Konu: Karabuğday
View Single Post
Eski 17-10-2013, 17:18   #1
pria
Ağaç Dostu.
 
pria's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
Karabuğday

Kara Buğday ve Greçka

İngilizcesi ''buckwheat'', Latincesi ''Fagopyrum esculentum Moench'' olan bu bitki ile teorik olarak tanışmamı Permakültür Yahoo grubuna gelen bir soru, yüzyüze tanışmamı ise Bayramiç - Yeniköy ziyaretimiz sırasında Mustafa bey sağladı. Fotoğraflar da Bayramiç - Yeniköy'den.

Üçgenler prizmasına benzer tohumunun tadına baktım ilk. Çörekotunu andıran, hoş, değişik bir tadı var. Önceki gün de, greçka yapıp getirdi komşularımızdan birisinin Gürcü yardımcısı Nana. Böylece bulgur pilavına benzer yemeğini de öğrenmiş oldum.



Marketlerde, pek çok yerde varmış artık karabuğday, bizim tanışmamız pek geç olmuş meğerse!

Genelde Ukrayna kaynaklıymış ticari olarak satılanlar. Yiyecek maddelerinde, Ukrayna denince, hem genetiği değiştirilmiş organizmalar konusunda pek çok çalışmayı sürdüren, uygulayan ülke olması açısından, hem de yıllarca önce yaşanan ve tümüyle topraklarından temizlenemeyen nükleer birikim açısından durup düşünür, uzak durmaya çalışırım...

Ama gel gelelim bu yeni tanıştığımız bitkinin faydaları da pek çokmuş. Hem insan vücuduna, hem de tarıma...

İnsan için faydaları arasında, kan şekerini dengeleyici özelliği benim için birinci sırada. Hamilelik sırasında yükselen ve bu aralar gene yükseldiğinden şüphe ettiğim kan şekerim yüzünden! Tip 2 diyabeti önleyici özelliği varmış.

Bundan başka, açlık duygusunu bastırırmış. Yağ içermeyen bitkisel protein deposuymuş. Bu sebeple rejim programlarına alınmış. İstenmeyen kollestrolün azaltılmasında etkiliymiş. Hormona dayalı kanser riskini düşürmekteymiş. Karaciğerin çalışmasını kolaylaştıran bir madde içermekteymiş. Yüksek tansiyon ve kansızlığa karşı koruyucu etkisi varmış. Bağırsakların düzenli çalışmasını sağlarmış.

Demir, çinko ve selenyum yönünden de zengin bir bitkiymiş. Antioksidanlar içermekteymiş.



Bitkiye gelince...

Tohumdan üretildiğinde, 6 haftada büyüyüp, 10 - 11.haftada olgunluğa erişirmiş. 75cm ile 125cm arasında uzarmış. Kuraklığa dayanıklı değilmiş.

Güneydoğu Asya kökenliymiş. Buradan Orta Asya'ya, Tibet'e, Ortadoğu'ya ve oradan da Avrupa'ya geldiği belirlenmiş. Buradan da Avrupalılar vasıtasıyla Kuzey Amerika'ya geçmiş. Ayrıca Japonya'da da polenlerine rastlanmış. Türklerin izlediği rotada yayılım gösterdiği halde yaygın olarak bu bitkiyi bilmiyor olmamız da ilginç!

Asitli ve verimliliği düşük topraklarda yetiştirilebilirmiş. Koyu renkli bal için çiçekleri idealmiş.

Yeşil gübre olarak, erozyon kontrol bitkisi olarak, doğal yaşama destek bitkisi(doğal yaşamın yok olup, yeniden canlandırılmasının istenildiği yerlerde) olarak kullanımı da yaygınmış.



Hasat mevsimi kısa iklimlerin, güneşin kısa süreli göründüğü ülkelerin ideal bitkisiymiş.
Dona dayanıklı değilmiş.

Polenlerini ve nektarını kullanan yararlı böcekleri çekmesi açısından, tarım zararlılarına karşı biyolojik kontrol aracı olarak kullanılmaktaymış. Herhangi bir böceğin ona zarar verdiği görülmediği için bu iyi bir özellikmiş.
Ayrıca zararlı otların yayılmasını önlemek amacıyla da kullanılmaktaymış.

Ardından mısır ya da soya fasulyesi ekildiği zaman, onların verimliliklerini arttırırmış.



Karabuğdaydan pek çok yemek de yapılmaktaymış. Noodle olarak kullanımı yaygınmış. Esmer ekmek yapımında unu kullanılmaktaymış. Asya'dan Avrupa'ya pek çok ülkeye özgü yemekleri varmış karabuğdayın, Japon yemeklerinin arasında da görmek mümkünmüş. Farklı ülkelerde, farklı yöntemlerle krep(akıtma) yapımında da kullanılmaktaymış.

Fotoğraflar:

Berceste: Kara Buğday ve Greçka

Karabuğday Tarla Günü - Bitkisel - FOTO GALERİ

Beslenmedeki önemi:

D-Life - Karabuğday

pria Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön