur (Tilia) yetiştirmeye çalışmazdım. Ihlamur su seven bir ağaç. Şehrin içine ekilenleri belediyeler suluyor. Çanakkale'de, doğal alanlarda özellikle vadilerde yoğunlaştığını görüyorum. Çok fazla güneş almayan, nemli ve sürekli ıslak vadileri seviyor. Yıllık 300mm civarında yağış belki yetişkin ıhlamur ağaçları için yeterli olur (Çanakkale ortalaması 600mm) ama genç fidanları yetiştirmek için çok uğraşmanız gerekir.

At kestanesi (Aesculus) ekmek de riske girmek olur. Gerçi Ankarada şehir içinde onca at kestanesini görünce çok şaşırmıştım zamanında. Yine de belediyenin bakıp kolladığı ağaçlar bunlar. Ankara bozkırında kolay yetişeceklerini sanmam. Daha kuzey iklimlerinin yerlisi o.

Dışbudak (Fraxinus) yine aynı şekilde nem seviyor. Çanakkale'de doğal olarak yetişir mesela, ama hep dağların kuzey yamaçlarında görürsünüz. İç Anadolu'nun bozkırına dayanması zor.

Benim tavsiyelerim şu cinsler/türler olurdu:

MEŞE (Quercus): Meşe Anadolu'nun ağacıdır benim gözümde. Quercus robur, Quercus infectoria, Quercus cerris, Quercus trojana Niğde civarında doğal olarak yetişebilen türler olarak görünüyor. Bu türleri İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden Prof.Dr. Faik Yaltırık'ın "Türkiye Meşeleri Teşhis Kılavuzu" kitabındaki haritalardan bakarak yazdım. Daha güvenilir bir kaynak var mıdır bilmiyorum. O bölgede yetişmiş meşe ağacı bulursanız şu aralar tohum (palamut) alma zamanı başlıyor. Mutlaka ve bolca meşe dikmenizi öneririm. Hatta sadece meşe ekseniz bile olur.

MENENGİÇ (Pistacia terebinthus): Yavaş büyüyen, sıcak ve kuraklığa çok dirençli bir tür. Niğde'nin kış soğuklarına dayanır mı bilmiyorum ancak Pistacia vera Siirt iklimine dayanıyorsa Pistacia terebinthus da Niğde iklimine uyum sağlar. Kayalık yerlere de ekebilirsiniz. Bu durumda maki türleri gibi kısa boylu olacaktır.

AHLAT (Pyrus elaeagrifolia): Yazınızda verdiğiniz "meyveleri armuta benzediği için yaban armudu olarak bilinir" cümlesi bence hatalı. Ahlat (Pyrus elaeagrifolia) ile armut (Pyrus communis) aynı cinsin iki türüdür zaten Baharda çiçeklerle donanınca güzellikte ve dayanıklılıkta MAHLEP (Purunus mahaleb) ile yarışır, ikisi de Niğde'de yetişir. Ahlat sığ topraklarda da yetişir ama bu durumda boyu kısa olur. Güçlü ağaç formunu alamaz.

ALIÇ (Crataegus): Hikmet Birand boşuna Ankara Dikmen sırtlarında Alıç ağacı ile sohbet etmemiştir kitabında. Niğde civarında yetişir.

AYLANDIZ (Ailanthus altissima): Her ne kadar yapraklarını elinizde parçalarsanız kötü bir koku verse de Ailanthus altissima çok dayanıklı ve istilacı bir ağaç. Ağaçsız alanların ağaçlandırılması için ideal. Hızlı büyüyor ve gösterişli. Mutlaka öneririm. Kötü kokusu sadece ağacı/yaprakları yaraladığınızda ortaya çıkıyor, yoksa ağaç durup dururken, rüzgarda, yağış altında falan kokmuyor. İstanbulda, İzmirde, Ankarada, Çanakkalede her yerde yayılmacı şekilde yetiştiğini gördüm. Üstelik hiç bakım istemeden. Hayvanlar (sanırım kokusu nedeniyle) yemek için yapraklarına pek yaklaşmadığından yetiştirildiği alanda herhangi bir koruma yapmanıza da gerek yok.

ARDIÇ (Juniperus), KARAÇAM (Pinus nigra), ilginç gelecek belki ama KAVAK (Poplar) olabilir.

CornusMas Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön