![]() |
Doğa ve Şiir
LAVANTA
Ordadır yazın eskittiği otlar arasında uzakta bir nehrin gürültüsünü kazar masmavi usturalar abanoz ağacına Ordadır uyuyan bir namlunun sessizliğiyle günün sabahlığında dudaklarının arasında bir ot, bir ıslık iz bırakmaz sisler gibi geçer ağaçların arasından varır kendini derinleştiren uçurumlara Ordadır, bir devin tavşan uykusunda aklında kımıldanan otlar, ağaçlar düşünü düşürdüğü sular yüzünü bıraktığı sular almamış zaman kalmış kireç altında çelimsiz bir kabuk başlamış yürek yarası ki ne zaman çarşılara çıksa silahsız onu vururlar göğsünde siyah bir yıldızla kalbinde kuruyan bataklık kırlara yakın durur, yanık kokulara serin çiy vakti çimenlerle konuşur ne zamandır çıkmıyor sokaklar açık artırıma ıssız bir kil ile gövdesini kateden bir ateştopu Kendini sakladığı sular altında ve son bir kez: ışık ve çamurda kaldı lavanta MURATHAN MUNGAN |
SÖZLER YAPRAK
bazı sözler karanlıkta söylenir, diyorum uykularımın birinde bazı sözler hiçbir zaman, diyorum kendi sesime uyanırken bazı sözler karanlıkta söylenir bazı sözler hiçbir zaman diyorum armaların birinde öyledir, iki yanı ağaçlı yollar, arasından geçip gitmektir şiir ağaçla, yolla, ne tarafa ve hangi zaman imgenin şiddetiyle çoğalır anlam parçalana parçalana geçtiğimiz yollardan onca yaprak düşer birkaç şiir kalır yalnızca o derin ağaçlardan kendi sesimize uyandığımız rüyalarda MURATHAN MUNGAN |
YAĞMUR TANELERİ
Damla düştü toprağa cemre misali En büyüleyici pırıltısıyla dün akşam, Mis gibi kokusuyla büyüleyen etrafı Eksikliğini hissettiğimiz ama söyleyemediğimiz, Tek tek ama beraberce kardeşcesine Göl gibi derler ya işte öyle durgun ve sessiz Üzüntülülerini paylaşırlar sevinçleri paylaştıkları gibi , Lisanlarıyla sevgiden bahsederler hep Esintisinde bir samyelinin bir ömür boyu, Rahatlatıyor tüm sevgiye muhtaçları şu yağmur taneleri. MURATHAN MUNGAN |
Bu şarkıları dinleme imkanımız var mı?
|
Sanırım bu şiirler daha bestelenmedi. Ama yeni türküyle temasa geçersek bu güzellikteki şiirleri besteleyebilirler.
|
Agaç ve müzik başlığına yazılınca, müzikal eserler sandım. İsterseniz bunları bestelendiği zaman bu başlığa yazalım.
|
Haklısınız Ağaç ve şiir adlı bir başlık olunca oraya taşınabilir **** dediğiniz gibi bestelenince yazarız.
|
şiir: Çağdaşlaşmak, Medenileşmek
ÇAĞDAŞLAŞMAK, MEDENİLEŞMEK
Çağdaşlaşmak köleleşmekse, Ben geçmişi geri istiyorum kardeşim, Betonarme binalar, gelecek buysa, Ben dağları, çayırları, Bulutların üstünde uçan kayalıkları geri istiyorum kardeşim. Sizin insanlığınız yabancılaşmaksa doğaya, Uzaklaşmaksa insanın doğasından, Ben şu engin dağların çayırlarında yağmur bulutlarını koklayan, Bir çoban olmak istiyorum kardeşim. Ben bir balıkçı olmak istiyorum, Islak, yağmur kokusunun altında, Dalgalarla boğuşan, fırtınalı, bulutlu havada, İnsanlardan uzak, Şirket insanlardan uzak, Kendi balığımı avlayarak yaşamak istiyorum kardeşim. Temiz havayı koklamak, Doğayı gözlemlemek istiyorum, Dağların arasından gelen, Serin suları içmek istiyorum, Ben sizin bana aşılamak istediğiniz yaşam şekliyle yaşamak istemiyorum kardeşim. Sizin insanı rahatsız eden seslerinizi çekmek istemiyorum, Şehrin ortasında herhangi sorumsuz birinizin yaktığı ateşin Evimin penceresine getirdiği, Özgür doğama ait olmayan, Naylon ve lastik dumanlarını, İçime çekmek istemiyorum kardeşim. Sizin insanlara verdiğiniz hizmetler, Süslü, parlak, cilalı paketler içinde, Doğallıktan, tazelikten uzak, Benim geleceğimi kurutuyor. Size karşı en büyük saldırı nasıl yapılır biliyor musunuz? Ben ot ve toprak kokularının arasında, Kendi tavuklarımı, horozlarımı yetiştirmek istiyorum kardeşim. Şu medeni diye isimlendirdiğiniz yaşam şekilleriniz beni yok ediyor. İnsanların kendi kendilerini yönettiğini söyleyip duruyorsunuz, Aslında bütün kuralları siz koyuyorsunuz, Sadece tek efendi siz olsun istiyorsunuz, Siz insanlara bilimsellikten uzak bilim satıyorsunuz be kardeşim. Siz yanlışlığını anladığınız doğruları, Başka insanlara satmakta ustasınız, Siz insanlara doğada benzeri bulunmayan özgürlükler satıyorsunuz, Ben medeniyetin de, özgürlüğün de doğada olduğuna inanıyorum. Ve sizin kim olduğunuzu biliyor, görüyor ve işitiyorum. Iyh be diyorum kardeşim ıyh, Ne sizinle, ne de sizin kölelerinizle yaşamak istiyorum. Yazan: Serdar(ben) |
Yüreğinize sağlık. Aramıza hoşgeldiniz Yaşam Sevgisi.
|
BAHARIN İLK SABAHLARI
Tüyden hafif olurum böyle sabahlar Karşı damda bir güneş parçası, İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar; Bağıra çağıra düşerim yollara; Döner döner durur başım havalarda. Sanırım ki günler hep güzel gidecek; Her sabah böyle bahar; Ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum. Derim ki: 'Sıkıntılar duradursun!' Şairliğimle yetinir, Avunurum. ORHAN VELİ KANIK |
DAĞLARDA ŞARKI SÖYLE
Al eline bir değnek, Tırman dağlara, söyle! Şehir farksız olsun tek, Mukavvadan bir köyle. Uzasan, göğe ersen, Cücesin şehirde sen; Bir dev olmak istersen, Dağlarda şarkı söyle! NECİP FAZIL KISAKÜREK |
Osman Karahasanoğlu_şiirleri
Çok değerli arkadaşlarım,çevreyi seven ve koruma azminde olan dostlarım.Sizlerle ilk şiirimi paylaşmak istiyorum genelde mesajlarımı şiirle vermeye çalışacağımdan şimdiden saygılarımı sunarım
Hoşça kalın Dostça kalın Ağaçları Koruyalım Ben sanatlara baktıkça Sanatkarı hatırlarım Ağaçları korudukça Canlıdır hep ağaçlarım Biz koruyalım çevreyi Sevmeyelim devirmeyi Hep ağaç yetiştirmeyi Bilmeliyiz biz sevmeyi Bak çevre bizim canımız Damarda akan kanımız Ağaçlarladır anımız Kesilmesin damarımız Osman Karahasanoğlu |
Yabancılık çekmek
Dost Yeli
Her yeni üye bir misafir Önce çeker yabancılık Daha sonra olur sefir Sonra dost yeli gelir ılık Ağaçlar yeşil olur kurumazsa Kimseler ormanı yakmazsa Maksat gölgede oturmaksa Koruyalım birlikte ağaçları Ağaç burda gölge burda Dostlara gel katıl olma hurda Kalmazsın yaya olarak yolda Koruyalım birlikte ağaçları Çevre,ağaç yeşil bitki süsümüz Gel katıl bize kalmasın küsümüz Gülsün hep berabar yüzümüz Koruyalım birlikte ağaçları Osman Karahasanoğlu 29.10.2008 |
BU SU
Çırpıntılı denize Her yakın dalışta Sakınsak da başımızı Günlerce kulak ağrısı Gidenden sestir bu. Sonra görme bozukluğu Karanlıkta karşımızda Oturduk aynı sofralarda Renkli kuşlar uçtu Boşalan kafestir bu. Ömrümüz süredursun Hayallerin peşini Doldurmak bir boşluğu Evlerde şurda burda Silinen izdir bu. Behçet Necatigil |
Gökyüzünden her toprağa düşününde her bir damlanı melekler taşımadı.
Sen neleri temizlemedin ki;kah kiri,kah pislikleri daha neler neler. Kanımıza karışmana sebep olan saflığınla beraber Manevi berraklığını kattın gül yüzlerimize, Ve her toprağa düşüşünde hayat buldu,can buldu insanlık. Kimi zaman pencerelerden süzülüşünü göz yaşlarımızıda ortak ettik, Kimi zaman yağan her damlanın altında yürüyerek yanlızlığımızı paylaştık,çare ol istedik. İnsanlığımıza hayat veren,can veren su!... Senin adına türküler ne şiir'ler yazıldı. Senin varlığından sebep Dicle,Fırat coştu Senin adına ne eller açıldı bir damlacık yağabilmen, Kurak topraklara ve beden'lere can verebilmen için!... Biz birbirinden meçhul ve çaresiz insanları sensiz bırakma!... SELDA |
Aramizdaki tüm şairlere hoşgeldiniz diyorum. Yüreğinize sağlık arkadaşlar. Şiirlerinizin devamını bekleriz.
|
onlar yükselmek için kafalarını kaldırıp mavi gökyüzüne bakarlar ve yükselmeye çabalarlar:bense yere bakarım TOPRAĞA,KARANLIĞA,DERİNLİĞE,ve böylece salarım köklerimi YÜKSELİRİM! EN BÜYÜK VE YÜCE AĞAÇLARIN KÖKLERİ EN DERİNDE VE EN KARANLIKTA OLANLARDIR ÇÜNKÜ!!!!!!!!FREDERİCH NİETSCHE
|
sezdirmeden,açımadan yüksek kalın duvarlar örmüşler dört bir yanıma
şimdi umarsızlık içinde oturuyorum ortasında nasılda fareketmedim duvarlar yükseldide, ses soluk işitmedim çalışan duvarcılardan, sezdirmeden kapadılar beni bu dünyanın dışına kavafis |
Ormanları,canlıları hayvanları ve dogayı koruyalım
Koruyalım ormanları
sahilde koyda gecekonduda sattılar yerlerine villalar oteller yaptılar dönüm dönüm arazi kaptılar sevelim ve koruyalım ormanları dağ başında karı yağmuru dumanı kıyamaz kimse sana varsa içinde imanı yaş kesenin başını keserim fatih'in fermanı sevelim ve koruyalım ormanları kanun garibana köylüye mezarda merteksin ölüye allah'ım akıl ver kesip satan deliye sevelim ve koruyalım ormanları ormanlarla çevrili yaylalar sellere bed olmasan ne düz kalır nede ovalar yokluğunda barınamaz dagılır çok yuvalar sevelim ve koruyalım ormanları gelinlik gibi süslersin dağları erozyonu önler doldurmazsın barajları islah etsin yarabbi sana kıyanları sevelim ve koruyalım ormanları havası suyu bir başka ihtiyaç duyarız her yaşta doğacak çocuğun hakkı var her ağaçta sevelim ve koruyalım ormanları mis kokar çayırı çimeni çiçekler bağrında beslenir kurdu kuşu böcekler yok oluncamı kıymetini bilecekler sevelim ve koruyalım ormanları sevgisiz hiçbir şey korunmaz ormanlar olmazsa bu dünyada yaşanmaz yok olmadan kıymeti bilinmez sevelim ve koruyalım ormanları her ağacın rengi yaprağı başka saymakla bitmez katkısı var önümüze gelen aşta koymayalım dünyamızı ve ahiretimizi ateşte sevelim ve koruyalım ormanları çocukluktan beri sevdim seveceğim koruyanı dost keseni düşman bileceğim bu sevgi bu düşünceyle öleceğim sevelim ve koruyalım ormanları ayhan yüksel 20/02/2008 |
Alıntı:
önce agaclar nete üye olan herkese saygılar cok güzel konular duyarlı yaklaşımlar egitici ögretici bircok forumlar hepside faydalı ben cok ufak bir orman köyünde dünyaya gelmişim babamda ormancı bende orman muhafaza memuru olarak görev yapmaktayım dogrusu görevim geregi bu tabıyatı ,ormanları,canlıları vs katkım olmuşsa helal ekmek yemişimdir yoksa yedigim ictigim hepsi haramdır cünkü yaradılanları sevecegiz yaratandan ötürü dogada ibret alınacak okadar örnek varki onlarda beni bir doga aşıgı etti bu vesile ile her insanın görevi olması gerek dogayı korumak önerilerinizi ve görüşlerinizle cevremizi aydınlatalım şimdiden katılan herkese sansuz saygılar |
Türkiyem
Türkiyem
çay akarsu gölleriyle şehir kasaba köyleriyle çeşit çeşit dilleriyle senden güzeli varmı türkiyem. Dagı ormanı yaylasıyla bag bahce ovasıyla verimli verimsiz tarlasıyla senden güzeli varmı türkiyem. Alevi sünni kürdü ile görmeyi deger vandan edirneye topragında çeşit çeşit madeniyle senden güzeli varmı türkiyem. Denizleri koylarıyla asvalt sitebilize yollarıyla akar suları coşkuyla senden güzeli varmı türkiyem. Yazı kışı dört mevsimiyle kürdü lazı arnavut çerkeziyle başka vatan yokki bize senden güzeli varmı türkiyem. Ayhan yüksel |
Merhaba arkadaşlar ben yeni üye oldum yanlış yaparsam şimdiden özür dilerim kücüklükten beri hep işim toprakla ormanla dogayla ugraşmakla geciyor günlerim meslegim geregi dogayı,cicekleri,tüm agacları,kısacası yaratılan ne varsa ibret alarak sevmeye calışıyorum hobilerimde başta şiir yazmak cicek ve agac yetiştirmek geliyor.
Yarışma deyince bende şiirlerimden birtanesini yazmak geldi icimden bilmem dogrumu yaptım yeni şıcagı sıcagıyla tokat reşadiyede yedi canımızı kaybettik bende reşadiyede orman muhafaza memuru olarak görev yapmaktayım her gün gelip gectigimiz yere hayince pusu kurarak şehir ettikleri askerlerimize yüce allahtan rahmet diliyorum inşallah mekanları cennet olur kurşun sıkan şerefsizleri naletliyorum tüm türkiyemizin başı sag olsun der okuyan yorum yazan öneride bulunan bütün arkadaşlara saygılar sunuyorum |
Tanıyamazsın güzelim
kayın göknar çam ormanı eksik olmaz dağların dumanı kemençe sazı davul zurnayı gelip görmeden bilemezsin güzelim serin olur yeşil yaylalar çise düşer yağar yağmurlar burçak gelincik döşeli tarlalar gezip görmeden tanıyamazsın güzelim soğuk suların ürünü ala balıktır azığında ekmeğine soğan katıktır gariban fakir ama sözüne sadıktır oturup kalkmadan tanıyamazsın güzelim yüksek tepeleri derin vadileri allah güzel yaratmış bizim elleri biraraya gelince susmaz şirin dilleri birarada olmadan tanıyamazsın güzelim aslı azmaz soyu bir ocak tanışmak isteyene açarız kucak gezdiririz köy kasaba bucak bucak gezip görmeden tanıyamazsın güzelim ilkbaharda nergiz çiğdem kardelen yazın sümbül salep kekik ve geven sonbaharda kuşburnu alıç ile ergen tadıp bakmadan tanıyamazsın güzelim ayhan yüksel hep anlattın memleket diye diye yuvada kaldın herkesi kendin gibi iyi ve dürüst sandın alış veriş etmeden yola gitmeden tanıyamazsın güzelim ayhan yüksel 17/09/2008 |
Kars Kağızmanlı Şair Hikmet Aksu'nun (Mahlası: Cemali Hikmet) Doğa Sevgisi adlı bir şiirini takdim ediyorum:
DOĞA SEVGİSİ Doğadır babamız hem de anamız, Doğayı sevmeyen insan değildir. Verdiği nimetle olur kanımız Doğayı sevmeyen insan değildir. Bünyesinde türlü çeşit yiyecek, Kaynağından gelir berrak içecek, İnsan olan elbette ki sevecek, Doğayı sevmeyen, insan değildir. Selâm! Dağ-taşına,ova, yaylalar, Selâm olsun yazın yağmur, kışın kar, Duyun! Ey o aşkı edenler inkâr; Doğayı sevmeyen, insan değildir Canlısı-cansızı bin âlem yaşar, Sırrına erilmez, aklımız şaşar. Haykırır semâdan uçuşan kuşlar; Doğayı sevmeyen, insan değildir.' Koyun, kuzu meleşirken bayırda, Çoluk, çocuktarlalarda,çayırda. Şekil veren oyken şu güzel yurda, Doğayı sevmeyen, insan değildir. Bülbüller ötüşür gülün dalında, Meneşke morunda lale alında. Görünen bir cennet, ormanlarında Doğayı sevmeyen, insan değildir. Geceyi ay,yıldız, ediyor ak-pak Gündüzün güneşe yol verir şafak, Denize, ırmağa, vadiye dön bak; Doğayı sevmeyen, insan değildir. Bulutlar, rahmeti indirir yere, Atmosfer rüzgârla çıkar sefere. Andolsun yerlerden ta ki göklere, Doğayı sevmeyen, insan değildir. Yaradan, her nimet ile doldurmuş, Dikenin yanına güller kondurmuş. Bir nur çevresinde ruh oluşturmuş, Doğayı sevmeyen, insan değildir. Kimi sevdalıdır, kaşı karaya, Ben de sevdalıyım, toprak anaya. Sözüm her kuşağa, ana, babaya; Doğayı sevmeyen, insan değildir. Bozarsak dengeyi, olur mu hayat? Her şeyim onundur, olmuşsam abat, Cemali Hikmet'ten devralan, anlat; Doğayı sevmeyen, insan değildir. |
Kars Kağızmanlı Şair Adnan Durdağı'nın Ağaç adlı şiir:
Ağaç Dünyanın ciğeri ağaçtır ağaç Yanınca ormanlar kalıyor kıraç İyi uğraş için ne güzel süreç Bir ormanı koru bir de yeşili Ağaç dünyamızın yeşil örtüsü Kurmak istiyorsan sevgi köprüsü Fidanla bestele barış türküsü Bir ormanı koru bir de yeşili Ağaç sevgi ağaç verim ağaç su Ağaç yaşam ağaç hayat ağaç bu Ağaç hava ağaç cennet doğrusu Bir ormanı koru bir de yeşili Bir çok tatlar onda lezzet ondadır Dertlere ilaçtır sıhhat ondadır Dünya nimetidir servet ondadır Bir ormanı koru bir de yeşili Onunla büyüdük onla gideriz Ekşiyi tatlıyı hep ondan yeriz Ağaçsız dünyada nasıl ederiz Bir ormanı koru bir de yeşili Ağaçlar yaşamın tadı lezzeti Ağaçlar ülkemin milli serveti YETİMİ ağaca yapar hizmeti Bir ormanı koru bir de yeşili |
Şair Adnan Durdağı'nın Durdur Erozyonu adlı şiiri:
Durdur Erozyonu Kesilir ağaçlar ormanlar yanar İçimde yaradır kapanmaz kanar Sanma ürün olur ne kuşlar konar Durdur erozyonu toprak gidiyor Rüzgar parça parça alır süpürür Yağsa yağmur seller gelir götürür Dünya çoraklaşır hayat bitirir Durdur erozyonu toprak gidiyor Kurudu akmıyor coşan dereler Topraklar taş olur beni yaralar Dikmezsen ağacı gelmez çareler Durdur erozyonu toprak gidiyor Bak YETİMİ ADNAN bir çare arar Dikersen yeşili dünyayı sarar Kucaklar toprağı veremez zarar Durdur erozyonu toprak gidiyor Adnan Durdağı |
Şair Adnan Durdağı'nın Çevre adlı şiiri:
Çevre Yok saydınız yasa ile kanunu Erittiniz kutupların donunu Getirdiniz dünyamızın sonunu Çevremizi kirlettiniz zalimler Karış karış bitirdiniz doğayı Zehirlediz bu evreni uzayı Söndürdünüz onbinlerce yuvayı Çevremizi kirlettiniz zalimler Dünya bizim servetimiz, varımız Varmı başka sığınacak yerimiz N'olur acep dediniz mi sonumuz Çevremizi kirlettiniz zalimler Çevre kirliliği arttıkça arttı Hastalıklar facialar yarattı Sorumsuzluk dünyamızı kararttı Çevremizi kirlettiniz zalimler Ozon tabakası şimdi hasarlı Bu evrende kalmaz artık bir canlı Duyarlı olalım biraz duyarlı Çevremizi kirlettiniz zalimler Adnan Yetimi'ye kulak ver dinle Bindiğimiz gemi batacak anla Vicdanın var ise dost ol çevrenle Çevremizi kirlettiniz zalimler Adnan Durdağı |
1 Eklenti(ler)
Bir kayadan duman duman
On yedi metre atlayan Dağ kokusuyla yüklü su. Boşluğa fırlayınca, saç Düştüğü yerde üç kulaç Mavi su, ak köpüklü su. Şi'rin elindesin bugün Eski masalların bütün Canlanacak birer birer. Akhalılar da bir zaman Şair, ilâhe, kahraman, Şi'rini burda içtiler. Hepsi tapardı rengine, Rastlamamıştı dengine, Hiçbiri, mor Tesalya'da. Öyle füsunludur bu yer Şi'rine borçludur Homer Çünkü senindir İlyada. Eski, uzun zamanların, Tığ gibi kahramanların Türküsüdür sesin henüz. Dağda hayat uyandıran Taşları duygulandıran Bir son ilâhesin henüz. Afrodit olmadan ilâh Dağdan inerdi hersabah Elde gümüş hamam tası. Burda çıkardı örtüden Kimseye gösterilmeyen Gerdanı, göğsü, kalçası. Altına mavi mermerin, Üstüne ak köpüklerin Kurt gibi saldırırdı hep. Kimseye belli etmeden, Hırsla kucakladıkça sen, Göğsünü kaldırırdı hep. Burda Moğol, Yunan, Mısır, Med, Roma, Türk, asır asır Taptı döküldüğün yere. Tanrıların konakları, Orduların otakları Burda ererdi göklere. Söylediğim masal değil; Atları, kahraman Aşil Burda sulardı bir zaman. Burda gezerdi Keykubat, Burda keserdi Mihridat, Burda içerdi Antuvan! Göğse nasıl batarsa diş Öyle derinden işlemiş Taşlara Hektor'un izi. Söyle, bugün niçin, neden Bunca ilâhlığınla sen Kulluğa almadın bizi? Halbuki bir Yunan kadar, Hüsnüne her tapan kadar Tapmayı biz de anlarız. Bizleri başka görme sen; Hüsnü, Huda kadar seven Gönlü temiz adamlarız. Hepsini at da bir yana, Bari o günlerin bana Şi'rini söyle tatlı su. Şi'rini, geldiğin yerin Şi'rini, eski günlerin Söyle, köpük kanatlı su! Mustafa Seyit SUTÜVEN |
Bir mayıs sabahını yaşayacak böcekler
Çılgın karanfillerle dolacak yeşil saksın, Ve sen bir fidan gibi yeşermiş olacaksın, Serin, çakıl yollarda kuşlar birikecekler. MELİH CEVDET ANDAY |
1 Eklenti(ler)
Doğa ve şiir... Doğa; kurulabilir her cümlede aslında kullandığımız her kelimede doğadan birşeyler yok mudur? Vardır elbet.
İlkokul arkadaşınıza mektup yazmak gelir seneler sonra aklınıza ve mutlaka bir ağaçtan düşmüşlüğümüz olmuştur anımsayacak... Ya da bir çiçek kopardığınız, okul dönüşü bahçeli bir evin yola taşan güllerinden... Anımsadığınız geçmiş doğadır zaten. Bir ağacın altında serilip yattığınız, üzerinize çıkan böceklerin kaşıntısıyla cırladığınız. Mesela en çok ergen döneme geçişte hatırlarız havanın önemini. :) Sevdiğimizle soluduğumuz aynı hava hani. Hani yaşamımızın kaynağı su... Hani otobüs yolculuklarında sizi camlara yapıştıran yemyeşil ovalar, renk renk kır çiçekleri. İfade etmek istediğimiz herşey değil miydi doğa? Okyanuslar kadar sevmez miydik annemizi? Denizler kadar derin değil miydi sevdamız? Bir asırlık çınar gibi kök kök uzanıp, beklemeyecek miydik gidenleri? Bir ateş böceği gibi aydınlatmayacak mıydık çocuklarımızın karanlıklarını? Biz neyi doğasız yapabilirdik ki şiiri yazmayalım... Kime, neye, ne için yazarsak yazalım nehirler kadar taşmamış mıydı duygularımız? " Biz, doğaya mecburuz... " Şiirde, resimde, tiyatroda, sinemada, heykelde, kemençede, sazda, kavalda, çocukken, büyümüşken, henüz nefes alırken ve hatta toprağa karışırken... Doğa ve şiir... Doğa sesimizdir, şiir dilimiz... E içine bir de fotoğraf girince gözümüz de olur... Biz doğaya mecburuz... Dallarına ıssızlık çökmüş bir ağacın altında otururken, ölmüş bir ağacın gövdesinden bir bankta... Eklenti 143190 Sıyrılmış kalabalığından, en hissiz yalnızlığın dalında asılı kalmak mı? ölüm dedikleri şey. beyaz mı siyaha, ... siyah mı beyaza? hangisi yaraşır birbirinden başka, ve yakışır bu denli yaşamaya... Ayak izlerinin soluğunda gölgeler, nefes alıp verdikçe, boşanır dalları asırlık ağaçların. Üşümek istemek mi? Yaşam dedikleri şey; Sonunu görmek mi ki? Bir ağaç için ölüm.. Dibinde kendinden bir bankta... 14.09.09 Asuman Altun Kısa... |
Çiğdem Der Ki Ben Alayım
Sivas/Şarkışla-Aşık Veysel Şatıroğlu-Muzaffer Sarısözen Çiğdem Der Ki Ben Alayım Yiğit Başına Belayım Hepisinden Ben Alayım Benden Ala Çiçek Var Mı Çiçek Var Mı Hey Al Baharlı Mavi Dağlar Yarım Gurbet Elde Ağlar Lale Der Ki Be Hey Tanrı Benim Boynum Neden Eğri Yardan Ayrı Düştüm Gayrı Benden Ala Çiçek Var Mı Çiçek Var Mı Hey Çayır Çimen Doldu Dağlar Yarim Gurbet Elde Ağlar Nevruz Der Ki Ben Nazlıyım Sarp Kayalarda Gizliyim Mavi Donlu Gök Gözlüyüm Benden Ala Çiçek Var Mı Çiçek Var Mı Hey Al Baharlı Mavi Dağlar Yarim Gurbet Elde Ağlar Sünbül Der Ki Boyum Uzun Yapraklarım Düzüm Düzüm Beni Ak Gerdana Dizin Benden Ala Çiçek Var Mı Çiçek Var Mı Hey Çayır Çimen Doldu Dağlar Yarim Gurbet Elde Ağlar doğayı en iyi anlatan halk ozanından Aşık veysel den bir türkü sözü http://www.youtube.com/watch?v=wWFUWtuXkjc yorumda tabiiki velihatı cengiz abimizden |
Yel estikçe dalgalanır dalları
Türlü türlü seda verir ağaçlar Tertip olmuş kuğu gibi dilleri Türlü türlü seda verir ağaçlar Bahar gelir yaprak açar yaz olur Aşka düşen ateş olur köz olur Kaval olur keman olur saz olur Türlü türlü seda verir ağaçlar Yel değdikçe ince dallar ses verir Yeşil yaprak etrafına sus verir Aşılarsan meyvesini has verir Türlü türlü seda verir ağaçlar Balta gelir yalağından yadeder Usta gelir keman yapar ud eder Yanık sesli kaval ne feryadeder Türlü türlü seda verir ağaçlar Davul olur gümbür gümbür gümüler Zurna olur ince sesle ininler Gıranata derdlerimi yeniler Türlü türlü seda verir ağaçlar Kalem olup her lisanda okuyor Ana sesi ciğerimi yakıyor Dallarda çeşitli kuş şakıyor Türlü türlü seda verir ağaçlar Yazar : AŞIK VEYSEL |
Sunulan cennetti dünya
doğasıyla, ırmaklarıyla başka yerde arama, herşey etrafında. Filliğe soyunduk ezdik, ne ot kaldı ne saz, umursamazsan doğayı o seni hiç takmaz. Ağaçlardı doğanın akciğeri üzerine oturduğumuz yeşil minderi filliğe soyunduk ezdik. Ne ot kaldı ne saz umursamazsan doğayı o seni hiç takmaz. |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 04:49. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025