agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Hayvanlar > Yabani Hayvanlar > Yabani Hayvanlar / Genel
(https)




Beğeni Düzeni11Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 12-11-2008, 08:51   #1
Ağaç Dostu
 
ertugrula's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-10-2008
Şehir: Silivri / İstanbul
Mesajlar: 114
Tilki çiftçinin dostudur!..

Çevre ve doğa koruma hareketleriyle ilk tanıştığım yıllardı. Yetmişlerin sonu ya da seksenlerin başıydı sanırım. Yeni tanıştığım bir arkadaşın evinde bir afiş görmüştüm. Afiş Fransızca'ydı ve üzerinde bir tilki resmi vardı. Ne olduğunu sorduğumda arkadaşım anlattı. Fransızların Tarım ve Orman Bakanlığı ya da onun yerine geçen hangi kurumsa o yayınlamıştı afişleri. Afişler yanlış hatırlamıyorsam altmışlı yıllara aitti.

Afişte, tilkilerin, çiftçilerin dostu olduğu, mutlaka korunmaları gerektiği anlatılıyordu. Arkadaşım afişi Fransa'ya yaptığı bir gezide görüp almıştı. Afişler, arkadaşımın anlattığına göre, Fransada tüm köylerde aradan geçen on yıllar sonra bile hala asılıymış.

Peki, nereden çıkmış bu tilki sevdası derseniz, orası çok ilginç. Hani şaşırtıcı bir durumla karşılaştığımızda çok zaman söyleriz ya, böylesi yalnız Türkiyede bulunur, başka yerde rastlayamazsınız diye. Aslında bu yanlış bir düşüncedir. Sadece başka yerlerde daha önce olup bitmiştir bu gibi şeyler, o nedenle biz karşılaştığımızda bize şaşırtıcı gelir. Yoksa bir sürü başka şey gibi aklı evvel yöneticiler de sadece bizde yoktur. Onlardan da dünyanın her tarafında bolca vardır.

Ellili yıllarda Fransadaki bazı aklı evvel yöneticiler, tilkilerin, çiftçilere, özellikle tavukçuluk ve küçük baş hayvancılıkla uğraşanlara zarar verdiğine karar vermiş ve bir sürek avı başlatmışlar. Bu bir tilki katliamına dönüşmüş. Kısa sürede kırlarda, ormanlarda tilkiye rastlanmaz hale gelinirken başka bir durum ortaya çıkmış. Ortalıkta fareden geçilmez olmuş. Tarla farelerinin sayısındaki inanılmaz artış çiftçileri ne yapacağını bilemez hale getirmiş. Bunun üzerine daha aklı başında bir takım yöneticiler, tilkilerin koruma altına alınıp, çoğaltılmasıyla bu sorunun çözülebileceğini düşünmüşler ve ellili yılları tilki katlederek geçiren Fransız çiftçileri, altmışları tilkileri koruyarak ve çoğalmalarını sağlayarak geçirmişler. Bu süreçte tilkileri avlayanları da düşman kabul etmişler ve ağır cezalar getirmişler.

Amerika'yı yeniden keşfetmenin gereği yok. Ne yapılacağı bellidir. Aslında, insanlar için hiçbir zararı olmayan doğal düşmanları çoğaltarak tarla fareleriyle mücadele etmek çok kolaydır. Ne, dönüp dolaşıp yine insanlara zarar verecek zehirlere ihtiyaç vardır, ne de başka bir şeye. Tabii tilkilerin yanında yılanları ve yırtıcı kuşları da unutmamak gerekir. Bunların avını yasaklayıp, avlayanlara uygulanacak cezaları arttırmak yararlı olabilir fakat daha önemli kısmı büyük bir eğitim kampanyası olmalıdır. Tabii bu işe gönül verecek ve zaman ayıracak politikacı ve bürokratları bulmak mümkün olursa...

ertugrula Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-09-2009, 23:11   #2
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 02-09-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 27
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ertugrula Mesajı Göster
Çevre ve doğa koruma hareketleriyle ilk tanıştığım yıllardı. Yetmişlerin sonu ya da seksenlerin başıydı sanırım. Yeni tanıştığım bir arkadaşın evinde bir afiş görmüştüm. Afiş Fransızca'ydı ve üzerinde bir tilki resmi vardı. Ne olduğunu sorduğumda arkadaşım anlattı. Fransızların Tarım ve Orman Bakanlığı ya da onun yerine geçen hangi kurumsa o yayınlamıştı afişleri. Afişler yanlış hatırlamıyorsam altmışlı yıllara aitti.

Afişte, tilkilerin, çiftçilerin dostu olduğu, mutlaka korunmaları gerektiği anlatılıyordu. Arkadaşım afişi Fransa'ya yaptığı bir gezide görüp almıştı. Afişler, arkadaşımın anlattığına göre, Fransada tüm köylerde aradan geçen on yıllar sonra bile hala asılıymış.

Peki, nereden çıkmış bu tilki sevdası derseniz, orası çok ilginç. Hani şaşırtıcı bir durumla karşılaştığımızda çok zaman söyleriz ya, böylesi yalnız Türkiyede bulunur, başka yerde rastlayamazsınız diye. Aslında bu yanlış bir düşüncedir. Sadece başka yerlerde daha önce olup bitmiştir bu gibi şeyler, o nedenle biz karşılaştığımızda bize şaşırtıcı gelir. Yoksa bir sürü başka şey gibi aklı evvel yöneticiler de sadece bizde yoktur. Onlardan da dünyanın her tarafında bolca vardır.

Ellili yıllarda Fransadaki bazı aklı evvel yöneticiler, tilkilerin, çiftçilere, özellikle tavukçuluk ve küçük baş hayvancılıkla uğraşanlara zarar verdiğine karar vermiş ve bir sürek avı başlatmışlar. Bu bir tilki katliamına dönüşmüş. Kısa sürede kırlarda, ormanlarda tilkiye rastlanmaz hale gelinirken başka bir durum ortaya çıkmış. Ortalıkta fareden geçilmez olmuş. Tarla farelerinin sayısındaki inanılmaz artış çiftçileri ne yapacağını bilemez hale getirmiş. Bunun üzerine daha aklı başında bir takım yöneticiler, tilkilerin koruma altına alınıp, çoğaltılmasıyla bu sorunun çözülebileceğini düşünmüşler ve ellili yılları tilki katlederek geçiren Fransız çiftçileri, altmışları tilkileri koruyarak ve çoğalmalarını sağlayarak geçirmişler. Bu süreçte tilkileri avlayanları da düşman kabul etmişler ve ağır cezalar getirmişler.

Amerika'yı yeniden keşfetmenin gereği yok. Ne yapılacağı bellidir. Aslında, insanlar için hiçbir zararı olmayan doğal düşmanları çoğaltarak tarla fareleriyle mücadele etmek çok kolaydır. Ne, dönüp dolaşıp yine insanlara zarar verecek zehirlere ihtiyaç vardır, ne de başka bir şeye. Tabii tilkilerin yanında yılanları ve yırtıcı kuşları da unutmamak gerekir. Bunların avını yasaklayıp, avlayanlara uygulanacak cezaları arttırmak yararlı olabilir fakat daha önemli kısmı büyük bir eğitim kampanyası olmalıdır. Tabii bu işe gönül verecek ve zaman ayıracak politikacı ve bürokratları bulmak mümkün olursa...
Avrupa'da tilki popülasyonun artmasına müsaade edilmez. Tilki keklik, sülün gibi yerden havalanan av hayvanlarının baş düşmanıdır. Bunlar yere yumurtladıkları için yumurtalarını, civcivlerini ve kendilerinide yerler. Makul miktarda tilki bırakmak kaydıyla tilkiler avrupa ülkelerinde vurulur. Bütün bu işler dengeli bir şekilde yapılır hiçbir zaman tilki yok edilmez ama tilkinin çoğalması ile de diğer hayvanların yok olmasına veya zarar görmesine müsaade edilmez. Tilki kuduz taşıyan yayan bir hayvandır da. Almanya'da çiğ etlerin içine cam parçaları koyarlar ve kuduz aşısı şırınga edip ormana atarlar bunları yiyen tilkilerin ağızları kesilir ve etin içindeki aşı kanlarına karışarak aşılanmış olurlar. Bunları yapmak için bilgili ve tecrübeli yaban hayatı idaresi ve yetişmiş personel gereklidir. Bunlara sahip olmak içinde refah düzeyinin yüksek ve pek çok sorunun haledilmesi gerekir. Türkiye gibi sorunlarla dolu, insanlarının yarı tok yarı aç gezdiği bir ülkede bunlar olmaz. Sıra yaban hayatına gelene kadar çözülmesi gereken çok sorun vardır.

pozitifköpek Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-09-2009, 23:34   #3
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-05-2008
Şehir: Afyonkarahisar
Mesajlar: 132
Aç fakat merhametli bir ülke

"Almanya'da çiğ etlerin içine cam parçaları koyarlar ve kuduz aşısı şırınga edip ormana atarlar bunları yiyen tilkilerin ağızları kesilir ve etin içindeki aşı kanlarına karışarak aşılanmış olurlar. Bunları yapmak için bilgili ve tecrübeli yaban hayatı idaresi ve yetişmiş personel gereklidir. Bunlara sahip olmak içinde refah düzeyinin yüksek ve pek çok sorunun haledilmesi gerekir. Türkiye gibi sorunlarla dolu, insanlarının yarı tok yarı aç gezdiği bir ülkede bunlar olmaz."
Tilkiye cam yutturup ağzını keserek onu aşılamak. Bunda ne ilerlemişlik var, ne hayvan sevgisi ne de merhamet. İyi ki yeterince gelişmemişiz.

omereser Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-09-2009, 23:55   #4
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 02-09-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 27
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi omereser Mesajı Göster
Tilkiye cam yutturup ağzını keserek onu aşılamak. Bunda ne ilerlemişlik var, ne hayvan sevgisi ne de merhamet. İyi ki yeterince gelişmemişiz.
Avrupa'da kuduzdan sadece Türkiye'de insanlar ölmekde. Ama bunun bir önemi yok tabii ki insanların ölmesi önemli değil hayvanlar ölmesin. Zaten biz neden yaşıyoruz ki sadece hayvanlar için, onların rahat yaşaması için aşılanmasınlar onun yerine insanlar ölsün.

İstanbul sokakları başıboş köpeklerle dolu, motorcuları düşürüyorlar ama ne gereği var motorun? insanlar motora binmesinler sokaklarda köpekler yaşasın. Toxacara canis köpeklerin taşıyıp yaydığı bir parazit İstanbul gibi büyük şehirlerde çocuk parklarında gezen sokak köpekleri yumurtaları buralara bırakıyor ve buradan çocuklara geçiyor. Avrupa da bu parazit insanlara nerdeyse hiç bulaşmıyor ama bizde bu parazitten muzdarip çocuk sayısı çok fazla ama ne önemi var? önemli olan köpeklerin sokaklarda rahat gezmesi köpeğin yanında çocuklara parazit bulaşmış, ameliyat edilmiş hiç konuşmaya, konu etmeye dahi gerek yok.

Hastanelerin göğüs hastalıkları bölümlerine gidin bir sürü insan ekinokok kistinden yatıyor. Bu kisti Avrupalı doktorlar teşhis dahi etmekde zorlanıyorlar, ameliyatını tecrübeli olmadıklarından doğru dürüst yapamıyorlar çünkü adamlar bu paraziti yıllar yıllar önce unutmuşlar. Bizim sokak köpekleri bu parazitleri sokaklara yaymaya devam ediyorlar, yediğimiz etler kontrolsüz olduğundan hem bize hem de köpeklere geçiyor. Parazitin son konağı köpek. Sokakda köpek olmazsa bu parazitde çok azalır evlerdekilerde ilaçlanırsa yok olur. Ama ne önemi var? Önemli olan köpeklerin sokaklarda rahat yaşamaları. İnsanların beyinleri, dalakları, ciğerleri açılır parazitler çıkarılır, yaşamalarına devam ederler, bir kısmıda ölür.

Sokakdaki köpekler, kediler çoğalsın hayvan severler bunlara mama alsınlar petshoplar kazansın, mama üreticileri kazansın. Heryere köpek çiftliği açılsın köpekler satılsın çiftlikler, petshoplar kazansın. Köpek alanlar köpekleri sokağa atsın çiftlikler, petshoplar daha çok satsın daha çok kazansın.
Hayvan severler araba çarpmış, hastalanmış sokak hayvanlarını veterinerlere getirsinler, veterinerler 5 liralık ilacı 15 liraya satsınlar, bunları ameliyat etsinler. Hem ilaç depoları kazansın, hem veterinerler kazansın. Sonra bu tedavi edilmiş hayvanları barınaklara götürsünler, barınakdaki temizlikci kazansın, hayvanları taşıyan arabacı kazansın, belediye barınaklarım var, hayvanlara yardım ediyorum diye seçimlerde hayvan sevenlerin oylarını kazansın. Sokaklardaki hayvanlar arttıkca rant da artsın. Hastalıklar artsın hastaneler de kazansın. Kist ameliyatları artsın operatör doktorlarımız daha da fazla beceri kazansın. Sokakdaki hayvan nüfusunu arttıralım, evdeki bebe nüfüsunu arttıralım arttıkca kazanalım. Kazandıkça arttıralım.

heveslı beğendi.
pozitifköpek Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-09-2009, 12:44   #5
Ağaç Dostu
 
cello's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-09-2006
Şehir: iSTANBUL
Mesajlar: 298
Galeri: 1
Al Ver Ekonomiye Can Ver

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi pozitifköpek Mesajı Göster
...Sokakdaki köpekler, kediler çoğalsın hayvan severler bunlara mama alsınlar petshoplar kazansın, mama üreticileri kazansın. Heryere köpek çiftliği açılsın köpekler satılsın çiftlikler, petshoplar kazansın. Köpek alanlar köpekleri sokağa atsın çiftlikler, petshoplar daha çok satsın daha çok kazansın.
Hayvan severler araba çarpmış, hastalanmış sokak hayvanlarını veterinerlere getirsinler, veterinerler 5 liralık ilacı 15 liraya satsınlar, bunları ameliyat etsinler. Hem ilaç depoları kazansın, hem veterinerler kazansın. Sonra bu tedavi edilmiş hayvanları barınaklara götürsünler, barınakdaki temizlikci kazansın, hayvanları taşıyan arabacı kazansın, belediye barınaklarım var, hayvanlara yardım ediyorum diye seçimlerde hayvan sevenlerin oylarını kazansın. Sokaklardaki hayvanlar arttıkca rant da artsın. Hastalıklar artsın hastaneler de kazansın. Kist ameliyatları artsın operatör doktorlarımız daha da fazla beceri kazansın. Sokakdaki hayvan nüfusunu arttıralım, evdeki bebe nüfüsunu arttıralım arttıkca kazanalım. Kazandıkça arttıralım.
Al, Ver Ekonomiye Can Ver

cello Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-09-2010, 00:43   #6
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 28-08-2009
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 38
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi pozitifköpek Mesajı Göster
Avrupa'da kuduzdan sadece Türkiye'de insanlar ölmekde. Ama bunun bir önemi yok tabii ki insanların ölmesi önemli değil hayvanlar ölmesin. Zaten biz neden yaşıyoruz ki sadece hayvanlar için, onların rahat yaşaması için aşılanmasınlar onun yerine insanlar ölsün.

İstanbul sokakları başıboş köpeklerle dolu, motorcuları düşürüyorlar ama ne gereği var motorun? insanlar motora binmesinler sokaklarda köpekler yaşasın. Toxacara canis köpeklerin taşıyıp yaydığı bir parazit İstanbul gibi büyük şehirlerde çocuk parklarında gezen sokak köpekleri yumurtaları buralara bırakıyor ve buradan çocuklara geçiyor. Avrupa da bu parazit insanlara nerdeyse hiç bulaşmıyor ama bizde bu parazitten muzdarip çocuk sayısı çok fazla ama ne önemi var? önemli olan köpeklerin sokaklarda rahat gezmesi köpeğin yanında çocuklara parazit bulaşmış, ameliyat edilmiş hiç konuşmaya, konu etmeye dahi gerek yok.

Hastanelerin göğüs hastalıkları bölümlerine gidin bir sürü insan ekinokok kistinden yatıyor. Bu kisti Avrupalı doktorlar teşhis dahi etmekde zorlanıyorlar, ameliyatını tecrübeli olmadıklarından doğru dürüst yapamıyorlar çünkü adamlar bu paraziti yıllar yıllar önce unutmuşlar. Bizim sokak köpekleri bu parazitleri sokaklara yaymaya devam ediyorlar, yediğimiz etler kontrolsüz olduğundan hem bize hem de köpeklere geçiyor. Parazitin son konağı köpek. Sokakda köpek olmazsa bu parazitde çok azalır evlerdekilerde ilaçlanırsa yok olur. Ama ne önemi var? Önemli olan köpeklerin sokaklarda rahat yaşamaları. İnsanların beyinleri, dalakları, ciğerleri açılır parazitler çıkarılır, yaşamalarına devam ederler, bir kısmıda ölür.

Sokakdaki köpekler, kediler çoğalsın hayvan severler bunlara mama alsınlar petshoplar kazansın, mama üreticileri kazansın. Heryere köpek çiftliği açılsın köpekler satılsın çiftlikler, petshoplar kazansın. Köpek alanlar köpekleri sokağa atsın çiftlikler, petshoplar daha çok satsın daha çok kazansın.
Hayvan severler araba çarpmış, hastalanmış sokak hayvanlarını veterinerlere getirsinler, veterinerler 5 liralık ilacı 15 liraya satsınlar, bunları ameliyat etsinler. Hem ilaç depoları kazansın, hem veterinerler kazansın. Sonra bu tedavi edilmiş hayvanları barınaklara götürsünler, barınakdaki temizlikci kazansın, hayvanları taşıyan arabacı kazansın, belediye barınaklarım var, hayvanlara yardım ediyorum diye seçimlerde hayvan sevenlerin oylarını kazansın. Sokaklardaki hayvanlar arttıkca rant da artsın. Hastalıklar artsın hastaneler de kazansın. Kist ameliyatları artsın operatör doktorlarımız daha da fazla beceri kazansın. Sokakdaki hayvan nüfusunu arttıralım, evdeki bebe nüfüsunu arttıralım arttıkca kazanalım. Kazandıkça arttıralım.
Sizin gibi düşünen yöneticilerle,cahillik ve ilkellik birleşince ne oluyor biliyor musunuz?Sokakta istemediğiniz köpekleri belediyeler toplayarak şehir sışına doğru orman yollarına terk ediyorlar.Avrupa yakasında Göktürk köyü,maden yoluna,Anadolu yakasında ise Şile otobanı kenarına hemen hemen her ay grup halinde köpekler bırakılıyor.Neticesinde ne oluyor biliyor musunuz?Hiç tanımadığı bir yere bırakılan köpeklerin yarıya yakını ilk bırakıldığı günlerde araç altında kalıp parçalanarak ölüyor.O çok değer verdiğiniz insanların araçlarında oluşan hasarlar veya hayatlarının tehlikeye atılmasını umursayan yok.Parçalanarak ölmeyen köpekler sakatlanıp sürünerek can veriyor.Aracın çarpmadığı köpekler ormanda yiyecek ve su bulamadığı için ölüyor.Yaşama şansı bulanlar yavruladıklarına yavrularına bakamadığı için yavruları ölüyor.Köpeklerin bırakıldığı günlerde otobandaki kan gölünü,sürünen hayvanları gören vicdanları insaniyet ile bağdaştırmaya imkan yok.Bunun böyle olmasını belki siz de istemezsiniz ancak öyle oluyor.
Bu arada belediyelerde tanıdığı olan site üyelerinden bu katliamları önlemek için yapabileceklerini yapmalarını rica ediyorum.Çünkü umurlarında olmuyor.Belki işgüzer bir yönetici sadece belediye ekibine hayvanların çaresine bakın diye emir veriyor ve cahil bir belediye çalışanı kendince böyle bir yöntem uyguluyor.Bence o katliamın ve insanların hayatını tehlikeye atanların en tepeden aşağı sorumluluğu var

cumartesi70 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 21:11.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025