Çok iyi bir karışım tavuk gübresiyle coşacaklar dır. Sulaması yazın çok sıcaklarda iki günde bir, kışın toprağı biraz kuruyunca. Aslında içlerinde hem sıcağa hem de soğuğa dayanıklı türler var. Sen hepsini bir saksıya dik kışın balkonda kuytu bir yerde dursunlar, yazın direk güneş altın da durabilirler içlerinde bir iki tanesinin aşırı sıcakta yapraklarının rengi değişiyor, hepsini mutlu etmek istersen hafif gölge bir yer olabilir.

Teşekkür ederim abla.

234. mesajımdaki kaktüse bakar mısın? İlk fotoğraf inki burada: http://www.agaclar.net/forum/1216817-post234.htm

Çok yumuşak. Kulak memesi kıvamındaki hamur gibi. =) Acaba diğerlerine bulaşacak bir durum mudur?

İyi akşamlar, o kaktüsün ben kalanı da öyle bana pek hastalık gibi gelmiyor, sen istersen onu diğerlerinden ayır. Sanki susuz kalmış gibi ama değil, sorunu ben de tam olarak anlayamadım yarın bendekine iyice bir bakayım olmazsa bahara ben sana başka gönderirim

Abla tekrar teşekkür ediyorum =)

Şu çiçek açmayan yapraklı bir kaktüs var. Hafiften kökü vardı. Onun yaprakları sararıyor, kuruyor.

Sanırım kökü gelişip; çelik kendine gelinceye kadar dökülecek yapraklar. Sonra tekrar çıkacak. Değil mi?

Bir de sanırım dört kaktüs daha alacağım. =) Mahalledeki 101'e gelecek olan 10 kaktüsten 8'ini ayırttık arkadaşla. Hatta mağazaya gelecek olan kutunun içindeki kaktüsleri beğendiklerimizle değiştirdik depoda ve o şekilde gönderdik mağazaya. =)

Onları alıp fotoğraflarını paylaşmak için sabırsızlanıyorum. =)

altintasna merhaba, ilk sorun euphorbia trigona, o kışın yaprak dökebiliyor. Önemli olan tutması bahara tekrar yapraklanacaktır. Yumuşak olan kaktüsün mammilaria prolifera, bendekine baktım düzelmeye başlamış. Sendeki de yakında normal haline gelir. Yeni kaktüslerin için çok sevindim sağlıkla büyüsünler. Resimlerini merakla bekliyorum iyi akşamlar.

İşte abla bugün seçtiklerim. =)
Şu yılan kaktüsü görünümünde olanı anlamadım. Biraz farklı gibi. Dolgunlar bayağı.

Hepsi çok sağlıklı ve iyi görünüyor.

Kendimi durduramıyorum. Yarın diğer a 101 leri gezip yine alasım geliyor. =)

Bu tüylü tüylü çok hoşmuş :D

Altintasna merhaba, hepsi de çok güzel görünüyor.

İkinci resimdeki kaktüs cristata formunda opuntiaya benzettim çok güzelmiş.

Üçüncü resimdeki chamaecereus care ye benziyor. diğer yılan kaktüsleri gibi uzayan bir tür değil benim de var öyle kısa kaldı.

Hele o son resimdeki ihtiyara bayıldım.

Sayın GuneSunar ve Ayşe Abla beğenmenize sevindim. =)

Ayşe Abla bugün bir şey duydum canım sıkıldı. Senden gelen kaktüsler hakkında özetle şunu söylediler:

"Mevsim uygunsuz. Köklenmez onlar. Ya kalorifer üzerine koyucan ya da elektrikli battaniye üzerinde duracaklar."

Tırsıyorum şuan.

Onların çoğu zaten köklüydü köksüz olanlar için de üzülme olmazsa bahara gönderirim.

Benim geçen yıl aralık ayında diktiğim katüsler vardı bahara kadar öyle durdular mart ayında gelişmeye başladılar. Belki bazı hassas türleri bu mevsim dikmek doğru olmaz.

Benim köksüz gönderdiklerim opuntia en kolay tutan tür.

İnşallah çürüyen veya ölen olmaz ama olursa da yenisini garantiledim sanırım. =) Teşekkür ediyorum tekrar =)

Ayşe Abla ben yine bir şey sormak istiyorum.


Şuan elimde bulunanlar. Yani köklenmiş olanlar, köklenecek olanlar, senden gelenler, kendi aldıklarım...

Kışın üşümelerinin önemli olduğu söyleniyor.

Peki ben risk almamak adına bu kış onları fazla üşütmesem?

Kışın sobalı odada dursalar?

Bildiğim kadarıyla üşümeleri çiçek açmaları için önemli üşümezler ise açmazlar. Senin kaktüsler zaten büyüme aşamasında istersen öyle yap.

Sobadan mümkün oldukça uzak bir yerde dururlarsa iyi olur, ılık ortamda daha iyi köklenirler.

Şimdi daha güncel bir sorum var. Tam bugünle alakalı. =)

Anneme bu sefer söylemeyi unuttum. Gerçi onun aklına gelmiş ama...

Yağmur az yağıyor diye pencere önünde bulunanları içeri almamış =) Saksıları, kendileri, toprakları sırılsıklam şuan.

İçeri alıcam. Kötü bir şey olmaz diye düşünüyorum.
İki gün önce sulamıştım.

Sizce kötü bir durum mu?

Suları iyice süzülsün içeri alınca içeride toprak daha çabuk kurur. Dışarıda toprak ıslak olunca bildiğim kadarıyla donma riski daha kuvvetli.

Şuan için don tehlikesi yok. Tekrar ıslanmasınlar diye aldım biraz önce içeriye. Kurusunlar bakalım biraz.

Opuntia Subulata sulanmayı ve ıslanmayı çok seviyor sanırım. Yaprakları yine dipdiri ve rengi çok parlak bir hal almış. Buruşukluklar tamamen gitmiş.

Islak ıslak fotoğrafladım onu:

Bu da kesik kaktüsümün yavrusunun son hali. =)

Şuan adı aklımda olmayan kaktüsümün son hali. =)
Her tarafından yavrucuklar fışkırmaya hazır bekliyor.
Baharda alacağı şekli merak ediyorum.

Kaktüsün mammillaria elongata, haklısın o yavrular büyüdüğü zaman çok hoş görünecektir.

Bunu da bugün arkadaşım hediye etti. Kaktüsün adını "Vedat" koydum. =)

Sanırım burgulu bir yapısı var ama emin olamadım.
Buyurun:

Az yukarıda 266. mesajda paylaştığım subulatanın yapraklarından koparmıştım bi ara. İki tanesini bi saksıya iliştirivermiştim. =)

Az önce birini söküp baktım. =) O yapraklar bile kökleniyor bakın:

Geçenlerde yağmur altında kalan kaktüslerimi dün yie dışarı çıkardım. İki gün daha hava güzel ardından yağmular başlıyor.

Onları en az bir ay sulamam. Bir ay sonra ise havanın durumuna göre belki çok hafif sularım.

Ayşe Abla'nın göndermiş olduğu ve bir hafta önce diktiğim kaktüsleri dün akşam hafiften suladım. Onları da aynı şekilde bir ay sulamam.

Bugün diktiğim üç çeliği ise iki hafta sonra hafiften sulayıp bir daha uzun süre sulamam.

Ayşe Abla'dan gelenleri merdiven boşluğunda güneş görmeyen ama ışklı bir yere koydum. Dışarıya oranla biraz daha ısı oluyor. Çok soğuk zamanlarda ise üzerlerini örterek bahara kadar koruyacağım inşallah. Zaten büyüme dönemleri değil. Kimisi köksüz kimisi hafif köklü. Yani pek de güneşe muhtaç değiller diye düşünüyorum.

Daha önceden dikilmiş olanlar da evde soğuk bir odada duracaklar.

Bi ara aynı türde olanları veya benzer olanları bir arada çekerek eklemeyi düşünüyorum buraya. Maksat şimdiki son hallerini fotoğraflamak ve bahar geldiğinde boy ve büyüme durumlarını daha iyi gözlemleyebilmek. =)

Bugün dayanamadım bir tane daha aldım:

Hava durumuna baktım. Önümüzdeki 12 gün boyunca 7 derecenin altına pek düşmüyor ısı. Ve de yağmurlu bir dönem başlıyor.

Bu akşam içeri alacaktım kaktüsleri yağmurdan korunmaları için. Ama vazgeçip yağmur almayacağını düşündüğüm bir yere aldım balkonda.

En azından 12 gün orada duracaklar. Ardından içeri alacağım.

Aralarında iki tane atlas, bir yılbaşı ve bir de aloe vera var.

Tavsiyesi veya önerisi olan varsa kendisine şimdiden çok teşekkür ediyorum. =)

Ayşe Abla'dan gelen kaktüsler zaten içerideler. Merdiven boşluğunda uygun bir yerde duruyorlar. Aşağı yukarı 12 gün sonra aşırı bir ısı kaybı olacak havalarda. O zaman da üzerlerini örteceğim.

Malesef öyle olmadı. Bu hatam yüzünden ikinci keredir yağmur yiyorlar. İlkinde problem olmamıştı ama abu sefer bir çoğu sarardı.

Bir tanesi ise bariz bir şekilde çürüyor hem de şu beyin görünümlü olan. O koyu yeşil rengi sarıya dönerken dipten çürüyor.

Diğerlerinde açık bir çürüme yok ama sarardılar.

İçeride sıcakta tutuyorum.

Bu sefer kesmekle biçmekle uğraşamayacağım.

Çürüyen çürür; kalan sağlar bizimdir.

Baharda yeniden temin etmeye çalışırım çürüyenlerden.

Hem belki çürümezler. =(

Birazdan elektrikli battaniyeye saracağım onları. Topraklarını tamamen kurutur bu. Hiç nem kalmayacaktır. Sonrası için bakacağız artık. Bir tanede açıkça çürüme var. Bir taneden de şüpheleniyorum. Kurtulurlarsa çok sevineceğim çünkü ikisi de en sevdiklerimden.

İşte son halleri.
Sabah annem beni öldürecek:

Sütlerini içtilermi? :D :D

Bol bol su içtiler.

Güzel bir yol bulmuşsun..:rolleyes:

Bugün sobayı kurdum. Toprakları ıslak olanları içeri aldım. Sobanın etrafında ısınıyorlar. Şüphelendiğimde sanırım sorun yok. Çürüyenin çürümesi duracak mı yarın anlarım. Biraz da tecrübe olsun diye müdahele etmiyorum. Bakalım toprağını kurutup sıcak ortama alınca çürüme duruyor mu yoksa devam mı ediyor yayılmaya? Göreceğiz.

Çürür ve ölürse kaktüsüm yenisini alır ve aynı hatayı onda tekrarlamam artık. Ama bu türden de kolay denk gelmiyor. Hayırlısı. =)

Buradan Cemo Abla'ya sesleniyorum. Bak abla sığır dili ve aloe türünü saksıya aldım bugün =)

Sığır dilinin hiç kökü yoktu dikerken. Şimdi iki saçak kökü var. Ve iki yerden daha çıkıyor. Demek ki çok fazla rahatsız değilmiş bahçede. Ama eminim ki şimdi daha da rahat edecek.

Aloenin mevcut kökü ise aynen duruyordu. O hiç sevmemiş orayı. O tek kök aynen koruyor ilk halini. Islak toprak yaramadı. Aynı toprakla saksıya aldım. Sobanın yanında kuruyacak toprakları.

Ve abla sana zahmet ikisi hakkında bana tavsiyede bulunur musun? =)

Ablacım, bende bu ikisi bahcede dikili sorun olmaz, rahat ol sen. olursa da caresi var, yine yollarım:)) Sıkıntı etme kendine.

Anlamadım gitti yani. Benimkiler hep bahcede yağmur altında. Bence gözüne bakma fazla sen onların:)

Miras değil, alın teri de değil; Cemo Abla. =) Tekrar teşekkür ediyorum abla. =)

Cemo Abla bu o filizlenen iki yapraktan büyük olanı. =) Geldiğinde bunun dörtte biri kadar ancak vardı. Bi sorunu yok gibi duruyor.

Gece gece sahne ışıkları altında artist gibi poz verdi bana:

Bunun sonunu nasıl görüyorsun abla?
Çürüyor gibi değil mi?

Adını bilmediğim bir diğer artist. Hem yavru verdi. Hem de uçtan büyüyor:

Bu gece sukulentlerim sahne ışıkları altında poz verdiler hep. Üç fotoğraf daha ekliyorum =)

Son fotoğraftaki artist değil aktrist gibi çıkmış. =) Çok çekiciii =)

Sayın Dogef. Yani Füsun Abla nasılsın? Nerelerdesin? Yorumlarınızı görmez olduk.

Senden gelen atlasların ve aloe veranın fotoğrafını ekliyorum.

Atlaslar aynen o günkü gibi duruyor. Tuttukları belli ama büyümediler. =(
Biri tomurcuk gibi bir şey çıkarmaya niyetlendi ama o da durdu.
Sanırım baharı bekliyorlar.

Aloe verayı da güneşte yakmıştım abla. Yapraklarını kaybetmişti. Ama şimdi hayata yeniden merhaba diyor. =)

Kalonşe türlerinden bir sukulent de vardı abla. Özür dileyerek söylüyorum; güneşte yandı. Çok yanmıştı. Yaprak filan yok. Öylece duruyor. Bir başka saksıya diktim onu da. Belki baharda yeşerir diye ümitliyim. Fotoğrafını eklemiyorum.

Abla eğer gelir de sayfama göz atarsan tavsiyelerini, önerilerini alabilir miyim?

Bu durumlarda, cıkartıp köke bakıyorum ben. Kök sağlamsa, yumuşamış yaprakları atıp yenden dikiyorum.