Güler hanım.

Maşallah mı diyeyim? Kolay gelsin mi diyeyim ? Yoksa geçmiş olsun mu diyeyim ? pek kestiremedim. Buna artık siz karar verin. :D

Sayfanızı ziyaret ettiğimde, bahçe turu ziyaretlerinin yoğun bir şekilde devam ettiğini gördüm.

http://www.agaclar.net/forum/attachm...9-dscf3131.jpg

http://www.agaclar.net/forum/attachm...7-dscf3129.jpg

Hem kıskandım, hem imrendim. :D

Hemen google'den Güler'in Bahçesi Turlarına rezerve yaptırmayı araştıracağım. :D

Oğuz beye selam, sevgi ve saygılarımı iletirken, serdar isimli kullanıcının; yoğun tur trafiğini karşılamak amacıyla evinizin üstüne 2. bir kat çıkıp çıkmamayı düşünüp dünmediğinizi çok merak ettiğini de söyleyebilir misiniz. :D

Saygılarımla.

Mesajınızı ancak farkettim Sayın s.serdar, siz yine de maşallah deyin. :)

Sizi de ailenizi de bahçemizde misafir etmek bizleri mutlu eder.
Rezervasyon yaptırmanıza hiç gerek yok, ancak gelmeden bir iki gün evvel bildirin kâfi olacaktır. :)

Burası bir çerkez köyüdür, genelde çerkez evleri düz ayak olur ve ömür ev önündeki hayatta geçer. Bu yüzden ikinci katı düşünmedik, ama oğlum benim üst kısımdaki terasa göz koymuş ki " anne oraya 3 odalı bir prefabrik ev yapmak istiyorum ki arkadaşlarla geldiğimizde rahat edelim" diyor.

Sahi, siz bu konuda deneyimlisiniz.
Onlar, yatmadan yatmaya gidecekleri 3 oda, bir banyo ve wc. ile ufak bir açık mutfak istiyorlar.
Yaşamları burada geçecek, ancak gece misafirlerini orada yatıracaklar.
Bana kaça patlar?

Eğer biraz iş yapmak istiyorsam sabah 06.00 da bahçeye çıkmam gerekiyor. Hava nisbeten serin oluyor ama mutlaka uzun kollu bir bluz ve pantalon giymek zorundayım zira sivrisinekler(geçen senelere nazan çok daha az bu sene çünkü çeltik ekilmedi) her tarafımda yaralar açıyor.

06-09 arası ideal bir çalışma oluyor.
Birkaç gündür bahçeden hıyar toplamaya başladık, şimdilik 10-15 tane topluyoruz.
Oğuz yine erkenden sepeti koluna takıp, ilk nevalelerimizi getiriyor.
Bu sabah topladığı salatalıklar ve aşılı böğürtlenler.

Maşallah güler abla afiyet şeker olsun.

İTÜ Maslak kampüsünde yabani böğürlen ve dutlar var.
Uğradıkça onlarakilere dalıyorum.
Sizin bahçe uzak olmasa oraya da dalacağım :)
Elinize sağlık.
Yemiş kadar olduk.

Teşekkürler
 

Bahçenize ve uğraşınıza hayran kalmamak mümkün değil.
Emeklerine sağlık.

Herşey YİNE güzel, afiyet, bal şeker olsun.

Bu sabah yine erkenden kalktım, kahvaltı sofrasını balkona kurdum.
Hazır, misafirler uyurken ben de bir iki fotoğraf çekeyim dedim, sabah güneş daha bahçeye vurmadan çekilen fotoğraflar sanki daha güzel çıkıyor gibi.

Glayöllerin pembeleri açmaya başladı, ona eşlik eden ilk dahliya.

Agapanthuslar da yola girdiler....

Sebze adalarıma roka, fesleğen, dereotu ve maydanoz ekmiştim. Elimin altında taze, taze ve bol, bol bulunmaları hep hoşuma gider.

Fesleğenler ve rokalar.....

Suladıkça böğürtlenler coşuyor. Evvelden bana böğürtlenleri sulama ki mayhoş olmasın demişlerdi ama bu demek yanlışmış.
Her gün sulanıyor, altına damlalık yerleştirmiştik, biz su verdikçe hem coşuyor, hem daha iri oluyor ve tükenmiyor.
Hergün kase kase topluyoruz. Ahh bir hamarat çıksa da reçelini yapsa. Ama inanın vakit bulamıyorum.
Toplar toplamaz kaynatmak lâzım, oysa ben eve gelene kadar yarısını yiyorum.

Naşiler daha ufak, ama kayısı ağacını desteklememiz gerekiyor. Bodur bir ağaç, en tepedekine bile rahatça ulaşabilirsiniz. Biraz daha beklememiz lazım toplamak için.

Çiçek açan Roka ve Fesleğenleri biçerseniz yeniden taze taze gelişiyor.

Evet, teşekkür ederim. Rokalar tohuma kaçıyor artık, en kısa zamanda biçeceğim.
Ahh bir şu dereotları öyle olsaydı ne güzel olurdu, o yüzden dereotu adasını biraz daha büyük tuttum.
Toplayıp temizleyip demet demet derin dondurucuya atacağım, en azından yemeklerde kullanabilirim.
Bütün bunları taze taze salatalarda tüketmek hep hoşuma gider.

Hiç değilse yüzümüze bakarak deme :D

Şimdi oğuz abi olsaydı vay hıyar vay derdi :D

Cennette her şey çok güzel olmuş güle güle büyütün doya doya tüketin, misafirlerinizle hoşça keyifli zaman geçirmenizi dilerim.

Güler Hanım merhaba!! Amaryllis sayfasını okuyor idim; Sayfa 30 da bir açaklamanızı okudum. Benim Amaryllis lerim tohum verdiler artık. Ben tohumları alıp bahçede çoğaltmak istiyorum; sanırım o siyah pul pul tohum. Onları direk toprağa dikeceğim? Saksıdaki çiçeğin de tohumunu aldıktan sonra içi boş çubuğu keseceğim. Doğru mu sizce? Ya da yanlış var ise yardım ederseniz sevinirim. Şimdiden teşekkürleer.

Sevgili YeniGine, amaryllis tohumlarını isteyen arkadaşlara göndermek için zaman zaman topluyorum ama kendim tohumdan hemen hemen hiç üretmedim, çok eskilerde belki denemişliğim oldu gibi hatırlıyorum.

Değişik ve güzel amaryllis soğanlarım var, bir kısmı saksıda bir kısmı da bahçede ekili.
Geçen sene Hollanda'dan çok iri soğanlar almıştım, bir iki tanesi bütün dikkatime rağmen bu sene çiçek vermedi. Diğerleri renk renk ve iri iri çiçekler verdiler.

Site içinde arkadaşımız kasap94, soğan satışı yapmakta.

Başlığa yazıyorum ama tekrar dönüp bakma fırsatını çok erken bulamıyorum bu yüzden sorulan bazı sorulara cevap vermem gecikiyor, lütfen kusura bakmayın.

Benim soğan satışım yok.

Sevgili YeniGine, tohum aldığın sapı dibinden kes ama yapraklarına dokunma, sulamayı azalt. O yapraklar soğanı önümüzdeki sezon için besleyecekler. Ne zaman iyice sararır ve düşerler o zaman kesersin. Çok da sulama ki soğan çürümesin.
Eğer bitkin saksıda ise, iyice solan yaprakları kestikten sonra saksının üzerine alt tabağını kapatıp, serin ve karanlık bir yere al saksını, şubat ayına kadar da unut. Sonra azar azar sulamaya başlarsın.

İşte buduur; çok teşekkür ettim Güler Hanım, ellerinize, gönlünüze sağlık. Teşekkürler.

İki günlük aradan sonra Manyas'a dönmek güzel geldi.

Hemen balkondaki çiçeklere baktım, daha bahçeyi dolaşamadım ama sabah kahvaltısına Oğuz kucağına doldurduğu hıyarlar ve çıtır çıtır yeşil biberleri getirdi.
Ne güzel oluyor, insanın kendi yetiştirdiği taze taze, güvenli sebzeleri yemesi. Allah sizlere de nasip etsin.

Balkondaki koyu pembe lillyumlar geçmeye yüz tutmuş ama açık pembe renkliler ve beyazlar coşmuşlar.
....ve sıralarını bekleyenler.

atlas...atlas... atlas, biz de sıramızı savdık mı diyorlar acaba?

Ama bizler geliyoruz diyenler de var.

Ama.... biz daha çok yeniyiz. Sarımızla, beyazımızla, kavuniçi rengimizle sizlere kardeş olmaya geldik diyenleri de göstereyim istedim. ;)

(henüz saksı ayrımı yapamadım)

platycodon (balon çiçeği) açmaya başladı.
Bu ton maviyi bahçede çok seviyorum.

Bahçede şu an en gösterişli çiçekler glayöller. Renk renk açtılar, uzun boylu oldukları için de bayağı dikkat çekiyorlar.

Ezan çiçeklerine nazire yapmak isteyen dahliyaların da sarısı ilk çiçeği verdi.

Lillyumların son partisi olan sarı beyazlar da açmaya başladı.
Balkona gelen herkes , " bu nasıl güzel bir kokudur" diyor da başka bir şey demiyor.

Yine herşey çok güzel Güler Abla, boyu upuzun olan lilyumlar vardı. Onlarda açtılar mı acaba?

Sevgili Güler hanım,herşey bol ve bereketli maşallah,bereketiniz eksilmesin hep artsın inşallah.Sayenizde bahçe hevesimizi gideriyoruz,bir kez daha teşekkür ederim bu güzellikleri bizlerle paylaştığınız için.Sevgiler saygılar.

Evet, hem de iri iri çiçekler verdi. Boyu da çok uzundu. Arkadımız ankstel buraya geldiğinde fotoğrafını çekmişti, eğer silmediyse yüklemesini rica ederim.

Güler Hanım ;

Ankara'dan en derin saygılarımla..

Tüm görseller çok şahane maaşallah. Bögürtlenlerin manzarası yeter bence..

Çok merak ettiğim için sormak istedim, cevaplamak zorunda değilsiniz. Atlasızın hiç tohum tuttu mu?

Teşekkür ederim.

Atlasın tohum tutup tutmadığını sagdag da sormuştu ama şimdiye kadar hiç tohum görmedim üzerinde.
Nasıl olduğu hakkında da bir fikrim yok, bana bir fotoğraf yükleyebilir misiniz?

(Kaktüs ve sukulentlerle pek de ilgili değilim de)

Güler hanım bahçeniz bir harika , hem meyveler hemde çiçekler çok bakımlı.

Hiç çiçek açan bir atlasım olmadığından bende tam kafamda bir resim sahibi değilim.:o

Tohum tutması muhtemelen çiçekler tamamen kuruduktan sonra sap kısmının düşmemesi o dikenli ve dala bağlanan kısmın gelişmeye devam etmesiyle olur.

Açan çiçekler kapandıktan sonra tamamen dökülür mü? yoksa sap kısımlarının bir süre beklediği olur mu?

Bulduğum resimler netten alıntıdır.. Fikir vermesi açısından bir kaç resim buldum. Esasen tohum keseleri frenk inciri ( opuntia ficus indica) ya da dragon fruit mantığındadır diye düşünüyorum.

Yok, böyle tohum hiç görmedim. Çiçekler açıyor, bir müddet sonra solup, solgun solgun duruyor sonra da dökülüyorlar.

Sağ ol sevgili tener.

Çiçekler yavaş yavaş yerlerini sebzelere ve meyvelere bırakıyorlar. Yani, artık Oğuz'un bahçesinin devri başlıyor.
Her sabah erkenden soluğu bahçede alıyor, salatalık topluyor, biber topluyor, sepet sepet kayısı ve böğürtlen getiriyor.

Vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim..

Saygılarımla...

:cool:

Güler hanım içi de kırmızı olan Anjelik Erik var mıydı sizin bahçede?

Mutfağa meraklısınız biliyorum, şu tarife bayıldım, bugün o eriğin peşine düştüm buldum markette. Yarın deneyeceğim bakalım nasıl olacak...

Offf, of bu ne güzel görüntü.
Sevgili limon bahçede içi kırmızı japon eriği var, iri iri.
Ben evvelden bu tartı mürdüm eriği ile yapıyordum, o da çok güzel oluyor.
Şimdi başıma iş açtın, japon eriği ile denemeliyim. ;)

Tarif için teşekkür ederim.

Buyrun size Güler atlasımın tohum kesesi.

Evet , Güler abla'nın atlası onar onar çiçek açtığı için ben de sormuştum tohum kesesi var mı diye. ;)Ziyarete gittiğim de kendim de baktım. Atlası dışarıda durmasına rağmen tohum kesesi yoktu.

Ben tohum kesemi yapay tozlaşmayla ürettim. Şimdi açmış bir çiçeğim daha var, onda da deneceğim. ;)

Sayın Bozo06'nın gösterdiği örnek resimlerdeki gibi kızarır mı, zaman gösterecek. Benim ki uzun zamandır bu şekilde yeşil duruyor, takipteyim. İçinden kaç tohum çıkacak çok merak ediyorum.

Eklenti 316524

Bu arada fotoğrafı yükledikten sonra farkettim, sanki kızarmaya başlamış gibi duruyor...

Atlas çiçek açtıktan bir müddet sonra çiçeklerini bu şekilde döküyor, tohum kesesi hiç görmedim.

Şimdi yeniden çiçek açmak için tomurcuklanmalar başladı, bu sefer ciddi ciddi kontrol edeceğim. İnşallah kese oluşur.
Başladım çiçeğin beynini yıkamaya " hani nerdeymiş bu güzelim tohum keseleri" diye konuştukça Oğuz bir tuhaf bakmaya başladı bana. :D