![]() |
Kamil Bey ben de Antalyadan kazançlı yıllar. Bu sene bal verimi nasıldı sizde. Antalya tarafı zayıftı.
|
Sayın Demre; bahar ve yayla, arılar için çok güzel geçti. Ancak aynı güzellik çam bölgesinde gerçekleşmedi. Şuana kadar çam, olması gerekenin ancak %25'ini verdi diyebilirim. Verim çok düşük.
|
5 Eklenti(ler)
17/10/2010 tarihli çekimler. Kış yaklaşıyor arılar çıta üstlerine epeyce propolis biriktirmiş. Dağ çileği resimleri Osmanlar Köyü'nden... Çilekler çiçek açıyor meyveleri de olgunlaşmaya başlamış. Arıları bir iki gün içinde bu dağ çileklerinin olduğu yere taşıyacağım. Şuan bulunduğumuz yerde polen az., bu nedenle arılar çok az yavru yapabiliyor. İki yer arasında kuş uçuşu 5km lik bir mesafe olmasına rağmen bitki örtüsü çok farklı...
|
1 Eklenti(ler)
İlk defa kamyonet üstünde kovanlarımın resmini çekebildim. Arıları 4-5 saat önce Osmanlar köyüne naklettim. Şimdiye kadar kendim de çalışıyordum. Bu sefer sadece fotoğraflamakla uğraştım.
|
2 Eklenti(ler)
Arıları indirdikten sonra kovanların ağızzlarını açtık. Arabanın yaptığı sarsıntı arıları epeyce kızdırmış.
|
Bol kazanç diliyorum Kamil Bey. Emeğinizin karşılığını almanız temennisi ile.
Ben bilmediğim için soruyorum. Benim bal üretimi ile alakam yok. Arıcılıktan da anlamam. Hani bal üretirsem de fena olmaz. 7 dekarlık bir bahçem, 500 mt. mesafede orman arazisi, %90 buğday ekilen araziler mevcut. Bitki örtüsünün çeşitliliği hakkında çok fikrim yok. Bölgede ağırlıklı olarak çam, meşe, söğüt ve yabani armutlar var. Ekilmeyen ve nadasa bırakılan arazilerde çok çeşitli bitkiler yetişebiliyor. Ayrıca atıl vaziyetteki bu arazilere ve ormana oğul otu ve benzeri çiçekli bitkilerin tohumlarından saçmayı düşünüyorum. Bahçeme en azından dekar başına 1 kovan koymayı düşünüyorum. Elma bahçesi olmasına karar verdik. Ceviz ve asma demiştik ama vazgeçtik cevizden. Bitki çeşitliliği hususunda ise yaklaşık 2 dekarlık bölümde iklime uygun her türlü ağaç ve sebze-meyve türü yetiştirme hevesindeyim. Şimdi burada arıcılık olur mu? Çünkü asla kovanları taşımak gibi bir düşüncem yok. Zaten vaktim de yok. Arılar daimi olarak burada kalacak. Temel petek kullanmayacağım bir de. Tamamen karakovan usulü bir üretim şekli benimseyeceğim. Alt limit 7 kovan bana bal verir mi? Bu hususta bana ne salık verirsiniz? Çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim. Not: Boğulan arılara çok üzüldüm.. Vereceğiniz her bilgi benim açımdan altın değerinde. Çünkü edineceğim arıların telef olmasını, sebep olmayı asla istemem... |
Alıntı:
Yaban armudu arı için hem bal hem polen kaynağı... Arı söğüt püskülünden de polen alır... Ayrıca bazı yıllar söğüt ve meşe ağaçları akar yapıyor. Ekin tarlaları içinde hardal yetişmesi lazım. Hardal da arılar için polen ve nektar kaynağıdır. Bir çok da kır çiçeği vardır. Konya'da kekik çeşitleri de vardır.Sabit arıcılık düşünüyorsunuz. Bu şekilde arılar orada hayatlarını sürdüre bilir. Ancak size ne kadar bal verir onu bilemem. Yakın çevreyi bir araştırın. Bir kaç kovanla da olsa arıcılık yapanlar vardır. Onlardan bilgi alınız. Satın alacağınız arılar bulunduğunuz bölgeye uyumlu olsun. Aldığınız arılar Konya kışına dayanacak özellikte olmalıdır. Arılarınızı 20-30km lik mesafelerde farklı nektar akımı olan yerlere götürmenizde fayda var. 5-10 km mesafelerdebile bitki örtüsü değişmektedir. Ayçiçeği, anason, korunga ekim alanları varsa bu bitkiler ballı bitkilerdir. SAbit arıcılıkta bal alabilmek için kovanların güçlü tutulması gerekmektedir. Bir bahar ve bir bal sezonu şansınız olacak. Fenni kovan tarzı karakovanlar var. Çıtaları var.Bakımı kolay oluyor. Şimdilik bu kadar siz takıldığınız yerleri yine sorarsınız. Ben de elimden geldiğince anlatmaya çalışırım. Bir de rakım kaç metredir?Saygılarımla... |
1600 mt rakım. Yayladayım. 500 mt ilerde ormanlık arazi bulunan bir tepe, bir yayla, daha sonrası tekrar orman.
Bitki çeşitliliği hakkında gözlem yapma şansı bulamadım. Çünkü bahçeyi bayramdan hemen sonra satın aldım. Haliyle, tabiat bozkırın kurallarına boyun eğmişti. Fenni kovan tarzı karakovan düşünüyorum. Çünkü arıları bakımsız bırakmak niyetinde değilim. Öyle olsaydı bir destinin içine ana arıyı salardı insanlar. Bu işi bilmediğim için bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar gibi davranamam. Gezdirme hususunda katı kurallara sahip değilim aslında. Mecbur kalırsam kovanları çevredeki müsait bölgelere taşıyabilirim sanırım. Orman arazisi,mera,sahipsiz ve ekilmeyen atıl alanlara dediğim gibi çiçekli, polenli bitkilerin tohumlarından hazırlayacağım bir kokteyli saçmak gibi bir niyetim var. Hepi topu 7-8 kovanlık birkaç koloniyi en azından doyuracak bir alt yapıyı zaten Allah fazlasıyla vermiş. Temel petek kullanımını bilmediğim için bu hususta da fikir yürütmeyeceğim. ..... balı hakkında şöyle bir şey duydum. Vaktiyle bal üreticileri ünlü bir profa yüklü bahşiş verirler.O prof aman bu bal şöyle uçar böyle kaçar şeklinde yorumlayınca o balın kilosu 800-1000 tl ye satılır olur. Bağımsız araştırmalar yapan bazı kurumlar bu baldan örnekler alıp bölgede üretilen diğer organik ballarla karşılaştırdıklarında hiç bir fark bulamazlar. Şimdi ben bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayalım diyorum ya. Ona istinaden yazdım çizdim bunu. Temel petek kullansam arıyı yormam sanırım. Yani illede herşeylerini arılar yapsın, iyi ama arı nüfusu buna nasıl tepki veriyor? Peki temel petek kullanıp karakovan mantığıyla hareket edersek ne olur? Ya da şöyle soralım böyle bir hareket metodu var mıdır? Ayrıca bölgemdeki insanlar tembel. Bırak arıcılğı bahçeyle haşır neşir olanları bile küçümsüyorlar. Ne varsa bu Konyada illede Konya Konya diyorlar. Egzost gazı yutmaya, karbonmonoksit solumaya can atıyorlar. Bunları anlattım söz uzadı. Mecrasından çıkmamam gerekirdi. Hasılı bölge insanı toprağa yapılan yatırımı boş iş olarak değerlendiriyor. Arıcılık gibi extrem bir iş bu bölgede görülmemiş. Dağlık arazinin (doğru kelimemi bilmiyorum düzeltin lütfen) florasından oldukça umutluyum, hatta emin olma derecesinde. Kekik gelincik devedikeni bol. Birde dağlarda sıkça rastlanan tüylü yapraklı bir ot var resminibulursam koyarım. Bu yönden bölgede arıcılığın en azından benim gibi hobi amaçlı olarak gayet iyi yapılabileceği kanaatini taşıyorum. Hasılı kelam anlatacağınız her konuyu dikkatle takip ediyor olacağım. Şunu katiyen şöyle yapmayacağım gibi bir söyleme girerek zaten ilk mesajımda hatalı davrandım. Bilmediğim bir hususta fikir belirtmek cahilce idi. Biraz bölük pörçük oldu anlatım kusura bakmayın çocukların bilgisayarından yazıyorum. Ufacık 15.5 inçlik monitör kafamı karıştırıyor. İki tuşu eksik klavye sürekli imla hatası yaptırtıyor :) |
Sayın Tuğrulbaba, 1600 m epeyce yüksek. Şuanda benim arılarım 500-550m rakımlı bir yerde... Aralık sonunda rakımın 50 m olduğu bir yere indireceğim. Bunu şunun için yazıyorum. Ocak ayında (güçlü kovanlarda) bizim burada arı az da olsa yavru yapar. 1600 m rakımda ise yavruya Nisan girmeden başlayacağını sanmıyorum. Belki de Mayıs başı... İzmir'de kıştan güçlü çıkan bir kovan Nisan sonunda nufus olarak doruk noktaya ulaşır. 1600 m de ise nufusun doruk noktaya ulaşması ne zaman olur onu bilemem. Bunun için arıların sonbahar kış ve ilk baharı 1000 m rakımlı yerlerde geçirmesi; (bunun için Konya uygun sanırım) 1600 m ye ise orada bal ve polen akımının hızlı olduğu tarihte çıkılması gerekir. Bu şekilde 1600 m rakımda bal ve polen hasadı yapılabilir. Yoksa arıların sürekli 1600 m de durması size bir getiri sağlamaz.
Baharın hızlı zamanı (yani arının dışarıdan maksimum nektar ve polen topladığı süre) 20-30 günlük bir süredir. Yerinde sabit duran kovanlar diğer zamanlarda ancak kendi ihtiyacını karşılar. Daha anlaşılır olması açısından şöyle anlatayım; bu yıl Uşak'a Mayıs başında arıları götürdüm. İzmir'in baharında gelişmiş, genç nüfuslu güçlü kovanlar iyi bir şekilde bal ve polen toplarken; kışı Uşak'ta geçirmiş arıcıların kovanları bizim elde ettiğimiz verimi vermedi. Arıcılıkta uygulama çok önemli... Teorik bilgi açısından iyi bir araştırma içinde olduğunuzu tahmin ediyorum. Temel petek konusunu sonra girelim. Saygı ve selamlar... |
Kamil Bey selamlar.
Aralık, ocak, şubat gibi karakışta (ki bilirsiniz bizim buralar sert geçer kışı) şehir içinde evim müsait. Bahçeli. Teraslı. Görece olarak ılıman bir yer hazırlayabilirim. Hatta hiç gerek yok derseniz bahçemde sera planlaması yapıyorum. Orayada aktarabilirim. Bölgeden hiç çekmesizin. En azından arıları telef olmaktan koruyabilirim diye düşünüyorum. Doğru mu düşünüyorum? Fazladan bilgi: Bahçemin 500-600 mt. kuzeyi ormanlık bir tepe ile kapalı. Bölgede tanıştığım 76 yaşındaki Mehmet Amcanın söylemi şu: Burada don yapmaz. Ama 5-600 mt. aşağı (aşağı dediği taraf konya-beyşehir karayolunun bulunduğu bahçemin güney tarafı) don yapar. (karayolu kuş uçuşu 1,5-2 km uzaklıkta yol ölçüsü olarak 2400 mt. net) ayrıca sürekli hafif bir esinti var bölgede. Ağaçlar için iyi olabilir belki ama arılar için iyimidir bilemem. Şiddetli değil bu esintiler elbette. Meltem kıvamında. Bunun dışında bölgeyi az çok anlayabilmeniz için soracağınız her soruya ayrıntılı biçimde cevap vermeye çalışacağım. Not: Bu arada konyanın rakımı ( evimin bulunduğu bölgede 1000-1020 mt.) Çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim. |
Merhaba Sayın Tuğrulbaba, öncelikle şunu belirteyim, arılar soğuktan kolay kolay ölmez. İzmir için söyliyeyim bizim burada arı ölümleri açlıktan oluyor. Arılar bal yiyerek ısı üretirler, aç kalırsalar o zaman soğuk onları öldürür. Bir de kovanlar kışa girerken kovan içindeki arı mevcudu yeterli sayıda olmalıdır.
Kovanların güneye bakan yerlerde kışlatılması uygun olur. İnsanı rahatsız etmeyen esinti arıyı da rahatsız etmez. Kovanları seranın içine almanın uygun olmadığını düşünüyorum. Sera nem yapar ve bu arılar için iyi olmaz. Kovan içinde su birikmesine neden olur. Kovanların kara yollarından ve asfalttan uzak olması iyidir. Yoldan geçen araçlar arılara çarpıp ölümlerine neden oluyor. Asfalttan uzak olmalı çünkü arılar propolis sıkıntısı çektikleri zaman asfaltı propolis niyetine kovana taşıyorlar. |
şimdi diyelimki 7 kovan aldım.
Ne zaman almalıyım? Alır almaz ilk yapacağım şey ne olmalı? Kovanları bahçemde serpiştirmem mi doğrudur yoksa bakım kolaylığı açısından derli toplu mu koymalıyım? her şeye rağman kovanların kuzey cephelerini korunaklı hale getirmelimiyim? Kovanları ısı yalıtım malzemesi ile kaplarsam faydalı olur mu? (sıcak - soğuk açısından) Aklıma geldikçe yeni sorularla başınızı ağrıtacağım Kamil bey. Şimdiden sabrınız için şükranlarımı sunarım. Çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim. |
Sayın Tuğrulbaba, arıcılığa başlanacak en iyi tarih; İzmir için Nisan ayı, Konya için Mayıs'ın 3.-4. haftası... Şuan arı almak isabetli olmaz. Kışın kim öle kim kala... 3 cm kalınlığında ağaç kovanlarda yeter sayıda arı mevcudu olan koloniler kışın sıkıntı çekmez. Kovanda yeterli nufus yoksa kalorifer sistemi döşeseniz arı kıştan çıkamaz.
Forum ana sayfanın en altında "Çiftlik Hayvanları" bölümü var. Orada arıcılıkla ilgili epeyce bilgi var incelediniz mi? http://www.agaclar.net/forum/forumdisplay.php?f=164 Arıcılık benim tekelimde değil :) Forumda arıcılık konusunda bilgisi olan arkadaşlar var onlardan da katılım olursa daha güzel olur. Selamlar... |
5 Eklenti(ler)
Dün arılıktaydım. Dağçileği çiçek açmaya başladı. Meyve ve çiçek yanyana... Meyveler olgunlaşırken, çiçek de açıyor.
Arı mevcutları iyice azaldı. Kış yaklaşıyor. |
1 Eklenti(ler)
Bu bir fenni kovanda doğal üretim (karakovan)
Bu petek yaylada da bu kadar bala sahipti. Hala tamamı balla dolacak diye bekliyorum. Vermeyince Mabud, neylesin Sultan Mahmut.... Arıyı gereğinden daha fazla sıkıştırıyorum (yani kovan içinde az petek bırakıyorum, kalan petekler üzerindeki arı yoğunluğunu arttırıyorum) yine de olmuyor. Bu yıl, çam balı verimi çok düşük. |
1 Eklenti(ler)
Bal sağımı için alınan peteklerden biri... Alt kısmına yeni polen koymuş.
|
Alıntı:
Asıl adı Kocayemiş,Çanakkale yöresel adı DAVULGA olan bu dağçileklerinin sizin oralarda kıymeti biliniyor mu bilmem? Bu doğal meyveyi ben çok seviyorum..Her yıl ya toplar ya da Biga'da köylülerin pazarından alarak İstanbul'da eşe dosta armağan olarak götürürüm.. Harika meyveler bunlar.. Ama maalesef yerel insanlarımızca bile pek kıymeti bilinmiyor.. FOÇA gibi bir yerde bile bile pek kıymeti bilinmiyor: http://www.google.com.tr/imgres?imgu...ed=0CCQQ9QEwBA Oysa bunlar toplanıp özellikle İstanbul'daki organik pazarlarında satışa sunulsa çok gelir getirir.. Siz bu güzelim DAĞÇİLEĞİ/Kocayemiş/Davulga'dan söz açmışken bir iki satır yazayım dedim.. Kolay gelsin.. |
Sayın pria, dağçileğinin kıymeti burada da bilinmiyor. Bu bitki tarım alanlarından uzak orman içlerinde yetiştiği için (her türlü ilaç ve kimyasaldan uzak) sizin de belirtiğiniz gibi organik bir bitki... Tabiatta doğal şekilde kendiliğinden yetişiyor.
Yemesi çok zevkli... Meyveler lezzetli... İnsan yerken bıkmıyor. Ticareti yapılsa bir çok köylü için gelir kapısı olabilir. Maalesef Şuanda dağçileği meyvelerini kuşlar böcekler ve toprak yiyor. |
3 Eklenti(ler)
Bir gün önce arılıktaydım. Bal gelimi güzelleşmiş ancak, bal toplayacak arı nufusu kalmadı:) Kış arifesinde koloni nüfusları iyice azaldığı için arılar ancak kendi kışlık stoklarını tamamlıyor.
Sarmaşıklar çiçek açmış. Dağ çileğinin bal verimi azalmış. Arı sarmaşıktan ve çamdan güzel bal getiriyor. Peteklerde avuç içinden birazdaha büyük yavru var. |
2 Eklenti(ler)
Bal işi bitti sıra çıntarda...
|
Sn Kamil35 verdiğiniz tüm bilgiler için teşekkür ederim.Ben söğüt ve meşe ağacından arılar nasıl faydalanır onu merak ediyorum.hiç yeme fırsatım olmadı ama bazı sitelerde söğüt balından bahsediliyor.arılar söğütün neresinden nektar toplar?yoksa oda çam balı gibi salgı balı mı?
|
Kamil Bey,merhaba
varrao için ne tür önlem aldınız, hangi ilaçları kullandınız? Yine petekleri güvelerden nasıl koruyorsunuz? Bu açıklamaları da yaparsanız memnun olurum. |
Alıntı:
|
Alıntı:
Varrao için; bu yıl perizin, Rulamit-Va ve formikasit (jel olarak) kullandım. Petekleri güvelerden korumak için; havalar soğuyana kadar haftada bir, sır tarağı ile oluşan güve kurtlarını temizledim. Petek sayısı az olduğu için pek sıkıntı olmadı. Çıkan kurtlar kelebeğe dönmeden temizlendiğinde bir ay gibi bir sürede tüm güve yumurtaları çatlamış oluyor. Fakat kurtlar kelebek olur da yeni yumurta atarsalar petekleri kurtarmak zor. Havalar soğudu diye uzun zamandır da kontrol yapmadım. Zarar gören petekleri kesip hurda petek olarak satarım. |
Alıntı:
Sanırım bugünlerde oksalik asit de yapılması gerek. |
Değerli Kamil 35;
Bir başka konu başlığında, fenni tip karakovan arıcılığı yapmaktan söz ediyorsunuz. Fikrinizde bir gelişme oldu mu? Herhangi bir uygulama imkanınız oldu mu? Ben, bir emekli sınıf öğretmeniyim. Bazı görev yerlerimde birkaç arı sahibi olmuş, deneyim kazanmıştım. Epey bir zaman geçti. Şimdi arıcılığa tekrar başlamayı düşünüyorum. Yirmi yıl önce de ilaç kullanmak içime sinmemişti, şimdi de sinmiyor. Eğer siz, düşüncelerinizi uygulanabilir bir hale getirmişseniz, benimle paylaşmanızı isterim. Selamlar. |
2 Eklenti(ler)
Sayın Bozon,
Sizin de belirttiğiniz gibi fenni tip karakovan arıcılığından bahsetmiştim. Kovan fenni kovan tipinde olacak yani üstten açılır ve içinde çerçeveler olacak. Bu, standart fenni kovanlar içinde yapılabileceği gibi, özel çıta ebatlarına göre hazırlanmış kovanlarda da yapılabilir. Aslında fenni karakovanların bir standardı ve belli bir şekli yok. önemli olan temel petek kullanılmadan üretim yapmak ve arı ilaçlarından uzak durmak, ilaç kullanılacaksa da kuralına göre ve ruhsatlı ilaçları kullanmak gerekiyor. Bu yıl standart kovanlar içinde karakovan üretim yapmayı planlıyorum. 2010'da da böyle bir planım vardı ancak çam balı verimi çok düşük olduğu için, üretimi gerçekleştiremedim. Daha önce resimlemiş olduğum fenni kovanda karakovan peteklerinden iki görüntü... |
Birinci çerçeve hakkında bilgi verebilir misiniz? Arıcılıktan epeyce uzak kaldığım için, niye böyle bir yapısı var, anlayamadım. Selamlar.
|
Alıntı:
http://www.agaclar.net/forum/showthr...t=12838&page=4 adresinde bununla ilgili ayrıntılı açıklama ve resimlerim var. 3. ve 18. mesajlara bakınız. |
Teşekkür ederim.
|
1 Eklenti(ler)
Tarih 02/02/2011 sabah 09:30 Osmanlar Köyü... Yerde buz var. Arı uçabilecek kadar sıcaklık yok. Rakım tahmini 500 m. Arıları ovaya indirme vakti geldi. Bu fotoğraf çekildikten 10 dakika sonra kovanları kapatıp kamyonete yükledik.
|
3 Eklenti(ler)
Burası da Karahalilli Köyü... Kuzeyinde dağ var. Kuzeyden gelen soğuk hava akımını engelliyor. Rakım 50 m civarında... Turp otları açmış durumda... Kovanları kamyonetten indirdik ve uçuş deliklerini açtık. Osmanlar'da uçmayan arı burada uçmaya başladı. Yukarısı ile aşağısı arasında yaklaşık 3-4 derece ısı farkı var.
Böylece 2011 sezonunu da açmış olduk. İnşallah verimli bir yıl geçiririz. |
Sayın Kamil35;
Yeni sezonunuz hayırlı olsun. Bol verimli ve güzel bir yıl geçirmenizi temenni ederim. |
Sayın novazet, iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim.
Bu gün arılıktaydım. Havalar on gündür arının uçuşu için çok uygun. Tam kapasite olmasa da polen ve bal geliyor. Turp otları açık durumda... Geçen pazar ve bugün varroa mücadelesi için perizin kullandım. Varrao mücadelesi yapılırken arıda yavrunun olmadığı ya da en az olduğu dönem seçilmelidir. Şu an bal hasadına da en uzak dönem olduğu için varroa mücadelesinin tam zamanı... |
1 Eklenti(ler)
Arıların durumu gayet güzel. Şuan kovan içi nufuslarının minimum seviyede bulunduğu bir zaman. Bundan sonra yavru atışı gün geçtikçe artacak ve nufuslar da çoğalacak. Baharla birlikte arılar üreme dönemine girdi.
Kovan nufusları 3-5 çıta arasında değişiyor. Kışa girerken kovan içlerinde arının ihtiyacından fazla petek bırakmıyorum. Kural şu; kovan içindeki arı nufusu petekleri tam anlamıyla kaplamalı, kaplamıyor ise; fazla petekler çekilmeli... Sağlıklı bir koloni isteniyorsa petek üzerindeki arı yoğunluğu resimdeki gibi olmalı... |
1 Eklenti(ler)
Yayladan 37 kovanla İzmir'e dönmüştüm. Ana kaybeden ya da çok zayıf kolonileri birleştirdik. Bir arkadaşa da sonbaharda 6 kovan arı sattım. Son olarak 25 arılı kovan kalmıştı.Bu günkü kontrolde bir kovanın daha ana kaybettiğini farkettim. Yandaki kovanla birleştirdim. Ana memesi yapmış ancak zaman, ana üretimine uygun olmadığı için en iyi karar birleştirmekti. Resimde ana kaybeden kovanın yaptığı ana memesi görünüyor.
Şu an 24 arılı kovan var. İnşallah bal sezonuna 50 dolu kovanla girebilirim. Bu mümkün, hatta daha fazlası da... Herşey nektara, polene ve havaya bağlı... |
1 Eklenti(ler)
Arılarda el kadar kapalı yavru var. Güçlü kovanlarda daha da fazla... Havalar ısındıkça polen ve nektar akımı hızlanacak. Buna bağlı olarak yavru alanı da genişleyecek. Arıların bacaklarında getirdikleri polenler var.
|
1 Eklenti(ler)
Bilindiği üzere balarıları soktuktan sonra iğnelerini batırdıkları yerden çıkaramazlar ve arka kısımlarından koparırlar ve bu da arının sonu olur. İşimi bitirdim arabaya bineceğim bir arı peşimi bırakmıyor, bana hınçla saldırıyor. Arabaya bindim maskemi çıkardım. O da içeri girmiş. Saldırıya devam... Sokamadığı için iğnesini kaybettiğini farkettim ve tuttum. Küçük bir arıdaki savunma duygusuna (görev aşkı) bakın ki ölmek üzere olmasına rağmen saldırıya devam ediyor. Tüm canlılarda olduğu gibi, arılarda en mükemmel şekilde yaratılmış bunu bir daha anlıyorum.
|
Kamil bey, dün bahçeye gittim orada bir tane arım var bu sene yakaladım.
Kovanın önüne oturdum uzun süre bekledim hareket var mı diye. Kovanın önünde 15-20 kadar ölmüş arı gördüm yere rast gele atılmışlar diye düşündüm. Yaşam izi göremedim sanki! kulağımı verdim dinledim, gene ses alamadım acaba arılarım öldüler mi yoksa bu durum normalmıdır. Ne dersiniz? |
Alıntı:
Ankara'da arılar bu tarihte faaliyete geçmez. İzmir ile kıyaslama yapmayınız. Arada çok fazla sıcaklık farkı var. Sizin orada arıdaki faaliyet 15 Mart'tan sonra başlar. Soğuk havalarda kovana dokunmayınız. Arılar salkım halindedir. Sarsıntı sonucu salkım bozulursa yere düşen arı tekrar salkıma ulaşamaz ve ölür. Kışa girerken arınızda yeterli bal var ise sıkıntı olacağını zannetmiyorum. Havaların ısınmasını bekleyiniz. |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 18:08. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025