View Single Post
Eski 18-08-2013, 14:57   #1232
leventali
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
Yeni yeni terimler gelişiyor. "Sosyal Medya Canavarı" gibi. Olmak ya da olmamak. Kıstasını nasıl belirleyeceğiz? Üniversitede Nurgün Ersan adında bir hocamız vardı, sosyoloji dersimize giren. "Ben, Bence" demek, diyebilmek her babayiğidin harcı olmadığı gibi, her konuda da olmaz, demişti. Bir kişinin bence diyebilmesi için o işin en ileri derece araştırmalarında bulunmuş, deneylerinde bulunmuş kişinin olsa olsa hakkı vardır. O da yılların birikimiyle.
Her kelime kolay kullanıldığı gibi bu kelimede kolay kullanılıyor. Ve yeni yeni cümleler türüyor.

@ işareti çok eskiye dayalı bir işarettir, yazılımcı olarak teknik detaya girmeyeceğim. Ama hemen her alanda, iletilmesini istediğiniz mesajın direk o kişi ya da kişilere ulaşmasını istiyorsanız, onun nick' (kullanıcı adı)inin önüne @ işareti koyarsınız. Şu anda en yaygın kullanımı facebook, twiter vs...

Sosyal Medya Canavarlığı kıstası internet başında geçirilen zamanla ilgiliyse, şu an dünyada milyarlarca insan bu canavarı oluşturuyor. Ki ben de bunlardan biriyim.

Neden yazdığıma gelince: 9600 modemlerle bbs'lere bağlanıldığı dönem kadar eskidir internet kullanıcılığım. O zamanlardan bu zamana paylaşım amaçlı oluşturulan hemen her web sayfalarının (forumlar da dahil) binlerce kullanıcısı olur ama yazı yazan, yazmaya cesaret edebilen %1'i bile bulmaz. Bunun en büyük nedeni, insanların topluluk içinde sessiz kalmasıyla birebir aynı olduğunu düşünüyorum. Aşağılanma korkusu, çekingenlik, eleştirilme korkusu, küçük düşürülme korkusu, korkusu, korkusu...

Eğer akademik bir konumda site değilse, köylü Mehmet ağadan, Profesör Ahmet Bey'e kadar kitleyi kapsıyorsa sitenin içeriği, lütfen bırakın herkes dilediği gibi yazsın konuşsun. Türk Dil Kurumu gibi, siyasetin dibine vurmuş (sadece bugün değil, geçmişten bugüne) bir kurum varken, 20 yılda yazım kurallarını hallaç pamuğu etmişken, bugün kim Türkçe'nin doğru kullanımından bahsedebilir ki?

Elbette kimsenin iyi niyetini sorgulamıyorum. Ama artık bu konunun da suyu çıkarılıyor gibime geliyor. Hatalı bir cümle yazdı diye, imla kuralına uygun yazmadı diye, Türkiye'nin T'sini küçük yazdı diye, kesme işaretiyle ayırmadı diye, bağlaçları düzgün yazamadı diye, kişinin sorusundan çok yazısı eleştiriliyor. Tabi bunu okuyanlar da bir daha bir şey sormak ya da cevap yazmak için klavyenin tuşuna bile basmıyor.

İyi bir Türkçe kullanımı için, olanca çok insanın önce katılımcı olarak konuşması, yazması, cevap vermesi gerekmiyor mu? Hele ki bu kadar duygusal yapıda bir toplum için...

Bir bebeğin bile kelimeyi doğru telafuz etmesi için kaç yıl geçmesi gerekiyor?

Bu işin artık abartıldığı kanısındayım. Her kafadan bir ses çıksa da su akıp yatağını buluyor.

leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön