Dün ve bugün kötü bir olay yaşadım. Cuma akşamı ahşap boyama yapmış ve arkadaştan fırça kurumasın temizleyeyim diye biraz tiner istemiştim. İşim bitince malzemeleri tiner, boya v.s. balkona çıkarttım. Bizim Urfa nın o bıktıran rüzgarlı gecesinden sonra tiner şişesi balkonun bir ucuna uçmuş. Sabah kalktığımda balkonda yarısı dolu bir su şişesi görünce üst kat komşunun çocuğu bizim balkona attı zannettim. Çöpe atmadan içindeki suyu çiçeklere dökeyim de öyle atayım dedim
Bir güzel şebboy ve kalancho ya boca ettim. Kalançoya dökerken kokusundan ayıktım. Eyvah dedim. Şişeyi balkonda bir tarafa fırlatıp hemen saksıları çeşme altında yıkamaya başladım. Altından bol bol su akana kadar defalarca suladım, suladım...Sabah ilk işim balkona çıkıp çiçeğe bakmak oldu. Şebboyun dibindeki yeni çıkanlar yanmış gibi pörsümüştü.Kalancho şimdilik sağlam şükür.Ben böyle kendi kendime pişmanlık yaşarken bugün eve temizliğe gelen eleman balkonu yıkarken, sen o can havliyle bir tarafa fırlattığım tiner şişesini al, şişeleri sakladığım poşetin içine koy.Ben de sabah kahvaltısında haşladığım yumurtaların suyunu şişelere doldurup daha sonra kullanmak istedim. Sen tut o şişeyi al başka şişe yokmuş gibi içine yumurta suyunu doldur, şans işte...Akşam üstü de kaktüslerime su vereyim dedim.O şişeyi alıp 4 tanesine su verdim, baktım bi acaip koku geliyor. Eyvah dememle saksıları aldığım gibi mutfağa koşmam bir oldu. Gülermisin, ağlar mısın. Eve bir tiner girdi öldürmediği çiçek kalmayacaktı. Sinir oldum. İnşallah kaktüslere birşey olmaz...Şişeyi aldığım gibi içini boşaltıp çöpe fırlatmam bir oldu...