View Single Post
Eski 02-05-2016, 14:37   #501
Sûz-i Dilârâ
Ağaç Dostu
 
Sûz-i Dilârâ's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-10-2007
Şehir: Tarsus
Mesajlar: 3,042
Kargon hayırlı olsun ablacım, güle güle yetiştir bitkilerini, çiçeklerini gör

Ben kapıya kargo gelince çok heyecanlananlardanım (bu kelimeyi ne zor yazdım). Beklediğim paketin elime ulaşması, çocuklarla birlikte paketi açmak, içindekileri incelemek, bayılıyorum.

Hele bir de içinde ne olduğunu bilmediğimiz kargolar var ya, o daha heyecanlı oluyor. Bir dünya sürpriz bitki. Beni sevindirenleri de Allah sevindirsin

Bir de abla, senin kargo kutunu görünce eskilerden aklıma şu geldi.

Benim çocukluğumda biz kışın ilçeye yazın köye giderdik. Yazın o cırcır böcekli, biçilmiş buğdayın tarlada kalan o kök kısmının (biz "firez" deriz) sıcakla yayılan kokusu, o bayıltıcı öğle sıcağı sessizliğinde, terden kokmuş vaziyette, küçücük, esmer çocuğu bir kolunda çalını, diğer kolunda bohçasını taşıyan ve hep de iki kişi dolaşan bohçacı kadınlar olurdu ve bebek de hep bir tanesinde, ikisinde de bebeğe hiç rastlamadım.

Bazen bizim kapının önündeki çardağın altına açarlardı bohçalarını. Ev sahibinden soğuk su isterlerdi.

Çocuk da sanki oyuncak bir bebek gibi gıkını çıkarmadan bir kenarda atılı vaziyette annesinin onunla ilgilenmesini beklerdi. Şimdi bizim çocuklarla onları kıyaslıyorum da hayrette kalıyorum.Bizimkiler bayağı şımarık çocuklar.

Sonra aniden oradan buradan kadınlar çıkmaya başlar, o öğlen sessizliğini ve huzurunu hararetli konuşmalar, çekişmeli pazarlıklar ve bazen de bağırış çağırışlarla dağıtırlardı. Ben bir kenarda bohçanın içindekileri sevinçle izlerdim. Neden bilmiyorum ama o bohça içimde hep sevinç uyandırmıştır. Nevresimler, yatak örtüleri, yastık kılıfları, gelinlik kızlar için pek cafcaflı çeyizlikler, ne anlama geldiğini sonradan öğrendiğim rengarenk kaçak kumaşlar (Türkiye'ye kaçak sokulurmuş, Ortadoğu ülkelerinden Antep'e oradan da bizlere kadar gelirmiş)

Para bulunalı bilmem kaç yüzyıl olmuştur ama cebinde nakit bulundurmayan köylü kadını (bu kısmın öyküsü de ayrı ve acıdır) ve bohçacı hanım için geleneksel alışveriş yöntemi olarak takas usulü halen devam etmektedir.

Bazen bir horoza, bazen yarım çuval bulgura, varsa üzüm, cevize, köylü kadın elinde kızının çeyizlik yatak örtüsü, bohçacı hanım da ucuza gittiğini söylene söylene alışverişlerini noktalardı. Anneciğim de bu bohçalardan epey malzeme almıştır Bazen köye gittiğimde annemin ceviz sandığını açtırır içini bir yoklarım, işime yarar bir şeyler çıkar mı diye

Nereden nereye, içimde aynı sevinci duydum nedense ve bunları seninle de paylaşmak istedim

Hatıralar işte insanı nerede, nasıl yakalar belli olmuyor. Derler ki bir insan hatıralarıyla avunmaya başlamışsa yaşlanmaya da başlamış demektir. Ben de artık yaşlanıyorum herhal

Sûz-i Dilârâ Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön