Temmuz ortasından beri nereye ne eksem diye düşünüp durdum.
İstedim ki dikeceğim bitkiler hem çok yıllık olsun, hem göz doldursun. Ve aynı zamanda mümkünatı var ise yaz kış yeşil kalsın. Ne çok şey istiyorum değil mi?
Bir çok bitki ve çiçeğin karasal iklime uyum sağlamayamadığını ve Ankara kışını atlamadıklarını öğrenince hevesim kursağımda kalsa da bir yerden başlamam gerek diye düşündüm ve alacalı taflan ve bodur abelia'lar diktim bahçemin bu köşesine. Elektirik direği çevresini bu şekilde düzenledim. Ana fikir sevgili
ilksenoztürk'e ait.
Sol tarafında ki tarha site üyemiz sayın es26'dan aldığım beyaz Zambak soğanlarını ektim. Gerçi ödemesini halen yapabilmiş değilim ama sevgili Eren bey, öyle ilgili bir satıcı ve tok gönüllü ki sağolsun, her biri yumruğum kadar olan beş iri zambak soğanını ben ödemesini yapmadan postalayıvermiş adresime. "Buradan tekrar teşekkür ederim.."
Elime geçer geçmez toprakla buluşturduğum soğanlar, iyice havalandırıp, perlit, ponza, yanmış hayvan gübresi ve dere kumu karıştırdığım toprağa gömüldü. Etrafına plastik bordür geçtim ki, eşim sulama yaparken mümkün olduğunca cimri davransın da soğanlarımı çürütmesin.
Haziran sonu gibi ektiğim baston gülümü internetten almıştım. Geldiğinde upuzun bir sopa üstünde bir iki dal ya var ya yoktu şimdi goncalarla dolu maşallah fakat dallar kontrolsüz uzuyor. Budama konusunda nasıl bir yol izlemem gerektiği hakkında hiç bir fikrim yok, Tiji güller ile ilgili başlığı da taradım ama yine kafam basmadı.
Gören okuyan üstadlarımız olursa önerilerini almak isterim.
Kasımpatlarımı bir kaç kez üstten çimdikledim ama yine yine tomurcuk yapmışlar, tekrar çimdiklemem gerekir mi bilmiyorum? Gece serin, gündüz sıcak buralar..
Devam edecek...