agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Üretim, Bakım, Düzenleme, Temel Malzemeler > Temel Konular (Toprak, Gübre, Tohum, Sulama)
(https)




Beğeni Düzeni55Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 19-03-2008, 22:38   #1
Ağaç Dostu
 
ardabora's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-03-2008
Şehir: İstanbul-Sarıyer
Mesajlar: 819
Galeri: 169
Merhaba,selamlar saygılar..

Ben çok feci acmi bir çiçek yetiştiricisiyim ama kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Geçen bahar,çiçek böcek işleriyle uğraşmak için içimde deli bir heves hissettim,nihayet bir bahçeye kavuşmanın heyecanı ile...

Ve bu heyecanla,annem,kayınvalidem,halam,teyzem vs. gibi tüm eş dost akrabanın bir takım çiçeklerine ve tohumlarına pervasızca ve de utanmadan el koymayı başardım ve hala da bu operasyonlarım devam ediyor.Yeşil yapraklı ve de çiçek açan ne kadar bitki varsa hepsine deli oluyor,utanmadan sıkılmadan gidiyor istiyor ve de elde etmek için türlü taklalar atıyorum ve hiç pişman değilim.

Hatta bir keresinde yan komşum tatildeyken,bahçesini sulamamı istediğinde gidip bir kaç çiçeğinden fide yolmuştum Sonra vicdanım elvermedi,ona bunu söyledim."Oh iyi yapmışsın,ödeşmiş olduk,ben de senin bahçenden sardunya filizi çalmıştım" dedi...

Babaanneme göre,sahibi görmeden çalınıp da dikilen çiçekler kesin tutarmış.. Tabi bu,gördüğün her çiçeği yolacaksın anlamına gelmiyor ama çiçek kardeşliğini devam ettirmek için,izin alamadığın durumlarda sığınılacak güzel bir bahane..

Çenem kopsun,ne anlatıcaktım ben?

Evet,geçen bahar annemin Tekirdağ'daki evinin balkonunda ne kadar sardunya varsa hepsini toplayıp evime getirmekle işe başladım.Tüm sardunyalar yoğurt kaplarına dikiliydi...Balkonundaki tüm çiçekler de yoğurt kaplarındadır...Kaç kere değiştirmesini söylesem "Bana gençliğimi hatırlatıyor" der durur hep...Hani şu,mahalledeki tüm kadınların, ellerinde çekirdekler,örgüler,danteller,oturup da muhabbet ettiği kapı önleri vardır ya...balkon ve taşlıklar yoğurt kaplarına dikilmiş çiçeklerle doludur...O kaplar ev önlerinin değişmez aksesuarı gibidir sanki...İnsanların tutumluluğunu yansıtır...Değer verdiği çiçeklerini basit bir yoğurt kabına dikecek kadar samimi,o kaptan utanmayacak kadar da yüreklidir çünkü o kaba para vermiştir Şimdiki bayanların çoğunun,yoğurt kaplarına çiçek ekmesinin sebebi de alışkanlıktır,annesinin izinden gitmesindendir bence...

Geçen yıl,annemden aldığım sardunyalardan ilk açan beyaz renkteydi.O kadar güzel açmıştı ki gidip gelip çiçeği seyrediyordum,sanki ben dikmişim de ben bakmışım gibi Ama sonuçta açan ilk çiçeğimdi ve 5 kg.lık yoğurt kabındaydı...Baktıkça çocukluğumdaki bahçeleri hatırlıyordum sanırım,çünkü ben bu yıl tüm yoğurt kaplarındaki sardunyalarımı saksılara ektim ve o his bende kayboldu...Ama herşeye rağmen yoğurt kaplarını atmadım,saksı değişimi zamanında işime yarayacaklardır çünkü.

Bence yoğurt kaplarına ekili olmaları o kadar kötü değil,yoğurt markasının "Ekşioğlu" gibi bir ismi olmadıktan sonra...

ardabora Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-03-2008, 23:39   #2
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Çağrışım yaptı


Bir "Bardak" Ne İşe Yarar?



Normal olarak çoğu kimse “birşey içmeye yarar” biçiminde cevap verir bu soruya. Bebeklik çağlarından itibaren kişilere, her şeyin neye yaradığı “öğretilir” ve o öğretilenin dışında bir yolla kullanmaya kalktığında garipsenir. Gerçekte ise “herşey bir çok şeye yarar!”.

Örneğin bir “bardak”:
  • Her türlü sıvıyı:
    • içmeye,
    • bir miktarını saklamaya,
  • Her türlü sıvı ya da katının:
    • üzerine ölçü işaretleri yapılırsa hacim hatta ağırlık ölçmeye,
    • üzerine çizgi yapılmadan dolusunun hacmini / ağırlığını ölçmeye,
  • Küçük bir saksı olarak kullanmaya,
  • İçine değişik miktarlarda sıvı konulmuş yan yana bardakları müzik aleti olarak kullanmaya,
  • Kırılmak suretiyle elde edilen camlarla tahta yüzeyleri düzeltmeye (sistre),
  • Raptiyelerin ele batma tehlikesi olmadan batırılmasına,
  • Küçük çivilerin pek sert olmayan cisimlere çakılmasına,
  • Sesi çıkmayan bir kişinin, bardağı bir yere vurarak çağırma sesi çıkarmasına,
  • Çocuklara boyama yaptırılmasına,
  • Çok ince parçalanması gereken tabletleri parçalamaya,
  • Derişik asit ve baz gibi hemen her malzemeyi bozan maddeleri koymaya,
  • Ağzı ıslatılarak ses çıkarır. Fizik derslerinde rezonans kutusu olarak örnek vermeye,
  • İçine küçük yanan pamuklar atılıp ve sırt ağrısını tedavide kocakarı yöntemi olarak kullanmaya,
  • Çevresi kalemle çember olarak çizilebilir,
  • Yatık olarak konulup kalem dayanarak cetvel gibi kullanılabilir,
  • Yangın alarm düğmesinin camını kırabilir,
  • Kalıp olarak kullanılabilir,
  • Mükemmel bir yalıtkandır. Çıplak elle dokunulmak istenmeyen tellere ellenirken kullanılabilir,
  • Uçması istenmeyen kağıt vs. üzerine konulabilir,
  • Fizik laboratuvarlarında çeşitli deneylerde kullanılabilir,
  • Mikro-dalga fırınında su ısıtabilir,
  • Yuvarlak şekilli yufka veya hamur kesilebilir,
  • Çevresi belliyse, üzerine sarılacak ip veya telin uzunluğunu ölçmede kullanılabilir,
  • Birbirinin içine girebilen iki tanesi kullanılarak termos yapılabilir,
  • Çift çeperli yapılıp arasına
    bir sıvı konulur ve boşken deep-freez'de soğutularak içine konulan sıvıyı uzun süre soğuk tutması sağlanır (Bende böyle bir tane var),
  • Meclis kürsüsünden başkana su atmaya yarar,
  • Nihayet parçalarıyla bilek keserek intihar etmeye yarar.

Bunlar bir bardağın ne işlere yarayabileceğinin ancak küçük bir bölümüdür.

Çevresine, herşeyin nelere yarayabileceğini soran gözlerle bakmayı öğrenmiş bir çocuğun nasıl üretken birisi olacağı kolayca tahmin edilebilir.

Çocuk ve gençlerimize, çevrelerine böyle bakmalarını öğretmenin maliyeti sıfırdır. Bunu akıl etmek yeterlidir. Çünkü tüm canlılar (yalnız insanlar değil) doğuştan yaratıcıdırlar.

Peki şimdi bir soru:
Bu yaratıcılık nasıl öldürülür ve bardağın, ancak tek işe yarayacağı nasıl öğretilebilir?
Cevap:
Bunu yapabilmek zordur. Çok para harcamak ve “ezber” denilen kuşkusuzluğu bir ulusal özellik haline getirmek gerekir. ****** bu da kolay değildir ve üniversite, politika, sanayi ve aydınların işbirliğini gerektirir.


Tınaz Titiz
www.tinaztitiz.com

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 05:45.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025