[Sudenur]

Sözde Ankara'da oturuyorum. Oturuyorum evet ama evim seralara çok uzak ve şahsi arabam yok. Bu durumda eşimin gönlünü yapmaya çalışmaktansa internetten alışveriş yapıyorum ve gelen bitkilere razı olmak zorunda kalıyorum.. Tıpkı Filbahri de olduğu gibi. Limon kokulu olduğu söylenen fidancık bana geldiğinde fena durumdaydı. Hem de öyle böyle değil, kupkuru bir dal üzerinde sararıp solmuş eciş bücüş bir iki yaprak ya vardı ya yoktu ve üstü böceklerle doluydu. İtiraz edip geri gönderecek olsam kesin ölürdü bitki, yaşatamazlardı ki.. Kıyamadım. Bahçeme değil de ortak bahçeye ekmek zorunda kaldım çünkü eşimden korktum. Şimdi bin türlü laf işit.. Site çocukları ve kızım kuru bir dal sanıp çekip koparmasınlar diye etrafına taşlar dizip bakımını yaptım. Şimdi bu durumda. Yerinden oynatmayı düşünmüyorum, uzaktan uzağa seveceğim..


Yine internet mağduriyeti yaşadığım bir bitki daha. "Gelin Tacı" çalısı. Kurtarmak için çok çabaladım ama kuru bir daldan öteye vardıramadım. Önümüzde ki baharda da canlanmazsa sanırım çöpe gidecek..


Tüm bu şanssızlıklara rağmen sattığı ürünün arkasında duran üreticilerle de yolum kesişti neyse ki.. Minyatür güllerim, dik büyüyen ve sarkan biberiye fidelerim, parfüm kutusu diye satılan gölge bitkim ve sedum türü olduğunu düşündüğüm bitkilerim çok sağlıklı halde geldiler ve büyümeye devam ediyorlar.