agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Topraksız Tarım (https://www.agaclar.net/forum/topraksiz-tarim/)
-   -   topraksız tarım - Bolu mengende deneme ve öğrenme (https://www.agaclar.net/forum/topraksiz-tarim/32163.htm)

leventali 20-11-2013 17:10

İsmail Bey,
Allah kolaylık versin.

10 tane 100 m2'lik serayı yeniden düşünmenizi öneririm. Bağdaşık ürünler var. Bir birleriyle uyumlu. Çok olması size ayrı ayrı zahmetleri beraberinde getirecektir. Ha belki sözün gelişi söylediniz bilemiyorum. Tabi bu da benim tecrübesizce öngörüm. Belki de sizin düşündüğünüzdür doğru olan.

Saygı ve Sevgiler...

İsmail Karagülle 20-11-2013 20:36

Saygıdeğer arkadaşım leventali,
Teoride öneriniz doğru .
Ama yine de her çeşit için ayrı olmasının iyi olacağını düşünüyorum .
Aynı serada toprakta yetiştirilebilen ürünler var .

Topraksız için her birinin ayrı besin isteği ve her birinin değişik evrelerde değişen besin istekleri var.
O yüzden her biri için ayrı sera düşünüyorum .
Ve zaten çok büyük yatırımlar düşünmüyorum .

İlk seferinde yaptığım acemilikler ile biraz pahalıya mal etmiştim .
Ve bazı şeyleri de ihmal etmiştim .

Bu sefer belki daha ucuza ve gerken şeyleri ihmal etmemeye çalışacağım .

Ayrı seralarda üretilen bitkilerin miktarlarını da çok tutmayacağım . Zira toptan satmayı düşünmüyorum . Nedenini bir çok başlıkta okumuştuk . Pazarda markette 3 tl olan bir ürün toptan 50 krş fiat buluyor.
O yüzden az ama parekende satmak bana yeter.
Zaten hayatımın hiçbir döneminde tüccar olmadım . Esnaf olarak kaldım . Ve esnaf kalmaya devam edeceğim .

kiziltan 20-11-2013 21:03

Sn Karagulle dusundugunuz pazarlama yontemi benim de dusundugumdur. Hatta kafam bu topraksiz tarima takilmadan oncesinden dusundugum ve hala inandigim bir yontem var.

Her kasabadan gecerken haftanin belli gunlerinde pazar kuruldugunu gordum, buralara koylerden hem satmak hem almak icin gelen koyluler dolu olurdu. Hep dusunurdum, bir koydeki ureticiler, ki bunlarin tarim veya temel ihtiyaclarini karsilamak icin kooperatifleri vardir ve maalesef pek islemezler, o pazar yerlerinde bir yer kiralayip kendi urunlerini surekli satamazlar mi diye.

Ufak bir dukkan gibi olsa, her uretici kendi urettigi urunu, ki farkli seyler olsa bunlar, orada surekli satisa sunsa. Ispanaktan, salataliga, peynirden, salcadan tarhanaya gibi urunler orada satilsa. Koyde kurulacak 20-30 sera ayri seyler uretse, bir arac urunleri o dukkana goturup biraksa surekli satisa sunsa olmaz mi? Tek bir uretici icin zor olacak ama hepbirlikte yapinca masraflar birsey tutmayacak. Mallari goturen arac koyde ihtiyac duyulup alinmis mallari donuste getirir. Siz o toplumu taniyansiniz, ihtiyaclarini, yapabileceklerini ve hangi konularda anlasabileceklerini biliyorsunuz, olabilir mi?
Saygilarimla

İsmail Karagülle 20-11-2013 23:16

Herhangibiri pazara tezgah açmak istese bunun bir kira bedeli vardır.
Fakat çifçi olduğunu belgeleyen bir çifçi il belediyesine bunu ibraz ederek pazarlarda hiçbir bedel ödemeden tezgah açar. pozitif bir ayrımcılık uygulanır.

Ayrıca Benin bulunduğum Bolu ilinde köylü üreticilerin ürünlerini yerel ürünleri götürüp satabileceği pazar yeri tanzim edilmiştir.

Yine Bize yakın sayılacak karadeniz ereğlisinde , ve yakınlarındaki bazı yerlerde köylü kooperatifleşerek aynı ürünü üretiyorlar. Birlikte alım yaptıkları için girdilerini iyi fiatlarla temin ediyorlar. Ayrıca satış esnasında güçlü bir şekilde toptancının karşısında durabiliyorlar. Mesela eğer osmanlı çileği almak isteyen bir toptancı iseniz karadeniz ereğlisinden başka yerde bulamayacağınız için şartları üretici belirler ve ona uymak zorundasınız.

Yani az da olsa bahs ettiğiniz yöntemleri uygulayabilen köylüler var.

Örnekleri göz önünde bulundurarak , daha iyi ve daha güçlü birlikler oluşturmak mümkün . Bu konuda il ve ilçe tarım md'lüklerinin ve belediyelerin desteği şart.
Koop'leşme için de güvenilir toplumu peşinden sürükleyebilecek liderlere ihtiyaç var . Ya dürüst lider olacak veya köylü topyekün bu konuda bilinçli olacak .

İsmail Karagülle 20-11-2013 23:19

Bir örneği bu haberde var . Başka girişimler de var .
Bolu Ekspres - Yresel rnler aratrlacak, markalatrlp pazara sunulacak
Bolu'lu kadınların yaptığı girişim .
http://www.sondakika.com/haber-bolu-...nleri-2526221/

İsmail Karagülle 20-11-2013 23:29

Bazen bu oluşumlar kötü kullanılsa da iyiye doğru giden çalışmalar var.
Bolu Gndem Gazetesi: YRESEL RNLER PAZARI BEHDER'E (Bolu haber, gazete)

leventali 21-11-2013 00:03

Herkese Hayırlı Geceler,

İsmail Bey,

Her ürünün ayrı ayrı beslenmesi söz konusu diyorsunuz. Benim bu konuda yeterli bilgim yok. Ama bu konuda farklı yorumlar da okudum. Ortak oranda aynı besinle beslenen, yakın EC değerleriyle beslenen bitkiler, sebzeler azımsanamayacak kadar çok.

Bu olsa olsa ürün yetişme zamanını etkiler diye düşünüyorum. Zira ben kendi seramda ne deneyler yaptım ve yapıyorum. Hepsi de gayet başarılı. Ha amacım ticari değil. Ama gördüğüm kadarıyla sizin de ticari sayılmaz. Yani esnaf mantığıyla hareket etmeyi düşündüğünüz için ve kendiniz pazarlayacağınız için bu konuyu bir düşünün derim.

Bu konuda yazacaklarım çok ama, bilgi birikimim yetersiz. Bir kaç aya nasip olursa, biraz daha fazla bir şeyler yazabilecek durumda olurum. Ama 10 sera fikri yine de söylüyorum hatalı. Bu sizi inanılmaz yoracağı gibi, size on ayrı masraf çıkartıp maliyetlerinizi de 10 kat artıracaktır.

Benim 250 m2 için yapmış olduğum hesaplar var. Bir aileye mütevazi bir gelir getirebilecek. Tabi sizin pazarlama mantığınızla. Bu yabana atılmayacak bir şey Türkiye şartlarında.

Ama madem pazarlamasını kendim yapacağım diyorsunuz, o zaman 1 bile yeterli. Çok ürünle baş etmek de çok büyük sorun olduğu gibi bir de çok serayla baş etmek durumunda kalacaksınız.

Tabi bunların tamamı benim çok az bir tecrübeme ve öngörüme dayanıyor. Bu konuda mutlaka bilgili, tecrübeli arkadaşlar bir şeyler karalayacaktır.

Kendinizi fazla yormayın. Zira size bu yaştan sonra işin zevkini çıkartmak yakışır, yorulmak değil. Sağlığınız her şeyin ama her şeyin önünde gelsin.

Ben sizi çok iyi anlıyorum. Ama çok iyi.

Haftaya Ankara'ya geleceğim. Haritada baktım 3 saat yazıyor araçla sizin köy. İçimden geçmiyor değil. Hani şöyle sizinle yüz yüze tanışmak, günü, bir soluk sohbetle bitirmek vardı diyorum da o zamanı bulabilecek miyim bilemiyorum.

Saygı ve sevgilerimle...

İsmail Karagülle 21-11-2013 19:33

leventali aynı serada benzer ürünleri yetiştirmek teorik olarak ve başlangıç için doğrudur.
İlerleyen zaman içinde bir çok karışıklığa neden olacağı ve ortaya çıkan aksiliklerin neden kaynaklandığını bilmek oldukça zor olacaktır.

Mesela az su isteyen bir bitki ile çok su isteyen bir bitki .

Daha az potasyum isteyen bir bitki ile daha çok potasyum isteyen bir bitki,

Ve bunun gibi farklı ihtiyaçları olan bitkilerin aynı şartlarda olduğunu farz edelim, Bitkinin birinde bir aksilik çıktı . Neden çıktığını tespit , ve o nedeni ortadan kaldırmak için alacağımız tedbirin diğer bitkileri nasıl etkileyeceğini bilmemiz zor.

Benim bu karışıklığı giderecek bilgim olmadığını göz önüne alındığında ayrı seralar yapmak daha kolay gibi geliyor.

Ayrıca edindiğim bilgilerle , yeni seralarımız ilki kadar pahalı olmayacak .

Çok fazla teknoloji gerektirmeyecek .

Yani maliyetlerimiz on misli artmayacak .

İlk yatırım masrafı da bir dönüm sera yapmakla
on tane ( 100 metre dedim ama ,galiba bir tanesi 120 metre olacak zira şu andaki seram 120 metre ve onun kolonlanmış kardeşleri olacak) 120 metre yapmak arasında çok fark olmayacak .

Büyük serada kullanacağınız sera demirlerini kalınlık ihtiyacı ile küçük bir seranın demirinin kalınlığı aynı olmayabilecek .
Veya küçük seranın boyutlarına göre belki de plastik malzeme kullanmak mümkün olabilecek .( zayıf olacağını biliyorum. Ve bu halledilmeyecek gibi görünmüyor.)

Yine de önerine teşekkürler . Yeniden düşüneceğim . Bu önerinden sonra, önerini dikkate alarak yeniden araştıracağım .

Aslında bir başka düşüncem daha var.

Büyük sera yerine , çift camdan yapılmış , iklimlendirmeyi mümkün olduğu kadar iyi yapabileceğim küçük sera yapmak daha doğru gibi geliyor.

Zira deneme seralarında en önemli problem iklimlendirme . Isı farklılıklarının büyük olması .

Bu farklılıklar naylon örtü ile giderilmesi çok zor.
Madem ben büyük bir kuruluştan bahs etmiyorum . O zaman küçük boyutta ama gerçek bir sera yapayım .

Gece gündüz ısı farklarını minumum seviyeye indireyim .
Nem belli seviyelerde tutulabilsin .
Işık istenen seviyede tutulabilsin .

Bunu yapmak daha doğru ve zevkli olcaktır diye düşünüyorum .

Çok ürün elde etmek ve satmak için toprak sorunum yok . Üstelik böyle bir iştahım yok.
O zaman küçük ama doğru bir şeyler yapmalıyım . İleride talep görürse , büyütmeyi o zaman düşünürüz.

Isı veya toptan iklimlendirme konusu benim bulunduğum yerde naylon örtü ile oldukça zor.

Antalya gibi bir bölgede benim bu söylediklerim doğru olmayabilir.

Bizim buraların yazı 45 gün ,
ışık alma gün sayısı ülkenin en düşük bölgesi ,
gece gündüz ısı farkları çok fazla .

O yüzden benim söylediklerim genel doğrular değildir. Bana ve bölgeye ait koşulların doğrusudur diye düşünüyorum .

İsmail Karagülle 21-11-2013 19:40

Gelmeden önce bir telefonlaşalım . On gün kadar bir İstanbul'a gitmeyi düşünüyorum .
Daha önce bahs ettiğim nedenlerden:o

Gelirseniz,
Çok memnun olurum .

leventali 22-11-2013 02:25

Merhaba İsmail Bey,

Sizin seranız benim seramın tam 6 katı. Benim serada marul, domates, biber, salatalık mevut. Sayıları şöyle:

10 domates
15 salatalık
10 biber
60 marul

Seranın 3 te biri daha boş. Bu boşluğu da ürünleri yayarak ve ilave edilerek sayı artırılabilir. Örneğin katlı sistemle aynı sayıda marulu hatta iki boru 15x2 =30 artırarak yani 90 marula çıkararak, en az bir o kadar daha yer kazanılabilir.

Demem o ki, benim serayı 2x6 ile çarpsanız, yani yukarıdaki yazdıklarımın iki katı sizin seraya ekilebilir.

120 domates
180 salatalık
120 biber
1080 marul

Rahat rahat.

Sadece bu bile sizin tüm hayal ettiğiniz rakamlara ulaştırır. Tek yapmanız gereken şey, topraklı ve topraksız diye iki sera kurmanız. Zira topraksız serada topraklı ürün ekmeniz size beraberinde zirai ilaç durumlarını da getirecektir. Toprak, ne kadar çabalarsanız hastalık getirebiliyor.

O yüzden sizin hayallerinizi mevcut seranızın karşılayabileceğini düşünüyorum. En azından bir kaç yıl.

Yukarıdaki ekilen fidelerin ne kadar kg ürün vereceğini bilmiyorum. Ama yapılan çalışmalardan bir ortalama alınabilir. Siz yetip yetmeyeceğine öyle karar verirsiniz.

Cam sera konusuna gelince. Abi biz amatörler bazı konuları abartıyoruz. Sizi tenzih ederim. Kendim de yaşadım. Az kalsın dama pimapenden komple sera yaptırıyordum. Bir pimapen firmasının işini almıştım karşılıklı becayiş yapacaktık. Sonra biraz araştırdım, aklını yeme 10'da bir masrafın olur dediler haklı çıktılar.

Beni kurtaran Çukurova'da oluşum. Ama bir farkla. Yerden 14 metre yüksekte ve önü her tarafa açık konumda.

Elbette sizin orası ile kıyaslanamaz.

Bu çizimi bana Diyarbakır'da AB destekli sera yapan, öğretmen arkadaşım gönderdi. Sanat okuluna vermişler projenin yürütmesini ve yapımını. Bu vesile ile bayağı bir tecrübe kazanmış.

Kış için sormuştum, siz ne yaptınız, diye.

Mevcut sera demirini dışarıdan naylonluyoruz biliyorsunuz. 15 santim boşluk bırakarak içeriden de naylonluyorlar. Ona göre düzenek kuruyorlar. Yani iki naylon arasında 15-20 santim bir hava boşluğu kalıyor. Resimlerini de gönderdi bulamadım yoksa ekleyecektim ama yeniden isterim. Dışarıda -14 dereceyken sera ısısı içeride +12 +14 arası. Bu cam sera maliyetinin kat be kat altında bir sistem. Sonra araştırdım zaten bu tip seralar yapılıyormuş.

Hatta onun bu fikrine ilaveten ben şöyle düşünmüştüm. Bu hava boşluğu kısmına sıcak hava üfleyen bir düzenek kursak, üzerinde kar da tutmaz bu. Ki sizin orada en riskli durum bence bu.

Evet sizi anlıyorum. Yaptığımız işin en iyisini, örnek olsun düşüncesiyle, bir de ele güne rezil olmayalım düşüncesiyle (bu benim için geçerli) en iyisini yapmaya çabalıyoruz. Oysa bakıyorum çiftçilere, onların ektiği ürünlere, o kadar rahatlar ki...

Çünkü artık onların elinde bu iş, otomasyona dönmüş. Nerede, ne zaman, neyi yapacaklarını biliyorlar ona göre davranıyorlar. Ama biz biraz abartıyoruz (yine kendimi kastediyorum).

Hep vurgulamaya çabaladığım, benim de bir müddet sonra farkına vardığım için, yaptığımız işin ticari boyutu. Eğer AB'ye, ABD'ye, ihracat düşünmüyorsak, ürettiğimiz ürünü kendimiz pazarlamak istiyorsak, hedefimiz 1 koyup 100 almak değilse, o zaman amatörce davranmak gerek.

Burada gördüğümüz çok teknik konuların elbette her birinin ayrı bir bilimsel değeri ve önemi var. Ama bunlar ticari kaygılar taşıyor. Şimdi benim marullar örneğin. Dünden beri yolumu çevirmeyen kalmadı. Bugün annem sağlık ocağındaki doktoruna söz vermiş oraya götürdü. Oradakiler bile gözlerine inanamamış. Harika. Tadı nefis.

Peki bu ürünü ben hale götürseydim? Başta kendim söyleyeyim, halci olsam 2. sınıf bir ürün muamelesi yapardım. İşte sorunun özü burada kilitleniyor.

Benim yaşadığım onca tecrübesizliğin eserini ben nasıl görüyorsam, halci benden daha iyi görür. Yani tüm olay ne kadar ticari düşünüyoruz?

Bir başlıkta, bilgili bir arkadaşımızla küçük bir polemik yaşanmış. Konu domateslerde koltuk almak, ilk çiçekleri kopartmak, şurdan çıkanları şöyle yapmak gibi... Yine bilgili bir arkadaşın yazdıklarının tümünün hatalı olduğunu bu konuyla ticari ilgilenen bir arkadaşımız düzeltmiş. Ama sonuna öyle bir cümle eklemiş ki muhteşem. Domatesler çok büyüse ne olacak, karşımızdaki kişi amatör ve bu işi zevk için yapıyor. AB'ye ihraç etmeyecek. Bolca domates alsın., demiş.

Size bu kadar uzun yazmamın bir kaç nedeni var.

1. Başta siz izinsiz(!) tarım yapıyorsunuz. Hani üstat diyor ya "Rızasız bahçenin gülü derilmez.", diye...

2. Siz, ticari düşünüyorsunuz ama büyük hedefleriniz olmadığı gibi satışı da kendiniz yapmayı düşünüyorsunuz.

3. Amatör + tam ticari olmayan (başka bir kelime bulamadım) tarım yapmaya çalışıyorsunuz. O yüzden 4 4'lük olmak zorunda değiliz. Sizin İstanbul'dan vize almadan Bolu'ya gelmeniz, burada 120 m2 bir sera yapmanız, yanına bir ev inşa etmeniz, ürün ekip, mahsül almanız zaten başarının daniskasıdır.

Türkiye'deki insanların en az yüzde 90'ının hayalini süsleyen ama bunun için cesaret bulamayan insanların önüne geçtiniz. Çitayı o kadar yükselttiniz ki, artık siz bile çitanın altında hissediyorsunuz kendinizi. Ama ben size söyleyeyim. Ben 44 yaşındayım. Sizin çitaya ne bu yaşta, ne sizin yaşta cesaret edemem.

Demem o ki, artık çitayı yükseltmeyin. Yükseltmeyin ki en azından sizin yaptıklarınızı ütopik bir hayal olarak değil, istenirse yapılabilir bir hayal olarak görelim, örnek alalım.

Ben paylaşımlarımda ısrarla buna vurgu yapıyorum. Amatörsek, amacımız zevk almaksa buna göre davranmak gerekir diye.

O yüzden 2. seranızı kurup, 2. masraf yapmak ve iki kat uğraş yapmak yerine, bu seranızın tamamını topraksız tarıma geçirin. Her bir ürün için ayrı ayrı besin ve ayrı ayrı düzeneğe de ihtiyaç olmadığını düşünüyorum. Her şeyin bir ortalaması vardır diye düşünüyorum. Amatörce düşünüyorum. Büyük, ticari kaygıları olmayan biri olarak düşünüyorum.

Buraya boyumdan büyük laflar etmiş olabilirim. İçtenliğime ve samimi düşüncelerime versin okuyan arkadaşlar. Belki teknik yönden eksik, hatalı bilgi ve öneri de vermiş olabilirim. Düzelten bir arkadaşımız olacaktır mutlaka.

ABD Başkanı Obama, seçildikten bir süre sonra, ilk başkanlığında, Türkiye'ye gelmiş, bir üniversitede öğrencilerle buluşmuştu. Öğrencilerden birisi:

- İyi şeyler söylüyorsunuz ama bunları yapabileceğinizi sanmıyorum.

demişti. Cevaben Obama ona:

- Büyük devletler, büyük gemilere benzerler. Rotalarını değiştirseler bile, gerçek rotalarına girmesi uzun zaman alacaktır.

demişti. Hiç unutmuyorum bu sözü. Ticarette de öyle, tarımda da öyle, gerçek hayatta da öyle. Siz de ekonomi okumuşsunuz. Büyümenin, küçülmekten kolay olduğunu ben esnaf arkadaşlara anlatmaya çalışıyorum ama onlar inanmıyorlar. Siz anlamışsınızdır beni. Büyümek gerçekten kolay. Sonrasında büyümeye harcadığınız paranın misli mislisini yerinizde kalabilmek için harcıyorsunuz. Küçülmek isteyen firmalar büyük zararları göze alarak küçülüyorlar.

Bir çok arkadaşımın durumu benden iyi görünüyor. Ama benden az kazanıyorlar. Çünkü onlar büyük, ben küçüğüm. Ufacık bir krizi onlar 6 ayda atlatabiliyor, benim ise umurum bile duymuyor. Çünkü bende o hatayı yaptım. Büyüdüm, büyüdüm, büyüdüm. Şubemin birini çok zarar ediyor diye kapattığımda, ki daha 4 şubem vardı, çaycı hesabı kapatmamı istedi. Toptancım istediklerimin yarısını göndermeye başladı. O gün anladım ki, hele ki Türkiye kültüründe, küçülmek hiç de o kadar kolay bir şey değil. Çok yazılır da daha gereği yok siz anlamışsınızdır.

Büyük ve küçük, mutluluk ve huzurla ters orantılıdır. Büyüdükçe huzurunuz kaçar, mutluluğunuz azalır. Küçüldükçe huzurunuz ve mutluluğunuz artar. Bu cümleyi inanarak, uygulayarak kullanıyorum.

Bir sürç-i lisan ettiysek affola.

Saygı ve sevgilerimle...

kiziltan 22-11-2013 08:07

Sn Levent Ali

Gunaydin. Su son mesajinizdan alintilar yapayim dedim ama cok yer tutacakti. Hepsine katiliyorum. Ticari konulara da oyle.

Calismalar gosteriyor ki 20 donumden az sera isi yapmamali diyerek bodoslama girenlerin sorunlari ortada, ama isi okuyarak ogrenip sonrasinda ufaktan baslayip buyuyene pek birsey olnuyor sanirim. Ogrendikce kazanmak, kazandikca buyumek her is kolunda gecerli.

Amatorluk konusunda ise benim dusunup ozetleyemediklerimi siz yazmissiniz. Arkadas sen bu marulu bu teknoloji ile yetistirdin mi? Tamam. Simdi hesaplasan belki markette daha ucuz diyeceksin, olsun bu senin basarin. 90 tane marul yapacagina yaninda iki saksi patlican iki saksi kabak, iki saksi brokoli olsa bence daha kiymetli.

Isin iyi, memnunsun anliyorum, olmasaydi da bir dukkan acsaydin, manav, market falan, derdim ki canim koy 200 marul, sogan yesillikler falan orada satarsin, kullaniciya gider fiyat toptan gibi dusuk olmaz, gunluk 20-25 TL satsan kendi urununden kiran cikar halden aldiklarin kar kalir falan..

Amator haddini bilmeli, profesyonel olmak kolay degil. Yillarca emek vereceksin, ogreneceksin sonar. Hic bilmeden versen muhendise olmaz, el elin esegini Turku cigira cigira aramis misali olur. Tam ogrenmeye kalklsan yillarini alir. Yarim olmasi cok daha tehlikeli, yarim hoca dinden yarin doctor candan edermis.

Kendini bilmek gibi erdem yok! Amatorlugu anlamissiniz, ucmuyorsunuz. Hep soylerim bisiklete ilk binen hizli gider dusmez, yavas gitmesi zordur. Siz zamaninda fren yapmayi bildiniz. Bravo.
Saygilarimla
Engin KIZILTAN

İsmail Karagülle 22-11-2013 10:48

Sayın arkadaşlarım , ben meramını tam anlatamadım galiba .

Para kazanmayacağım demiyorum . İlk hedefim para kazanmak değil.
Esnaf olmanın en önemli kriteri para kazanmanın yanındaki etik kurallardır. Verim ürünü çok üretmek değil kaliteli ürün yetiştirmektir.

İşi küçük tutmaktaki maksadım, işin gereklerini tam yerine getirmeden tam öğrenmeden bodoslama yatırım yapmamak anlamındadır.

Daha önce bir yerlerde bahs etmiştim . Önce 120 metrekare
Sonra 3 dönüm daha sonra 60 dönüm gibi hedeflerim var . Ama bunları o kadar hazmederek yapmak istiyorum ki benim ömrüm buna yetmez. O yüzden küçük ama , her zaman büyümeye hazır.

Mesela bir ahır yapacağım .

eni 9 metre olacak , boyu ise zamanla büyütmeye uygun olacak .

Sera küçük olacak , ama planlaması yanına üniteler ilave etmeye müsait olacak ,

Pazara ürünü kendim götürüp satacağım .

Ama orada beni gören satıcı veya lokantacı bana ver de ben satayım diyecek durumda bir satılş ve fiat politikası uygulayacağım.

Yani acelem yok .Yavaş yavaş büyümek daha doğru diye düşünüyorum .
Ama basmaklar hazmede hazmede öğrene öğrene , emin adımlarla olacak .

Bu benim yaşım , bölge sorunları , vs gibi nedenlerle biraz yavaş olacak . Birden yükseklik zaten benim başımı döndürür. :)
Ağır ağır çıkacaksın merdivenlerden ,...
Kaplumbağaya sormuşlar uzun yaşamanın sırrı nedir diye , yavaş hareket etmek demiş.

Bu arada akıllı düşünüp hesaplayana kadar deli dereyi geçermiş.
Da, derede boğulan delilerden bahs edilmemiş burada.

Bilmem anlatabildim mi?
Sevgi ve saygıyla

Sağlıcakla kalmanızı temenni ederim .

leventali 22-11-2013 14:29

Herkese Merhabalar,

"Umut ömürden uzun olmalı." demiş bir bilge. O yüzden yaşın önemi yok İsmail Bey. Ben yazarken sadece İsmail Bey bunu okusun bir ders çıkarsından (haşa) ziyade, içimizde bir çok amatör arkadaşımızın, eli kulağında start vermek için. Bunu hissediyorum. Genel anlamda yazdım ki, amatör arkadaşlar amatör ruhunu aşarlarsa bu işin gerek maliyetinden ve gerekse eziyetinden dolayı hevesini alma durumuna döner ve bir daha da kolay kolay bu kapı açılmaz.

Sizin öngörünüzde bir sorun yok zaten. Açık açık bu işi hazmederek yapacağım diye yazmışsınız.

Güzel olan şu ki ticariler de amatörler de burada birbirinden bir şeyler öğreniyorlar. Çoğu amatörün yaptığını profesyoneller yapamaz. İsmail Bey'in söylediği gibi, amatör delilik yapar ama ticari kılı kırk yarar. Her iki taraf da haklı.

Sayın Kızıltan, yazınız için teşekkür ederim.

Saygı ve sevgilerle...

leventali 22-11-2013 16:57

İsmail Bey, Kahvemiz açılmış
http://www.agaclar.net/forum/sohbetler/33161.htm

İsmail Karagülle 22-11-2013 17:10

Ben az evvel uğradım . Kahvede kimse yoktu :)

leventali 22-11-2013 17:28

Gelmeye başladılar yavaş yavaş. Daha çay demini almadı ya ondandır :)

ahmetmelek 22-11-2013 18:11

bende sohbe tinize katulmak isterim arkadaşlar

İsmail Karagülle 22-11-2013 19:33

Ahmetmelek,

Buyrun ,

http://www.agaclar.net/forum/sohbetler/33161.htm

İsmail Karagülle 23-11-2013 23:36

Serayı yeniden sera bekçisine emanet edip İstanbul'a geldim .

Bakalım bu sefer ne aksilikler çıkacak ? :)

forsitya 24-11-2013 00:08

bende yapacam bakalım tatmin olursam

İsmail Karagülle 24-11-2013 13:45

başlamak
 
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi forsitya (Mesaj 1222423)
bende yapacam bakalım tatmin olursam

önce çok küçük ve mümkünse tek sebzeden başalayın derim ,

İsmail Karagülle 25-11-2013 14:30

Köyüm salladı .

Ben İstanbul'a geldim .

Ama aklım serada ve kulubemde. Gece telefonla haber aldım . Çok fazla bir zarar yok .
Geçen sefer seraya giren bir hayvan saykapları devirmiş ve fidelerimin bir çoğu ölmüştü .

Kalan sağlar ise yapraklarını kaybetmiş , kökler fazla zarar görmediği için yeni yapraklar sürerek ayakta kalmıştı . Ama tabii meyve yiyeceğiz diye beklerken yeniden yaprak oluşma safhasına geri dönmüştük .

Bu sefer bakalım deprem neler yapmış saykaplar yerinden oynadıysa, besin eriyiği yerlere dökülmüş mü ?

Neler oldu bakacağız.

İsmail Karagülle 25-11-2013 21:52

deprem deyince köyüm aklıma geldi. Bizim köyün evleri , içimden paylaşmak geldi.

https://www.youtube.com/watch?featur...&v=qetrvqd1QMU

leventali 27-11-2013 01:22

İnşallah bir şey olmamıştır İsmail Abi. Sorabildin mi orada bulunanlara?

Kahve açılınca oraya takılmaktan asıl başlıklara göz atamıyoruz.

Senin başlığa da abone olalım da hiç olmazsa e posta gelir...

idris şenol 27-11-2013 16:27

deprem ,,,ALLAH korusun diyelim

İsmail Karagülle 27-11-2013 17:07

deprem
 
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi leventali (Mesaj 1223822)
İnşallah bir şey olmamıştır İsmail Abi. Sorabildin mi orada bulunanlara?

Kahve açılınca oraya takılmaktan asıl başlıklara göz atamıyoruz.

Senin başlığa da abone olalım da hiç olmazsa e posta gelir...

Çok sağol . Haber kanallarından önce internetten Bolu'da yaşayan dostlardan haber aldım . Çok şükür görünen bir hasar yok .
Kulube içinde bazı şeyler yere düşmüş kırılmış önemli bir şey yok .

Depremin olduğu yer bize çok yakın . Epeyce sallamış.

İsmail Karagülle 27-11-2013 17:08

Deprem
 
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi idris şenol (Mesaj 1224012)
deprem ,,,ALLAH korusun diyelim

Amin .
Sağolasın. Teşekkürler.

Kudret Tezel 27-11-2013 17:44

İsmail bey geçmiş olsun. İnşallah önemli birşey yoktur. Gidince etraflıca haber verirseniz seviniriz.

İsmail Karagülle 27-11-2013 19:16

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Kudret Tezel (Mesaj 1224046)
İsmail bey geçmiş olsun. İnşallah önemli birşey yoktur. Gidince etraflıca haber verirseniz seviniriz.

Sağol hocam . Önemli bir şey yok . Kulube içinde bazı şeyler yere düşmüş o kadar . Allahtan kulube içinde ben yoktum ;)

Hani , Hoca hanımından dayak yemiş.
Nasrettin hocanın komşusu , hoca dün sizin evde bir gürültüler vardı . Neydi o demiş.
Hoca da hanımla tartıştık o hırsla hanım benim cübbeyi merdivenlerden aşağı attı . O gürültüyü duymuşsunuzdur . Demiş.
Komşu, Hocam cübbeden o kadar ses çıkar mı diyince , Hoca fazla kurcalama adam tabii çıkar , İçinde ben varsam , tabii gürültü çıkar . Demiş.

İsmail Karagülle 29-11-2013 15:27

Bu gün itibari ile Haber geldi .
Sera içinde sera bekçisne emanet edip İstanbul'a gelmiştim.
Yaklaşık bugün pazardan bu yana ne kadar zaman geçti ,ise işte o kadar .
Çileklerim çiçek açmış ortalık papatya tarlası gibiymiş.
Hem uzaktayım hem resim çekemiyorum . Allahım ben ne yapacağım .
Bir tarafta çoluk çocuk diğer tarafta seram ve çileklerim .
Git gel Bolu-istanbul.
Bir otobüs firmasına şoför mü olsam .
Bu yaştan sonra işe de almazlar.
İşte böyle.

habiş 29-11-2013 16:18

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi İsmail Karagülle (Mesaj 1224749)
Bu gün itibari ile Haber geldi .
Sera içinde sera bekçisne emanet edip İstanbul'a gelmiştim.
Yaklaşık bugün pazardan bu yana ne kadar zaman geçti ,ise işte o kadar .
Çileklerim çiçek açmış ortalık papatya tarlası gibiymiş.
Hem uzaktayım hem resim çekemiyorum . Allahım ben ne yapacağım .
Bir tarafta çoluk çocuk diğer tarafta seram ve çileklerim .
Git gel Bolu-istanbul.
Bir otobüs firmasına şoför mü olsam .
Bu yaştan sonra işe de almazlar.
İşte böyle.

böyle haberler şu hazanlı günlerde ne güzel sevinç kaynağı... benim bile yüzüm güldü sizlerin azmini ve başardığını gördükçe amatörce minik seramı kurmakta sabırsızlanıyorum :D Maşallah bol hasadınız olur İnşallah resimleride bekliyoruz:)

İsmail Karagülle 29-11-2013 16:33

Habiş,
İyi dileklerinize çok teşekkürler.

İsmail Karagülle 29-11-2013 18:39

1 Eklenti(ler)
Ne güzel cahildik,

Televizyon yoktu.

Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!

Dışarıda kar... Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki. Kuzinenin üzerinde demir maşa... Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri. Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu...

Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek gibi...

Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım...

Dışarıda kar... İçeride kanaat... İçeride huzur... Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!

Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm olurduk. Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu.

Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar... Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası...

Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi? Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı. Çay da kokardı... Domates de... Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.

Dışarıda kar... İçeride huzur... Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi... Kimin umurunda... Ne güzel cahildik. Mutluluğun resmini çiziyorduk...

Sunay Akın'dan

kiziltan 29-11-2013 18:54

Merhaba

O sobanin altindaki kullere gomulmus patatesi yemeden yatilmazdi.

leventali 29-11-2013 19:23

Soğanı unutma abi. Kuru soğan. mmmmm. Bak olmadı Sayın Kızıltan. Canımız gitti valla.

Bir de küçük bir parantez. Sunay Akın eskiyi özlemlemiş. Hangimiz yapmayız ki?

Ama bir de Ajda Pekkan var değil mi?

"Her yaşın ayrı bir güzelliği var!" , der.

O sobalı özlem günlerinde olsaydık ben seni ve kızıltanı nereden tanıyacaktım?

Yani her dönemin güzellikleri de var...

İsmail Karagülle 30-11-2013 00:09

Leventali ve kızıltan , Bu sefer köye gittiğimde sobayı yakıp dediklerinizi yapacağım .

Ve birgün birlikte böyle bir keyf yapmayı dileyeceğim

habiş 30-11-2013 00:20

hepinize Merhaba Topraksız Koylu kahvesine yazmak istedim ama yoruma kapatılmış ya da ben karıştırdım :? sayın malina öyle uygun gördü sanırım...
çok özür dilerim insan bilmeyince bilmiyor sıfırdan denemek istiyorum ama bu besin değerlerini çözmüş ya da anlamış değilim bütün eğitim ve öğretim hayatımda formüllerle aram hiç iyi olmamıştı zaten.. bu iş formülsüz olamazmı kabataslak perlit vs ile verim alınmazmı acaba? siz yapıyor ve uyguluyorsunuz bi bildiğiniz var elbette ama bende yoğun çalışma hayatı yanında ufak çapta amatörce yapmak istiyorum terasta fazlasına gücüm yetmez zaten.. bunun için neler gerekli acaba sayın Kudret Tezel'in paylaşımlarınıda okudum
1 nolu şişeye 100 gr KH2PO4 -Mono potasyum fosfat.
2 Nolu şişeye 100 gr KNO3 -Potasyum Nitrat,
3 Nolu şişeye 100 gr Ca(NO3)2 4 H2O Kalsiyum nitrat.
4 Nolu şişeye 100 gr Mg SO4 7 H2O Msgnezyum Sülfat.
bunlar nedir nasıl temin edeceğim hazırlattırmammı gerekiyor sözelci olmanın eksilerini neler kaybettiğimi çok iyi anlıyorum ama bilgi dünyası kayıp cennet gibi.. bulup keşfetmek gerekiyor... ne kadar da cahil kalmışım.. saygılarımla..

İsmail Karagülle 30-11-2013 00:43

topraksız
 
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi habiş (Mesaj 1224946)
hepinize Merhaba Topraksız Koylu kahvesine yazmak istedim ama yoruma kapatılmış ya da ben karıştırdım :? sayın malina öyle uygun gördü sanırım...
çok özür dilerim insan bilmeyince bilmiyor sıfırdan denemek istiyorum ama bu besin değerlerini çözmüş ya da anlamış değilim bütün eğitim ve öğretim hayatımda formüllerle aram hiç iyi olmamıştı zaten.. bu iş formülsüz olamazmı kabataslak perlit vs ile verim alınmazmı acaba? siz yapıyor ve uyguluyorsunuz bi bildiğiniz var elbette ama bende yoğun çalışma hayatı yanında ufak çapta amatörce yapmak istiyorum terasta fazlasına gücüm yetmez zaten.. bunun için neler gerekli acaba sayın Kudret Tezel'in paylaşımlarınıda okudum
1 nolu şişeye 100 gr KH2PO4 -Mono potasyum fosfat.
2 Nolu şişeye 100 gr KNO3 -Potasyum Nitrat,
3 Nolu şişeye 100 gr Ca(NO3)2 4 H2O Kalsiyum nitrat.
4 Nolu şişeye 100 gr Mg SO4 7 H2O Msgnezyum Sülfat.
bunlar nedir nasıl temin edeceğim hazırlattırmammı gerekiyor sözelci olmanın eksilerini neler kaybettiğimi çok iyi anlıyorum ama bilgi dünyası kayıp cennet gibi.. bulup keşfetmek gerekiyor... ne kadar da cahil kalmışım..

Bu konuda ilk başladığında besin eriyiğini kendiniz yapmak hem zor hem pahalı bir yol .
Besin eriyiği temin etmek çok zor değil.
Tartes'i bir ziyaret etmenizde fayda var .

Başka yollar da var . Onları da forumda bulabilirsiniz.
O başlık altında Kudret Beye de sorabilirsiniz . Yardımcı olacağından eminim


Siz öncelikle sistemi kurma konusunu araştırın bence . En kolay yol , katı ortam. Hazır sistemler de var. Siz kendiniz de yapabilirsiniz .
İlk yapacaksanız ve vaktiniz de yoksa tartesten hazır akıllı saksı ve katı ortam malzemesi alabilirsiniz . Besin eriyiği de .
sağlıcakla kalın

kiziltan 30-11-2013 09:28

Sn Karagulle

Istanbul`a geldigimde hafta sonu mutlak gelecegim.

kiziltan 30-11-2013 09:30

Sn Habis
Merhaba, Kahve kapandi, yakinda baska bir baslik acilacak orada bunlar olacak, biraz bekleseniz..


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 13:41.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025