"Topraksız Tarım" ismini duyduğumda bana çok garip gelmişti. Ne yalan söyleyim önce korkmadım desem yalan olur! Zira dünyada (bir makalede okumuştum) kullanılan toprak alanı mevcudun yüzde 20'si olarak aktarılıyordu.
İsmi bile ürkütüyor insanı. Topraksız Tarım! Dünya yok olmaya yüz tuttu da topraksız yetiştirmeye geçtik! Geleceğin kötü habercisi gibi aynı.
Önce doğayı katlettik, şimdi minicik balkonda bir şeyler yapmaya çabalıyoruz. Yanlış anlaşılmasın; hoş bir uğraşı.
Beton yığınları arasında, bataklıkta açmış çiçek gibi. Tek dal domatesle de olsa bir şeyler yetiştirebilmek harika bir olay. Sadece bu bile Topraksız Tarım'ın sevilebilmesi için yeterli olsa gerek.
Bu arada Sayın Malina'nın eserleri bir harika. Gülmedim, kıskançlıkla tebessüm ettim.
|