[Halil Balaban]

Sevgili Kardeşlerim Ayhan Ve Mesut,
Sizler istikametinizi doğru yola çevirmişsiniz. Yolunuz açık olsun. Bir kere markanıza bayıldım. Aynı ismi düşünmüşüz. Bravo size.
Satabilmenin şartlarından biride fark yaratmaktır. Bir zaman kuru yemiş paketliyordum. Daha paketli kuruyemiş yeni yeni görülmeye başlamıştı. İstediğimiz gramaja uygun, normal naylon tobanın biraz daha kalını. O zamanın ancak tek tarafa baskı yapabilen teknolojisine uygun naylon torbaları doldurup, ağzını baharatçılarda, kahvecilerde kullanılan ağız kapatma makinesiyle kapatıyorduk. Yani ambalajlamanın taş devri. Ben ambalajıma marka, logo, tarih, adres gibi standart bilgilerin yanın da birde ofis tipi plastik delikli çöp kovası resmi, yanında çöp atan bir çocuk sülüeti yaptırmıştım. Altında "Lütfen boş ambalajı çöpe atınız" yazıyordu. Kova ve insan figürünü yurt dışından gelen ambalajlarda görmüştüm. Ama o şekil de kullansam, o dönem için Antalya da çok kişinin anlamıyacağı aşikardı. Yazdığım o bir cümle ile, resim anlaşılılır hale gelmiş ve çok dikkat çekmişti.
Devamı var.