Konu: Karga
View Single Post
Eski 05-06-2014, 01:42   #16
A_NOMAD
Ağaç Dostu
 
A_NOMAD's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
Kargalar

Kargalardan kendimi bildim bileli (daha doğrusu kargaları bildim bileli) rahatsız olmuşumdur hatta korkmuşumdur, sevmek bir yana nefret etmişimdir desem yeridir.

Öyle ki üstüme diktikleri şüpheci ve kindar gözleri, her bakışmamızda içimi ürpertmiştir ve her seferinde önce ben bakışlarımı kaçırıvermişimdir kendilerinden.

Kaba saba, kulak tırmalayıcı sese/ötüşe sahip, baş belaları ve kötücül kuşlar olmuşlardır hep benim için.


Ancak...

Son birkaç haftadır komşu ağaca yerleşen bir karga çekirdek ailesini gözlemliyorum. Daha doğrusu planlı/kasıtlı bir gözlemden ziyade tamamen spontan gelişen, merak dürtüsü ile (farkına bile varamadan) temellerini atmış olduğum bir süreç diyelim.

Aydınlık bir sabahtı ve balkonumun karşısına denk düşen evin duvarlarını sarmalayan asmalar henüz uyanmaya başlamıştı. Semtin kuşları geçici tünek olarak kullanıyorlardı kendisini ve tam da o sabah periyodik olarak o asmaya gelip giden bir karga fark ettim.

Hazır dikkatimi çekmişken başladım gizli gizli takip etmeye.

Işıl ışıl parlayan siyah tüyleri yer yer gümüşi gölgelerle süslenmiş, iri yarı, heybetli ve en azından o gün ve takip eden birkaç gün boyunca oldukça çalışkan bir karga...

Asmaya geliyor, homurdanma benzeri sesler eşliğinde kurumuş dallarından birini koparmak için başlıyor çalışmaya. Dalı gagasıyla ve bir ayağıyla kavrıyor, ileri geri defalarca bükerek çekiştirerek kopartıyor ve kopan dalı alıp aceleyle uçuyor...

Keşfettim ki (asmanın bulunduğu yönü evin ön kısmı kabul edersek) tam ters istikamette yani evin arkasındaki komşu ağaca gidiyor.

Ağacın yüksek kısmında ve tam orta hattında, birkaç dalın ana gövdeden çıkarak sepet örmeye uygun iskelet haline getirdiği bir bölge var. Ağacın yaprakları da asma gibi yeni uyanmaya başladığından o bölge net olarak görülebiliyor.

Karga, asmadan binbir zahmetle koparıp aldığı dalı o ağaca götürüyor ve sepet iskeleti gibi görünen ağaç dalları üzerine sistemli şekilde yerleştiriyor.
Sonra tekrar asmaya uçuyor, yeni bir dal kopartıp yuvasına adeta bir tuğla daha yerleştiriyor...

Bu hummalı çalışma aynı tempoda birkaç gün sürdü ve gözlerimin önünde, koca bir çanağa benzeyen, sapasağlam bir yuva inşa edildi.

Sonra bir karga daha görmeye başladım; yuvanın etrafında vakit geçiren, sürekli ortalığı derleyip toplayan, benim kargayla uzun sohbetler eden...

Sonradan anladım ki benim karga erkekmiş (bir de derler ki yuvayı dişi kuş yaparmış, yalan!) ve bu hanım kızımız da benim karganın müstakbel eşiymiş

Kargalar o çirkin ötüşlerinden başka ne sesler çıkarabiliyorlarmış meğer!

Sayamadım ama sesli iletişimleri; ötüş şekilleri, ses tonları, vurguları ile tam anlamıyla bir 'dil' denebilecek çeşitliliğe sahip.

İnanılmaz değil mi?

Kargalar, konuşuyorlar!

Üstelik konuşmalarına aynen biz insanlar gibi beden dilleri ile katkıda bulunuyorlar!

Her birinin farklı bir tarzı, tavrı, ses tonu, beğenisi kısaca kişiliği var!

O kaba saba heybetli karga dişisiyle konuşurken nasıl kibarlaşıyor, birini ve/veya dişisini tehlikeli bir davranışı nedeniyle ikaz ederken nasıl da otoriter ya da uzaktaki dişisine 'seni görebilecek mesafedeyim, endişe etme' derken nasıl ilgili ve güven verici...

Hele ki dişisinin kanat ve kuyruk tüylerini severken yaydığı sefkati görmelisiniz! Uzun uzun seyredilmeye değer bir görüntü, benim gibi kargalardan hiç hoşlanmayan birisi için bile...

Bir süre flört ettiler, baş başa gezmelere uçtular, birbirlerine yiyecekler ikram ettiler, baş başa yemekler yediler...

Sonra düğün dernek yapmadan, aile arasında kutlanan bir nikahla evlendiler.

Ciddiyim yaklaşık 15-20 kargadan oluşan bir davetli topluluğu ile 'kutlama yaptıkları' net olarak belli olan bir ritüelin akabinde birlikte yaşamaya başladılar!

Yuvalarının bulunduğu ağaç artık yapraklanmış olsa da mutfak penceremden çekirdek aileyi gözlemleyebiliyorum.

Dişi kuş son birkaç gündür sürekli yuvada oturmaya başladı belli ki yumurtaları var, bebek bekliyorlar.

Gün boyu erkek kuş yuvanın en fazla 1-1,5 metre uzağındaki bir dalda duruyor, gün içinde sadece belli aralıklarla dişisine yiyecek getirmek için uzaklaşıyor.

Yemek saatlerini seyretmek ayrı bir keyif; erkek yiyecek getiriyor, önce dişisine ikram ediyor sonra kendisi yiyor.
Sık sık dişinin kuyruk ve kanat tüylerini seviyor, dişiye sokuluyor, başlarını birbirlerinin omuzlarına yaslayıp öylece uzun uzun sarılıyorlar...

Geceleri yuvada birlikte uyuyorlar. Görülmeye değer, görüntüleri sarmaş dolaş yatıyor izlenimi veriyor.

Yağmur ya da şiddetli rüzgar olursa gündüzleri de yuvada birlikte oturuyorlar, birbirlerine sokulmaya fırsat kolluyorlar, erkek kuş dişisine inanılmaz sevgi gösteriyor (bu görüntü adeta bir magandanın ailesine karşı kibar bir beyefendiye dönüşüvermesi gibi).

Hayvancıklar ellerinden gelse masaya çiçek yerleştirip iki de mum yakacaklar

Şaka gibi 'romantik aşık kargalar'...


Ah bu arada erkek kuş parlak ve göz alıcı renklerde objeler bulursa hiç çekinmeden (ç)alıp dişisine hediye olarak, heyecan içinde götürüp sunuyor Dişi de kelimenin tam anlamıyla 'kırıtarak' sevgi gösterileriyle hediyeyi kabul ediyor

Bu da bir nevi dişinin mücevher, takı, makyaj sevmesi olarak algılanabilir

Bunları düşündüğüme inanamıyorum ama evet çok sevimliler çok...


Süreç henüz devam ediyor; daha yavrular çıkacak, büyüyecek, uçacak ve bildiğim kadarıyla kargaların aile bağları da insanlara benziyor o nedenle çocuklarından hiçbir zaman tam anlamıyla kopmayacaklar.

Kısmet olursa o safhalarını da gözlemlemeye devam edeceğim elbette ama şu kadarcık amatör gözlem deneyimim bile bana ömrümce yeter.

Bu çekirdek karga ailesi yüzünden kargalara bakışım değişti, hayranlık duymaya başladım, kapkara tüyleri hatta kulak tırmalayıcı sesleri bile hoşuma gitmeye başladı.


Ah kargalar!

Gönlümü çeldiniz

A_NOMAD Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön