View Single Post
Eski 11-12-2013, 09:59   #170
pria
Ağaç Dostu.
 
pria's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
'HES'LER ENERJİ ÜRETİM KAYNAĞI DEĞİL'

"Derelerin Kardeşliği Platformu ve bileşenleri; HES’lere karşıdır! Çünkü HES projeleri, iddia edildiği gibi temiz ve çevreci bir enerji üretim kaynağı değildir! Aksine, doğayı katleden plansız bir kapitalist projenin araçlarıdır. Ülke genelinde inşa aşamasında olan 179 HES için, başta Rize ve Artvin olmak üzere Giresun, Muğla ve diğer illerde çeşitli davalar açılmış, bu davaların sayısı elde ettiğimiz bilgilere göre 126’ya, sonuçlanan dava sayısı ise 103’e ulaştı. Bu davaların tamamında projeler için ‘yürütmeyi durdurma ve iptal’ kararları çıkması hukuksal anlamda, yasa ve yönetmelikler çerçevesinde verdiğimiz mücadelenin ne kadar haklı ve doğru olduğunu kanıtlamaktadır.

'VADİLERDE SU SESİNİN YERİNİ İŞ MAKİNALARININ SESİ ALDI'

Ancak, bu durum karşısında da olsa, yıllardır HES ve derelerin özelleştirilmesi odaklı projeler olumsuz sonuçlarını da doğurmaya başladı. Deneme üretimine geçen HES’ler nedeniyle derelerimizdeki su regülatörlerden tünellerle santrale taşındığı için, vadilerimizde kilometreler boyunca derelerimiz nerdeyse tamamen kuruma aşamasına geldi. Artık vadilerimizde su sesinin yerini, başka HES inşaatları için açılan yol yapımında çalışan iş makinelerinin sesleri aldı."

Orhan Düzgün (CHP Tokat Milletvekili):

'CAMİYE İKİ TORBA ÇİMENTO GÖNDERİP DİRENCİ KIRIYORLAR'

"HES’lerden üretilen enerji, Türkiye’nin ihtiyacının sadece yüzde 2'sini karşılıyor. Bütün bu katletikleri akarsularımızdan elde ettikleri oran sadece bu. Bir taraftan Türkiye büyük, güçlü bir ülke, ekonomimiz çok iyi diyeceksiniz, diğer taraftan ise yüzde 2 enerji için ülkenin bütün su kaynaklarını ele geçirip, havzalarını harap edeceksin. Buradaki temel sorun, su ya da enerji üretmek değil, temel mantık havzaları ele geçirmek. Çünkü suya sahipseniz herşeyi kontrol edersiniz. Kelkit’e kurulan HES ile istenilen, Niksar’dan başlayıp, Çarşamba’ya kadar bütün ovayı kontrol etmek. Hükümetin arka planınında şu var; aslında Amerika’daki gibi çok büyük araziler yaratmak ve bu birleştirilmiş arazileri tek kişiye vermek istiyorlar. Sonra suyun sahibi birgün gelip oradaki çiftçilere diyecek ki 'kusura bakma ben sana su vermiyorum'. Ve çiftçi mecburen topraklarından vazgeçecek. Şirketler de artık az çok bazı şeyleri biliyorlar. Köyün camisine iki torba çimento gönderiyor, birine bekçilik görevi veriyor, böyle çok küçük, devede kulak misali rüşvetler vererek o direnci kırmaya çalışıyorlar. Köylü tabi daha işin vehametinin farkında değil. Yarın elindeki suyla birlikte arazisinin de gideceğini göremiyor. Ne yazık ki gördüğünde de iş işten geçmiş olacak."

Şirketlere mahkum yaşayacağız

pria Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön