Dayanamadım, bu sabah onlara telefon ettim " patates böreği yapmıştım şimdi kızartıyorum alıp size kahvaltıya geleceğiz, sen çayı demle beraberce sofrayı bahçeye kurarız" dedim.

Onlar masayı bahçeye kurarlarken ben de " şu sizin salatalıklardan da 3-5 tane koparayım, ne de güzel olmuşlar" diyerekten evvelki gün ellerimle bağladıklarımdan kopardım. :p

Ne hikmetse şu iki günde hiç de büyümemişler ( :D ) halbuki bizim bahçedekileri akşama toplama tohuma kaçıyorlar....

Bu akşama kadar bekleyeceğim, bakalım uyanacaklar mı? ;)

Dün böyleydi ama bu sabah bana günaydın demek istemiş. Hemen koklaşıp, öpüştük.

Her şey mevsiminde güzeldir.Kolay gelsin.

Herhalde toplamaya kıyamıyorlar. Toplamasalar belki de daha iyi olacak düşünsenize toplayayım derken çekiyorlar çekiyorlar gelmiyor salatalıklar. :dilli:

Güler hanim, bugün bir arkadasima sizsen bahsettim cok hosuna gitti, daha önce onunda basina benzer bir is gelmis müsaadenizle anlatayim, buranin havasindan olucak arkadasimin domatesleri birtürlü kizarmiyormus o da gelip gidip domateslerine bakiyormus ne zaman kizaricak diye, komsusu da arkadasin domateslerini sulu boyayla boyamis, arkadasim büyük bir sevincle domateslerinin yanina kosmus saskin saskin eline "bu da ne" dercesine bakarken, az ötede kis kis gülen arkadasini görünce isi anlamis anlamis :) ...
Bu arada Lilyumlar harika görünüyorlar, saksiya dikmenizin özel bir sebebi varmi ? Bende bu sene saksiya diktim ancak biraz tuhafima gitmisti saksiya pek yakistiramadim, "nede olsa dondan etkilenmiyor seneye bahcede bir yere dikerim" demistim ama saksida olmasinin bir avantaji varsa birakirim, kusura bakmayin uzunca oldu biraz ama napayim "Güler hanim bugün birsey eklemis/yazmismi" diye özellikle bakiyorum sayfaya saglicakla kalin ...

Güler ablacım hakikaten çok şekersiniz nedense sizi tanımıyorum görmedim ama kendime yakın hissediyorum sanki önceden tanıyormuşum gibi..Bu ara da eşimle beraber komşunuza yaptıgınız şakanın yazılarınızı okuduk cok güldük ALLAH ta sizi daima güldürsün :) buna benzer bir şakada ben anneme yaptım yapmıştım gecen ay.. annem şuan İstanbulda sagolsun sürekli bahcemi soruyor kızım neler oldu gelişme varmı deyip duruyordu bende "olmazmı anne maşallah domatesler kızardı bile" dedim bu resmi (aşagıda) ekledim feyse :D annem önce uyanmadı maşallah nede cabuk büyüyüp kızarmıs dedi telefon acıp ..demekki telefondan sonra resmi baya bi incelemiş olcakki 2 saat sonra yine aradı "kızım bu domateslerin yeşilleri nerde " dedi tabi ben gülünce pırpıyı yedim annemden :D

Sayın cörekotu, boyalı domates olayı da çok hoşmuş, insan böyle şeylerle hayatı biraz daha renkli hale dönüştürüyor işte.

Benim liliumların bir kısmı toprakta. Başlarına bir şey gelirse diye saksılara da ekiyorum, hem saksıda olanları çiçeklenmelerine yakın balkona alınca çok keyifli oluyor.
Büyük saksılarda 4 lü 5 li ekiyorum, kokuları çok güzel.
Bu sabah da beyaz ama içleri sarı olanlar başladı açmaya, manzara dört dörtlük.
Aynı fikirde misiniz?

Sayın nesli60, teşekkür ederim. Ne güzel iyi dileklerde bulunmuşsunuz, Allah sizlere de nasip etsin inşallah.

Tek domates olayınız da çok hoş ama keşke bir iki tane de yeşilinden bağlasaydınız ya. ;)

Ben de biraz evvel arkadaşın bahçesine uğradım, çakırmadan iple bağladığın salatalıklara göz attım, zavallılar iki gün içinde başlamışlar yumuşamağa. Artık dayanamadım bombayı patlattım. 15-20 dakika güldüler, hiç anlamadık ya deyip durdular. Ama mutlu olmuşlar, yine yap emi diye de tembihlediler. :D

Güler hanım inanın sizinle komşu olmayı çok isterdim..

Bende. :)
İnsan sizin yanınızda hiç yaşlanmaz Güler Hanım :)
Allah neşenizi daim etsin inşallah.

Teşekkür ederim arkadaşlar,..... buyrun gelin hemen önümüzde 3 dönümlük satılık yer var. Araya bir de köprü kurarız, bahçeyi ortaklaşa kullanırız.

Sevgili Güler hanım,
Kamil beye bir soru sordum topu size attı.
2 sene açan Casablancam bu sene saksıdan tamamen kuruduktan sonra bahçeye transfer olmuştu. Dikerken toprağa captan mantar ilacı serpiştirdim ve az suladım.
Dört gözle filiz vermesini beklerken hiç çıkmadılar. Kamil bey çürümüş olabileceğini bunun sırrının sizde olduğunu söyledi.

Merakla yanıtınızı bekliyorum. Diğerleri açtı.
Sevgilerimle.

....:D

Çok güldüm.... Sevgili Benol Hazaroğlu kgursan hoca, lâtife etmiş.

Liliumlarım bu sene de çok güzel açtılar, ara sıra bemimkiler de fire vermiyor değil.

Toprakta da var liliumlarım saksıda da. Her ikisi de açtı, hatta bahçede ekili olanlar daha erken açtılar.
Saksıda açan liliumların çiçekleri geçinde çiçek saplarını kesiyorum, sadece çiçek sapından, daldan değil. Sulamayı azaltarak devam ediyorum hatta gübre de (soğanlı bitkilere mahsus) veriyorum. Ne zaman o uzun çiçek sapı iyice sararıp yere yapışıyor o zaman dipten kesiyorum.
Artık sulama yok, saksının tabağını üstüne kapatıp kuytu bir yere çekiyorum. Taa ki şubat ayına kadar. Şubatta başlıyorum azar azar sulamaya.

Soğanlı bitkilerin soğanı, yeşil yapraklarla beslenir, çiçek geçti diye yaprakları kesmemek gerekir. Bu liliumlarda da böyle glayöllerde de nergis ve sümbüllerde de.

Eğer lilliumları çoğaltmak istiyorsanız, soğanı çıkartın kenarındaki yeni oluşumları alın, hatta bunu 2 senede bir yapın ki yavru soğanlar ana soğanı yemesin.

Toprağa ektiğiniz soğanı eğer fazla sulama ile çürütmediyseniz zararlılar da kemirmiş olabilir.
Ben, zaman zaman orta boy saksıları toprağa saksısı ile gömerim.

Bunlar benim denediklerim, ama hocalarımız size daha çok yardımcı olacaklardır.

Ben bu yıl Bauhaus'dan su bitkileri için olan delikli plastik saksılardan aldım. Büyük ve uzunlar. Bu yıl soğanlarımı bu saksılar içinde gömeceğim toprağa. Hem toprağın neminden besininden yararlanırlar hem de zararlılardan korunur, derine kaçmaları da önlenmiş olur diye düşündüm. Toprak saksılara göre avantajı çok ve ince hafif olmaları...

Sevgili Eser İlhan, ben, pek çok dahliyalarımı öyle dikiyorum. Soğanlarım bırak kaybolmayı artıkça da artıyor. Kışın da yerlerinde duruyor. Bahar gelince çukuru açıyorum, saksının içine yine gübreli güzel topraklar koyuyorum, ayrılacak soğanları ayırıp yeniden dikiyorum.

Bugün sizlere lilium ziyafeti çekeyim biraz. ;)

Allaha şükürler olsun, böyle bir balkonda salıncağa uzanıp onu seyretmek mest ediyor beni.

Eeeee! Onlarca yılın emeği ve birikimi ile ortaya çıkmış güzellikleri, salıncak keyfi ile birlikte doyasıya seyretmek.
Bırakalımda o kadarcık olsun be!:p

Her şeyiyle bunu hakettiniz. Sağlık içinde sefasını sürün.


Dahliaları bende sizin gibi yapacağım galiba. Aklıma yattı.;) Sağolun.

Tam bir ziyafet oldu..Teşekkürler...

Manyas'da bu son hafta çok rüzgâr var. Meyveler dökülüyor, çiçekler hırpalanıyor.
Fotoğraf çekmek de çok zor oluyor, dallar bir dağa bir sola sallanıp duruyor.

Meyve ağaçlarında meyveler bu sene çok az, hersene seyreltme yapardık bu sene yapmadık.

Gaura çalısını bahçede çok seviyorum. Bütün yaz çiçekli oluyor. Bakımı da çok kolay, her sene yeniden kendisi çıkıyor, üstelik de artarak.

Güneş alan bir yere topluca ekin. Kırmızı ile pembesiyle, beyazıyla sanki yüzlerce kelebek konmuş gibi görünüyor.

Adam etmeye çok uğraştım ama o da vefalı çıktı, çiçek açtı bana teşekkür etti, şimdi yeniden mi kendini bana hatırlatıyor?

Clivia...

Platycodon (balon çiçekleri) mavisi ile beyazı ile bir arada çok güzel görünüyorlar.

Sütleğen (üçüz çiçekleri) yavaş yavaş renklenmeye başladılar.

Kendilerine ayırdığım bölümde çıkanlar bunlar kadar güzel ve canlı değiller.Güllerin arasında kendiliğinden çıkan bu köklere dokunmadım, bayağı geliştiler.

Sezon çiçekleri geçmeye başladı, eyvahhh yaz bitiyor mu dedim. Ama crocosmianın güzellikleri insanı avutuyor.

Eminim ki bazılarınız bu caniliktir diyeceksiniz ama ne yapayım başka yolu yok. Nasıl yapar eder de bu dozdozlardan kurtulurum diye sormadığım ziratçi, okumadığım yazı kalmadı. Hep ilacı yok, elle mücadele edeceksiniz dediler.

Ben ne zaman bahçede dozdoz avına çıksam, eşim de oğlum da yanımdan yüzlerini ekşilterek uzaklaşırlar.

Bakın bu güzeller güzeli gülümün içine yerleşmişler, sanki babaların konağı. Başlıyorlar kemirmeğe. Gül açmaya yüz tutmuşsa kemirilen dişi organ-erkek organ -yumurta hücresi-tohum taslağı hepsi bozuluyor ve gül daha açamadan soluyor. Kırpık kırpık bir hal alıyor.

Ben de alıyorum makası elime, yakaladıklarımı hallediyorum, bazıları uçup kaçıyolar ama yine dolaşıp dönüp geliyorlar.

Al bir tane daha....

Güllerimi bu hale getiriyorlar....

Oysa bıraksalar da yine güzel güzel açmaya devam etsinler değil m?..... dermişim. :D

Güler hanim Lilyumlariniz harika görünüyor, bu görüntülerden sonra size katilmamak mümkünmü ;) Lilyumlarim saksilarinda kaliyor ;)

Ben eriği çok severim. Sert sulu erik dediniz mi, ağzımın suyu akar adeta. Bu yüzden bahçemizde bol miktarda erik ağacı var. Hatta kışın Ocak ayında bile erik veren ağacımız var.
Biz evvece bunlara can erik derdik, şimdi papaz eriği oldu adları.

Bir de ağacın çiçeklerini çok beğendiğim için süs eriği ağacı dikmiştik bahçeye. İlk seneler harika çiçekler verdi ama sonra sanırım o da anladı ki ben eriği çok seviyorum, başladı meyve vermeye. :p
Çok şaşırdık, kırmızı kırmızı sert erikler verdi. Tadı hafif mayhoştu, meyve olarak ben pek sevmediysem de konu komşu bayılıyorlardı. Poşetini kapan, marmelat yapacağım, erik suyu yapacağım diye toplamaya geliyordu.
Ağacın da maşallahı vardı, bir bereket bir bereket sormayın.

İki sene önce bayırdaki meşelere dadanan tırtıllar, bu ağacı da kurban ettiler. Oğuz da ilaçlamada geç kalınca, bizim önceleri süs eriği diye ektiğimiz, daha sonra bol bol meyve veren ağacımız kuruyup gitti.

Şimdi bahçede bir ağacımız daha var, verdiği meyve sayısı az, ama yeşil yeşil o kadar iri erik veriyor ki. Tadı ise muhteşem. Hem sulu hem de kütür kütür.

Oğuz sabahları erkenden bahçeye çalışmaya çıkıyor, ben de uyanınca hemen çay suyunu koyup, balkonu yıkıyorum.
O da adet edindi, o güzel erikten hergün bir tane koparıp bana Günaydın diyerek balkona uzatıyor. O kadar hoşuma gidiyor ki. Merak ediyorum ama sormaya da çekiniyorum; kaç tane daha kaldı diye. İnşallah bu ayı geçirecek kadar her gün bana bir tane daha erik gelecek kadar kalmıştır.

[

Güller halâ açıyor, yeni yeni sürgünler veriyor-tomurcuklanıyor ve çiçeklere bürünüyor bitkiler.

Zambakgillerin biri bitiyor, bir diğeri başlıyor.

Hikayesini anlattığınız süs eriğinin yakın bir akrabası bizim bahçede :p
Biz de ilk sene süs eriğimizin meyvelerini görünce hem çok şaşırmış hem de sevinmiştik. Ben ağaçtan koparıp hemen yemeyi çok seviyorum. Bitiremediklerimi de her yıl az şekerli çok lezzetli erik marmeladı yapıyorum.
Bir de süs şeftalimiz var öyle.. Hem muhteşem çiçekler açıyor; koyu fuşya ve katmerli hem de çok lezzetli şeftali(cik)ler veriyor. Ağustos gibi olmaya başlarlar. Dört gözle bekliyorum onları. Birazı yemelik, çoğu yine marmelad.. Meyveleri olgunlaştıkça bir de güzel kokmaya başlıyorlar ki, ağacın yanından geçmek bile mutluluk....

Sevgili Eser İlhan, Emirgân Korusundaki süs ağaçlarına olan hayranlığımdan ben de bahçeye süs eriği, süs şeftalisi, süs kirazı ve süs elması diktim. İlk birkaç sene çiçeklerini seyretmek büyük mutluluktu.
Önce kiraz öldü, sonra şeftali elma ile erik senelerce kaldı.
Erik başladı meyve vermeye, elma da sanki verir gibi oldu, ama meyveleri iğdeden daha büyük değildi. Geçen sene erik de gitti. Şimdi tek başına elma kaldı, o da ne kadar yaşar bilemiyorum. Berberisler o alana başladı hücum etmeye....

Süs kirazım da var ama meyve vermiyor. Bu sene dipteki aşı yerinden çürüme yaptı. Nuri Bey'in direktiflerine uyarak tedavi uyguladım. Şimdilik iyi.. Ama çok büyüdü yeri dar geliyor. Dışarı parka çıkarmayı bile düşünebilirim. Sizin anlattıklarınızdan yola çıkarak çok yaşamadıklarını düşündüm şimdi ama İ.Ü. Tıp Fakültesinin dekanlık bahçesinde bir tane devasa var. Ben de ondan özenip dikmiştim zaten. Bakalım.. Şimdilik izlemedeyim :)

Güler Abla, sütleğenlerin yaprakları sonradan mı alacalanıyor acaba? Tohum takasta sizden gelen tohumlardan ekmiştim, şuan hala düz yeşil renkteler?

Evet, üst tepe yaprakları yavaş yavaş başlar alacalanmağa.

Yaşasın... ;) Hemen gidip kontrol edeyim. Alacalı sütleğeni balkonda da olsa severek büyütüyorum.

Sevgili sakdag, alacalı yapraklar bende çoğalmaya başladı, senin için de fotoğraf çektim ama...... çocuklar bizdeydi, her defasında buradan İstanbul'a dönerken mutlaka birşeylerini unuturlardı ama bu sefer bırak unutmayı benim aktarma kablomu da alıp gitmişler.
Göndermelerini bekliyorum. ;)

Sahi yaaa o kısmı çalışmıştım bir zamanlar....:D
Teşekkür ederim, hatırlatman iyi oldu.

Bizim ufak torun bizde, istekleri bir türlü bitmiyor ki; dedesini de beni sulta durduruyor. Bu zaman zarfında Foruma sık sık girmeye imkânım olamayabilir. :D

Merhabalar.

Uğramayalı baya olmuş.bahçe almış başını gitmiş.herzaman ki gibi herşey çok keyifli ve güzel.herşey gönlünüzce olsun.

Sevgiler selamlar

Güler hanım bahçenizi gezmeyi hala bitiremedim:) ama her sayfada biraz daha hayran oluyorum.. (Allah nazarlardan korusun..)