Ön bahçede geçen yıl ektiğim 2 europs ile 2 çeşme papatyası mini mini, kökler görünüyordu. Kara kara ne eksemde bu alanı kapatsam diyordum. Bu yıl açık alan bırakmadılar, ne güzel

Calla yıllardır çok sevdiğim bir çiçekti. 3 yıl önce bir tanıdığın verdiği bir minik kök bugün dünya güzeli 3 koca kök oldu

Teşekkür ederim sevgili Parex

ÇOK GÜZEL BAHÇENİZ...tebrikler

Teşekkür ederim elif elif. Bir kaç resim daha eklesem mi;)

Geçen sene Yalova'dan aldığım dresena bu sene sürpriz yapıp çiçek açtı, yasemine çok benzer bir kokusu var.

Geçen yılki europsların hali ile bu yılki halleri:

Aynı şey fare kulakları ile lavantalar için de geçerli. Lavantalar, bu yıl osmanlı şimşiri gibi oldular, resimlerde tam boyutları belli olmuyor ama en küçüğünün çapı 50 cm.

Herşey harika..çoook güzel Emine Hanım..
Kolay gelsin..
Sefanız çok çok uzun sürsün..

Geçen yılki mütevazi halleri...

Aynı şey fare kulakları için de geçerli. İlk resim geçen yıldan, 2.ci ise bu yıl kışın çekildi. Ağaçların altında, çimlere set olmuş, halı gibi. Hatta bahçeden çıkıp kaldırıma taştılar.Fare kulaklarını ilk aldığımda annem dudak bükmüştü bu da nesi diye,şimdi benden çok seviyor:D

Çok teşekkür ederim sevgili Pria, bahçe katında dükkan var o nedenle biz 2. kattaki balkonumuzdan seyretmeye doyamıyoruz. Görende görmemişin bir bahçesi olmuş diyecek diye düşünmüyor değiliz ama şimdiki yeni evimize taşındığımızda seyre değer hiç bir şey yok her yer taş her yer bina diyorduk. Şimdiyse alternatifimz var:p

ben de bahçemin resimlerini paylaşmak istiyorum ama anlamadım nasıl yüklüyeceğim...konuyu yanıtlayamı yoksa yeni konuya mı tıklamam gerekiyor

Sanırım 5 mesajdan sonra konu açma hakkınız oluyor. O zaman da üyelerin bahçeleri kısmında kendi bahçeniz için konu açabiliyorsunuz sevgili elif elif.

teşekkürler...

Geçen sene annemim çimi söküp lahana, fasülye ektiği yer şimdi onun evi...Kendi iyi hoş da ağaçları kemirme huyu kötü. Kendisine ayırdığımız 10 metre boyundaki bahçenin önce en sonundaki koca biberiyeyi kuşa çevirdi, sonra en baştaki ceviz fidanını hakkın rahmetine kavuşturdu. Geçen sene biberiye ile ceviz fidanının arasına ektiğimiz 8 limoni serviye bir şey yapmaz dedik. Bir kaçını bir iki kez kökünden söktü, yeniden yerlerine diktik ona da pek kızdık:mad: Yok bu kez de en baştaki limoni servinin alt dallarından başlayarak kemirmeye koyuldu. En nihayetinde annem canım ağaçlar baston gül gibi olacak deyince servilerin önüne tel çit çektik:p Sıkıysa şimdi dişlesin:D

Ne güzel bir bahçeye dönüştürmüşsünüz öyle.Verilen emekler hiçbir zaman karşılıksız kalmıyor.Sıhhat ve huzurla oturun inşallah..

Haklısınız Sonkez, ve çok teşekkür ederim, çok mutlu ettiniz beni.Verilen emekler konusunda haklısınız.İnsan hayatta "verdiği tüm emeklerin karşılığını" maalesef umduğu gibi bulamıyor. Ama doğa öyle değil, bir verip bin alınan bir güzellik. Tekrar teşekkür ederim, sizde sağlık ve huzurla kalın dilerim.

Bu gül osiria mı bilmiyorum. Resimde ne kadar belirgin bilmiyorum ama petallerin arka kısmı beyaz ön yüzü krmızı. Hani derler ya, gözü namazda olanın kulağı ezanda olurmuş diye...Bu gülü aldığım gün Derince Eğitim Araştırma Hastanesine annemin kontrolleri için gittik. Sabahın yedisinden öğlen üç buçuğa dek haşat olduk. O yorgunlukla semt pazarına gidelim, gitmeyelim derken gitmeye karar verdik. Pazarın girişinde önce bir kadında gördüm, biraz daha ilerledim bu kez de bir adam almış aynı gülden, inşallah kalmıştır diye pazarın sonundaki çiçek sergisine neredeyse koştur koştur gittim....E mutlu son. Ama bunu bahçeye ekmeyeceğim

Çiçekçiler ne yapıyorlar nasıl yapıyorlar hala akıl sır erdirebilmiş değilim. Gülü daha büyük bir saksıya geçirmeye çalışınca hayret ettim, kök neredeyse yeni olurmuş, toprağını dağıtmadan çıkarana dek canım çıktı, incecik bir sap, hani ucundan tutup da üretim saksısından almam imkansız, kök o 3-4 litrelik kabı doldurmuş olsa tuttuğum gibi gül çıkardı.... Bu yıl bahçemdeki sarmaşık gülden kasımda bir çelik alıp köklendirdim, büyük saksıya alayım dediğimde kökleri saksıyı doldurmuştu ama üzerinde 1 tane tomurcuk yok, öbüründe de neredeyse kök yok üstünde 3 tomurcuk.....Nasıl bir iştir anlamadım.

Bu yıl 2 terasa nisan başı gibi 8 tane sarmaşık gül, 12 tane de çalı gül aldım. Sarmaşıkları 67 litrelik saksılara, çalı gülleri 47 litreliklere geçirdim. Akabinde 1 ay boyunca göz açtırmayan yağmurlar başladı. 3 sarmaşık gülüm bir anda öldü, hakikaten bir anda gittiler. 2 tanesinin gövdeleri kararmaya başlamış, birinin yaprakları bir anda hepsi birden sararmış dökülüyordu. Diğerlerinde de hastalık belirtileri başlamıştı. Hepsine mantar ilacı verdim, Allahtan yağmurlarda dindi o dönemde. Bahçedeki sarmaşık güllerde sıkıntı yok ama üst kattakiler gidiyor. Saksılarda drenaj sorunu da yok....Havalar toplayınca gülleri aldığım satıcıya gittim ölen sarmaşık güllerin yerine yenilerini almaya...İşin garibi 1 hafta önce pazarda tüm satıcılarda sarmaşık gül fidanları varken o hafta çalı gülleri var diğerler yoktu. Bizim aldığımız satıcıda da durum aynıydı. " Sen 3 gülünü kaybetmişsin, bir hastalık geldi benim aldığım yerdeki adam, 2 tır gülü kaybetti" dedi.....O hastalık getiren yağmurlu günlerde terastaki güllerimden birinden çektiğim bir iki resim...

Bunlar da bahçedeki minik çiçekli sarmaşık gülleri, yerleri öpüyor çiçekleri, kesmeye kıyamadım...

İki, üç rengin karışımı güllere bayılıyorum, kimi kırçıllı oluyor ama kimileri de böyle suluboyayla çizilmiş gibi...

3,5 yıl önce leylandileri aldığımızda, fidanlık sahibinin 2 tane hediye ettiği konik ladin. Leylandilerin her yıl tepe sürgünlerini kesmesem boyları şu an 3 metreyi geçecekti. Bu tontoş, çitle aynı boy 78 cm, annem onları kedi severmiş gibi seviyor, dikenli kedi:D

Köpeğimiz Poyraz, annemin geçen yıl lahana ektiği yere yerleşince, bahçenin diğer yanına set çektik, çimleri söktük, bu kısmı sebze bahçesine ek olarak kullanmaya başladık.

Biz bahçenin bu kısmını düzenlemeye çalışırken, köpek kılıklı kaynanamız çok söylendi bize:p Otla, toprakla ugrasacağınıza gelin benimle oynayın diye. Baktı olmadı,artık sırtını tellere dayayıp, gözleriyle "sevin beni" demeye başladı. O günden sonra da ne zaman bahçenin o kısmına geçsek hep aynı şekilde davranıyor, "oynamayacaksanız sevin beni"...

Bu seneki terasa aldığım sarmaşık fidanlarının başına gelenler ve 3,5 yıl önce bahçeyi ilk düzenlemeye başladığımızda yeni aldığımız leylandi fidanlarıyla yaşadıklarım bana şunu öğretti ki, mantar, kök boğazı çürüklüğü gibi hastalıklar genelde genç fidanları daha şiddetli etkiliyor. Bahçeye leylandileri ilk ektiğimzde aylardan kasımdı ve fidanlar ince, uzun, sırık gibi cılız şeylerdi. Ben de şimdi terastaki güllerin gözünün içine baktığım gibi onların üzerine titriyorum, bir an önce gelişip serpilsinler istiyorum. O yılın bahar aylarında bir baktık fidanların birden yaprakları sararmaya başladı. Kiminin daha az ama bir tanesi neredeyse ölecek hatta ölmesine ramak kalmış. Biz de yolun "en" başındaki bahçıvanlar olarak neredeyse hiç bir şey bilmiyoruz. Kendi kendimize tahmin yürütüyoruz. Acaba çok mu gübre verdik, yok ağacın altındaki çimleri kaldırdık, kökleri mi zedeledik diye. Bir gün dayanamadım, fidanları aldığımız yer tanıdıktı açtım sordum, ağacın durumu bu, acaba ne olabilir diye. Fidanlık sahibi, ağacı yerinden çıkarıp köklere bakmamı ve onu yine aramamı söyledi. Fidan daha taze olduğu için köklerini henüz sağa sola dağıtamamış, haliyle yerinden çıkarmak kolay oldu. Baktık, köklerin bir kısmı siyahlaşmış, bir kısmı daha açık kahverengi. Fidanlık sahibi, bunun kök çürüklüğü olabileceğini bir çeşit mantarın bunu yapabileceğini söyledi. İlaç olarak da cupravit önerdi. Ağacın da büyük ihtimal ölmeyeceğini ama sararıp dökülen yaprak ve dallarının kendini toplamasının zaman alabileceğini söyledi.

O ilk yıl Cupraviti kullandıktan sonra diğer leylandilerde de başlayan sararma ve dökülmeler durdu. Ertesi yıl mantar ilaçlamasını bir daha yaptım, ama son 2 yıldır yapmadım. O öldü ölecek leylandinin daha doğrusu biz o vakitler ona "yaşar-ne yaşar ne yaşamaz" diyorduk, bugünkü hali ve diğerlerine nazaran aradaki gelişim farkı

güllerinize bayıldım :)

Sn.Emine Akman,
sizin bahçenin ilk hallerini görmemiştim,hani demişsiniz ya nerden nereye? tam da öyle olmuş ellerinize gönlünüze sağlık harika olmuş.

Masallah guzel bahce sahane cicekler..cok emek var cok belli..tesekkurler ki bizlerle bu guzel cicekleri paylastiniz..

2 yıl olmuş bahçe sayfamı düzenlemeyeli. Aslında bahçemden hiç kopöadım ama foruma girmeye fırsat bulamadım. 2 sene sonra bakalım neler değişmiş

Gül benim sevdam,gül benim tutkum. O tutku için bayagı yer gezip,araştırıp iyice çoştum. Girişteki baston gülü bu yıl Yalova Koruköyden 25 tlye aldım,pazarlık etsem 20 bile olabilirdi. Buradaki semt pazarındaki 10 tllik güller orada 4-5,biraz daha gürbüzse ancak 10 tl.

Kendimi bildim bileli güllerri severdim ama 3 şey bu konuda derinden araştırmalar yapmama neden oldu.

İlki Güler abla'mın bir mesajında "yerli güller birkaç günde kestane gibi patlıyor,çabuk geçiyor oysa İtalya'dan getirdiğim gülüm hem tabak kadar açıyor hemde günlerce geçmiyor" Yerli gül-yabancı gül diye birşey mi varmış dedim, gül güldür 3-5 rengi vardır o kadar:) Şu an o anki cehaletime ölesiye gülüyorum. Resimlerle sohbete devam etsem nasıl olur:)

Diğeri Ekerler Roses'ın Gül Marketi sitesini bahçe macerama başladığım dönemlerde takriben 5 yıl kadar önce keşfetmem oldu. Öyle böyle değil ağzımın suyu akıyordu resmen.İlk yıl kış gibi aradım,elimizde gül yok dediler....Aaaa dedim,bu nasıl iş,bu nasıl müesseese dedim,hiç güven vermedi...Meger yıne cehaletin kurbanı oluyormuşum...2.yıl yine aradım yok,ama yine kışın arıyorum,3.yıl nasıl olduysa yazın aradım,ön siparişi verdim (nihayet).

Ekerler'in ürettiği Kordes güllerini yabancı kaynaklarda araştırırken olan oldu,ben bittim...Meger Yerli gül diye birşey yokmuş. Labaratuvar ortamında çeşitli gül tohumlarının belirli oranda karıştırılıp,melezlenmesiyle farklı türlerde ne çok gül elde edilebiliyormuş.Her yıl uluslararası yarışmalar,değerlendirmeler. Bu işi dünya çapında isim,marka haline gelebilen firmalar var.Kordes,Tantau,Austin,Delbard......gördükçe o envai çeşitte gülleri kendimden nasıl geçmem.....

Ah ben doyarmıyım,gözüm-gönlüm doyar mı? ****** hayır. Nette araştırıken Rosen Tantau'nun Türkiye'de bir üreticisi oldugunu buldum. Onu da ilk yıl aradım,perakende satışımız yoktur dediler. 2.yıl bir tanıdıkla Almanya'dan paypalle ödeme yapıp çıplak köklü gül alayım dedim,gümrüğe takılıp 3 gül için zaten euro dünya para bir o kadar da gümrükte sürünmeyeyim dedim. Rosen Tantau'nun numarasını aradım. Derdimi-gül aşkımı anlatınca perakende göndermiyoruz ama Adapazarın'daki fidanlığımıza giderseniz alırsınız dediler......****** gittm:)

Ama doyamadım Ekerlerden yine 25 tane daha gül sipariş ettim. Bahçede yer kalmadı...Ne yapılacak,45 ve 67 litrelik saksıları formal düzende bahçeye dizdim

Yeşil aşkı başka birşey

Ekerlerden aldığım güller, caramel antike,romantik antike

Larissa,lemon pompon