|
Her sene hem Çayyolu'ndaki hem de Karşıyaka'daki seralara giderim, inanın arada bir fark yok. En son acerimi yine Çayyolu'ndan aldım mesela. Semt olarak değil de esnaf olarak bakmak lazım.
Her iki yerde uygun ya da pahalı olan yerler var. Her iki yerde de pazarlık etmesini, asıl ilgilendiğiniz bir fidanla ilgilenmiyormuş gibi görünmeyi, "aaa bu da tepeden kırılmış yazık, normal boya gelmesi nerden baksan birkaç sene alır" gibi ifadeleri kullanmayı, acer palmatum dissectum sormak yerine " Şurdakı ince kırmızı yapraklı ağaç bu iklime uygun değil galiba, baksanıza yaprakların ucu hep yanmış" gibi ifadelerden sonra "Kaça gidiyor bunlar" ya da " Eniştemin bahçesine hediye alacağım, şöyle masrafsız bikaç şey gösterebilirmisin" diyip çalı çırpının arasında bakınırken acerin fiyatını da çaktırmadan sormayı bilmek lazım derim.
Satıcı önce sizi tartar: Alıcı mı değil mi, alıcıysa ne kadarlık alışveriş yapar, ufak şeylerin arasında şurdakı 100 liralık fidanı satsam da kardır diye düşünür.
Dorudan aceri sorarsanız 100 liralık fidanı hiçbirzaman o fiyata vermez size
Ukalalık gibi olmaz umarım ancak uygulamakta fayda var. Çok az insan güleryüze iki hoşsohbete dürüst davranıp size indirim yapıyor.
|