Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Milla
Sayın birnefestoprak,
Şu ana kadar hiç balkabağı yetiştirmedim. Nedeni de ailemizde hiç tüketilmemesi ya da ona ayıracağım alanı başka şeylere tahsis etmiş olmam sanırım.
Fakat eski bahçeli evimizin arkasında göçmen çok yaşlı bir bahçıvan amca vardı. Onun su kabağı uygulamalarını aşama aşama takip etmiştim. Fideleri bahçedeki çıplak dallı ağaçların altına ekiyordu ve ağaca, dallara sardırarak bir ağaçta koca koca su kabakları yetiştiriyordu. Ağaç resmen kabak ağacı gibi oluyordu. Her bir ağaçtan 10-15 kabak sarkıyordu ve kocaman büyüyorlardı. Kabak gibi türlerin sapları çok sağlam olduğundan kuruma esnasında daha da sağlamlaşıyorlar.
Güneyde kış için saklanacak; kocaman kavun, karpuzları sapını biraz fazla bırakılıp oradan doğal iple bağlayıp tavana asıldığını ve hiç bozulmadan tüketildiğini biliyorum.
Sanırım asma tekniği de böyle açıklanabilir.
|
Sevgili Milla,
Ailende tüketilmiyorken, üstelik gerekli şartların da yokken kaç çeşit bal kabağı tohumu almışsın! Hayret ettim doğrusu... Ben kabak türlerini dayımın işyerinin bahçesinde yetiştirdim daha önce. Su kabakları için mevcut ağaçları destek olarak kullandık. Evet, bir kökte 10-15 kabak olabiliyor ama bir su kabağının ağırlığıyla bal kabağının ağırlığını kıyaslayamazsın. Zaten su kabağı ya da lif kabağını yerde yetiştiremezsin. Toprağa değdiği yerden çürür, kurumaz... Ayrıca bu kadar çok kabak türünü bir arada yetiştirmeye kalkarsan da çok sağlıklı olmaz. Önümüzdeki yıl alacağın tüm tohumlar mutasyona uğramış olacaktır...