|
Çok haklısınız. sayın ertugrula;
Konumuz dışında, ama mutlaka ele alınması gereken bir durum. Burada ifade edebilmek de ayrı bir şans,
Aslında kum midyeleri 3 mil üstünde avlanması, 3 mil altında ise, dalgıçlar tarafından elle toplanması gerekirken, ağır trol malzemeleri olan kapı tabir edilen mekanizma ile ve en küçük balık yumurtasını bile içine alabilen algar tabir edilen ağlarla deniz dibi adeta tarla süren çiftçi gibi sürülmekte ve hiç bir canlının kaçışı mümkün olmamaktadır.
Bu havza da yaşayan ve kıyıya yakın yumurta bırakan balıkların tam yumurta mevsiminde bu talana göz yumulmakta, tamda mevsiminde yani mart-haziran ayında gerçekleşmektedir. Her balığın avlanmasının yasak olduğu bu aralıkta, bu canilere göz yumulmakta olması gariptir.
Onlarda; Allah ne verdiyse, önlerine ne çıkarsa avlamakta, güya kum midyesi avlayan bu balıkçı tekneleri, kalkan balığı, barbunya, mezgit gibi dip balıklarının küçük büyük demeden, ambarlarına çekmekte, avlanma limitleri dışındaki ölçülere sığmayan bu balıkları en pahalı şekilde balığın yasak olduğu dönemde satmaktadırlar. En acısı da parmak kadar balıklar satılırken ilgililerin buna göz yumması olmaktadır.
Bir yandan bu balıkların yaşaması için elzem olan dereler Hes adı altında dizginlenirken, denizde de bu talanı yaşatanların, nasıl olur da, balıkların yumurta bıraktıkları dönemde, avlanma ruhsatı alabildikleri, denize bakış açımızın hangi ellerde olduğu ile ancak yanıt bulabilir. Tarla süren çiftçiye destek veren Tarım Bakanlığı ilgilileri, doğal olarak denizi sürene de destek verecektir. Anlayışları bu olsa gerek!..
İlginiz için teşekkürler, gelecek nesiller için, dileğim bu talanın son bulması.
|