agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Üyelerin Bahçeleri (https://www.agaclar.net/forum/uyelerin-bahceleri/)
-   -   Ayazkentli / Bağ-Bahçe (https://www.agaclar.net/forum/uyelerin-bahceleri/20881.htm)

ayazkentli 16-07-2011 15:00

4 Eklenti(ler)
BAĞ BAHÇESİ ile devam.

Burada vişne, kiraz ve armut ağaçları ile karpuz draması var.

Drama denilen şey şu;

4, 5 ya'da 6 sıra şeklinde karıklardan oluşan, 4'lü, 5'li ya'da 6'lı toplam karıklara verilen isimdir. Bu yöntem eskiden salma sulama yapılırken kullanılıyordu. Tarla ya'da bahçeyi böyle karık topluluğu ile dramalara bölüyorduk ve bu dramaların başından geçen ana su yolundan, dramaları açılıp-kapatarak sulama yapıyorduk. Dramalar makina ile yapılıyordu ama su yolu kürek ile yapmak durumunda kalıyorduk'ki, bu çok yorucu bir işti.

Eskiden tarlalar böyle sulanıyordu. Şimdilerde artık damlama sulama sayesinde, hem bu sulama işkencesi bitti, hem'de toprağın çok su ile çoraklaşmasının önüne geçilmiş oldu.

(Çok daha eski yıllarda, bu dramaları yapan makinalar yokken, insanlar kürekler ile tarlalara bu dramaları'da kendileri yapıyorlarmış. Ne zormuş o yıllarda çiftçilik yapmak).

Kayınpederim, karpuzları yayılıcı tür olduklarından, 2 karığı ekili 2 karığı ise boş bırakıp, 4'lü drama yapmış (biraz geniş alan bırakılmak zorunda).

ayazkentli 16-07-2011 15:22

3 Eklenti(ler)
Evde bu yıl çelikten ürettiğim izmir bardacık inciri fidanını, o gün bağ'a götürdüm ve çiçeklerin arasında daha önceden ayrılmış olan yeni yerine diktik.

ayazkentli 16-07-2011 15:50

2 Eklenti(ler)
O gün kayınpederimin bir arkadaşıda, ailecek bahçedeydi. Hep beraber akşam yemeğinden sonra, bahçede 23.30'a kadar oturup sohbet ettik.

Sohbet esnasında, böcekleri uzak tutmak ve rahatsız olmamak için, kulübe önünde'ki lambayı söndürüp, seyyar lambamızı tulumbanın yanında'ki şemsiyenin direğine bağladık. Tüm böcekler, haliyle ışığın olduğu yere toplandılar, bizi rahatsız etmediler.

Bir ara, direğe tırmanan 1 böcek dikkatimi çekti ve gidip fotoğrafını çektim. Bizim buralarda -Tıs Tıs Böceği- denilen, Haziran böceği. Diğer ismi ile Kadı lokması. Lambanın yanına gidince 2 adet olduklarını gördüm.


Kayınpederime;

Baba, bu terminatörleri yok etmek için bir şey yapmayı düşünüyormusun? diye sordum.

Kayınpederimin cevabı şöyle oldu;

Her şey bol, nasılsa fazlasıyla bizlere yetip artıyor. Gerisi kurda kuşa, böcek börtüye yem olsun. Gerisi onların nasibi.

Yani, bu kadar'da doğa dostuyuzdur hani:confused::rolleyes:

ligustrum 17-07-2011 04:39

Teşekkürler paylaşım için Ayazkentli.
Sağlıklı günler dilerim.

ayazkentli 20-07-2011 14:13

4 Eklenti(ler)
Teşekkür ederim sevgili ligustrum.



EV BAHÇESİ:
------------

Biraz'da ev bahçesinde'ki gelişmelerden devam edelim. Hem iri çiçekli dahlia'lar, hem'de küçük çiçekli dahlia'lar peşpeşe açmaya başladılar. Büyük çiçekli olanlardan sanırım önümüzde'ki yıl, değişik renkli olanlarını'da yetiştireceğim. Çok harika görünüyorlar.

Yalnız, iri çiçekli olan ve 2 farklı tür toprak yapısında ayrı ayrı yetişen dahlia'ların gövde boyu her ikisi'de 60-65 cm'ler.

(Hem geçirgen toprak olan bahçede ekili dahlia, hem'de zengin toprak karışımlı saksıda ekili olan)

Yani, şu an itibarı ile farklı toprak yapılarının, gelişmelerinde pek bir fark yaratmadığını söylemek mümkün.

ayazkentli 20-07-2011 14:38

5 Eklenti(ler)
Burada'ki fotoğraflarda'da, iri çiçekli zinya ile küçük çiçekli zinyaların karşılaştırmaları var.

Zinya'lar kokusuz ama görsellik olarak çok harika çiçekler. Öbek halinde dikildiklerinde (fideleri) çok değişik renkleri ile güzel bir renk armonisi oluşturuyorlar.

ayazkentli 20-07-2011 15:07

2 Eklenti(ler)
Dahlia'ların aksine, 2 farklı toprak yapısının zinya'lar üzerinde farklı etkiye sahip olduğu söylenebilir.

Saksıda bulunan zengin toprak karışımında'ki, iri çiçekli tür zinya'nın gövde yapısı çok güzel gelişirken, bahçe toprağına ekili olan iri çiçekli tür zinya'nın gövde yapısı çok daha cılız kaldı.

Farklı gelişim gösteren zinyalar,

-Aynı tür,
-Aynı gün dikildi.
-Aynı gün şaşırtıldı.
-Aynı gün uç alındı.

Buna rağmen, faklı geliştiler. Ayrıca, bahçe toprağına dikili olan iri çiçekli zinyaların çiçekleri,

-Saksıda'ki türdeşinin çiçeklerinden küçük.
-Küçük çiçekli tür olan zinyaların çiçeklerinden ise, büyük.

Bu fotoğrafta'ki saksıda dikili olanlar, iri çiçekli zinyalar. Mandalin saksısına 3 fide olarak dikmiştim. O kadar büyüdüler'ki, mandalin aralarında kayboldu.

ligustrum 20-07-2011 20:01

Kompost fıçısındaki domatesi ön plana alalım artık ayazkentli. Kırılır sonra.
Sağlıklı günler dilerim.

bahtiyar02 20-07-2011 20:07

Sevgili ayazkentli;
Bahçe gün geçtikçe dahada güzelleşiyor.Ellerinize emeğinize sağlık.
Saygılar

ayazkentli 21-07-2011 16:36

4 Eklenti(ler)
Bu yıl domatesleri hiç sorma sevgili ligustrum.

Domateslerimin hem kompost varilinde'ki, hem'de bahçede ekili olanlar, son bir kaç gündür kendilerine ancak gelmeye başladılar.

Haziran ve üstüne bir de Temmuz ayının 17. gününe kadar, gündüz ve gece tüm yaz hiç durmadan, üstelik oldukça sert esen kuzey rüzgarlarından ve aynı rüzgarların geceleri fazlası ile (soğuğa yakın) serin bir havaya neden olması, domateslere pek iyi gelmedi sanırım.

İlk domatesleri ancak bu pazar sabahı kopartım. Buralarda domatesler 1 ay önceden olmaya başlamalı idi'ler. Ne kadar geç kaldığını buradan anlayabilirsin. Artık bunlardan ne olacaksa, Ağustos ayında olacak.

Yalnız, çeri domateslerim oldukça iyi olacak gibi duruyor. Tadilat işleri nedeni ile çeri cinslerini biraz geç şaşırtmıştım. Yeni yerlerine henüz adapte olup, meyveye durmaya başladılar. Beni her yıl, en çok mutlu eden domatesler, bu çeri cinsleri. Galiba bu yıl'da böyle olacak.

Eskiden bu tür minik domatesler tarla kenarlarında, yol kenarlarında, hendek üstlerinde kendiliğinden çıkar ve "deli domates" deyip, hiç yüzlerine bile bakmazdık. Şimdilerde ise özel olarak yetiştiriyoruz. Çeri'lerin kıymetini, eski domateslerin tadını kaybedince anladık. Minik'te olsalar, bunlarda hala eski domates tadı var.


Teşekkür ederim sevgili bahtiyar.

Ben seni Kıbrıs'a tatile gittiğini zannediyordum. Anlaşılan henüz yeni gideceksin. Sana iyi tatiller diliyorum.

ligustrum 21-07-2011 20:03

Çeriler eskiden var mıydı?

ayazkentli 26-07-2011 14:14

Evet vardı.

Gerçi günümüzde'ki gibi sırık cinsleri varmıydı bilmiyorum, hiç görmedim. Oturak cinsi dediğimiz türden, doğa'da kendiliğinden çıkıyorlardı. Daha çok'ta, boş arazilerde, yol kenarları ve tarlaların sınırlarında yetişiyorlardı.

Büyük ihtimal, tarlalardan evlere taşınırken düşen domateslerden ya'da domatesleri yiyen her hangi bir hayvanın, tohumları başka yerlere taşıması ile yetişiyor ve bakım yapılmadığı için'de, küçük meyve veren domatesler olarak kalıyorlardı. Bunu tam olarak bilemiyorum.

Ama bildiğim bir şey var, o yıllarda büyüklerimiz bu domateslere "bunlar çeri domatesler, domatesin delice olanı" diyorlar'dı. Yani halk arasında, çeri ya'da delice domates olarak biliniyordu.

Kiraz büyüklüğünden, papaz eriği büyüklüğüne kadar oluyorlardı. Hatta, turuncu renklilerini bile hatırlıyorum.

Emre İlhan 26-07-2011 18:03

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ayazkentli (Mesaj 837246)
Teşekkür ederim emreciğim.

Bahçeye biraz makyaj yapmak iyi oldu. İleride seninde bahçeli bir evin olduğunda, severek böyle makyajlar yapacağını düşünüyorum. Henüz lise'yi yeni bitirdin. Önünde uzun bir yol var ve eminim'ki daha şimdiden bahçeli bir ev hayali vardır sende. Balkonun sana yetmediği belli oluyor.

Hayat seni nereye götürür, nerede yaşarsın bilmiyorum ama eğer Adana'da yaşayacaksan, kesinlikle bahçeli bir evde yaşamanı öneririm. Her ne kadar sıcağa alışkın olsan'da, bahçeli bir evde hem Güneyin sıcağı bir nebze daha katlanılır olur, hem'de bol bol sebze-çiçek ekip-yetiştireceğin bir alanın olur.

Zaten apartman türü yaşam, insanı sınırlayan ve sıkan, adeta esaret türü bir yaşam biçimi. Ben her iki yaşam türünüde denediğim için, bu ayrımı çok rahat yapabiliyorum (bir çok üyemiz gibi).

;)Güzel yorumların için çok teşekkür ederim Atilla abicim. Tam da tahmin ettiğin gibi. Bahçeli ev hayali hep içimde. Apartmanlardan nefret ediyorum, insanın nefesini kesiyor adeta. Adana'da bahçeli bir evim olsa neler yaparım bir bilsen. :)

ayazkentli 10-08-2011 15:18

5 Eklenti(ler)
BAĞ BAHÇESİ:


Bu pazar (07-Ağustos) akşam üzeri bağ bahçemizde idik. Akşam yemeği hazırlanırken, biraz etrafı dolaşıp yeni fotoğraflar çektim.



Burada'ki fotoğraflarda görülen yer, Bakırçay nehrinin yanı. Aramızda sadece akrabamızın bahçesi var. Bu toprak yol, nehrin her iki yanında olan eski toprak yol. Ağaçlar ise, Bakırçay nehrini nerede ise tamamen kapatan söğütler.

Eklenti 239527

Tüm yaz mevsimi öylesine rüzgarlı geçti'ki, bu fotoğrafta görüldüğü üzere, özellikle genç söğütlerin dallarında bu rüzgarın kuvvetini görmek mümkün.

Eklenti 239528


Bu ağaç ise, belki'de bu nehrin kenarlarında yetişmiş olan en büyük söğüt ağaçlarından biri. Ağacın büyüklüğünü oranlamak için, yolun diğer yanında ekili olan mısırlara bakmak yeterli.

Mısırların en kısa boylusu en az 1.90 ile 2 metre, uzunları ise 2.5-3 metre civarında. Buradan yola çıkılarak oranlama yapılabilir.

Söğütler çok güzel ağaçlar ama ne yazık'ki, sedir ve çınar türü ağaçlar gibi, çok uzun yıllar yaşamıyorlar.


Eklenti 239529


Dev söğüt ağacının fotoğrafını çektikten hemen 5 dakika kadar sonra, hava aniden kararmaya başladı. Bu fotoğrafı'da o esnada çektim.

Bir köşede söğüt ağacının dalları ile diğer köşede, uzaklarda'ki başka bir ağacın arkasından batmakta olan güneş, güzel bir manzara sunuyordu. Tam o anda bir bardak çay olaydı, çok iyi gidecekti ama çay faslı geceye kaldı. Tabii, bu manzaraya eşlik eden kurbağa ve ağaçlarda'ki yuvalarına, gece çökmeden önce yerleşme telaşında olan binlerce kuşun seslerinin verdiği efektlerde, ayrı bir güzellikti.

Eklenti 239530


Bu fotoğrafta ise, yine bir Ay görüntüsü var. Bu kez, uydumuza ağaçlarda eşlik ediyor.

ayazkentli 10-08-2011 15:30

2 Eklenti(ler)
Yemekten sonra, yılın bu zamanlarında bir çoğumuzun yaptığı gibi, mısır (darı) közledik.

Bu fotoğraflarda ilginç olan nokta şurası. Her 2 fotoğrafı'da yerimi hiç değiştirmeden arka arkaya, birini flaşlı diğerini ise flaşsız olarak çektim.

Flaşlı çekimde köz'ler hiç görülmüyor.

Eklenti 239532

Flaşsız çekimde ise, köz'lerin sıcak rengi ortaya çıkıyor.

Eklenti 239533

ayazkentli 10-08-2011 15:56

1 Eklenti(ler)
Geçenlerde diktiğimiz bardacık fidanının üzerinde yine bir adet meyve oluşmuş. Bu çok ısrarcı bir fidan çıktı. İlla'ki meyve verecek. Buraya dikmeden önce'de 1 adet meyvesi vardı ve dikince meyvesini kopatmıştık. Yaklaşık 2-3 hafta'da, yine bir meyve yapmış.

(Umarım üreme telaşı değildir). Çünkü, bu durum (yani üreme telaşı) bir şeylerin yolunda gitmediğinin göstergesi anlamına gelir.

ayazkentli 15-08-2011 13:58

5 Eklenti(ler)
BAĞ BAHÇESİ:

Bağda'ki ceviz ağacının gövde ve dal yapısı.

Eklenti 240639

Hemen yan tarafta'ki teyzemizin bahçesi ile aramızda'ki sınırda yer alan, siyah incirin gövde yapısı. Akrabalar, incir ağacının hem meyvesinden, hem gölgesinden, hem'de raf amaçlı yararlanıyorlar. Gövdeye monte edilen ve raf gözü niyeti olarak kullandıkları kasaları, gevşek olarak tel ile bağlamışlar

Eklenti 240640

Bizde, ceviz ağacına salıncak ve hamak kurarak, ufaklığın oyun ve uyku ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Görüldüğü üzere, ağaçlar biz insanlara (ve, tabi'ki tüm doğa'ya ve canlılara) her türlü şekilde yardım ediyorlar.

Eklenti 240641

Tohum için bırakılan kabak.

Eklenti 240642

Burada'da, biz Egelilerin tuzlama börülce yemeği dediğimiz yemek var. Bahçeden toplanan börülceler ile haşlama, süzme, yağlama (zeytinyağı), sarımsaklama, tuzlama ve ekşi ekleme sırası ile yapılan, olağanüstü lezzeti olan bir yemek.

Her ne kadar, başka yörelerde adına -börülce salatası- dense'de, bu biz Egeliler için bir yemek çeşiti'dir. Biz onu salata olarak değil, yemek olarak görürüz.

Eklenti 240643

Orhan Özbilgiç 15-08-2011 14:21

Sevgili ayazkentli;
Sen çok yaşa e mi?
Börülceyi aklıma getirdiğin için. Sıraladığın tüm yemeklerini bizde yapıyoruz. İstanbul' da pazarlarda zaman zaman (taze bulursak tabii!) alıyoruz. çok ta seviyoruz.
Niye ''çok yaşa'' dedim? Kuru börülceyi bulmak kolay. Gelecek yıl İstanbul'dan alıp, baharda fasulyelerle birlikte birazda börülce ekmeyi aklıma düşürdüğün için.:p

Ceviz ağacı enteresan dallanmış. O da Bıcırığa yaramış baksana. Tam salıncaklık.
Manzara fotoğrafları çok güzel. Eline sağlık. Selam ve sevgiler.

ayazkentli 15-08-2011 14:43

2 Eklenti(ler)
Bu sabah 11.00 civarında, evimin biraz ötesinde anayol'da yetişen kargılardan, yeterli uzunluğa ve kalınlığa ulaşan 7-8 adet kargı kestim. Bu kargıları kurutup, çeşitli amaçlar için (sırık, iskele ve ufaklığa telli araba yapmak gibi) kullanacağım.

Ayrıca,

geçenlerde Bakırçay nehrinin etrafını incelerken, daha önce'ki yıllarda nehir kenarında yetişmiş ve sonra ıslah çalışmaları nedeni ile sökülmüş olan kargıların yerine, tekrar o bölgede yaşasınlar diye, kök rizomlarından söküp aldım.

(Tabii, ıslah çalışmaları kargıları sökmek için değil, nehrin iç kenarlarını düzenleyip, su'yun rahat akması ve taşkınlara neden olmaması için yapılmıştı. Arada, kargılar'da yok olmuş. Kayınpederim söyledi).

Kökleri Bakırçay'ın kenarında, boşluk olan bir kaç değişik yere dikeceğim. (Belki Bakırçayın başka yerlerinde vardır ama bizim bölgeye yakın yerlerde hiç kalmamış).

Not: Teşekkür ederim orhan hocam. Seneye bol bol taze börülceyi dalından toplama keyfi yapmanıza vesile olacağım için sevindim.

Eşim, bu aralar 4-5 tane küçük poşete, börülce haşlayıp derin dondurucuya koydu. Patlıcan (çığırtma yemeği) ve menemen için (domates ve biberleri pişirip) derin donrucuda saklıyoruz ve kış aylarında orjinal yaz yemeği yiyoruz ama börülceyi ilk kez bu şekilde deniyoruz. Gerçi ben, börülcenin dondurucuda olacağını pek sanmıyorum (sulanıp-bozulur gibime geliyor) ama eşim, yine'de bir kaç poşet yaptı. Eğer olursa, seneye devam ederiz.

Orhan Özbilgiç 15-08-2011 19:17

Sevgili ayazkentli;
Kargı, eskİden yapı malzemelerinin çeşidinin azlığı, pahalı oluşu ve ancak belli merkezlerde bulunabilmesi nedeniyle daha popülerdi. Malum birde sepet örmede kullanılırdı.
O yıllarda Büyük Menderes ovasında en kaliteli kargı, Aydın' nın Germencik İlçesi' de denirdi. Hatta eksiğiyle, yöresel ağızla şöyle denirdi.
''Gagı vaa, gagıcık vaa. Gemenciğin gagısının üstüne gagı mı vaa?'' Dilerim sizin kargılarda Germencik kargisi gibi kalitelidir.:D
Sağlık ve sevgiyle...

mavikartal5 15-08-2011 21:31

oh, oh, bu bahçede de aç kalmam hiç. elimdeki ekmek ve tuz sayesinde domateslerden de yedim, kabaklardan da, bir de bir sürü meyve var burada. hiçbir insan aç kalmaz benim gibi.
elinize ve bahçenize sağlık sayın ayazkentli,
saygılar

aygün 15-08-2011 23:18

Yerim ben o bıcırığı. Paniklemiş babası, hazırlıksız çekmişin. Terliğin birini giymeye vakit bulamamış:) Maşallah ne tatlı.

Bahçenin iyi durumda olması ne güzel. Emekleriniz ileride daha bir yansıyacak bahçeye.
Kolaylıklar diliyorum.

Hülya 16-08-2011 13:39

Bir ara, direğe tırmanan 1 böcek dikkatimi çekti ve gidip fotoğrafını çektim. Bizim buralarda -Tıs Tıs Böceği- denilen, Haziran böceği. Diğer ismi ile Kadı lokması. Lambanın yanına gidince 2 adet olduklarını gördüm,

Her şey bol, nasılsa fazlasıyla bizlere yetip artıyor. Gerisi kurda kuşa, böcek börtüye yem olsun. Gerisi onların nasibi.

Yani, bu kadar'da doğa dostuyuzdur hani:confused::rolleyes:[/QUOTE]

Merhaba
Bahçenizi gezerken rastladığım yazdıklarınız hakkında .
Ben bu böceğin ilerde size çok zarar vereceğini düşündüm.Sanırım larvalarını ağaçların köklerine bırakıyor.Ağaç köküyle besleniyorlar.Erken tedbir almazsanız , bahçeye yayıldıkları zaman çok zarar veriyorlar.
Kadı lokması ,Selçuk civarında bahçelere çok zarar verdi.Çoğaldıklarında mücadele etmek zorlaşıyor
İyi günler, selamlar.

ayazkentli 16-08-2011 17:52

Hülya hanım, hoş geldiniz.

Kadı lokması (Haziran böceği) konusunda çok haklısınız. Bitkiler için büyük tehdit.

Yalnız, bizim bahçenin bulunduğu yerde, gerek önce'ki yıllarda olsun, gerekse günümüzde olsun, ne bizim bahçeye ne'de bu bölgede'ki diğer bahçelerde şimdilik bir zarar vermediler. Çünkü, nüfusları zarar oluşturacak kadar çoğalmadılar.

Sanırım, zarar vermemelerini kuşlara borçlu olabiliriz. Hemen yakınımızda'ki Bakırçay nehrinin her iki tarafında'ki ağaçlarda yaşayan kuş nüfusunun sayısının çok yüksek olması sayesinde, kadı lokmalarının zarar verecek sayıya ulaşmaları önleniyor olabilir.
Kadı lokmalarının en büyük doğal düşmanı kuşlar'dır.

Her ne kadar, her yıl bahçede böyle 3-5 kadı lokması görsekte, bu bölgede'ki bahçelere şimdilik pek zararları olmuyor. Eğer kuşlar sayesinde bitkilerimiz korunuyor ise, günün birinde kuşlara ya'da kuşların yaşadığı nehirde'ki ağaçlara bir şey olursa, o zaman bizi zor bir mücadele bekler demektir. Bu nedenle, dediğiniz gibi tedbirli olmak gerekiyor.

ayazkentli 16-08-2011 18:35

Orhan hocam,

plastik sepetler icad edildiğinden bu yana, kargıların işlevi çok azaldı. Burada'ki kargılar Germencik'te ki kadar sağlam'mı bilmiyorum ama Menemen'de hala süs sepetleri yapılıyor. O sepetler, süs sepetleri olduğu için küçük oluyor. Yani, eskisi gibi kargılara çok ihtiyaç olmuyor. (Sepet yapımında -Ayıt- denilen bir bitkinin, ince dallarından'da yararlanılıyor).

Eskiden sepetlerimiz bile doğal'dı. Şimdi, içimiz dışımız plastik oldu.

ligustrum 11-09-2011 07:21

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ayazkentli (Mesaj 847999)
Sn. farezya, hoş geldiniz.

Kadı lokması (Haziran böceği) konusunda çok haklısınız. Bitkiler için büyük tehdit.

Yalnız, bizim bahçenin bulunduğu yerde, gerek önce'ki yıllarda olsun, gerekse günümüzde olsun, ne bizim bahçeye ne'de bu bölgede'ki diğer bahçelerde şimdilik bir zarar vermediler. Çünkü, nüfusları zarar oluşturacak kadar çoğalmadılar.

Sanırım, zarar vermemelerini kuşlara borçlu olabiliriz. Hemen yakınımızda'ki Bakırçay nehrinin her iki tarafında'ki ağaçlarda yaşayan kuş nüfusunun sayısının çok yüksek olması sayesinde, kadı lokmalarının zarar verecek sayıya ulaşmaları önleniyor olabilir.
Kadı lokmalarının en büyük doğal düşmanı kuşlar'dır.

Her ne kadar, her yıl bahçede böyle 3-5 kadı lokması görsekte, bu bölgede'ki bahçelere şimdilik pek zararları olmuyor. Eğer kuşlar sayesinde bitkilerimiz korunuyor ise, günün birinde kuşlara ya'da kuşların yaşadığı nehirde'ki ağaçlara bir şey olursa, o zaman bizi zor bir mücadele bekler demektir. Bu nedenle, dediğiniz gibi tedbirli olmak gerekiyor.

Tedbir kuşları korumakla olacak. Bu sebeple avcılara çok kızıyorum.

Halil Önen 11-09-2011 14:04

1 Eklenti(ler)
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ligustrum (Mesaj 857886)
Tedbir kuşları korumakla olacak. Bu sebeple avcılara çok kızıyorum.

Biraz kızıyorum deseydiniz üstüme alınmıyacaktım.;)

Kadı lokması yiyen kuşlar_ karga, saksağan, martı v.b _etçi kuşlardır. Etleri için
_ki güzel değildir_ avcılar tarafından avlanmazlar.

Eklenti 245127

Bu _ evcilleştirilmiş_ kuşlar da kadı lokmasını yer, ama insanın avcı olaması gerekmez.:p

Saygılar

ayazkentli 14-09-2011 17:20

1 Eklenti(ler)
Bakırçay'ın hemen öbür tarafında bulunan bayırlarda'ki çam ağaçları büyüyor (fotoğrafta arka planda görülen tepeler).

Esas kadı lokması nüfusu çam ormanı oluşursa artabilir. Kadı lokmalarının, ormanların yakın olduğu bahçe ve tarlalarda daha çok görüldüğü söyleniyor büyükler tarafından. O zaman bizde, Halil ağbinin evcil kuşlarından besleriz.

Kümes yaparız ama kümes tavuklar için değil sebzeler için olur:confused:. Çünkü, tavukları kümese koyarsak, böcek avlayamazlar. Serbest dolaşırlar ise, bu kez ortada böcekler ile sebze'de bırakmazlar (onlarda et yemeğinin yanında salata yemeği seviyorlardır her halde):o

O nedenle en uygun yol, sebzeler için kümes yapmak ve tavukların serbest dolaşımına izin vermek şeklinde olur.

(Benim yöntem biraz, hani öğretmenler okulda sorardı ya; Bir sandal ile 1 kurt, 1 demet ot ve 1 kuzu'yu karşı kıyıya birbirlerini yemeden nasıl geçirirsiniz? diye):mad: aynı ona benzedi.

akifbingöl 23-11-2011 16:24

İyi akşamlar 'ayazkentli'. Bahçe sayfanı tesadüfen buldum. İzleyip okumak 1 saatimi aldı. Anlatım biçimin çok güzel. Bana çok sürükleyici ve yaratıcı geldi. Sanki, yaşama bakışın bu yazıların içine sızmış. En son 14.09.2011 de yazmışsın. Ve bugün 23.11.2011. Bir hayli uzun bir zaman geçmiş bence....

Bahçedeki kulübe ve kullandığınız masa, sandalye vb. dikkatimi çekti. Hırsızlık olayları olmuyor mu oralarda...? Selamlar.....

ayazkentli 18-01-2012 12:27

Merhaba Akif bey. Hoş geldiniz, teşekkür ederim.

Haklısınız, yaz(a)mayalı uzun zaman oldu. Bu yıl Temmuz ayı ortalarında, ilk önce kayınvalidem safra kesesinden kaynaklanan ve 20 gün kadar süren sağlık sorunu yaşadı. Haliyle, hastahane ve ev arası mekik dokuduk.

Kayınvalidem iyileşmeye başladı ve tam atlattık derken, bu kez kayınpederim ramazan ayının ilk haftasında bağda ki bu bahçede, hala ne olduğunu tam bilemediğimiz bir rahatsızlık yaşadı ve yaklaşık 20 gün kadar da o hastahanede kaldı. Ramazan bayramına 2 gün kala, iyileşip taburcu oldu.

Ramazan bayram geçti ve hemen ardından, bu kez köyde’ki annaannem rahatsızlandı. Yaklaşık 1 ay kadar da onun hastalığı ile ilgilenmek durumunda kaldık. Ne yazık’ki onu kaybettik.

Annaannemin vefatından 1 ay sonra ise, hiç beklenmediğimiz bir anda, aniden babamı kaybettim (kalp krizi). Babam, şeker hastalığı dışında oldukça sağlık idi. Ağbim doktor olduğundan, sık sık onu yanına çağırır kontrol olmaya zorlardı ve hemen hemen her yıl sıkı bir kontrolden geçerdi. Sigara-içki kullanmayan (bırakalı 20 yıl oldu), devamlı yürüyen kıpır kıpır bir insandı. Açıkçası en az 80’li yaşlarını görür diye düşünüyorduk.

Çünkü, babası da (büyükbabam) şeker hastası olmasına ve babam ile kıyaslandığında, nerede ise hareketsiz sayılacak bir yaşam tarzına rağmen, 81 yaşına kadar yaşamıştı. Dedem çok sıkı perhiz yapardı. Uzun yaşamasını buna bağlıyor ve babamın da o yaşlara kadar yaşayabileceği tahmin ediyorduk ama dedemin aksine, babamın yapamadığı tek şey “perhiz” idi. Meşrubat, tatlı, bal… gibi şekerli yiyecekleri hiç umursamadan yerdi. Atın ölümü arpadan olsun der, başka bir şey demezdi. Büyük ihtimal öyle de oldu.

Bütün bu olayların hepsini, tam anlamı ile hiç ara vermeden 4 ay içinde yaşadım. Babamın vefatından bu yana, yani son 2 aydır hem annem ile hem de resmi işlemler ile ilgilenmek durumda olduğumuz için oldukça yoğunduk. Özellikle de annemizi (1 ay içinde hem annesini hem de eşini kaybettiğinden dolayı) destek olmak için yalnız bırakmamaya çalıştık. Artık onlarsız yeni yaşamına adapte olmaya başladı.

Bu nedenlerden dolayı yazamayalı uzun zaman oldu. Artık bir çok şeyi rayına oturttuğumuz için, internete girebilecek zamanım olacak.

Bahçede hırsızlık olayı şimdiye kadar olmadı. Civarda’ki bahçelerde yaz-kış gece-gündüz kalan çiftçi aileler olduğundan (bahçevanlar), buralarda pek hırsızlık olmuyor.

omer.tuncer 18-01-2012 12:51

Başın sağolsun epeydir yazmıyordun merak ediyorduk.

omer.tuncer 18-01-2012 12:58

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi akifbingöl (Mesaj 882011)

Bahçedeki kulübe ve kullandığınız masa, sandalye vb. dikkatimi çekti. Hırsızlık olayları olmuyor mu oralarda...? Selamlar.....


ayazkentliye yazmışsınız ama bende cevaplıyayım masa sandalye gibi şeyler çalınmıyor ama kapı kırılıp su motoru seyyar jenarotör gibi şeyleri affetmiyorlar. keşke ihtiyaçtan alsalar. hurdacılardaç ikinci el eşya satan yerlerde karşınıza çıkabiliyor.

Yücel Canpolat 18-01-2012 13:12

Sayın ayazkentli başınız sağ olsun Allah sabırlar versin,ne mutlu Siz'e ki yardımcı olabilmişsiniz.

akifbingöl 18-01-2012 13:29

Merhaba 'ayazkentli' ,, kısa sürede ne kadar çok önemli durumlar yaşamışsın...başın sağolsun. Geçmiş olsun. Gerçekten mazeretlerin büyük olmuş.
Ben nerdeyse umudu kesmiştim, sayfana devam etmeyeceksin diye..Yeniden hoşgeldin..

Dikkat ederseniz diğer izleyicileriniz de merak etmiş.
Sayfanın devamını bekliyoruz. Selamlar,,

NOT: Sizin sayfanızdan ''omer.tuncer'' hocama selamlarımı iletiyorum. Cevabı için teşekkürler...

Safranlı 18-01-2012 15:51

Allah sabırlar versın

Güler 18-01-2012 17:13

İnşallah hepsi geride kalmış olur da siz sağlık içinde yeniden güzel yazılarınızı yazmaya başlarsınız. Hoş geldiniz.

ayazkentli 20-01-2012 14:54

Teşekkür ederim ömer bey. Sizlerin ömrü uzun olsun.

Ekim ayında, işyerine uğrayabildiğim günlerden bir gün, Sindel ve Harmanlar köyünden birkaç müşteri ile karşılaşınca sizi, Serkan öğretmeni ve Kaan bey'i sordum. Sizlerin bahçe komşularınız imişler. Sizin ve Serkan öğretmenin oldukça faal olduğunuzu söylediler. Kaan bey'in ise su aradığını söylemişlerdi. Umarım bulmuştur.


Sağolun akif bey.

Civarda'ki bahçelerde pek kimse yoksa, ömer bey'in bahsettiği şeyleri çalıyorlar (hatta, yetişen ürünleri bile çaldıkları oluyor). Bizim bahçenin olduğu yerin hemen yanında'ki bahçe, kayınpederimin kayınçosuna ait ve yaz-kış orada kalıyorlar. Geceleri köpekleri saldıklarından ve dış lambaları devamlı yandığından olsa gerek, hırsızlık için caydırıcı oluyor sanırım.

(Aslına bakarsanız, hırsızlar kafaya koydu'mu, polis karakolunun üstünde ki evi bile soyuyorlar gerçi ama bizde hırsızlık olmadı henüz).


Teşekkür ederim sevgili Canpolat ve sn. Safranlı. Sizlerin ve sevdiklerinizin ömrü uzun olsun.

Hepimiz bu olayları "zaman içinde" dönem dönem yaşıyoruz. (Bende olduğu gibi bazen de, üst üste geliyor. Galiba bu durumda olan birkaç üyemiz daha var).

Ömrümüz olduğu sürece, bu tür olaylar ile karşılaşacağız ve en sonunda da, kendimiz geride kalacak olanlara yaşatacağız.

Sitemizin sevgili Güler ablası, teşekkür ederim. Hoşbulduk.

Bende hepsinin geride kalmış olmasını diliyorum. Yazacak, paylaşılacak şeyler öyle birikti ki, hangi birinden başlayacağım konusunda kafam karıştı. Şimdilik fotoğrafları düzenleme ile işe başladım.

Henüz Ağustos'tan beri paylaşacağım fotoğraflar, sorular, cevaplar duruyor. En iyisi kaldığım yerden, yani Ağustos'tan kalanlar ile başlayayım.

Aslında bazen arada girip paylaşımlar yapabildim ama internet'in olmadığı köyde, cep telefonu ile internete girmek gerçekten çok zor oluyormuş (Bazı üyelerimiz bunu yazıyorlardı. Haklıymışlar). 1-2 defa siteye gireyim dedim ama uzun yazmak durumunda olduğum konuları, cep telefonu ile yazmak zor oluyor. Zaten bilgisayarın kocaman klavyesinde bile doğru dürüst yazabildiğim söylenemez'ken, cep telefonunun o küçücük tuşları ile yazmayı göze alamadım.

Çok fazla yazı yazmadan, arada bir facebook'a girebildim ki, o bile oldukça zahmetli oluyor'du. (Galiba yaşlanıyorum!?).:(

serkanhoca 20-01-2012 21:54

Yaz boyunca tarla düzenlemesi, zeytin dikimi, sulaması, toplaması derken başımı kaldıramadım. Kusura bakma işlerin yoğunluğundan haberim olmadı ve de arayamadım. Yeni haberim oldu. Başın sağolsun, Allah sabırlar versin.

Havalar biraz ısınsın bir kaç gün sonra gelir çayını içerim. Görüşmek üzere, iyi çalışmalar.

ayazkentli 09-02-2012 14:58

Teşekkür ederim sevgili Akhisarlı. Sizler sağolun.

ayazkentli 09-02-2012 15:09

3 Eklenti(ler)
EV BAHÇESİ.

Yaz mevsimi sonuna doğru bahçemde ki bazı çiçeklerin yapraklarının yendiğini görüyordum ama yiyenin ne olduğunu bir türlü göremiyordum. Taa ki, bu çelimsiz arkadaşı suçüstü yakalayıncaya kadar.

Sanırım bir çekirge türü. İlk kez böyle bir böcek gördüm. Kibrit çöpü gibi bir şey. Açıkçası, o kadar yaprağı neresine yiyordu anlamadım. Hani biraz belli olur da. Bir iki gün bahçede misafir oldu ama bir daha onu görmedim. Ya kendisi kedilere veya kuşlara yem oldu ya da başka bahçelere gitti.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 07:50.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025