View Single Post
Eski 13-01-2015, 22:53   #31
Fatih ÇİÇEK
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 13-01-2015
Şehir: İZMİR
Mesajlar: 2
SALEP YETİŞTİRİCİLİĞİ


Dr. Mehmet TUTAR, Fatih ÇİÇEK,

Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Menemen İZMİR

Salep daha çok ülkemize has bir ürün olup Anadolu’da asırlardan beri kullanılmaktadır. Türkiye dışında az miktarda İran, Irak ve Suriye ile Avrupa ülkelerinden Yunanistan ve Fransa’da üretildiği ifade edilmektedir.
Salep; orkideler ailesinden bazı bitkilerin toprak altı yumrularından elde edilir. Yumrular kremsi, bej veya açık kahverengi renkte, oval, yumurta seklinde veya çatallı olabilirler. Yumrulardan elde edilen toz özellikle dondurma ve sıcak salep içeceği yapımında yoğun olarak kullanılmaktadır. Salebin dış satımı yasaklanmış olmasına karşın yapımında salep kullanılan çeşitli ürünler halen ihraç edilebilmektedir.


Resim 1. Salep Bitkisi Resim 2. Kuru Salepler

ORKİDELER

Orkideler yeryüzündeki en zengin bitki familyası olup bütün çiçekli bitkilerin %7 kadarını oluşturmaktadır. Büyük bir kısmı tropik bölgede olmak üzere 25.000’den fazla türü olduğu ifade edilmektedir. Türkiye’de ise ise orta kuşak orkideleri yayılış gösterir. Ülkemiz bu bakımdan Avrupa ve Ortadoğu’nun en zenginidir. 24 cinse ait 154 kadar orkide türü bulunmaktadır. Bunların 120 kadarı yumrulu orkidelerdir ve salep bunlardan yapılır. Farklı yörelerde dilçıkık, dildamak, çam çiçeği, çobançoluk, tavşan topuğu, katır tırnağı, çayır çiçeği gibi farklı isimlerle adlandırılmaktadır. Ülkemizde yetişen orkidelerin %13’ü (21 takson) endemiktir, yani sadece Türkiye’ye has bitkilerdir.

Resim 3. Dactylorhiza romana Resim 4. Orchis papillionacea
Orkidelerin çoğalmaları da diğer bitkilerden oldukça farklıdır. Sadece 50-60 kadar hücreden ibaret olan tohumları besi doku içermezler. Toprağa düşen tohumun öncelikle bazı toprak mantarları ile ortak yaşama girip onlardan besin temin etmesi gerekmektedir. Daha henüz bitki toprak üstüne çıkmadan gerçekleşen bu ortaklık bazı türlerde 2-3 yıl, bazılarında ise 14 yıl sürer. Ve nihayet tek yapraklı küçük orkide fideciği toprak yüzeyine çıkar. Bu fideciğin çiçek açma büyüklüğüne ulaşması da yine yıllar sürmektedir. Dolayısıyla orkideler oldukça zor çoğalan, bu yüzdende korunması gereken bitkilerdir.
Bitkiler kıyı kesimlerde sonbaharda görülmeye başlarlar. Kış boyunca gelişen bitkiler ilkbahar aylarında çiçeklendikten sonra ilkbahar sonu veya yaz başında tohumlarını olgunlaştırıp kurular. Ege ve Akdeniz sahilinde türlerin önemli bir bölümü Mart sonu – Nisan başında çiçeklenirken bazı türlerin çiçeklenmesi Haziran ayına kadar sarkabilmektedir. Diğer bölgelerde ise iklimin serliğini ile doğru orantılı olarak vejetasyon biraz daha geç seyretmektedir.
Oldukça ilginç bir türümüz olan Spiranthes spiralis (L) Chevall. ise sonbaharda çiçeklenmektedir. Çiçeklenme döneminde doğadan sökülen salep bitkilerinde (yumrulu orkide türleri) iki adet yumru görülür. Bunlardan bir tanesi daha koyu renkli ve pörsümüş olup, geçen yılın yumrusudur. İlkbahar sonu veya yaz başında bitki vejetasyonunu tamamladığında diğer bitki aksamıyla birlikte kuruyup kaybolacaktır. Diğeri ise daha açık renkli ve daha dolgun olan yeni yumrudur. Bir sonraki yılın bitkisini meydana getirmek üzere yaz aylarını toprak altında uyur halde geçirecektir. Kıyı kesimlerde sonbaharın ilk yağmurlarıyla, karasal iklimin hüküm sürdüğü iç kesimlerde ise kış sonunda havaların ısınması ile birlikte sürerek yeni bitkiyi meydana getirecektir.

SALEBİN ELDE EDİLİŞİ ÜRETİMİ VE TİCARETİ

Salep yumrulu orkidelerden elde edilmektedir. Çiçeklenme döneminde sökülen bitkilerin o yıl oluşmuş olan yumruları toplanır. Daha sonra iyice yıkanıp toprak kalıntıları uzaklaştırıldıktan sonra 15 dakika kadar kaynatılır. Kaynatma işlemi su, süt veya ayranla yapılabilmektedir. Süt veya ayran kullanmak salep randımanını arttırırken salebin depolama süresini de kısaltmaktadır. Genellikle su kullanılır. Yumrular kaynayan su içine atılarak 15 dakika kadar bekletilir. Erken toplanan saleplerde süre uzarken geç dönemde toplananlarda daha kısa tutulur. Keza geç dönemde toplanan yumrular fazla kaynatıldıklarında su içinde çatlayıp açılabilmektedir. Kaynatılan yumrular gölge veya güneş bir yerde serilerek kurutulurlar. Bazen kaynatma işleminden önce veya sonra yumrular ipe dizilmekte ve bir yere asılarak kurutulmaktadır. Kurutma işlemi hava şartlarına bağlı olarak 10 gün kadar sürer. Tamamen kuruyan yumrular çuvallara veya torbalara alınarak saklanır. Toptan ticareti genellikle bu şekilde kuru yumru olarak yapılmaktadır. Kurumuş yumrular taş değirmenlerde öğütülerek toz haline getirilir. Bu kullanılmaya hazır salep tozudur. Dondurma veya sıcak salep yapımında bu toz kullanılır.
Mevcut üretim, tüketim ve ihracatla ilgili farklı rakamlardan söz edilse de yıllık 30 ton kadar bir kuru salep üretimi tahmin edilmektedir. Bu üretimin yarısının iç piyasada kullanıldığı, kalan yarısının da çeşitli şekillerde yurtdışına gittiği öngörülmektedir. Bu da en azından 50-60 milyon orkide bitkisinin doğadan sökülmesi anlamına gelmektedir
Türkiye’nin hemen her bölgesinde salep toplanmaktadır. Ancak bazı bölgeler daha fazla öne çıkar. En çok toplandığı yerler Ege bölgesinin özellikle kıyı kesimi, İzmir, Aydın ve Muğla illeri, Akdeniz Bölgesinde Antalya çevresi, Mersin. Adana ve Kahraman Maraş, Batı Karadeniz Bölgesinde Kastamonu civarı, İç Anadolu’da Yozgat, Akdağmadeni, Doğu Anadolu Bölgesinde ise Van çevresidir.
Burdur Bucak ve Safranbolu salep ticaretinin önemli oranda gerçekleştiği yerlerdir. Ticaretin önemli bir kısmı buralarda gerçekleşir. Türkiye’nin değişik bölgelerinden toplanan salepler buralara getirilerek pazarlanmaktadır. Bunun dışında son yıllarda Suriye, Irak ve İran’da toplanan salepler Türkiye’ye getirilerek kullanılmaktadır. Bu anlamda Yüksekova ve Siirt’te pazar oluşmuştur.

KULLANILDIĞI YERLER VE KALİTE ÖZELLİKLERİ:

Toplandığı bölgeye ve orkide türüne göre büyük oranda değişmekle birlikte piyasaki ticari saleplerin bileşimi yaklaşık olarak şöyledir (Sezik, 1984);

%11-44 müsilaj
%8-19 nişasta
%2-3 redüktör ozlar
%1 proteik yapıdaki maddeler
%2-10 mineral maddeler

Salebin barındırdığı en önemli madde glukomannan yapısındaki müsilajdır. Bu madde yüksek miktarda su tutabildiğinden dolayı kıvam verme özelliğine sahiptir. Hacminin 400 katı suyu tutarak jel haline getirebilmektedir. İçerdiği nişasta da şişmeye yardımcı olur.
Piyasaya arz edilen salepler toplandıkları bölgeye göre farklı kalite özelliklerine sahiptir ve farklı fiyatlar bulmaktadır. Farklı bölgelerden toplanan saleplerin içerikleri Tablo 1.’de görülmektedir.
Tablo 1. Farklı bölgelerden toplanan saleplerin kimyasal içerikleri.
Toplandığı Bölge % Müsilaj % Nişasta % Nem % Kül
Antalya 40,12 8,40 12,38 9,64
Kastamonu 39,88 13,86 11,32 4,66
Maraş 11,62 19,13 8,62 3,59
Muğla 44,04 13,04 9,76 2,52
Silifke 41,02 17,70 10,22 4,08
Van 17,69 17,77 9,64 2,45

Toplandığı bölgeler yanında orkide türleri yumrularının içerdiği müsilaj yani glukomannan bakımından büyük farklılıklar gösterir. Muğla bölgesinde yetişen belli başlı salep orkidelerinin içerdikleri misülaj miktarları Tablo 2.’de görülmektedir. Görüldüğü gibi bazı türler çok düşük müsilaj içermelerine rağmen salep toplayıcıları tarafından toplanmaktadır. Zira toplayıcılar genellikle tür ayırd etmemekte, önlerine çıkan bütün yumrulu türleri sökmektedir.

Tablo 2. Muğla yöresinde yetişen salep orkidelerinde müsilaj oranları
Tür Misülaj Oranı (%)
Orchis anatolica 35,95
Orchis anatolica 57,04
Orchis italica 49,36
Orchis tridentata 24,50
Orchis pinetorum 50,11
Orchis simia 29,89
Orchis morio 32,11
Orchis sancta 15,70
Dactylorhiza romana 61,05
Anacamptis pyramidalis 44,72
Hymantoglossum longibracteatum 20,95
Serapias laxiflora 33,61
Serapias vomeracea 40,56
Ophrys fuciflora 9,60
Ophrys fusca 6,82

DOĞAL ORKiDE POPULASYONLARININ MEVCUT DURUMU

Salep orkideleri üzerinde çok ciddi baskılar söz konusudur. Bunlardan en önemlileri arasında plansız yapılaşma yer alır. Özellikle sahil kesimlerinde gerçekleşen yazlık ve turizm istilası, şehir ve köy yerleşim alanlarının büyümesi birçok orkide türünü tehdit etmektedir.
Diğer yandan plansız yapılan ağaçlandırma faaliyetleri sonucunda her yıl milyonlarca orkide bitkisi habitatları ile birlikte yok edilmektedir. Özellikle seyrek makilik ve bozuk orman alanları ile fundalıklar en önemli orkide alanları olmasına karşılık ağaçlandırma sahası olarak tercih edilmektedir.
Aşırı otlatma da orkideleri tehdit eden faktörler arasında sayılabilir. Özellikle çiçeklenme döneminde yapılan otlatma sonucunda çiçekler hayvanlar tarafından yenilmekte ve tohum olgunlaştırmaları engellenmektedir. Ayrıca hayvanlar tarafından çiğnenen bitkiler zamanla körelmekte ve ölmektedirler.
Şüphesiz orkideler üzerindeki en büyük baskılardan biri, beklide birincisi salep üretimi amacıyla toplanmalarıdır. Farklı kaynaklara göre değişmekle birlikte her yıl tahmini 50-180 milyon orkide bitkisi doğadan sökülmektedir.
Toplayıcılardan büyük bölümü çiçeklenme döneminde salep bitkilerini söküp, yeni oluşmuş yumruyu aldıktan sonra bitkiyi öylece bırakmakta ve ölmelerine sebep olmaktadır. Halbuki bazı toplayıcılar söktükleri bitkiyi yumrusunu aldıktan sonra tekrar dikmektedir. Bu bitkiler vejetasyonlarını tamamlamadan önce kendilerine bire yumru daha yapmakta ve ertesi yıl aynı yerden çıkmaktadırlar. Ayrıca bu bitkilerin tohumlarını yaymaları da sağlanmış olmaktadır.
Özellikle Ege ve Akdeniz sahil kesimlerinde dağlık alanlarda bulunan işlenmeyen zeytinlikler önemli orkide alanlardır. Buralarda yeterli toprak derinliği ve uygun meyil olmadığından toprak işleme yapılmamaktadır. Bu nedenle birçok salep orkidesi için uygun yetişme ortamı oluşturmaktadır. Ancak son yıllarda bu alanlarda herbisitle yabancı ot mücadelesi yaygınlaşmaya başladığından orkideler için bir tehdit söz konusudur. Karadeniz bölgesindeki fındık alanları için de benzer tehdit geçerlidir.
Son yıllarda uzun yıllar için kiralanan hazine arazileri ve bozuk orman alanları da risk altında olan yerlerdir.
Sonuç olarak birçok faktör doğal orkide popülasyonlarımızı tehdit etmektedir. O kadar ki; bazı türler 10’larla ifade edilebilecek sayılara düşmüştür. Diğer birçok tür de hızla azalmaktadır. Dolayısıyla en kısa zamanda bu bitkiler üretilebilmeli, doğadan toplama yerine tarımsal alanlarda yetiştirilmelidir.
ÜRETİM ÇALIŞMALARI

Salep özellikle ülkemize has bir ürün olduğundan başka ülkelerde üzerinde çok durulmamıştır. Gelişmiş ülkelerde özellikle tropik orkidelerin in-vitro şartlarda üretilmeleri ile ilgili birçok bilimsel çalışma yapılmıştır ve halen yapılmaktadır. Ülkemizdeki birçok araştırıcı da bu çalışmaları dikkate alarak salep orkidelerini doku kültürü yöntemi ile ile üretmeyi denemiştir.
İn-Vitro Çalışmalar:
İn-vitro şartlarda meristem, kültürü ve diğer hücre kültürleri denense de en ümitvar sonuçlar in-vitro şartlarda tohum çimlendirme çalışmalarından elde edilmiştir. Bu konuda Türkiye’nin farklı yerlerinde gerçekleştirilen birçok çalışmada tohumlar başarıyla çimlendirilmiş ve fidecikler elde edilmiştir. Ancak fideciklerin toprağa aktarılması aşamasında bitkiler genellikle enfekte olmaktadırlar. Birçok türde çalışma yapılmış olmasına karşın Orchis coriophora L.’de birçok yerde başarı sağlanmış olması dikkat çekicidir. Bu durum halen tam olarak aşılamamıştır. Son yıllarda orkidelerle ortak yaşayan mikorizaların da doku kültürlerinde kullanılması yaygınlaşmaktadır. Diğer yandan toprağa aktarılacak küçük fideciğin sökülecek büyüklüğe ulaşması yıllar almaktadır. Süs bitkisi olarak kullanılan tropikal orkideler yüksek fiyatlarla satıldığından yapılacak yatırım ve harcamaları rahatlıkla karşılamasına rağmen saleplik üretim söz konusu olduğunda her bitkiden alınacak ürün yaklaşık 20-25 TL/Kg fiyatla satılan 5 gramlık yumrudur. Dolayısıyla ekonomik bir salep yetiştiriciliği için doku kültürü yöntemleri gelecek vaat etmemektedir. Ancak ıslah çalışmalarında, ıslah edilmiş materyalin çoğaltılmasında başarı ile kullanılabilecek, üzerinde çalışılması gereken bir konudur.

Doğada Üretim Çalışmaları:
Son yıllarda mikoriza aşılaması yapılan doğal alanlara tohum ekiminin yapılması ile orkide bitkilerinin yoğun olarak çimlendikleri ve geliştikleri gözlenmiştir. Bu şekilde saleplik üretim söz konusu olmasa bile türlerin doğal ortamlarda korunması ve çoğalmaları mümkün olabilecektir.

Tarla Şartlarında Üretim:

Ege tarımsal araştırma enstitüsünde yapılmakta olan çalışmaların ilk bulgularına göre salep orkideleri tarla şartlarında ekonomik olarak rahatlıkla yetiştirilebilecektir. Bu konuda salep bitkilerinin sahip olduğu bazı özellikler kullanılmaktadır.

Kardeş Yumrularla Üretim:
Bilindiği üzere salep bitkileri her yıl bir adet yeni yumru meydana getirirken bir önceki yılın yumrusu diğer bitki kısımları ile birlikte kurumaktadır. Ancak yapılan gözlemlerde bazı bitkilerin birden fazla yeni yumru oluşturdukları görülmüştür. Bu durum izlendiğinde bazı türlerde iyi bakım şartlarında bitkilerin büyük çoğunluğu 2-3 yeni yumru yapmakta, bazı bitkiler 6-7 yumru verebilmektedir. Daha fazla yumru veren bitkilerin seleksiyonuna dayanan bir üretim ve ıslah projesi halen adı geçen enstitüde devam etmektedir.


Resim 5.- 6. Çok sayıda yumru veren bitkiler
Nisan ortasında hasat edilen yumruların depolanması ile ilgili çalışmalar da yürütülmüş, en uygun depolamanın herhangi bir iklimlendirmenin yapılmadığı adi depo koşullarında delinmiş plastik torbalar içine kuru talaşa katlanarak yapılabileceği sonucuna varılmıştır. Düşük sıcaklıklarda saklanan yumrular gereğinden erken sürmekte, açıkta bırakılanlar kurumakta ve yüksek oranda fire vermektedir. Depolamadan önce yumruların havadar ve gölge bir yerde 10 gün kadar soldurulması gerekmektedir.


Resim 7. Dikime hazır salep yumruları Resim 8. Elle salep yumrusu dikimi
Ekim ayında hazırlanmış olan dikim yastıklarına dikilen yumrular iklim şartlarına göre yaklaşık bir ay içinde sürerek yeni bitkileri meydana getirmekte, kış boyunca gelişen bitkiler Nisan ayında hasat edilebilmektedir. Özellikle ilkbaharda havaların ısınması ile birlikte toprak kurtları ve yaprak bitleri zarar yapabildiğinden bunlara karşı önlem alınmalıdır.

Resim 9. -10. Salep tarlası genel görünüm ve ot alma

Yetiştirme esnasında karşılaşılan en önemli sorun yabancı otlardır. Salep bitkileri küçük boyutlu ve yerde olduklarından yabancı otlara karşı oldukça hassastır. Bu nedenle en az 2-3 defa elle ot alma işlemi yapılmalıdır.
Organik gübreleri çok seven salep bitkileri kimyasal gübreden hiç hoşlanmamaktadır. Bu nedenle dikim yeri yanmış çiftlik gübresi ile bolca gübrelenmeli, kimyasal gübreler dikimden en geç 6 ay önce verilmiş olmalıdır. Vejetasyon periyodu boyunca yaprak gübresi haricinde gübreleme yapılmamalıdır. Çiçeklenen bitkilerde asimilatların önemli bir kısmı burada kullanıldığından yumrular küçük kalmaktadır. Dolayısıyla salep amacıyla yapılacak bir yetiştiricilikte çiçekler henüz küçükken mutlaka koparılmalıdır.
Yapılan çalışmalarda uygun şartların sağlanması halinde dekardan 800-1000 Kg taze yumru alınabileceği görülmüştür.

Tekrar Dikim Yöntemi:
Bazı türler en iyi şartlarda bile sadece bir yumru vermektedirler. Bu türlerin kardeş yumrularla üretilmesi mümkün olmamaktadır. Çiçeklenme döneminde sökülen bitkilerin tekrar dikildiğinde yeniden bir yumru vererek hayatlarına devam ettikleri bilgisine ulaşılmış ve bu konuda denemeler yapılmıştır. Sonuçta çiçeklenme döneminde sağlıklı olan bitkilerin hemen tamamının yeniden yumru oluşturdukları gözlenmiştir. Bu özellik üremesi zor ancak kaliteli salep veren türlerin üretim ve çoğaltılmasında kullanılabilecektir.

Resim 11. Tekrar dikilen bitkiler Resim 12. Bir yılda gelişen fidecikler
Tohumdan Üretim:
Bazı türlerin mikoriza içeren toprakta bir yıl içinde çimlenerek fideciklerin çıktığı gözlenmiştir. Bu fideciklerin hangi şartlarda ne oranda meydana geldiği ve ne kadar sürede sökülebilecek büyüklüğe gelebildikleri konusunda çalışmalar sürmektedir.

İLETİŞİM BİLGİLERİ
Fatih ÇİÇEK
Telefon:
0534 418 9945
0232 846 1331 Dahili 450
Fax:
0232 846 1107
E-Posta:
fcicek33@gmail.com
Adres:
Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü P.K. 9 Menemen/İZMİR





KAYNAKLAR
Anonim. 2009. Salep Üretim Projesi. Anasayfa.
Baytop, T. 1999. Türkiye’de Bitkiler İle Tedavi. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Yayın No: 3255/40 İstanbul. s:325–327.
Çağlayan, K., A. Özsavcı ve A. Eskalen. 1998. Doğu Akdeniz Bölgesinde yaygın olarak yetişen bazı salep orkidelerinin embriyo kültürü kullanılarak In-vitro koşullarda çoğaltılmaları. Turkish Journal of Agriculture and Forestry. 22 :187–191.
Ekim, T., M. Koyuncu, M. Vural, H. Duman, Z. Aytaç ve N. Adıgüzel. 2000. Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı (Eğrelti ve Tohumlu Bitkiler), Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Yayınları, Yayın No:18, Ankara. s: 24, 123,124,180.
Farhoosh, R. and A. Riazi. 2006. A Compositional On Two Current Types of Salep in İran and Their Rheological Proporties As a Function of Consentration and Temperature. Food Science and Thecnology Department Faculty of Agriculture, Ferdowsi University of Mashhad,91775-1163, Mashhad, İran :662.
Gönülşen, N., K. Önal, N. Ercan, K. Yıldızgördü, E. Şekeroğlu, M. Biçici ve A. Eskalen. 1996. Ege ve Doğu Akdeniz Bölgelerinde Doğal Yayılış Gösteren Orchidaceae Familyasına Ait Bazı Türlerin In-vitro ve İn-vivo Koşullarda Üretimleri Üzerinde Araştırmalar. Proje Sonuç Raporu. Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Menemen, İzmir.
Kasparek, M. and U. Grimm. 1999. European trade in Türkish salep with special reference to Germany. Economic Botany, 53(4) :396-406.
Korkut, A. 1986. Orkide ve salep. Hasat Dergisi, Nisan Sayısı :6.
Kreutz, K.A.J. 2002. Türkiye’nin orkideleri, salep, dondurma ve katliam. Yeşil Atlas Sayı:5 : 98-109.
Oğuz, B., A. O. Sarı ve A. Bilgiç. 2005. Ege Bölgesinde Yayılış Gösteren Bazı Salep orkidelerinin Üretim Olanaklarının Araştırılması. Proje Sonuç Raporu. Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Menemen, İzmir.
Önal, K. 1999. Ege Bölgesinde Doğal Yayılış Gösteren Orchidaceae Familyasına Ait Bazı Türlerin In-Vitro Koşullarda Üretimleri Üzerinde Araştırmalar. Turkish Journal of Agriculture and Forestry, 23 : 1057-1064.
Özhatay, N.,M. Koyuncu, S. Atay ve A. Byfield. 1997. Türkiye’nin Doğal Tıbbi Bitkilerinin Ticareti Hakkında Bir Çalışma. Doğal Hayatı Koruma Derneği Yayınları, İstanbul. ISBN 975-96081-9-7. s:103-106.
Sezik, E. 1969. Muğla Salebinin Menşei ve Kalitesi. TÜBİTAK 2. Bilim Kong. Tbl. Tıp.
Sezik, E. 1984. Orkidelerimiz. Sandoz Kültür Yayınları, No:6 ,İstanbul.
Sezik, E. ve B. Özer. 1983. Kastamonu Salebinin Menşei ve Kastamonu Civarının Orkideleri. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Temel Birimler Araştırma Grubu, Proje No: TBAG-424.
Sezik, E. ve T. Baykal. 1988. Maraş Salebinin Menşei ve Maraş Civarının Orkideleri. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Temel Birimler Araştırma Grubu, Proje No: TBAG-664.
Sezik, E. 1990. Salep Elde Edilişi ve Sonuçları. Bilim ve Teknik.Haziran Sayısı.
Sezik, E., S. İşler, N. Güler, Ç. Orhan, M. Aybeke, İ.G. Deniz ve O. Üstün. 2007. Salep ve Orkidelerin Tahribi. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Temel Birimler Araştırma Grubu, Proje No: TBAG-995.
Tamer, C. E., B. Karaman and O. U. Copur. 2005. A traditional Turkish bevarage: Salep. Reviews İnternational. 22(1): 47.
Tekinşen, K. K. 2006. Salep. Bilim ve Teknik Dergisi, Haziran : 76-77.
Tutar, M., A. O. Sarı, Y. Aksu, T. Taşkın, A. Kesici ve A. Bilgiç. 2009. Ege Bölgesi Salep Orkidelerinde Üretim Olanaklarının Araştırılması. Proje Gelişme Raporu. Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Menemen, İzmir.

Fatih ÇİÇEK Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön