Bahçede çalışırken adeta kendimi kaybediyorum. Kimi zaman toprağa oturuyor, kimi zaman boyunca yatıyorum. Önceleri işe eldivenle başlasam da bir bakıyorum ki eldivenin biri masada diğeri bir gül çanağının dibinde. Hal böyle olunca ne üst ne de baş temiz kalıyor.
Çocuklara " aman eskimeye yüz tutmuş eşofmanlarınızı sakın kimseye vermeyin, ben talibim, bahçede çalışırken çok işime yarıyor" diye tembihliyorum.
Sabah tertemiz giyip de çıktığım kıyafetler öğleye doğru ya sırılsıklam ıslanmış ya da çamur içinde kalıyor. İçeri girdiğimde onlar doğruca makineye ben duşa. Öğleden sonra tekrar çıkacaksam da başka kıyafet giyiyorum. Yani işin kısası her gün iki kıyafet benden bir kıyafet de Oğuz'dan çıkıyor.
Sağ olsun sevgili malina diktiği onca şort ve pantalonlarla imdadıma yetişiyor.
Sadece onlar mı, bir de bahçe önlükleri dikiyor ki sormayın.
Dün verdiği poşetten çıkanları size göstermek istiyorum.
Balkon yıkarken paçalarım ıslanmasın diye kısa şortlar dikmiş, derin derin cepleri var, çok işlevsel.
Ya bahçe önlüklerim nasıl?
Eşofmanla çıktığımda cep telefonum sık sık düşüyor diye yanıma almıyordum, beni arayanları da ancak içeri girdiğimde görebiliyordum.
Şimdi işim kolay, cep telefonumu da, kulaklığımı da, eldiven-makas-mendil ve bir iki aletlerimi de yanında taşıyabileceğim. Cepleri de hem derin hem de cırtcırtlı....
Sevgili malina çooook teşekkür ederim, sağ olun.