[kuru.umit]

Sevgili arkadaşlar,
sizlere bu defa Düzce'nin gezebildiğim yaylalarından bahsedeceğim. Genellikle Güzeldere de konaklayıp, ya o gün (genellikle cumartesi-pazar gezileri yapıyoruz) ya da ertesi gün sağlam ve diri vücut ,yaylalara doğru çıkıyoruz. Bizim grup biraz ehli keyif, yani çoğunlukla yürüyüş mesafeleri kısa (1-2 saatlik yürüyüşler yapıyoruz. Dolayısıyla yol bozuk olsa da, arabalarla pürenli yaylasına kadar çıkabiliyorsunuz. Biz Balıklı, hıra yaylalarına kadar araba ile çıkıp, oradan pürenli ve ötesine yürüyoruz. Yalnız ilk defa çıkacaksanız rehber almadan asla çıkmayın derim. Rehber olarak Güzeldere den ramazan kardeş iyi idi. Ama canım kardeşim, geçen hafta askere alındı. Ramazan ın aileside size yardımcı olacaktır.
Düzce gerçekten güzel bir şehir. Ne ararsan var; yeşil, çiçek, böcek, göl, şelaleler, deniz ve yaylalar. Düzce'nin tarihi Hitit medeniyetine kadar uzanıyor. Orhan Gazinin komutanlarından Konuralp Bey tarafından 1323'de Osmanlı topraklarına katılıyor. Bu kadar su ve yeşil olunca , kaçınılmaz şekilde deprem bölgesi oluyor. Tanrı bir daha 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 gibi depremleri yaşatmasın.
Doğal ve bakir ormanlar ve yaylalar ile çevrili olan Düzce, hertürlü eko-turizme açık. Düzce'nin yaylalarından başlıcaları; Pürenli, Odayeri, Kardüz, Kocayayla, Şehiryayla, Topuk Yaylası, Çiçekli, Kelik, Torkul, Derinoba, Karaburun, Sakarca, Abaza, Yanık, Unluk ve Kızık.
En güzel mevsim haziran ancak eylül de gittiğimiz bir zaman balıklı ve pürenli yaylalarının (Foto1) nergis tarlasına dönüştüğünü gördük (Foto2). Yaylalarda, eğer okullar açılmamışsa, tahta yayla evlerinde kalan aileleri ve her yerde kendine bir eğlence yaratmayı bilen çocukları görürsünüz (foto3). Diğer zamanlarda ise sadece işi olan vatandaş dışında kimseyi bulamazsınız (foto4) Zaten Mayıs başına kadar da yaylalara yollar kapalı. Balıklı ve Hıra yaylaları ilk konakladıklarımız oluyor. Burada hemen yolun sağında, küçük ve mevsime göre su miktarı değişen gölet var (foto 5).