Eser hanim burada -20 derecelere dayaniyorlarsa Istanbul`da rahatlikla kisi cikarir merak etmeyin.

sonbahar olmasına rağmen bahçenizin maşallahı var..çiçekleriniz hiç eksilmez umarım.

erika
 

Merhaba Eser hanım,

Erika nız hayırlı olsun. Çok güzeller, ancak saksıda sürekli durmasının sakıncalı olduğu söylenir. Bulunduğunuz bölge için tamamen gölgeye ve toprağa almanızda fayda olacağını söylüyorlar. Bizim bahçede de iki renk var ayrı yerlerde. Şu anda 50-55 cm çapa yayılmış olanı pembe ve 10 senelik. Bu kadar sürede ancak bu kadar yayıldı. Diğer beyaz olanı ise 2 senelik ve hala aldığımız büyüklükte çok nazlı olarak büyüyor. Böyle bir çalı ve çok sulanmayan bir ortamda olmayı tercih ediyor. Bu yıl büyük olanı kökten ayırarak çoğaltmayı düşünüyorum. Arzu edersen bir bölümünü seninle paylaşırız.

Vazoya koyduğun ortanca çiçeklerine şaşırdım. Hala çiçek veriyorlar mı? Bizimkilerin çiçekleri tamamen kurudu. Ancak bizim orası 4-5 derece daha soğuk oluyor. Oraya şimdiden kış geldi. Şömine yakmadan asla oturulamıyor.

Her şey gönlünüzce olsun.

Bizim bahçede gölge yok maalesef.Sadece eğer gölge sayılabilirse, güneşin daha geç geldiği bölümler var. Erikaları da bu nedenle toprağa dikmedim, çünkü nereye dikmem gerektiğine karar veremedim :confused:
ZDF televizyonunda bir bahçecilik programı seyrettim geçenlerde.Erikaların bakım ve budanmalarını anlatıyordu ve saksıda birçok erika vardı. Beni de heveslendiren bu oldu. Bakalım, bir deney yapıyorum. Sonucunu hep birlikte göreceğiz :)
Gerçi benim aldığım saksıların üzerinde "Calluna vulgaris" diye yazıyordu. Yabancı sitelerde biraz araştırma yaptım, bu bitki erikaya çok yakın ve almancada "Besenheide" diye geçiyor. Türkçeye süpürge çalısı diye tercüme edilebilir. Bu isimde ayrı bir bitki var mı bizde yoksa hepsine "erika" deyip geçiyor muyuz,henüz tam anlayamadım..
Ortancalara gelince,aslında onlar yeni çiçek değil de, benim kesmeden dalında bıraktıklarımdı. Sonbaharda hoş bir renk alıyorlar. Güllerle güzel duracağını düşündüğümden toplayıp hep birlikte vazoya koydum. Ortancaların kurutulabildiklerini duymuştum. Bunları susuz olarak bekletmek istiyorum. Bakalım gerçekten de öyle güzel kalabilecekler mi?

Sayın Eser İlhan bahçe çalışmalarınız nasıl gidiyor Siz kış hazırlıklarını erken bitirdiniz galiba?

Yücel Bey,mesajınızı şimdi gördüm. Siteye hergün giriyorum ve uzun uzun geziniyorum aslında ama başka üyelerin bahçelerini gezip dolaşmaktan kendi bahçeme uğrayamıyorum galiba :))
Şaka biryana, ben yazmak konusunda biraz çekimserim sanırım.Yazdıklarıma bir göz attım da, daha çok bir sorun olduğunda yazıyorum.
Aslında herhafta çeşitli resimler çekiyorum bahçede (bu resimleri bahçenin gelişimini görmek adına kendim için de arşivliyorum hatta uzun bir tadilat geçirmiş olan evimin tadilat aşamalarını da resimledim. Bir şeyin öncesi ve sonrasını belgelemek çok hoşuma gidiyor)) ama sonra sitedeki diğer resimlere bakınca bahçe resimlerim bana o kadar sıradan geliyorlar ki, onları siteye koymak gereksiz görünüyor....
Dediğiniz gibi bahçedeki işlerin çoğunu hallettim.Zaten 250 m2 bir bahçede pek de fazla iş yok.Yama gereken yerlere çim yamasını yaptım,tüm çim alanı ve çit bitkilerini, ağaçları gübreledim, ilaçlanması gerekenleri ilaçladım, amerikan sarmaşıklarını budadım,daha budanacak güller ve abelyalar var ama onları biraz daha geç budamayı düşünüyorum.
Sizin için bu hafta sonu çektiğim yaramaz kardelenin resmini ekliyorum. Bir ay kadar önce mavi sedirin altına bir grup kardelen soğanı (Galanthus ikariae) ekmiştim. Bunlardan biri o kadar aceleci imiş ki, başını topraktan çıkarıvermiş.Bence çok erken ama bilmem bu işi iyi bilenler ne derler?
Bir de kapı girişindeki allysumlar hala çok güzel ve bol açıyorlar.Bende onların selamını da iletiyorum sizlere...

Sayın Eser takip ediyoruz resimleri bekliyoruz.:)

Sağolun,beni yüreklendiriyorsunuz:)) Sitedeki sorun düzelmiş gibi gözüküyor.Resimleri yüklemeyi deniyorum.Önce aceleci kardelen:

Evet,yeniden resim yüklenebiliyor:)) Şimdi de yazdan daha çılgın açmış haliyle allysum ve yanında iki çiçeğiyle bodur karanfil , nam-ı diğer çin karanfili. Bu mevsimde onun da açıyor olmasına çok şaşırdım. Ayrıca erguvanın üzerinde ve leylak çalılarında da çiçekler var tek tük. Sebzelerin artık mevsimleri kalmadığı gibi galiba çiçeklerin de mevsimleri kalmıyor. Ne dersiniz?

Eser hanım,

33 no.lu mesajda'ki abelyalarınız ne kadar çok, tütün çiçeği ve petunya'ya benziyorlar (yaprakları değil ama, çiçekleri çok benziyor).

Ben duvar dipleri için çeşme papatyası bulamadım ama, vapur dumanlarım bu işi halledecekler gibi duruyor. Oldukça geniş ve yüksek yer kaplıyorlar, bu nedenle vapur dumanlarımı duvar dipleri için kullanmaya karar verdim.

(bu arada taş koleksiyonu'nuz ne alem'de. Yeni taş'lar var'mı?).

Bahçemin problemli bir köşesi var. Hemen verandanın yanında yer alan(eklediğim resimde siyah ile işaretlediğim) yaklaşık 5 m2 kadar bir alanın altı bahçe yapım aşamasında tamamen beton çıktı . Biz de bu betonun hikmetini çözemediğimiz için,toprak altında kalan bodrum duvarları da perde beton olduğundan belki onunla ilişkili olarak bir nedeni vardır diye düşünup üzerini 15-20 cm kadar toprak kapatıp yer örtücü ekmeğe karar verdik, beton alanın sınırlarını da küçük şimşirlerle çevirip renk renk allysiumlar,birkaç festuca ve bol bol çakıl taşı kullanarak bir dekor yaptık.

Başta herşey hoştu. Bitkiler hızla gelişti ve alanı kapladılar.Fakat kış gelip de yağmurlar başlayınca hiç hesaplamadığımız birşey geldi başımıza.Altı beton olduğu için bu alanda su birikiyor ve heryerden daha geç kuruyordu. Bu durum baharda bana bol bol yosun ve sümüklüböcek olarak geri dönünce bu alandaki toprağı tamamen kaldırıp burayı terra cotta karolarla kaplamaya karar verdim. Komşuyla aramızdaki demirin üzerini de mor salkım sarınca bir tahta bankla birlikte burası hoş bir oturma alanı olur diye düşünmüştüm. Düşündüğümü de hemen gerçekleştirdim.Beton alanımız şu hali aldı:

Fakat bu alanın verandanın hemen yanında yer alması oturma alanı olarak kullanılmasını biraz anlamsız kılıyordu. Bu yaz boyunca ne yapacağımı bilemeden uzuun uzun terra cotta karolarıma baktım durdum :(
Sonunda burayı saksıda yetiştirilmeğe uygun rosmarin,salvia vb. estetik ve güzel kokulu bitkiler ve mevsimlik çiçeklerle biraz da akdeniz havasını taşıyabilecek bir saksı bahçesi haline getirmeye karar verdim.
Burada daha neler yapabilirim? Yaratıcı fikirlere çok ihtiyacım var.Son halinin resmini de ekliyorum.Kışa girmek üzere olduğumuz için fazla bitki koymadım ama kış boyunca fikir biriktirip baharda hemen kolları sıvamak istiyorum:))

Sayın Eser Siz de bu gayret ve verdiği kararı vakit geçirmeden uygulama heyecanı varken eminim bahara kalmadan en doğru uygulamayı görebiliriz fakat baharı bekleyip yeni uygulama bence de doğru karar olur.(şu an sesli düşünüyorum)anladığım kadar atıl bir bölge kara çim destekli bir uygulama nasıl olur?

Yücel Bey,pek anlayamadım. Şu kara çimi biraz açabilir misiniz? Nasıl birşey hayal ettiniz?

Şimşirlerin önüne yoğun çim ve atrafına yer örtücü yerine kırmızı veya beğendiğiniz yazlık çiçekler konulabilir.

Ellerinize sağlık gül köşeniz tam benlik.
Nasıl güzeller yeşillikler içindesiniz çok şanslısınız.
Tam sohbet ve köpüklü kahvenin içilip zamanın nasılda çabucacık geçeceği,
bir ortam yaratmışsınız işte budur yaşamak.
Kıymetini bilin, kedicik bile anlamış vallahi işini biliyor.
sevgiler.

Eser'cim çok güzel olmuş bahçen .Baharda yeni çiçeklerle tadına doyum olmayacak .Bahar haklı tam da köpüklü kahvelik sohpetlik olmuş .Mutlu ,sağlıklı günler yaşayın bahçenizde

Sn Eser hanım, size meşguliyet vermeyecekse (mail ile göndermek), arada sırada ilginç taşları görmek isterim.

Eşim ilgileniyor ama bizim gibi değil, o daha çok parmağında, kulağında ve kolunda olmasını tercih ediyor!!

Sosyal gruplar -aktif konular- bölümünde gözükmediğin'den, sanırım -gözden ırak olan, gönülden'de ırak olur- tezini haklı çıkarırcasına, çoğu üye'nin ilgileri dağılıyor olmalı.

Saksılarınız için düşündüğünüz köşeniz de çok güzel olmuş.
Ben arkaya daha büyük olan bitkilerin bulunduğu saksıları, onların önüne biraz daha ufak boylarda renk renk çiçekli saksılar koyardım.
Şimşirleriniz de sanırım Osmanlı şimşirleri, biraz geç büyürler ama çok rahatlıkla aynı boyda keserek şekil verebilirsiniz. Hem üstten hem de yanlardan keserseniz daha güzel olur gibi geliyor.

Bahçeniz güzel, daha da güzel olanı Bahçenize ayrı bir ruh, ayrı bir güzellik katan Prenses Begimoş ve Haydut. Onları gördüğüm an, diğerlerini unuttum bile.
Saygı ve selamlar.

Sevgili Güler Hanım, saksı bahçemi beğenmeniz beni çok sevindirdi. Ne de olsa siz bu işin pirlerindensiniz ;)
Asıl bitkilendirmeyi bahar gelince yapacağım artık. Şimdi hayal etme aşamasındayım. Askılı çiçeklikler(küpeler,lobivialar) hayal ediyorum, arka duvardaki pencerelerin arasına güzel seramik panolar hayal ediyorum. Hatta saksı içinde nilüfer yetiştiren arkadaşlara pek bir özenmekteyim. Bauhaus'da kocaman, koyu gri taştan yapılmış görünümü veren bir saksı gördüm. Acaba onu alıp ortaya yerleştirsem ve nilüfer denesem mi diye hayal ediyorum. Hayallerin sonu yok :p:p

Sayın Cumhur Tonba, bahçeme hoş geldiniz. Aynı duyguları paylaşıyoruz. ;) Begimoş ve Haydut bizim için de çok özel. Onları o kadar çok seviyoruz ki, biraz ortalıktan kaybolsalar ailece çıkıp arıyoruz, özlüyoruz. Ama bahçenin kedi nüfusu hızla artıyor. Etrafta yeni yeni çoook güzel kediler peydah oldu. Rastladıkça onların da güzel resimlerini bahçeme ekleyeceğim çünkü bahçe ve hayvanların bir bütün olduklarını düşünüyorum. Bu bağlamda yakındaki çocuk yuvasına ait olan ama bütün bahçeleri ziyaret eden tavşanlarımızı da sizinle paylaşmak istedim :p Selamlar..

Sayın Eser,
Onlar hayatımıza çok şeyler katıyor. Göz göze geldiğimiz zaman neler neler hissediyor insan. Bakışları, sevgi dolu hareketleri, temasları. Kelimelerle anlatılacak gibi değil. Sevgi, masumiyet, içtenlik, dostluk.
En büyük dileğim, hayvanlara zarar vermeyen bir toplum arasında yaşamak. Dünyanın sadece bizim olmadığını, diğer canlılarada yaşam hakkının tanındığı bir dünya.
Yok olan her canlı türünün, yaşam zincirimizden bir halka daha eksilttiğini anladığmız zaman, iş işten geçmemiş olur inşallah.
Tavşanlarıznız da çok güzel.

İnanırmı sınız, Kahveye çıkarken artık utanmaya başladım. Tabii kii mahalle baskısı düşüncesi ile. Gerçi kimsenin bir şey dediği yok. Fakat ben onların içinde sanki ayrı bir kişilik gibi görüyorum kendimi.

Sabahları yanıda 3-4 kedi, akşam üzeri ya da akşam arkamda 4-5 köpek. Kahveye kadar peşimden ayrılmıyorlar ve sonra dönüyorlar. Hepside sokak köpekleri ve kedileri.

Neyse, bu konular açılınca kendimi tutamayıp fazla anlatmaya başlıyorum.
O güzel bahçenizde kedileriniz, tavşanlarınız, kuşlarınız güzel bir ömür geçirsin.
Saygılar, sevgiler.

Cumhur Bey, siz niye utanıyorsunuz ki?? Sizin gibi olmayanlar utansınlar bence. Utanmıyorlar, kendilerini sorgulamıyorlarsa da bu da onların eksiği olsun..
Bırakın sizi görsünler. Belki biri - ikisi kendine örnek alır. Belki birkaç gencin içinde hayvan sevgisi, doğa sevgisi uyanır. Bir de öyle düşünün.;)
Selam ve sevgiler...

Ne tesadüf, sayın Eser İlhan, çook yıllar önce, bizim de Haydut adını verdiğimiz bir
köpeğimiz vardı. Çocuklarım çok severlerdi.

Bahçeniz, bitkileriniz çok güzeller. Sevdilerinizle, sağlıkla tadını çıkarmanız dileğiyle...

Sayın SDurul, haydut adını ben koydum. Çok iri ve güçlü bir erkek kedi.Öylesine efeleniyor ki,sevmeye kalksanız bile sert bir "miyavvvv" la sizi tersliyor.Ama öyle de saf bakışları var. Canı isterse gelip kucağınıza kıvrılıyor (daha doğrusu sığışmaya çalışıyor :D ) Görmeniz lazım, mahallenin iyi kalpli kabadayısı gibi :p:p Çevresinde hiç başka erkek kedi istemiyor. Hepsini dövüyor. Hatta yeni taşınan komşularımızın çok güzel beyaz uzun tüylü ve erkek bir iran kedisi var, taa evin içine girip dövüyormuş onu. Bu yüzden acele kısırlaştırdılar beyaz kediyi (Haydut kokusunu almasın diye) Yaaa, işte böyle bizim mahallenin haydudu ;);)

Aslında utanmamın gerçek sebebi, ben neden tek başımayım diye düşünmem.

En tipik özellikleri. Yaşam alanlarında başka erkekler yer yok. Oranın kralı o. Ne zamana kadar devam edecek. Ondan daha kabadayısı gelinceye kadar.
Onların da yaşam kuralı bu.

Anladım, yani diğerleri adına utanıyorsunuz ;) Haklısınız tabii. Umarım sizin gibiler (bizim gibiler) birgün çoğunlukta olurlar...