Bu arada yılbaşı gibi dinlenme ve kurumaya koyduğum eski kompostu, havaların ısınması ve balkona vuran direkt güneş ışığıyla kurutmaya başladım. Sonra dairesel kutudan çıkarıp; standart kutuya alıp, parçalara ayırıp, kurumayı hızlandırdım. Koku kurudukça yok oldu, tabi minik beyaz solucanlar da.. Ölmeden yakaladıklarımı sinekkapanlara verdim, bitkinin de işine yaradı.
Yeterince parçalayınca eklediğim mukavvaların ayrışmaktan çok uzak olduğunu görebildim. Zaten kış mevsiminde böyle bir şey de beklemiyordum. Tabi ki solucanların ayrışmaya yaptıkları katkıyı da göstermiş oldu bir nebze.
Yeterince parçalayabildiklerimi elekten geçirince ortaya bu güzel görünüşlü gübre çıktı.
Standart büyüklükte partiküller pürüzsüz bir yumuşaklık sağlıyorlardı, dokunmadan edemedim
Solucan gübresiyle ilk tanışmamı sağlayan numuneyi iki seneye yakındır tamamen kullanmadım. Arada hep kıyaslama için kullanırım. İki ürün kıyaslanınca benim üretimimin daha kahverengi olduğu ortaya çıktı. Karbon oranının yüksek olduğuna mı delalet eder emin değilim ancak renginden memnun olduğumu, görünüş olarak verimli olduğunu söyleyebilirim. Diğer giride fotoğrafı olan kompost da siyahtı, bu ise kahverengi. İleriki dönemlerde ikisinin karşılaştırmalı deneylerini yaparsam paylaşırım. Çünkü iki kompost da kullanılmadan bekliyor.
Gelişmelerle, belki bu sefer daha uzun bir zaman sonra görüşmek üzere.
Umarım hepiniz yaptığınız işlerde uzun dönemde başarılı olursunuz.