![]() |
Teşekkür ederim Meyvelitepe
|
Alıntı:
Alıntılama yaptığım yerdeki yanlışlarınızı açıklayayım 1-öncelikle ne humik asitler ne de fulvik asitler bitki kökleri tarafından bitki bünyesi içine alınıp kullanılmaz, ne de yapraktan uygulanırlar,stomalardan geçecek büyüklükte değildirler ve bitki bünyesinde herhangi bir aktiviteye sahip değillerdir 2-humik asitler ve fulvik asitlerin görevlerinden biri olan şelatlama işi bitki içinde olan bir durum değildir ,bbe'ti köklere geçince ayrılırlar,bitki içine girme durumu söz konusu değildir.. 3-leonarditten yapılmış humik asitlerin etkisini göstermesi yıllar almaz,leonarditin çözünmesi için alkali ortam gerekir ve aynı sezon içinde bitkide verim artışı görülür zaten asit topraklarda hemen etki göstermemesinin sebebi leonarditin alkalide çözünmesidir, senin yukarda yazdığın gibi humik asitler çözünmezler veya hayvan gübresi gibi bakteriler tarafından bir anda yok edilemezler, humik asitlerin yarılanma ömrü çok uzundur 100 yıl gibi,yani humik asitler toprakta çözünmezler kaybolmazlar diyebiliriz.. 4-dekara 50 kg leonardit çok az değildir 100 kg cıvarıdır normali, tabi iyi kalitede olanlardan,ancak düşük kalite bir leonarditse 250 kg yeterlidir,, ancak senin bahsettiğin 1 ton çok fazla düşük kalite olsa bile çünkü leonardit içerisinde bir takım ağır metaller bulunmaktadır ve toprağı hiç verim alınamaz duruma getirebilir, normali iyi kalite olanlardan 100 kg'dır. 5-bitkisel kaynaklı olanların %80'i fulvik asitmidir bir bilgim yok yinede mantıklı değil ancak burda altını çizmek istediğim nokta humik fulvik asitler bitki besleyici değildir bir toprak düzenleyicisidir,hiçbir şekilde bitki kökleriyle bitkiye taşınmazlar herhangi bir işlevleri yoktur 6-bitkisel menşeli olanlar hiçbir zaman leonarditten elde edilmiş olan humik ve fulvik asite altarnatif olma şansı sıfırdır,bunların ismi humik madde olsada tamamen farklı bir maddedir toprağa sadece organik madde kazandırabilirler bir pazarlama stratejisinden başka bişey değildir..sıfırdır bu ürünler kesinlikle 7-gerçek humik asitler leonarditten yapılmış olan humik asitlerdir,linyitten,bitkilerden,hayvan gübresinden,torftan elde edilmiş humik asitler değersizdir,zaten gördüğünüz ilk etaptaki etki içerisinde bulunan organik madde ve azottan başka bişey değildir 8-leoardit linyitin okside olmuş halidir,humik asitlerde karbon az oksijen fazladır,fulvik asitlerde oksijen dahada fazla ve karbon dahada azdır... 9-gerçek leonarditi değerli bitkisel menşeli olanı değersiz kılan şey,leonarditin çok yüksek katyon değişim kapasitesine sahip olmasıdır ve iyon alışverişini 10-20 kat oranında artırabilmesidir, bitkisel olanlar buna sahip değildir 10-leonarditin etkili olmasının sebebi kullanılan gübrenin yıkanıp gitmesini önleyip toprakta tutması ve sahip olduğu çok karmaşık yapıdan dolayı elementlerle kompleksler oluşturup elementleri yarayışlı forma sokması ve halk arasında çiftçiler arasında gübreyi aldırır dedikleri şelatlam olayını yapabilmesidir,****** bunların bitkiselde olması mümkün değil çünkü leonardit değilde linyitten elde edilmiş bir humik asit olsa dahi bu saydığım etkilere sahip değiller,kaldıki bitkisel olanlarda bu özelliğin olması mümkün değil..yani farkı yaratan bu materyalin yüksek basınç altında okside olması.zaten bunlar tamamen farklı maddeler, humik asit içeriğine sahip olması bu maddenin verimliliği önemli düzyde arttıracağı anlamına gelmez, tamamen işe yaramaz değildirler ancak bu bizim farklı bir materyal kullanmış olduğumuz gerçeğini değiştirmez... umarım size soru soran arkadaş bu yazıyı görürde nasıl bir karanlığa sürüklendiğini görür :) pes diyorum artık biraz olsun araştırmak bu kadarmı zor, yazdığın her cümle yanlış lütfen dikkat |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Şimdi ben 10 dekara dikimde fidan diplerine koymak için 4 ton orta düzey leonardit aldım, tarlaya yığdım ve yarın dikime başlıyorum. Gerçi bunu yapmamdaki asıl amaç bahçeye hayvan gübresi sokmadan toprağın organik madde miktarını yükseltmek ve aşırı killi yapısını biraz daha geçirgen kılmaktı. Böylelikle fidanların kök gelişiminin daha kolay olacağını düşünüyorum. Yoksa alırdım sıvı formda hümik asiti verirdim damlamayla hiç uğraşmazdım. Gerçi onu da yapmayı düşünüyorum tomurcuklanmadan önce.
Birde fidanları daldırmak için hazırlayacağım mikorizalı suya katmak için bitkisel menşeli humik asit aldım ama şuanda leonardit menşeli mi alsaydım acaba diye düşünmekten kafam karışmadı değil. Acaba hiç mi karıştırmasam??? |
Alıntı:
aslında ilk başta organik maddenin tamamını leonarditten sağlayalım diye düşünmek mantıklı gelebilir hemde bir kaç yıl içinde bakteriler tarafından tamamen yıkılıp tüketilmez ancak leonardit denilen madde çok aktif bir maddedir ve içeriğinde zehirli metaller bulunabilir, belli bir dozun üstünde sıkıntı yaratabilir, bunun için yinede organik maddenin bir kısmını hayvan gübresinden sağlamanda fayda olabilir ya da ilerleyen yıllarda hayvan gübresi kullanabilirsin, bunun için pelet halde satılan hayvan gübrelerinden kullanırsan hem daha ekonomik olur hemde uygulması daha pratik olur |
Alıntı:
Yanlışlarımı düzeltmek için özel olarak foruma girmişsiniz, sağolun, yanlışlarımın düzeltilmesi beni her zaman memnun eder. Sonra da "zırvaladıklarımı" sıralamışsınız :) "zırvalama" gibi bir tabiri kullanacağınıza, fulvik asitlerin bitki kökleri tarafından alınamayacağına dair bilimsel kaynak kullansaydınız da yazdıklarınızı ciddiye alma imkanı olsaydı keşke. Alıntı:
"Because of the relatively small size of fulvic acid (FA)molecules they can readily enter plant roots, stems, and leaves. As they enter these plant parts they carry trace minerals from plant surfaces into plant tissues. Fulvic acids (FAs) are key ingredients of high quality foliar fertilizers. Foliar spray applications containing fulvic acid (FA) mineral chelates, at specific plant growth stages, can be used as a primary production technique for maximizing the plants productive capacity. Once applied to plant foliage fulvic acids (FAs) transport trace minerals directly to metabolic sites in plant cells. Fulvic acids (FAs) are the most effective carbon containing chelating compounds known. They are plant compatible, thus non toxic, when applied at relatively low concentrations." "Fulvik asit, moleküllerinin göreceli olarak küçük boyutlu olması sayesinde bitki köklerinden ve yapraklarından bitkiye girebilirler. Bitkiye girdiklerinde iz mineralleri bitki yüzeylerinden bitki dokusuna taşırlar. Fulvik asitler yüksek kaliteli yaprak gübrelerinin anahtar içerikleridir. Belirli bitki büyüme aşamalarında fulvik asitler ile şelatlanmış mineral içeren yaprak uygulamaları bitkilerin üretkenlik kapasitelerini maksimize etmede temel bir üretim tekniği olarak kullanılabilir. Fulvik asitler bitki yapraklarına uygulandığında iz elemetleri direk olarak bitki hücrelerinin metobolik kısımlarına ulaştırırlar. Fulvik asitler bilinen en etkin karbon içeren şelatlama bileşiğidir. Göreceli olarak düşük konsantrasyonlarda uygulandıklarında bitkilerle uyumludurlar, toksik değildirler." ORGANIC MATTER, HUMUS, HUMATE, HUMIC ACID, FULVIC ACID AND HUMIN: THEIR IMPORTANCE IN SOIL FERTILITY AND PLANT HEALTH Dr. Robert E. Pettit İsteyenlere başka kaynaklar da verebilirim. Bir vakit hidroponik ile ilgili bir başlıkta şöyle bir mesaj yazmışım, oradaki kaynaklara da bakılabilir. Bu arada humik asitin kökler tarafından alındığına dair bir şey yazdığımı hatırlamıyorum. Yazdıysam bir zahmet belirtin. Alıntı:
Alıntı:
Adı fulvik asit olup aslında başka bir şey olduğunu iddia ettiğiniz ama adına her nedense fulvik asit denmiş şeyin sıfır olduğunu idda etmek de hayli güçlü bir iddia. Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
|
Alıntı:
DRT tarım yalan mı söylemiş? Peşini bırakmayalım o zaman. içinde 70ppm bor olan bir şeyin bor toksiditesi yapması için en fazla ne kadar suda çözmek gerekir? |
(DRT) DoktorTarsa'nın özellikle Humate ve denizyosunlarını (Proton ve Acotrop) 3 yıldan beri kullanıyorum..Benim vazgeçilmezimdir onlar..
Fidanlığımda güvenle kullanıyorum.. Organik Gübreler | DRT TARIM |
Alıntı:
Benim yazdıklarımı ilkokula giden okumayı sökmüş bir çocuğun dahi anlayabileceğini düşünüyorum ama okumak bile zor gelmiş size hemen saldırmışsınız,şirket broşürlerini okuyorum madem siz niye drt tarsanın ürününü ön plana çıkarıyorsunuz,kimin bilimsel olduğu ortada.ticari bir kaygısı olan şirket oraya leonardit yazsa ne olur yazmasa ne olur Türkiyede bunun ayırımını yapabilen varmı sence,linyitten bile olsa leonardit deyip geçiliyor,çünkü Türkiyedeki linyitler yasal sınırı sağlayacak kadar humik asit içermektedirler. Bak yapacağın iş humik asit pdf diye aratacaksın çıkan tezlerdeki bilimsel verileri inceleyeceksin, hepsi bu ondan sonra burdaki bu tip konulara aç olan insanları zehirlemeyceksin, bunu yapabilirsin değilmi dr bilmem ne varmı akedemik bir çalışması,isviçreli bilim adamları der gibi her konunun sonuna dr bilmem ne yaz,gerçekten bu işler böyle yürümüyor ama bir kez daha anlatayım, birçok organik madde humik asit içerebilir, talaş,hayvan gübresi, toprak,kompost,torf,linyit,taş kömürü vb, ancak hiç birisi okside olmamıştır, bunun için tamamen farklı bir maddedir diyebiliyorum,bitkisel olanların hiç bir etkinlikleri yoktur sıfır denemez toprakta belli bi reaksiyona sahiptir ancak leonardit kaynaklı olanlarla karşılaştırılması bile hata. ph 7'de 100 kg leonarditten ne kadar humik asit çözünür diye sormuşsunuz :) yazdıklarım işe yaramışki toprakta humik asit çözünmeye başladığında etkili olur gibi şeyler yazmamışsınız,aslında humik asitin çok kolay çözünmediğini başka bir etki mekanizması olduğunu anlamaya başlamışsıız tebrik ederim..sorunuza gelince tabili bunda etkili olaylardan biriside leonarditin kendi iç ph'ı kaliteli bir leonardit düşük ph'a sahiptir ve ph 7 gibi bir reaksiyonda yani nötre yakın,çözünürlüğü çok fazla olmayacaktır, ****** fulvik asitler her phta leonarditten çözünmektedirler ancak büyük bir kısım humik asit olduğu için az olacaktır.eğer düşük kalite dediğimiz bir linyit tozu yüksek ph 10-12 gibi olsa bike çözünürlüğü çok düşük olacaktır senden rica ediyorum sen aktif birisin forumda gördüğüm kadarıyla lütfen burda bilgi vermeye çalışırken insanları yanlış yönlendrime,biraz araştırma yap bu kadar basit mi ya en sonda bir soru sormuşsun,öncelikle şelatın ne demek olduğunu öğrenmelisin bunu da bir araştır belliki ben ne yazsam boşa olacak seninle senli benli olmak için yazmadım o şekilde cahille sizli bizli konuşmayı doğru bulmuyorum sadece |
en sonda bir soru sormuşsun,öncelikle şelatın ne demek olduğunu öğrenmelisin bunu da bir araştır belliki ben ne yazsam boşa olacak
seninle senli benli olmak için yazmadım o şekilde cahille sizli bizli konuşmayı doğru bulmuyorum sadece Bu nedir? Bilgi ve birikim konusunda bizlerden hatta herkesten üstün olabilirsiniz, belki sizden çok şey öğrenebiliriz ama konuya girişiniz gereksiz bir agresiflik.Geçmişte yaşanmış bir sorun mudur bilemem.Leonarditten soğuttunuz beni!! Birçok doktor üyemiz de var onlarda sağlık konusunda mı birbirlerini aşağılasınlar şimdi!! |
Karşındaki insanı doğru dürüst tanımadan cahil olmakla suçlamak. Soru eki olan mi' yi bile ayırmadan, doğru dürüst noktalama işaretleri kullanmadan, cümleye küçük harfle başlayarak.
Söyledikleriniz doğru olsa bile en azından bana bir şey ifade etmiyor. Yazık... |
Alıntı:
Aynı şeyi senin için de söylemek mümkün. İspatsız delilsiz ezbere atan o kadar çok kişi var ki memlekette. Alıntı:
DRT tarımın ürününü ön plana çıkartan ben değilim, hiç kullanmışlığım da yok, iyi okuyun, kim almış da nasıl kullanacağını sormuş. Yanıtı da ben vermemişim. Tek yanıt var, çamur atmak şeklinde seninki. Alıntı:
Ben yaptım bu araştırmaları. Yeni de değil. Birden fazla araştırmada bulduğum ise fulvik asitlerin bitkilerin bünyesine alındığı, iz elementlerin bitki içerisindeki translocation fonksiyonunda doğrudan rol oynadığı yönünde. Ha, "humik asit" diye aramayı tercih etmiyorum genelde. Bir konuda bilgiye ihtiyacım olduğunda çeşitli ülkelerdeki kaynaklara ulaşabilmek için uluslararası yayınları taramaya çalışıyorum. Sana da tavsiye ederim, yeni bilgiler edinmeni sağlar, farklı kaynaklardan aynı bütün konusunda tamamlayıcı bilgiler edinirsin. Alıntı:
Beğenmediğiniz, sizi yalanlayan makale bu: "Pettit RE (2004). Organic matter, humus, humate, humic acid, fulvic acid and humin: their importance in soil fertility and plant health" Referans olarak kullananlardan bazıları: Optimization of extraction method and characterization of humic acid derived from coals and composts - J. Asing, N.C. Wong and S. Lau The effect of different replications of humic acid fertilization on yield performances of common vetch - Veysel Saruhan, Alpaslan Kusvuran, Kagan Kokten Effect of humic acid and phosphorus on yield, nutrient availability in soil and uptake by peas - Sarwar M,Ehsan Akhtar M and Hyder SI Growth and Yield of Rice (Oryza sativa) as Influenced by Humic Acid and Poultry Manure - R Saha, M A U Saieed, M A K Chowdhury link filan vermiyorum, "humik asit" yazıp şak diye bulursun artık. Bulmuşken bir de okursan iyi olur. Alıntı:
Leonardit gibi yüksek oranlı bir kaynak varken hiç bir zaman bitkisel kökenli humik asit kullanımını önermedim, hatta elinde leonardit olup bahçesinde tarlasında humik asit kullanmak isteyenlere pratik usul ev yapımı humik asit tarifi bile verdim ki, vatandaş maliyeti çok ucuz bir şeye bir tepe para vermek zorunda kalmasın diye. Ha, leonarditten başka bir kaynaktan elde edilen humik ve fulvik asitler yazdığınız ve iddia ettiğiniz gibi değersiz midir, sıfır mıdır konusuna gelince fazlasıyla su götürür. Burada başka bilmem ne adamlarının bazı bilimsel olduğu söylenen journal'larda yayınlanmış makaleleri var, bak bakalım araştırmalarında kullandıkları humik maddelerin kaynakları ne? "The effects of fulvic acid and sugar cane molasses on yield and qualities of tomato - Saeed Samavat, Simin Samavat Humic Acids Isolated from Earthworm Compost Enhance Root Elongation, Lateral Root Emergence, and Plasma Membrane H-ATPase Activity in Maize Roots - Luciano Pasqualoto Canellas, Fabio Lopes Olivares, Anna L. Okorokova-Fac ̧anha, Arnoldo Rocha Fac ̧anha EFFECTS OF A SOIL FULVIC ACID ON THE GROWTH AND NUTRIENT CONTENT OF CUCUMBER (CUCUMIS SATIVUS) PLANTS - B.S.RAUTHAN M.SCHNITZE" Link vermiyorum, "humik asit" yazınca şak diye karşına çıkar nasılsa. Alıntı:
Alıntı:
Şelat ne mi imiş? Humik ve fulvik asitlerin metal bağlama özellikleri neler miymiş? Ben araştırmaları, biribirini doğrulayan makaleleri genelde ciddiye alırım, en azından bakarım ne yapmışlar, nasıl yapmışlar, hangi malzeme ve metodları kullanmışlar, ne sonuç almışlar filan diye. Devamında da (şayet ilgi ve ihtiyaç duyduğum bir şey ise) arazimde denerim, benzer sonuçları tesbit etmeye çalışırım. ABD Tarım bakanlığı denen cahiller(!) şöyle bir döküman yayınlamış nedense: Humic acids - Crops (buna link vereyim "humik asit" yazarak bulmak zor olur) hem kökler tarafından alımına hem de şelata gider :) İki tane daha cehalet(!) örneği vereyim (humik maddelerin metallerle kompleks oluşturma yetenekleri ile ilgili) Physiological effects of humic substances on higher plants - Serenella Nardia, Diego Pizzeghello Adele Muscolo, Angelo Vianello Influence of fulvic acid on transport of iron in soils and uptake by paddy seedlings - S.B.Pandeya, A.K.Singh, P.Dhar "Humik asit"den az biraz farklı bir şeyler yazman lazım bulup okumak için. Başka cehalet(!) örneği istersen haber ve buluruz. |
Alıntı:
Yazdıklarının doğruluk derecesi konusunda herhangi bir döküman, bilimsel makale kaynağı yok..Şahsen güvenilir bulamıyorum yazılanları.. Bir de kullanıcı profiline bakayım dedim..Aynı özensizlik orada da mevcut. Meslek muhandis İlgi alanları tarla tapan |
Alıntı:
Muhtemelen daha önce gelip gitmiş(!) kişilerdendir. Bu kadar adapsız bir hınç ile geldiğine göre yine bir gelip giden olacak sanırım. |
Cahıl dedıgınız ınsanın forumda yazdıgı mesajları arastırın derım. Ayrıca blog sayfasına da bır goz atın. Sonra haklıysanız ne yazarsanız yazın.
Forumda karsıdakı uye kucuk olsa bıle, kımse onunla senlı benlı konusmaz. Sız sadece bır kısıye yazdınız ama o kısının yanında yuzlerce uye sıze yanıt olarak gerı donus yapacaktır :) Saygılar.. |
Ağaçlar.net te hiç alışık olmadığımız bir tarz. Rasputnikof, bence Sayın MeyveliTepe'den derhal buradan özür dilemeli veya hiç fazla uzatmaya gerek yok, üyeliği derhal silinsin diye öneriyorum. Eski mesajlarının da silinmesi isabetli olacaktır.
Birşey biliyorsa da aktarmayı bilmediği aşikar, maalesef hiç kimseye bir faydası olmayacak aksine zararı dokunacak. |
Sayın MetveliTepe üstadım merhaba.
Yukarıdaki tartışmayı başlatan soruyu ben size sormuş ve nazik bir şekilde cevap almıştım sizden. Çok da memnun olmuştum. Yukarıdaki mesajları okuyunca elim kırılsaydı da o soruyu yazmasaydım dedim kendi kendime.. Size "zırvalamak" dahil her türlü hakareti duymanıza neden olduğum için özür dilerim. Saygılarımla... |
Alıntı:
Hakaret edene aittir. Çok kaba ve üye olma amacı bile bilgi vermek değil, sebebi kendinden menkul saldırmak olan kişinin yarattığı tadsız durum bir yana, aynı zamanda ülkemizde çokça yaşanan ibretlik bir şeyi de görmüş olduk :) "zırvalamışsın" diye söze girip zırvalamak böyle oluyor herhalde. Saldırmak adına, başkalarına mal'ettiği yanlış yönlerdirme çabasını, bilmediğinden mi, yoksa bilerek mi kestiremiyorum ama kendisi göstermiş oldu. Bu zihniyet ile İlk defa karşılaşmıyoruz muhtemelen son defa da değil. Gidişi de gelişi gibi hızlı oldu. Kendi adıma, bu konuda akademisyen değilim, arazisinde, ihtiyaç duyduğu şeyleri mümkün mertebe arkasında bilimsel bulgular olan metod ve malzemelere dayandırmaya çalışıyorum. Bunlardan başka pek çok faydalı pratik sonuçlar da çıkıyor. İsteyen olursa, yukarıda #1133 nolu mesajımda adı geçen bilimsel çalışmaların hepsini hep birlikte elden geçirebilir, gerekirse fazlasını da inceleyebiliriz. |
Sn.Pria,
Siz DOCTO - HUMATE isimli ürünü son bir kaç senedir kullanıyorsunuz ve her defasında çok olumlu sonuçlar gördüğünüzü yazıyorsunuz. Ben hiç kullanmadığım için bir kaç sorum olacak.
|
Alıntı:
|
Sayın MeyveliTepe, şu 1133 nolu mesajınızı okurken nedendir bilmiyorum ; milliyetini bilmememe rağmen İsviçreli olabileceğine kanaat getirdiğim bilim adamlarının türlü türlü kapakları inceledikleri görüntüler gözümün önüne geldi, geçti. Tabi biz mutfakta kavanozlar tencereler için olan kullanımına vakıfız, onun ötesindeki kullanımları bizi aşıyor. Ancak bilimin önünde de durmamak lazım tabi...
Kişisel görüşüm, bir insan bir konuyu ne kadar iyi bilirse bilsin, bildiğini iletmeyi başaramıyorsa bu bilginin (kullanabiliyorsa şayet) kendinden başkasına faydası olamaz. Bir şiiri okurken ne kadar bağırdığı değil gerektiğinde vurgu yapabildiği ya da yapamadığıyla dinleyenlerini artı ya da eksi anlamda etkiler yorumcu. Hatta bazı yerlerde öylesine bağırmaz, öylesine çınlamaz ki sesi içiniz titrer. Sonuç olarak işin şakası dokundurması bir kenara, burada büyük bir hata var gerçekten ve bunu görüp, algılayıp, özür dilemek de hatta sükut edebilmek bile kişinin kendine katabileceği bir değerdir. Egosundan uzaklaşıp içsel anlamda zenginleşebilme şansıdır, böyle de görebilmek lazım sanırım. |
Alıntı:
http://www.agaclar.net/forum/919624-post11.htm http://www.agaclar.net/forum/920196-post14.htm Ben ayrıca daha fidanlığı ilk tesis ettiğim yıllarda başladım humikasit uygulamasına..Mecburdum biraz..İnanın kepçe ile kazdırdığım 1.5x 1.5 metre çaplı ve 120-150 santim derinlikteki fidan çukurlarından çıkan gıcır gıcır, kum, çakıl ve kistik toprağımı görseniz burada fidan bile yetişmez diyebilirdiniz..Bu yüzden özellikle yazın beton gibi sertleşen toprağı ıslah etmek, organik madde zenginliği sağlamak ve yaptırdığım toprak analizinde 5.5 civar PH'ı yükseltmek için bol bulamaç humik asit kullandım topraktan..Zirai İlaç satışı dükkanı açmaktan vazgeçen bir dostum bana elinde kalan çok kaliteli 100 litre sıvı leonardit hediye etmişti..Onları sanırım 3 sene falan topraktan ve sulama suyuna kullandım.. 2011 ve 2012 yılında dekara takribi 50 kilo granül leonardit verdim.. Bakla ektim, yeşil gübreleme için..Yani çok gayretim oldu..Hala da devam ediyorum bu zenginliği sağlamak için..Son üç yıldan beri biliyorsunuz fiğ yonca tirfil, yabani ot, acı bakla tohumları saçıyorum..Toprağı sürmeyi bıraktım..Sadece 1 veya 2 defa motorlu tırpanla biçiyorum..Eskiden solucan görmediğim toprak şimdi solucan kaynıyor..Ayrıca son iki yıldan beri anamın sobasından biriktirdiğim 30-40 kilo kül saçıyorum...Eski yıllarda 26'lık nitrat ve kireç uygulamalarıyla PH'ı 6.5- 7'lere çekmeye çalıştım birkaç yıl.. Bu somut bilgilerin ışığında hatırlayabildiğim kadarıyla yanıtlayayım sorularınızı:- -Zeytinliğim 5250 metrekare ve içinde 15 yaşında 170 kadar zeytin ve ilaveten sair meyve fidanları var.. Humate ile 2012 yazında tanıştım yanılmıyorsam..İlk yıl fazla vermedim sayılır..Sanıyorum 3-4 kutuyu sulandırıp topraktan verdim..2013 yılında Çanakkale Ziraat Odası'ndan kelepir fiyatına aldığım 13-14 kutu (7 kilo kadar)Docto Humate'ı da hiç sulandırmadan çimdik çimdik toprağa tam alan saçtım..Hemen ertesi yağan yağmurla eridi, karıştı toprağa.. Kısacası, yapraktan bugüne kadar hiç vermedim..Amacım toprağı zenginleştirip, ıslah etmekti çünkü 2014'te bir kutusu 25-30 liraya çıktığı için alamadım..Ama bu kış sanırım yine dekara 50 kilo kadar leonardit vereceğim.. -Yapraktan verdiğim tek besin maddesi DoktorTarsa'nın Proton veya Acotrop isimli ithal denizyosunlarıdır..3 yıldan beri kullanıyorum ve devam edeceğim..Çünkü onun sayesinde toprağa kimyasal gübre vermekten kurtuldum..Nisan ayı içinde, çiçek öncesinde, taneler mercimek iriliğinde iken, ağustos ve hasat sonu olmak üzere en az 5 kez uyguluyorum.. Zeytin tane kalitesi artıyor, çok irileşiyor ve çevreye göre 20-25 gün önce kararmalarını sağladığı için erken hasat yapıp soğuklarda titremekten kurtuluyorum.. Hafızamda kalan bunlar..Büyük hatalar yapmadan hatırlamaya çalıştım.. Hiçbirinin olumsuz etkisini görmedim.. Fidanlarım çok güzel gelişti.. Bu yıl köyde oldukça fazla zeytin toplayan bir tek benim..Diğer bahçelerde ya hiç yok, ya da çok çok az.. Sanıyorum doğru uygulamalar yapmışım. Denizyosunu vazgeçilmezim oldu. |
Alıntı:
|
Alıntı:
Daha kısa bir süre önce içinde %20 saf bor olan bir ürünün ağaç başına 70gr (14000 mg B) olarak önerilmesinin mantığını ve muhtemelen çok fazla olduğunu yazıyorduk ilgili başlıkta. Bugün ise, kg başına 70 mg bor içeren bir ürünü 5 dekar araziye 7 kg verdiğinizde toplam 490 mg (=0,49 gr) verilmesinin toprakta bor bakımından bir etkiye sebep olamayacağını yazmak zorunda kalıyoruz :) |
Alıntı:
Fulvik asitlerin;
Muhterem zatın "dr bilmem ne" dediği Dr.Pettit'in linkini verdiğim makalesi, Texas A&M üniversitesi bünyesinde 2004 yılında yayınlanmış, humik maddelerle ilgili detaylı bilgi içeriyor. Ben sadece fulvik asitlerle ilgili bir paragrafını çevirmiştim. Bu makale farklı araştırmacıların en az 20 başka çalışmasında referans olarak kullanılmış. Dr.Pettit bu makalesinde fulvik asitlerin yukarıda listelediğim fonksiyonlarından bahsetmektedir. ABD tarım bakanlığının dökümanı ise fulvik ve humik asitlerin bitkiler tarafından hem kökler hem de yapraklar tarafından alınabildiğini (köklerden alımın daha etkin olduğunu da belirtmişler), bu malzemerin aynı zamanda çok iyi iz element şelatlayıcısı olduğu yazmışlar. Bir çok dökümanda humik madde içeren leonardit, ahır gübresi, toprak, kompost gibi malzemelerden farklı oranlarda da olsa humik ve fulvik asit elde edilebileceği yazılıdır. Aynı mesajda adını verdiğim üç makale, leonardit kaynaklı olmayan humik ve fulvik asitler kullanılarak yapılan araştırmalara aittir ve görüldüğü kadarıyla sonuçları da gayet olumludur. Bütün bu makaleleri geçtiğimiz şubat ayında, yapacağım hidroponik denemelerinde metal şelatlayıcı olarak fulvik asit kullanıp kullanamayacağını anlamak için gözden geçirmiştim. Bitki fizyolojisini bir nebze olsun anlamada hidroponik uygulamaları herkese tavsiye ederim. En azından bitki beslemeyi kavramada çok didaktik. Yaptığınız bir şeyin etkisini çok hızlı görmenizi sağlar. Fulvik asitlerin metal şelatlamanın da ötesinde ilave potansiyel olumlu etkileri olabileceğini anladığımda hidroponikte iz element şelatlayıcısı olarak fulvik asit kullandım ve bitkiler hiç iz element eksikliği belirtisi göstermediler. Bu konudaki bilimsel bulgular yeni değil. Bazıları onlarca yıl önce yayınlanmış ve literatüre tam manasıyla girmiş. Konu ile gerçekten ilgili birinin bilmemesi mümkün değil. Tahmin edeceğiniz gibi, bilgi gökten zembille inmiyor. Biribiriyle ilişkili bulguların birikimiyle oluşuyor. Bu yüzden her araştırma, kullandığı tüm önceki bilgilerin referanslarını verir ki, neyin üzerine yeni bir bilgi konduğu izlenebilsin. Uzun lafın kısası, bir şeyi iyi bilen bir kişi bu bilginin nereden geldiğini, hangi birikimin sonucu olduğunu da ifade etmeye muktedirdir. Bildiğini söylediği şeyin tam tersi başka bir bilgi var ise ve bunların kaynağı da belirtilebiliyor ise, ya eşdeğer kaynak gösterir ve çelişen bilgiler objektif olarak ortaya konur, ya da yurdum usulü kişiselleştirilip bayağılaştırılarak saldırıya geçilir. Söylediğim gibi, ilk kez görmüyoruz maalesef. |
:confused:Kimyacı veya en genel anlamıyla dahi tarım uzmanı değilim ancak demir için şelatlama kavramıyla aquaponic uygulamalar üzerine araştırmalarımda karşılaştığımdan biliyorum, hatta değişik Ph değerleri için değişik demir şelatlama yöntemleri (EDTA, EDDHA, vs gibi) vardı. Ancak hidroponic uygulamalardaki şelatlamayı ilk defa burada duydum. Yani diğer 12 elementin eriyiklerinin oluşturulmasında yapılan işlemlerin kimyevi isim ve tanımlarını ve yapılanlardan herhangi birisinin şelatlama olup olmadığını bilmiyorum tabi... Herhangi bir çam devirdiysem lütfen cehaletime veriniz:dilli:
|
1 Eklenti(ler)
Humik maddelerin molekül ağırlıkları bildiğimiz diğer bileşikler gibi değil.
Söz gelimi, demir (II) sülfat heptahidrat'ın molekül ağırlığı hep 278,02 gr/mol'dür. Buna karşın hümik maddeler yapılarının karmaşıklığı sebebiyle sabit birer molekül ağırlığına sahip değiller. Hümik maddelerin bazı kimyasal özellikleri; Eklenti 530778 bu basitleştirilmiş tablo ile ifade edilmeye çalışıyor. Fulvik asitlerin molekül ağırlıkları alt limit olarak 250-1000 dalton(1)dan üst limit 2500-12500 daltona kadar değişken, buna karşın humik asitlerin molekül ağırlıkları alt limit olarak 2500-12500 daltondan üst limit 75000-300000 daltona kadar değişken. Yani yaptığınız veya hazır aldığınız bir humik asitin veya fulvik asitin içeriğindeki humik veya fulvik asitlerin molekül boyutları yeknesak değil, çok farklı büyüklüklere sahip. Bu yüzden araştırmalarda molekül ağırlıklarını genellikle gruplara ayırarak (fraction) inceliyorlar. Humik ve fulvik asitlerin topraktaki ve bitkilerdeki işlevleri moleküllerin büyüklüklerine göre çok farklılaşıyor. Bitki köklerindeki hücre membranlarından hücre plazmasına geçiş için 3500 daltondan daha küçük molekül boyutunun gerekliliği ölçülmüş. Bu konuda, başka bir çok araştırmada referans olarak kullanılan Serenalla Nardi ve arkadaşlarının elsevier tarafından (Soil Biology & Biochemistry 34 (2002) 1527–153) yayınlanan makalelerinde; "Humik maddelerin bitki büyüme metabolizmalarındaki fizyolojik etkileri bazı yönlerden incelendi. Humik maddelerin bitki büyümesi üzerindeki etkilerinin kaynak, konsantrasyon ve molekül ağırlığı bölümlerine (fraction) bağlı olduğuna dair deliller sunuldu. Küçük molekül boyutlarını -Low Molecule Size- (LMS<3500 da) oluşturan bölümler damarlı bitkilerin (3) hücre membranlarına kolayca ulaşırlar ve içeri alınırlar. Büyük molekül boyutuna -High Molecule Size- sahip (HMS>3500 da) olanlar emilmezler ve sadece hücre duvarına temas ederler. Bu yüzden küçük molekül boyutuna sahip (LMS) bölüm, Humik Maddelerin bitki büyümesindeki olumlu etkileri belirleyen ana adaydır."(2) deniyor. Buradan, fulvik asitlerin tamamına yakınının molekül boyutu 3500 daltondan küçük olduğu için bitki kökler tarafından emilmekte, humik asitlerin ise küçük bir bölümü (sadece molekül ağırlığı 3500 daltondan küçük olanlar) kökler tarafından emilmekte, büyük olanlar toprakta ve kök bölgesinde kalmaktadır sonucuna varabiliriz. Kendinden başka herkesi cahil diye niteleyip, cahil bellediklerini "siz" diye hitap etmeye bile değer bulmayan zatın (nasıl bir kültürse) tavsiye ettiği gibi "hümik asit pedefe" diye de arayınca ne bulunuyor diye de bir bakayım, ülkemiz bilimi humik maddelerin hangi sırlarını keşfetmiş de uluslararası literatüre koymamış göreyim istedim :) İlk sırada TKİ-HUMAS hakkında bir sunum geliyor. Bu sunumun ilk bir kaç sayfasında humik asitler hakkında sunumda ne kadar bilgi verilebilirse o kadar bilgi derlemişler, gerisi reklam. İkinci sırada bir yüksek lisans raporu var. Tezi diyemiyeceğim çünkü bir tez yok, abstract da yazmamış, humik madde tesbit eden farklı standartladan bahsetmiş, başka çalışmalardan bölümler koymuş vs. yazdığı bazı rakamların birimlerinin ne olduğunu bile belirtmemiş. Hocası ben olsam kırık verirdim. Üçüncü sırada mısır tarlasında humik asit deneyi, dördüncü sırada humik asitli kompoze gübre dozu var. Beşinci sırada humik madde ölçme standartları arasında karşılaştırma yapan bir makale, altıncı sırada ise "bitki yetiştiriciliğinde humik ve fulvik asit kaynağı olan tki-humas'ın kullanımı" diye markaya özel bir makale var. Bunu YÖK'e gönderdiler mi merak ettim. Devamında, ya ölçme metodları veya bazı derlemeler, ya doz ayarı ya da tarla deneyi ile ilgili yazılar var. Bu tarla deneylerinin dünyada çok daha önce yapılmış benzerleri var zaten, bunlara daha çok deney tekrarları demek daha doğru. Bunlardan birinde 1996 yılında Türkiye'de yapılmış bir çalışmanın referans verildiğini gördüm. Referans verilen çalışmayı aradım bulamadım. Nasıl elde edileceği belli olmayan, yıllık gibi bir kitaba girmiş anlaşılan. Fakat çalışmadan alıntılanan paragraf hayli ilginç idi. Alıntıda, çiftlik gübresinden elde edilen hümik asit ile hazır alınan hümik asitin (muhtemelen leonardit kaynaklı) fasulyede yapraklardaki mikroelement değerlerinin artışındaki etkilerini karşılaştırmışlar, çiftlik gübresi kaynaklı humik asitler azot, fosfor, demir, mangan ve çinko alımını arttırmış, buna karşın diğeri sadece azot ve manganı arttırmış. (Sözüdoğru ve ark. 1996) Orijinal makaleyi bulsam bir sebebe bağlamışlar mı bakardım ama benim tahminim çiftlik gübresinden elde edilen humik maddelerde fulvik asit oranının, yani düşük molekül ağırlığına sahip fraksiyonun yüksek olmasındadır. Yani muhterem zat tebaasına tavsiye ettiği şeyi kendi yapmamış olacak ki, okumamış ve leonardit harici malzemelerden elde edilen humik maddelere sıfır ve değersiz diyebiliyor. Hatta, alıp yalan yanlış kullandığı ilk sıradaki tki sunumunu bile iyi okumamış. Uzun lafın kısası, "hümik asit pedefe"den bunlar çıktı. Bilginin çok hızlı üretildiği bir çağda, bilgiyi üreten bilim neredeyse ve hangi dildeyse oradan takip etmekten başka çare yok maalesef. Keşke bilgi bizim ülkemizde üretiliyor olsaydı, leonarditin adı Arthur Gray Leonard'dan gelmeseydi de Ahmet'den Mehmet'den gelseydi, tüm dünya molekül ağırlığını (John) dalton ile değil de arşın ile dirhem ile okka ile ölçüyor olsaydı, ama maalesef değil. Olmaması yıkım değil elbette, uluslararası literatürde çok sık olmasa da Türk isimlerine de rastlanıyor. Dünyada oluşan bilgiye bir damla bile olsa ilavede bulunan, kendisine ve çalışmasına güvenen bilim insanlarımız da var ama onların çalışmalarına da hümik asit pedefe diye ulaşılamıyor. Esas yıkım, ihtiyaç duyanların üretilmiş bilgiye ulaşmasında. Sonucunda böyle acınası, ağlanası şeyler ortaya çıkıyor, bu iletişim dünyasında en yeni cep telefonları anında geliyor ama bilgi seviyesindeki makas git gide açılıyor. ------------- (1)dalton: Kısaltması "da", unified atomic mass unit (karbon-12 atom ağırlığının on ikide biri - John Dalton) (2)"The physiological effects of humic substances (HS) on some aspects of plant growth and metabolism are examined. Evidence has been presented on that the effect of HS on plant growth depends on the source, concentration and molecular weight humic fraction. While a low molecular size (LMS< 3500 da) fraction easily reaches the plasmalemma of higher plant cells and, in part, is taken up into them, a high molecular size fraction (HMS >3500 Da) is not absorbed and can interact only with the cell wall. Therefore, a LMS fraction is the major candidate for determining the positive effects of HS on plant growth. " (3) higher plants: Yosun, liken gibi bitkilerin dışında kökü, pholem ve xylem yapıları olan tüm bitkiler. |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Değerli MeyveliTepe. Uygulama yönünden bir faydası olmamakla beraber aklıma takılan birkaç soru sormak isterim. Bir ihtimal araştırmalarınızda karşılaşmış olabilirsiniz.
Acaba çeşitli coğrafi ve bölgesel topraklardan (Podzolik-Rendzina-Çernozem-solonetz vb)elde edilen hümik bileşiklerin kimyasal yapılarından kaynaklı element formlarındaki farklılıklarıyla ilgili olarak detaylı bilimsel bir araştırma, inceleme mevcut mu? (C-H-N-O adsorbsiyon ve pH, KDK tepkimeleri ile ilgili olarak) En iyi hümik bileşikler (humus) hangi ülke topraklarında yer almaktadır? Bir de topraktaki mevcut humuslaşmış maddenin, humuslaşmamış maddeden (hümin)ayrımı nasıl yapılmaktadır? Zira aynı yüzey alanda üst sınırda organik madde, mineral madde ve toprak organizmaları mevcuttur. Kimyasal Fraksinasyon nasıl yapılır? Esen kalın. |
Alıntı:
K.Kumada'nın "Chemistry of Soil Organic Matter" isimli kitabı istediğiniz bilginin en azından bir kısmını sağlayabilir diye düşünüyorum. Diğer sorduklarınız ile ilgili de bir çok araştırma yapılmış. "Isolation of humin by liquid-liquid partitioning (J. Rice,P. Maccarthy)" "Extraction and Characterization of humus with reference to clay-associated humus(D.W.ANDERSON, E.A.PAUL, R.J.ST.ARNAUD)" Bu makakelerden ve benzerlerinden iz takip ederek istediğiniz bilgiye erişebileceğinizi sanıyorum. |
Sayın MeyveliTepe teşekkür ederim.
|
3 sene önce diktiğim fidanların köklerine 1-2 şer kilo leonardit karıştırmıştım.Geçen gün kuruyan bir fidanı köklerken dibinde leonarditlerin hala erimediğini gördüm. Bunun sebebi ne olabilir?
ikinci bir konu, bahçenin üstünden geçen beton kanaletin kenarlarına biriken yosunların gübre değeri varmıdır? |
Alıntı:
|
Teşekkür ederim Sayın Meyvelitepe...
|
Alıntı:
ceviz dış kabuğunda yaptım asitila çöktürdüm siyah çöktü sarıolansıvı yüzeyde kaldı yalnız tahlil ettirmedim leonarditde fulvikasit üretimide daha iyiolurderim önce hümikfulvikasit yapılır sonra fulvikasit ayırtılır içerisinde |
leonardit kullanacam. Fakat toprağım kireçli ve ph sı 8,2 alacağım leonarditte %3 kireç vardır diyor. Hepsinde buu şekilde kireç bulunurmu ? sakıncası olurmu? Malum kayseri toprağı kireçli. Alacağım leonarditte burada çıkarılıyor. %3 kireç i toprağıma zararı olurmu?
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 14:17. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025