View Single Post
Eski 29-06-2017, 15:09   #65
wakan
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 07-06-2016
Şehir: Bodrum
Mesajlar: 237
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Fatih_Soydemir Mesajı Göster
Altay bey bende sizin gibi bu hibrit muhabbetine çok takılan birisiyim bayağı bir doküman incelemesi yaptım Sebze ve meyve üzerinde yapılan hibritleme işlemi çok tehlikeli ve yanlış bir işlemdir aslında. Doğanın kendi yaptığı Melezleme ile aynı gösterilmekte her seferinde ama alakası bile yok maalesef.

incelediğim bir kaç tür hibrit ve melezlemeden bahsetmek isterim 2 si arasında dağlar kadar fark var.

Domates Patates Hibriti aynı şekilde doğal yollar ile melezlenmiş domates.

Domates bitkisinin sözde yerli dediğimiz genetiği oynanmamış türlerin çok dayanıksız olduğu kısa sürede bozulduğu ve çürüdüğü ayrıca veriminin çok düşük olmasının yanında çok geç yetiştiği söylenmektedir sözde bizim Ülkemizin mühendisleri dediğimiz ZİRAAT MÜÜHENDİSLERİ. Fakat öyle bir durum kesinlikle söz konusu değildir tamamen kandırmaca ve para hırsının gözlerini bürümüş olmasından kaynaklıdır.

Hibrit türüne bakacak olursak verimi yüksek çabuk olgunlaşması dışında hiç bir kazanımı yoktur tam aksine bir durum söz konusudur uzun ömürlü değildir 1 haftanın sonunda kara küflenme ya da içeriğindeki tohumlukların filizlenip yeniden yeşermesi gibi saçma bir durum söz konusudur.

Birde kansere karşı normalde koruyucu olan yerel türlerin aksine hibrit türlerde aşırı alerjen bünye yapısının oluşması, Kanserin baş tetikleyicilerinden ve Kısırlığın sorumlusu olması cabası.

Sebebi ne bu kadar zararın diye soracaksınız sebebi aslında sözde Bilim erbabı kişilerin sadece para odaklı yaşaması ve çalışmasıdır. Domates hibritinde Balık geni aşısı bulunmaktadır Patateste Tavuk geni aşısı bu sebeplerden dolayı olması gereken bitkiden çok bilim kurgu filmlerinde ki yaratıktan farkları yoktur.

Darvin teorisi ile kesinlikle uzaktan yakından alakası yok yapılanların hibrit türlerde.

Meyve ağaçlarında da aynı durumlar söz konusu muhakkak yanlış diyenler olacaktır ama kusura bakmayın bu iş üstünde çalışan büyük türk profesörler bile doğrulamakta yukarıda yazılanları ayrıca Yurt dışı ülkelerin çoğu Hibrit türlerden arınmanın peşinde ülkemizde var olan endemik türleri alıp kendi ülkelerinde üretip tekrar değişik adlar altında ülkemize satmaktadırlar belki de umursanmayan en acı gerçek YOZLAŞMANIN ötesine geçmeyi başarabilmemiz olmasıdır.
Fikirlerinie saygı duymakla birlikte, bana göre hibrit ve GDO kavramlarını karıştırıyorsunuz.

Hibrit bitki elde etme yeni bir olay değil, tarım toplumuna geçtiğimiz zamanlardan beri yapılan bir şey. Tam Türkçe karşılığı ne olur bilmiyorum ama buna "selective breeding" deniyor. Kısaca tanımlamak gerekirse birbirine yakın fakat farklı tür iki bitkinin çapraz döllenmesi sonucu her iki bitkinin de iyi taraflarını almış yeni bir varyete türetme işi diyebiliriz. Geleneksel tarımda da yapılıyordu bu, tek farkı bu çapraz döllenme ve seçici üretimle yeni bir tür oluşturmak 7-8 kuşak sürüyordu. Yani güçlü ve verimli bir tür oluşturmak için yakın türler seçilerek 7-8 kuşak çapraz döllenme yapılıyordu.
Ne olduysa Darvin ve Mendel'in bu türleri ortaya çıkarmak için yaptığı çalışmalarda oldu. Bunlar 7-8 kuşak beklemek yerine ilk kuşakta istedikleri türleri elde edebilen bir yol buldular. Yani aslında yine doğal olan ve düşük bir ihtimal de olsa doğada kendi kendine olabilecek bir türlenmeyi tek kuşağa indirdiler. Bu şekilde oluşturulan bitkilere F1 Hibrit deniyor.
F1 Hibrit bitki türleri doğal türlerden farklı değildir. Sadece farklı fakat yakın türlerin çaprazlamasından oluşan yine doğal özellikler gösteren türlerdir.
Ama bunlarında bir eksiklikleri var, döllenme. Hibrit türler genel olarak ya tohum vermez ya da verse bile bu tohumların çimlenmesi çok zordur. Ama yapılan araştırmalar yohum alınabilen hibrit türlerin 5-6 kuşak sonra tekrardan çimlenen tohum verdiği görülmüştür.

Diğer taraftan sizin örneklerini verdiğiniz şeyler, hibrit değil, GDOlu ürünler. Adı üzerinde zaten "genetiği değiştirilmiş organizma". Bu değiştirme ya bitki-bitki ya da bitki-hayvan arasında yapılabiliyor. Örneğin bazı mısır türlerine bir bakteri enjekte edilerek zararlılara karşı kendini savunabilen mısır türleri ortaya çıkarılabiliyor. Hibritleme işlemini herkes kendi bahçesinde bile yapabilirken GDO'lu tohum üretmek ancak büyük laboratuvalarda yapılabiliyor ve hemen hemen istenilen bütün özelliklerde ürünler alınabiliyor.
GDO'lu tohumlar üzerinde araştırma çalışmaları hala sürmekte ve sonraki kuşaklarda ne şekilde değişebilecekleri bilinmiyor. Elbetteki geleneksel ürünlerin sunduğu şeyi sunmuyorlar ve binlerce yıllık evrim süresinde canlı olarak alıştığımız organizmalardan farklı bir organizma teşkil ediyorlar ve bu da bir sürü sorunu beraberinde getiriyor.

Ama maalesef şu anda piyasadaki sebze-meyvelerin büyük çoğunluğunda GDO kalıntıları bulunmakta ve bu da büyük bir risk oluşurmaktadır.

Konunun başına dönecek olursam, evet hibrit tohum paylaşılmaması gerekiyor, çünkü çimlenme şansları yok ya da çok az. Bunun yerine kendimizin çimlendirdiği ve büyük oranda başarılı olduğumuz tohumlar paylaşılmalı. Öbür taraftan market veya manvdan alınan çoğu ürün GDO'lu olduğu için onları hiç dağıtmamalıyız. Keşke imkan olsa da bütün türlerde doğal ve geleneksel tohum elde edilebilse ama maalesef günümüz şartlarında bu imkansız.

Ama yine tekrar edeyim hibrit ve GDO aynı şey değildir.

wakan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön