agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Ağaçlar > Meyve Ağaçları (Özel) > Zeytin
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 25-01-2010, 14:03   #1
Ağaç Dostu
 
Lilium's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-05-2008
Şehir: Balıkesir Gönen
Mesajlar: 7,546
Galeri: 106
Alıntı:
Dünyanın en büyük zeytinyağı üreticileri arasında yer alan Türkiye'de zeytin ağacı sayısındaki artışın durma noktasına gelmesi üzerine uzmanlar acil önlem çağrısı yaptı
Boş işkembe ile konuşmak kolay, sayının durma noktası boş ver, zeytini değerlendir durumunu iyileştir kendiliğinden gelişir önlem almanıza gerek kalmaz.

Alıntı:
Nedim Kalpaklıoğlu, Doğu Akdeniz'deki ülkelerde zeytin ağacı varlığını artırmaya yönelik önemli çalışmalar yapıldığını, Türkiye'nin bunun gerisinde kalmaması gerektiğini belirtti.
Sayın Nedim Kalpaklıoğlu sen var olanları değerlendir yeter.
Alıntı:
Türkiye'de de devletin zeytin ağacı sayısını artırmaya yönelik etkin önlemler alması gerektiğini, aksi halde bu önemli üründerekabet şansını kaybedeceğini bildirdi.
Devletin bu yönde zaten teşvikleri var, değerlendirmede zaafları var dünya kadar üretici aldığı desteklerle zeytin bahçeleri kurdular zeytini verecek yer ve ya kuruluş bulamıyorlar.
Sayın Nedim Kalpaklıoğlu'un alımla ilgili bir tek açıklaması varmı?
Alıntı:
Türkiye'de yılda 100 bin ton civarında gerçekleşen sofralık zeytinüretiminin büyük çoğunluğu iç pazarda tüketiliyor.
Birde altta dediğine bakın.
Alıntı:
Nedim Kalpaklıoğlu, ABD'nin yıllık tüketiminin 250 bin ton civarında, Türkiye'nin toplam üretiminin de üzerinde olduğunu belirtti.
Ne kadar ABD' ihracatın var onu söyle.

Birde şu deli dumrul yasalara bakalım

Alıntı:
Zeytincilik sahaları daraltılamaz. Ancak, belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik sahalarının imar hudutları kapsamı içine alınması hâlinde altyapı ve sosyal tesisler dahil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının % 10'unu geçemez. Bu sahalardaki zeytin ağaçlarının sökülmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının fenni gerekçeye dayalı iznine tabidir. Bu iznin verilmesinde, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı araştırma enstitülerinin ve mahallinde varsa ziraat odasının uygun görüşü alınır. Bu hâlde dahi kesin zaruret görülmeyen zeytin ağacı kesilemez ve sökülemez. İzinsiz kesenler veya sökenlere ağaç başına altmış Türk Lirası idarî para cezası verilir.
Sen zeytinlik sahalarını imara acacaksın, sonrada zeytin kesimini yasaklayıp 60
lira gibi cuzi para cezası uygulayacaksın. Buna kargalar bile güler.
Alıntı:
İşte bu kanuna göre isteyen arazisinden istediği kadar Zeytin Ağacı kesemeyecektir. Ama bu kanuna uyan veya uyulması için harekete geçen yoktur.
Yasa nerde burda, bu yasayı harekete geçirecek nerde, yok. Yoksa bu yasayı niye yapıyorsunuz be kardeşim demezler mi?
Bir toplumun geleceğini günlük siyasi söylemlerle günü geçiştirenler ne bu topluma ne bu ülkeye bir şey veremezler.
Yıllardır gözüm gibi baktığım emekliliğimde biraz getirisi olsun dediğim zeytin bahcemi ve benim gibi düşünen bir çok kişi zeytinini verecek yer bulamadığından masraf bari etmiyeyim düşüncesi ile sökmeye başlamışlardır. Sayın Nedim Kalpaklıoğlu'na ve o yasayı çıkaranlara duyrulur.

Ama onlar bunu duymaz lak lak lak sadece kunuşurlar.
Sonuç hiç bir şey.

Lilium Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-01-2010, 14:08   #2
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba.

Sn. Lilium,

Kızmakta haklısınız. Kanunlar yeterli veya yetersiz zaten kimse uymuyor. Yaptırım gücü yok. Kanunun uygulanmasından sorumlu olan yetkililer ise olan bitene şahit olmamak için arkalarını dönüyorlar Bu hepimizin problemi.

Genç Cumhuriyetimiz her yere yetişemiyor. Kanunlara uymayanları uydurmak sadece kanunları yapanların ve kolluk kuvvetlerinin görevi değil, Aynı zamanda milletin de görevidir.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk bu gibi durumlara düşüleceğini hissetmiş olacak ki Bursa Nutku'nu kaleme almaya gerek görmüş Mutlaka biliyorsunuzdur ama bu satırları Bursa Nutku'nun varlığını bilmeden okuyacaklar için aşağıya yapıştırıyorum

Alıntı:


BURSA NUTKU

Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek”

Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.”

İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!

Mustafa Kemal Atatürk

Herşey çok açık. Değil mi?

"Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir" demekle Devrimleri ve Cumhuriyeti Türk gençliğine ve Türk gencine emanet eden Ulu Önder, Kanunların uygulanmasından da sorumlu kılmıştır.

Bize düşen, yetkili mercileri bu konuda uyarmaktır. Yazacağımız dilekçeler ile, görevlerinin kapsadığı sorumluluktan haberi olmayan görevlileri göreve çağırmaktır.

Sadece bir dilekçenin yıllardır uygulanmayan kanunları hemen uygulanmasını sağlamaya yetmeyebilir. İkinci, üçüncü, onuncu, yüzüncü dilekçeden sonra sonuç alınacağına eminim.

Herkesi, gördüğü haksızlık ve aksaklıklardan dolayı, yetkilileri dilekçe yağmuruna tutmaya çağırıyorum. Göreceksiniz işe yarayacaktır. Bunu kendimiz için değil, gelecek nesiller adına bir vazife olarak telakki ederek yapmalıyız.

Milletçe haklarımızı aramakta biraz yetersiz olduğumuz doğru. Ama bir de hakkımızı aramaya başladık mı? önümüzde kimsenin duramayacağına inanıyorum.

Saygılar

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 14:52.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025