![]() |
|
|
|
|
|
#1 |
|
Ağaç Dostu
|
Merhaba,selamlar saygılar.. Ben çok feci acmi bir çiçek yetiştiricisiyim ama kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Geçen bahar,çiçek böcek işleriyle uğraşmak için içimde deli bir heves hissettim,nihayet bir bahçeye kavuşmanın heyecanı ile...Ve bu heyecanla,annem,kayınvalidem,halam,teyzem vs. gibi tüm eş dost akrabanın bir takım çiçeklerine ve tohumlarına pervasızca ve de utanmadan el koymayı başardım ve hala da bu operasyonlarım devam ediyor.Yeşil yapraklı ve de çiçek açan ne kadar bitki varsa hepsine deli oluyor,utanmadan sıkılmadan gidiyor istiyor ve de elde etmek için türlü taklalar atıyorum ve hiç pişman değilim. ![]() Hatta bir keresinde yan komşum tatildeyken,bahçesini sulamamı istediğinde gidip bir kaç çiçeğinden fide yolmuştum Sonra vicdanım elvermedi,ona bunu söyledim."Oh iyi yapmışsın,ödeşmiş olduk,ben de senin bahçenden sardunya filizi çalmıştım" dedi...Babaanneme göre,sahibi görmeden çalınıp da dikilen çiçekler kesin tutarmış.. Tabi bu,gördüğün her çiçeği yolacaksın anlamına gelmiyor ama çiçek kardeşliğini devam ettirmek için,izin alamadığın durumlarda sığınılacak güzel bir bahane.. Çenem kopsun,ne anlatıcaktım ben? ![]() Evet,geçen bahar annemin Tekirdağ'daki evinin balkonunda ne kadar sardunya varsa hepsini toplayıp evime getirmekle işe başladım.Tüm sardunyalar yoğurt kaplarına dikiliydi...Balkonundaki tüm çiçekler de yoğurt kaplarındadır...Kaç kere değiştirmesini söylesem "Bana gençliğimi hatırlatıyor" der durur hep...Hani şu,mahalledeki tüm kadınların, ellerinde çekirdekler,örgüler,danteller,oturup da muhabbet ettiği kapı önleri vardır ya...balkon ve taşlıklar yoğurt kaplarına dikilmiş çiçeklerle doludur...O kaplar ev önlerinin değişmez aksesuarı gibidir sanki...İnsanların tutumluluğunu yansıtır...Değer verdiği çiçeklerini basit bir yoğurt kabına dikecek kadar samimi,o kaptan utanmayacak kadar da yüreklidir çünkü o kaba para vermiştir Şimdiki bayanların çoğunun,yoğurt kaplarına çiçek ekmesinin sebebi de alışkanlıktır,annesinin izinden gitmesindendir bence...Geçen yıl,annemden aldığım sardunyalardan ilk açan beyaz renkteydi.O kadar güzel açmıştı ki gidip gelip çiçeği seyrediyordum,sanki ben dikmişim de ben bakmışım gibi Ama sonuçta açan ilk çiçeğimdi ve 5 kg.lık yoğurt kabındaydı...Baktıkça çocukluğumdaki bahçeleri hatırlıyordum sanırım,çünkü ben bu yıl tüm yoğurt kaplarındaki sardunyalarımı saksılara ektim ve o his bende kayboldu...Ama herşeye rağmen yoğurt kaplarını atmadım,saksı değişimi zamanında işime yarayacaklardır çünkü.Bence yoğurt kaplarına ekili olmaları o kadar kötü değil,yoğurt markasının "Ekşioğlu" gibi bir ismi olmadıktan sonra... |
|
|
|
|
|
#2 |
|
agaclar.net
|
Çağrışım yaptı ![]() Bir "Bardak" Ne İşe Yarar? Normal olarak çoğu kimse “birşey içmeye yarar” biçiminde cevap verir bu soruya. Bebeklik çağlarından itibaren kişilere, her şeyin neye yaradığı “öğretilir” ve o öğretilenin dışında bir yolla kullanmaya kalktığında garipsenir. Gerçekte ise “herşey bir çok şeye yarar!”. Örneğin bir “bardak”:
Bunlar bir bardağın ne işlere yarayabileceğinin ancak küçük bir bölümüdür. Çevresine, herşeyin nelere yarayabileceğini soran gözlerle bakmayı öğrenmiş bir çocuğun nasıl üretken birisi olacağı kolayca tahmin edilebilir. Çocuk ve gençlerimize, çevrelerine böyle bakmalarını öğretmenin maliyeti sıfırdır. Bunu akıl etmek yeterlidir. Çünkü tüm canlılar (yalnız insanlar değil) doğuştan yaratıcıdırlar. Peki şimdi bir soru: Bu yaratıcılık nasıl öldürülür ve bardağın, ancak tek işe yarayacağı nasıl öğretilebilir? Cevap: Bunu yapabilmek zordur. Çok para harcamak ve “ezber” denilen kuşkusuzluğu bir ulusal özellik haline getirmek gerekir. ****** bu da kolay değildir ve üniversite, politika, sanayi ve aydınların işbirliğini gerektirir. Tınaz Titiz www.tinaztitiz.com |
|
|
|
![]() |
|
|