![]() |
5 Eklenti(ler)
Herkese merhabalar,
Sitenize bugün üye oldum.Doğamız ve kaybolan toprak verimimizi artırmanın,toprak ıslahının ana etmenlerinden biri olan,Türkiye hariç bütün Dünyada yaygın olarak kullanılan (ABD 2. dünya savaşından beri,Rusya'da 45 yıldır,İsrail'de 50 yıldır vs.), Ülkemizde ise son 3 senedir kullanılan ancak hala tanınmayan bu gübre türü hakkında sizlere detaylı bir şekilde bilgi aktarmaya çalışacağım.Mümkün olduğunca pratik sizleri yormadan araştırmalarımı ve fotoğraflarımı da sizlerle paylaşacağım. Bu gübre yanmış ve patozdan geçirilip inceltilmiş inek gübresinin,içindeki üre ve metan gazından arındırılmış bir şekilde,evsel ve hâlden gelen atıklarla belli oranlarda karıştırılıp ph ve neminin ayarlanıp kırmızı kaliforniya solucanlarına yedirilmesi ile ortalama 5 - 6 ayda ortaya çıkan siyah renkli pul pul toprağa benzer bir gübredir. En önemli özellikleri ise kesinlikle kokmaması,İçinde kadı lokması vb. zararlıların barınamaması,yabani otun olmaması ve diğer gübrelerde olduğu gibi verilen bitkileri yakmaması. Bulgaristan Üniversiteri'nde yapılan araştırmalarda etkileri kanıtlanmış tamamen organik,katı ve sıvı olarak kombine bir şekilde kullanılan gübredir. %40 ile %97 verim artışı sağladığı testler ve araştırmalarla kanıtlanmıştır. Her türlü meyve ve sebzede,çimde ve ağaçlarda, kısaca bütün bitklilerde kullanılabilmektedir. Bütün sorularınızı rahatlıkla sorabilirsiniz. Saygılarımla, Hasan BATIRAY |
2 Eklenti(ler)
Bulgaristan Üniversiteleri Raporlarını da takdim etmek isterim.
BULGARİSTAN-PLOVDIV-MARITSA SEBZE ENSTİTÜSÜ RAPORU -III SONUÇ: %10’dan %50’ye kadar yapılan humus ilavesi domates fidelerin kalitesini iyileştirmekte, (2 katından 3,6 katına kadar kontrol seçeneği ile karşılaştırılması) bitkinin yüzeyde olan bölüm kütlesini önemli ölçüde çoğaltmakta, gövde uzunluğunu yükseltmekte ( 1,7 katından 2,6 katına kadar), yaprak alanını büyütmekte (%37-60) ve yaprakların sayısını çoğaltmakta (%15’ten %30’a). Fidanların dikim karışımındaki %10 Humus ölçü kalitesi mineral gübrelemeden farkı yoktur. Biyometrik göstergeler en yüksek değerlerin humus ilavesinin %50 olduğu Torf-Perlit karışımında yetiştirilen bitkilerde elde edildiğini göstermektedir. Karışımdaki Humus ölçüsünün artmasıyla (%50’ye kadar) ve gübredeki zirai ilaç analizlerin fidan kalitesinin arttığını gösteren sonuçlar olması Humusun karışımdaki uygun ölçüsünün belirlenmesi fide kalitesinin en yüksek derecede olacağı gibi ekonomik açıdan da faydalı olması ilginç olacaktır. Fakat bununla ilgili daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. |
Bir rapor da Türkiye'den. Biraz uzun ancak çok bilgilendirici bir rapor. Umarım sıkılmazsınız.
Vermikompost Ürünlerinin Eldesi ve Tarımsal Üretimde Kullanım Alternatifleri Yurdagül Şimşek-Erşahin Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen-Edebiyat Bölümü, Biyoloji Bölümü, 60240, Tokat Hem insan sağlığını hem de çevre güvenliğini riske atan, toprak kalitesini düşüren, patojen dayanıklılığını arttıran yoğun agro-kimyasal kullanımı doğal kaynakların güvenliği konusunda oldukça ciddi endişelere sebep olmuştur. Tüm bunlar, bilim adamlarını ve karar vericileri, biyolojik gübre ve pestisit olarak etkili organik ürünler kullanımını hedefleyen sürdürülebilir tarımsal üretim sistemlerinin geliştirilmesine yöneltmiştir. Bu alanda, her bakımdan toprak kalitesini arttıran aerobik kompost ve vermikompost ürünleri çok büyük önem kazanmıştır. Çeşitli organik çöplerin değerlendirilmesinde güvenilir, ekonomik ve sürdürülebilir bir yöntem olan vermikompost yöntemleri, bitki büyümesini teşvik edici, bitki besleme ve çürüklük etmenleri üzerinde biyolojik olduğu düşünülen baskılama etkisine sahip olan “vermikest” adı verilen ürünlerin elde edilmesini sağlarlar. Vermikompost küçük veya orta ölçekli tarım üreticileri için çok önemli olan düşük girdili üretim sistemini mümkün kılar ve gelenekselden organik tarıma geçişte başta gözlemlenen ürün düşüşünü telafi edebilir. Vermikompost teknikleri, insan ve hayvanlarda besin güvenliğini temin eden, çevre sağlığı bakımından güvenilir ve yüksek ekonomik değere sahip sürdürülebilir tarımsal üretim modelini destekler. 1. Giriş İkinci dünya savaşı sonrasında tarımsal üretimde kimyasal gübre ve tarım ilacı kullanımını teşvik eden “Yeşil Devrim” hareketi, kısa vadede sağladığı ürün artışı sebebiyle tüm dünyayı bir “salgın hastalık” gibi sardı (Schuman and Simpson, 1997). Tarım zararlılarından halk sağlığı tedbirlerine kadar uzanan geniş bir uygulama yelpazesine sahip olan DDT bu dönemin sembol ilacıdır. Rachel Carson (1962) “Sessiz Bahar” eseriyle aşırı ve kontrolsüz agro-kimyasal kullanımının, doğal çevre faktörlerini olumsuz yönde etkilediği ve doğal dengeye onarılamaz boyutlarda zarar verme kapasitesine sahip olduğu gerçeğini geniş kitlelere duyurdu. Bu tarihi izleyen yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, yoğun agro-kimyasal kullanımının gelecek kuşakların sağlıklı bir çevrede yaşayabilme umutlarını tehlikeye soktuğunu ve dolaylı/ doğrudan tüm canlı türlerinde akut ve/veya kronik çok ciddi sağlık sorunlarına sebep olduklarını ortaya koydu (Anonymous,1997; Anonymous, 2001). 1970’li yılların sonları geniş halk kitlelerinde endüstriyel tarımın çevre üzerindeki olumsuz etkileri konusundaki farkındalığın oluştuğu zaman dilimidir. Bu yıllarda, kimyasal gübre kalıntılarının yer altı ve yer üstü su kaynaklarında tespit edilmesi ve insan ve hayvan besinlerinde tespit edilen pestisit kalıntılarının mutajen, teratojen ve kanserojen etkilerinin (Baier-Anderson and Anderson, 2000) ortaya çıkarılması endüstriyel/geleneksel tarım yöntemlerinin sorgulanması sürecini başlattı (Chernyak et al., 1996). 1980’li ve 1990’lı yıllarda geleneksel tarımın teşvik ettiği yoğun agro-kimyasal kullanımı ve monokültür üretim şeklinin, toprağın doğal fauna ve flora dengesini olumsuz yönde etkilediği ve toprakların verimsizleşme sürecini hızlandırdığı fark edildi (Fushiwaki, 1990; Chen et al., 2001). Bu sebeple tarımsal üretimde, doğal dengeye saygılı ve doğaya kendini yenileme fırsatı verecek yeni yaklaşımlar arama süreci hızlandı. Bu arayışlar tarımsal üretimde “sürdürülebilir” veya “organik” terimleri ile ifade edilen yeni yaklaşımları ortaya çıkardı. ABD senatosu 22 yıl önce bu yeni tarım sistemlerinin ihtiyaç duyduğu, kimyasal tarım ajanlarının yerini alacak “biyo-gübre veya biyo-pestisit” araştırmaları için devlet bütçesinden para ayrılmasını karara bağladı. Sürdürülebilir ve organik tarım modellerini savunan üreticiler, kimyasal gübre ve pestisitlerin yerini alabilecek organik bazlı alternatif ürünleri geliştirme mecburiyeti ile yüzleştiler. Bu alandaki ilk arayışlar, toprak organik madde içeriğini arttırma amacıyla toprak iyileştirmesinde asırlardır kullanılan aerobik (termofilik) kompost ürünleri üzerinde yoğunlaştı. Aerobik kompost ürünlerinin bitki besleme etkisinin yanı sıra özellikle toprak kökenli bitki patojenlerini baskılama etkisine de sahip olduğunun fark edilmesi (Hoitink, et al.,1975; Hadar,1991) organik tarım uygulamaları çalışmalarında bu ürünlerin yoğun olarak çalışılmasına sebep olmuştur (Hoitink, 1993; Boehm et al., 1993; Hoitink et al.,1997). Kompost uygulamalarının 1980’li yıllarda hızla yaygınlaşmasında etkili ikinci faktör, kompostun şehirleşme seviyesine paralel olarak önemli bir çevre sorunu haline gelen şehir artık ve atıkların işlenmesi konusunda ekonomik, sürdürülebilir ve çevre dostu bir alternatif olmasıdır. Kompost konusundaki çalışmalarda vermikompost; solucanlı (mezofilik) kompost yönteminin kentsel ve endüstriyel organik çöplerin geri kazanımında, hem işlem hem de ürün itibarıyla aerobik komposttan daha üstün özelliklere sahip olduğu gözlenmiştir (Dominguez et al., 1997). Şöyle ki; vermikompostun eldesi termofilik komposta göre çok daha kısa süre gerektirmektedir. Ürün kalitesi bakımından vermikompost ürünleri, termofilik kompost ürünlerinden fiziksel, kimyasal ve biyolojik açıdan çok daha üstün niteliklere ve ekonomik değere sahiptir. Ayrıca, vermikompost son ürününde insan sağlığını tehdit eden patojenler olmadığı için uygulayıcılar, ana materyal kanalizasyon atığı dahi olsa vermikomposta çıplak elle dahi dokunabilmektedir. Aşağıdaki bölümlerde öncelikle çok geniş uygulama alanına sahip olan vermikültür kapsamındaki terimler açıklanacak, vermikompost ürünlerinin elde edilişi ve sonrasında bu ürünlerin tarımsal üretimde kullanım seçeneklerine değinilecektir. 2. Vermikültür Uygulama Alanları Tüm dünyada tarımsal üretimde sürdürülebilirlik kavramına vurgu yapan ve organik üretim yöntemlerini teşvik eden yaklaşımların yaygınlaşması sürecinde yer solucanlarının, organik atık ve artıkları kısa zamanda yüksek kalitede değerli bir ürüne dönüştürebilme kapasitelerinin anlaşılması, Avrupa ülkeleri, Hindistan ve Amerika’da vermikültür (vermiculture) adı verilen yeni bir tarımsal üretim sektörünün doğmasını sağlamıştır. Vermikültür değişik amaçlar için toprak solucanlarının kültürünün yapılması işlemidir. Vermiteknoloji terimi ise vermikültür faaliyetlerinde uygulanan teknik/yöntemlerin tümü için kullanılır. Vermikültür çalışmaları çöp işleme, toprak detoksifikasyon ve rejenerasyonu ve sürdürülebilir tarım uygulamalarında yer almaktadır. Ticari amaç güden vermikültür faaliyetleri iki alanda yoğunlaşmıştır. Birincisi vermikompost işlemi, diğeri ise solucan biyo-kütle üretimidir (Edwards and Niederer, 1988). Solucan biyo-kütle üretimi protein kaynağı olarak tavukçuluk ve balık yetiştiriciliğinde solucanların kullanımı amacıyla yapılmaktadır. Diğer taraftan vermistabilizasyon, lağım, atık çamuru veya benzeri diğer atıkların vermikompost işleminden geçirilmesidir. Solucanlı kompost (vermicomposting) ise organik atık/artıkları kompostlaştırma işleminin solucanlara yaptırılmasıdır. Bu işlemde organik artık/atıklar ortamdaki mikroorganizmalarca fermentasyona uğratılır ve daha sonrasında yer solucanlarının sindirim sisteminden geçerken hızlandırılmış bir humifikasyon ve detoksifikasyon işlemine tabi tutulur. Vermikompost terimi, solucanların kullanıldığı organik artık ve/veya atıkları kompostlaştırma işlemi sonucunda elde edilen ürün için kullanılmakla beraber, vermikompost ürünü genelde vermikest (solucan dışkısı; gübresi) veya kısaca kest olarak adlandırılmaktadır (Edwards and Bohlen, 1996). 2.1. Vermitekolojinin Tarımda Sürdürülebilirlik Kavramı İçindeki Yeri Ekonomik, çevre dostu ve sürdürülebilir özellikteki vermiteknolojinin, geleneksel tarım yöntemlerinden çok önemli bir üstünlüğü düşük girdili üretim modelini desteklemesidir. Bu yönüyle, vermiteknolojinin küçük ve orta ölçekli tarım işletmeleri için uygulanabilirliği ve ekonomik karı çok yüksektir. Başta vermikompost olmak üzere bu teknolojiler, tarımsal üretim sürecinde oluşan artık/atık sınıfındaki materyalleri ticari değeri çok yüksek bir ürüne dönüştürmektedir. Böylece, geleneksel üretimde çok fazla yekun tutan tarım gübre ve ilaçlarına harcanan kaynaklar işletme içinde kalmaktadır. Üretim başlangıcında girdi maliyetinin aşağılara çekilmesi, daha üretimin ilk aşamasında üreticiyi kazançlı duruma getirmektedir. Bu durum, özellikle geleneksel tarımdan organik tarım yöntemlerine geçişte ilk senelerde gözlenen rekolte düşüşü riskini hafifleten çok önemli bir özelliktir. Vermikompost, doğada makro ve mikro besin dönüşümünü gerçekleştiren solucanların bu işlevlerini fiziksel ve biyokimyasal yönden en yüksek verimlilik seviyesine ulaştırmayı hedeflemektedir. Vermikompost bu gün için tarımda sürdürülebilirlik özelliğini destekleyen yöntemler içinde en yüksek ekonomik fayda sağlayan yöntem olmakla beraber, aynı zamanda hızlı endüstriyel gelişme ve populasyon artışı ile büyük bir çevre sorunu haline gelen katı organik atık ve artıkların işlenmesinde çok yoğun şekilde uygulanmaktadır. Hem ticari hem de ekolojik açıdan yüksek değer ifade eden ürünler sağlayan vermikompost tekniği tüm dünyada yoğun olarak uygulanmaktadır. 2.2. Vermikompost İşleminde Kullanılan Solucan Türleri Vermikültür endüstrisi faaliyetlerinde kullanılan ve aerobik kompost veya sığır gübresi yığınlarında sıklıkla rastlanan kompost diğer adıyla gübre solucanı türleri şunlardır: Eisenia fetida (tiger worm), Eisenia andrei (red tiger worm), Dendrobaena veneta, Lumbricus rubellus (red worm), Perionyx excavatus (Indian blue worm), Eudrilus eugeniae (African nightcrawler), Fletcherodrilus spp, Heteroporodrilus spp, Pheretima excavatus. E. fetida, E. andrei, D. veneta türleri ılıman iklim kuşağındaki bölgelere iyi adapte olurken, L. rubellus and P. excavatus sıcak tropik iklim alanlarında daha fazla görülür. Bu beş tür, organik atık/artıkları indirgemek için yapılan vermikompost çalışmalarında en iyi sonuçları veren türlerdir (Edwards and Bohlen, 1996). Yukarıda sayılan türler içinde, ticari amaçla kurulan vermikültür/ vermikompost işletmelerinde en fazla tercih edilen tür Eisenia spp ve ikinci olarak da Lumbricus rubellus’tur (Dickerson, 2004) . Eisenia spp’nin en fazla tercih edilen tür olmasında rol oynayan çok sayıda sebep mevcuttur. Bunlar: 1) bu tür diğer türlerden daha hızlı besin tüketir ve daha yüksek üreme ve populasyon artış oranlarına sahiptir, 2) yeterli besin içeriğine sahip çevrelerde yaşama, mevcut besini tüketme ve çoğalma kapasitesi yüksektir, 3) çok farklı ilklim ve çevre koşullarına uyum sağlayabilir, 4) uygun çevre koşulları ve kolay ulaşılan yeterli miktarda besin kaynağı mevcut ise populasyon artışı çok hızlı olur (Edwards and Bohlen, 1996). Bu sebeplerden dolayı Eisenia spp, özellikle ılıman iklim kuşağındaki coğrafyalarda olmak üzere tüm dünyada ticari veya ticari özellikte olmayan vermikompost işletmelerinde en fazla tercih edilen ve en fazla kültürü yapılan solucan türüdür. 2.3. Vermikompost İşleminde Kullanılan Organik Artık ve Atık Çeşitleri Vermikompost işlemi, ulusların şehirleşme ve endüstrileşme seviyesiyle beraber büyüyen bir çevre sorunu olan “evsel ve endüstriyel artık/atık” sorununa “sürdürülebilir” bir yöntem olarak 1970’li yıllarda başlayan ve her geçen gün artan bir ilgi görmektedir. Vermikompost yöntemi ile vermikompost ürünü elde etmede kullanılan organik çöp çeşidi çok fazladır. Bu organik artık/atık çeşidi grubunda kanalizasyon içeriği, kirli su atıklarındaki katı çöpler (Neuhauser et al., 1988), bira, mantar ve kağıt endüstrisi (Butt, 1993; Edwards, 1988a) gibi çeşitli endüstriyel işletme artık/atıkları, süpermarket ve restorant artıkları (Edwards et al.,1985), işlenmiş patates artıkları, tavuk, domuz, büyükbaş, koyun, keçi, at ve tavşan yetiştiriciliğinde (Edwards, 1988b) ortaya çıkan hayvansal artıklar, bahçecilikte ortaya çıkan ölü bitki ve çim artıkları yer almaktadır. Son yıllarda bu alanda yürütülen çalışmalar, Amerika’da kanalizasyon atıklarının stabilizasyonu (Neuhauser et al.,1988) ve İngiltere’de hayvan, sebze ve endüstriyel atıkların işlenmesi konularında yoğunlaşmıştır. 2.4. Vermikompost İşleminde Uygulanan Yöntemler Vermikompost faaliyetlerinde, farklı organik çöpler farklı işlemlerden geçirilerek işlenir (Edwards and Burrows, 1988). Domuz ve büyük baş hayvan gübresi samanla karıştırılarak veya üre düzeyini azaltmak için sıvı kısımdan ayrılarak kullanılabilir. Domuz gübresi toplandıktan en az 2 hafta sonra sığır gübresi ise 3-4 gün sonra solucanlara besin olarak sunulabilir. Ördek, hindi ve tavuk gübreleri yüksek seviyede amonyak içerdikleri ve amonyak solucanlar üzerindeki zehir etkisi yaptığıiçin, bu değer 0.5 mg/g seviyesine düşene dek, bu dışkı artıkları samanla karıştırılmış dahi olsa solucanlar bu gübre yığınlarına bırakılmamalıdır. Öte yandan endüstriyel atık/atıklar; kağıt ve bira sanayi artıkları, işlenmiş patates, restorant ve bahçe artıkları vermistabilizasyon sürecinde solucanlar tarafından kolaylıkla kabul görürler (Edwards, 1998). Vermiteknoloji alanında uygulanan yöntemler; basit açık alan yığın sıralarından (windrow), kompleks kapalı sistem (continuous) reaktörlere kadar uzanan geniş bir çeşitliliğe sahiptir (Price, 1987). Toprak üzerinde açık sıra-yığınlar şeklinde yapılan sıra metodunda süreç çok dikkatli takip edilmelidir. Solucan üretiminin, 50 cm’lik derinliğe sahip yataklarda, organik artık/atıkların düzenli aralıklarla ve ince katmanlar şeklinde yapıldığı sistemler fazla işçilik gerektirmez ve uygulaması kolaydır. Soğuk iklimlerde bu sistemin bir örtüyle dış ortamdan izole edilmesi gerekir. Kasa, sandık/ kutu şeklindeki basit kaplardaki (batch) üretim kullanışlıdır ve bu sisteme istenildiğinde besin ilavesi ve artık dışarı atımı otomatik yapan sistemler de monte edilebilir. Hem solucan hem de kompost (kest) üretimini maksimize etme amaçlı yeni tasarımlar geliştirme çalışmaları devam etmektedir. Vermiteknoloji alanındaki teknik gelişim, ileri teknoloji ile insan gücü gereksinimini azaltarak minimum zamanda maksimum solucan biokütle üretimini ve maksimum miktarda organik artık veya atıkları işlemeyi sağlamayı hedeflemektedir (Edwards, 1998). Vermiteknoloji alanındaki yöntemler genel olarak üç kategoriye ayrılabilir. Kurması kolay ve teknolojisi basit olanlar, teknolojisi ve fiyatı yüksek olan sistemlerden daha fazla iş gücü gerektirir ve bu gruptaki yöntemlerin vermikompost üretiminde verim düzeyleri ikinci gruptakilere göre daha düşüktür. Çünkü ikinci gruptaki teknolojiler çöpü çok hızlı işler. Bu sebeple, bir vermikültür işletmesinde veya çalışmasında hangi seviyede teknolojinin kullanılacağı alan büyüklüğüne, iş gücü kaynaklarına ve işlenecek artık veya atık tipine göre belirlenir (Edwards, 1998). Bu alanda uygulanan yöntemler şöyle sınıflandırılabilir: Düşük maliyetli zemin yataklar veya sıralar (Low-Cost Floor Beds or Windrows): Açık alan sıra yığınları (windrow) veya basit duvarlarla çevrili yataklar (floor beds) vermikomposting alanında kullanılan en basit yöntemlerdir. Bu yatakların büyüklükleri konusunda kısıtlama yoktur, fakat enine uzunluğun 2,4 m’yi geçmemesi, yığının tamamının işlenmesini kolaylaştırır. Yığının uzunluğu çok daha az öneme sahiptir ve tamamen kullanım alanına bağlı olarak belirlenebilir. Vermikompost karışımı doğrudan toprak üzerinde olabilir ve sızma sebebiyle toprağın suya doyması diye bir durum olmaz. Bu metodun uygulamasında yeterli su ilavesi ve fazla suyun serbest şekilde yığını terk etmesi sağlanmalıdır. Bu zemin yataklar/ sıralar organik maddeyi diğer yöntemlere göre daha yavaş; 6-12 ayda işler. Bu süre içinde buharlaşma ve sızıntı sebebiyle bitki besin kayıpları olabilir (Edwards, 1998). 2) Hareketli besleme-kapaklı yataklar (Gantry-Fed Beds): Vermikomposting alanında işlem etkinliğini arttırmak için, yatak derinliğinin en fazla 1 metre olması ve yiyecek katmanlarının 1-2 cm olarak sıkça ilave edilmesi önemlidir. Bu amaç yatak kenarları üzerinde yükselen hareketli bir kapak kullanımı ile gerçekleştirilebilir. Az, ama sık besin ilavesi çöp işleme etkinliğini en yüksek seviyeye çıkarır, kompostlaşma sürecinde ısı üretiminin en alt seviyede kalmasını ve solucanların devamlı olarak en taze besinle yüzeye yakın beslenmelerini temin eder (Edwards, 1998). 3) Konteynır veya kutular (Containers or Box Systems): Edwards (1988a) büyük veya küçük kutu/ kaplar içinde gerçekleştirilen yığın (batch) vermikomposting metodunda çok fazla iş gücü gerektiği için bu malzemelerin, ilave birimlerle geliştirilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Bu yöntem daha çok küçük çaplı ev ve yemekhane gibi mekanlar için uygundur. 4) Yükseltilmiş hareketli-besleme kapaklı yataklar (Raised Gantry-Fed Beds): Solucan faaliyeti genelde üst 10-15 cm’lik organik çöp tabakasında gerçekleştiği için zamanla ilave edilen besin tabakaları içeriyi doldurur, bunların boşaltılması gerekir. Çöplerin işlenme etkinlik ve hızını arttırmak için, yatak malzemesine ayak ekleyerek yükseltmek ve böylece ürünü alttan almak mümkün olur. Yatak, delikli bir alt kısma sahipse, buradan kest alttaki hareketli (çekmece) bölüme dökülerek toplanabilir. Karışım materyali yaylı bir üst kapaktan günlük olarak ince tabakalar halinde ilave edilip, işlenen besin alttan toplanırsa bu şekilde yatak içindeki solucanlar rahatsız edilmeden sistem sürekli kullanılabilir. Bu sisteme, tamamen mekanize “besin ilave” ve “vermikompost toplama” parçaları takılabilir. Böylesi otomatik devamlı-işleyen reaktörler (automated continous- processing reactor) 2 yıl boyunca problem yaşamadan ve etkili bir şekilde kullanılabilir (Price and Phillips, 1990; Edwards, 1995). 3. Vermikest Özellikleri Solucanın sindirim sistemindeki özel mikrofloranın, organik maddenin hızlı bir şekilde humusa benzer son döküntü materyali olan vermikesti oluşturmada bilhassa sorumlu olduğu ifade edilmiştir. Bu dışkı materyali; granülümsü ama homojen, kokusuz ve mikrobiyolojik açıdan solucanın beslendiği materyalden daha aktiftir (Doube and Brown, 1998). Daha da önemlisi, solucan dışkısı içindeki önemli bitki besin elementlerinin suda çözünürlükleri, solucanın besin olarak içine aldığı materyalin çözünürlüğünden daha fazladır ve düşük hızla bu besinleri ortama bıraktıkları için daha uzun süre bitkiyi besleyebilirler (Buchanan et al., 1988). Bu kestler, sahip oldukları çok küçük organik kalıntıları ve mikroorganizmaları bulundukları topraklara veya organik maddelere bulaştırırlar. Daha sonra, kest içindeki bu mikroorganizmalar toprakta temas ettikleri; bulaştıkları organik maddenin ayrışma hızını arttırır ve bulundukları organik maddenin solucan tarafından sindirilmesini kolaylaştırırlar. Bu kestlerin bitki büyüme düzenleyicileri gibi biyolojik bakımdan aktif maddeler içerdikleri de bildirilmiştir (Edwards and Bohlen, 1996). Vermikompost son ürünü olan solucan dışkısı (vermikest) içindeki bitki besin elementleri, bitkiye yarayışlılık ve konsantrasyon değeri açısından ticari saksı karışımlarından ve geleneksel metotlarla (termofilik kompost) üretilen kompost ürünlerinden daha üstün özelliklere sahiptir. Oksijenli parçalanmadan sonra solucanın sıvı formda aldığı besinler sindirim sisteminde daha ileri seviyede parçalandığı için; vermikest bitkiye yarayışlı (ileri parçalanma gerekmeden bitkinin alabildiği formda) besin elementleri açısından zengindir (Buchanan et al.,1988). Örneğin; vermikest zengin 10-15 cm lik üst topraktan 5 kat daha fazla mineral N, 7 kat alınabilir potasyum, 3 kat fazla kalsiyum içerir (Barley,1961). Vermikompostun içindeki bitki besin elementlerinin %97’si özellikle N, P ve K bitki tarafından büyüme sırasında doğrudan alınabilir formdadır (Barley, 1961). Vermikestin içindeki bitkiye yarayışlı bazı besin elementleri konsantrasyonu, termofilik kompost ile elde edilen ürünlerin içerdiği konsantrasyon seviyelerinden daha yüksektir. 1970’li yıllarda vermikompost çalışmalarına İngiltere’de başlamış olan Prof. Clive Edwards şöyle diyor: “Vermikest piyasada bulunan tüm organik gübreler içinde en üstünüdür. Vermikestin mikrobiyal aktivite seviyesi topraktan 10 ila 20 kat daha fazladır. Bu yüksek mikrobiyal çeşitlilik, bitki gelişimini teşvik eden kimyasalların (hormon ve diğer bileşikler) ve zararlı bitki patojenlerinin gelişimini baskılayan enzim ve çeşitli bileşiklerin üretilmesini sağlar” (Logsdon, 1994). Vermikestin içerdiği, solucan mukusu ile çevrelenmiş besin elementleri yavaş salınır ve bitki tarafından hemen kullanılabilecek formdadır. Bu besinler yavaş çözündüğü için sızıntı sonucu besin elementlerinin kaybı söz konusu olmaz. Ayrıca vermikestin gözenekli, yüksek havalanma ve su tutma kapasitesi bu maddeyi mükemmel bir toprak “düzenleyicisi” yapmaktadır. Bu özelliklere ilaveten bu materyal bitki köklerini aşırı sıcaklıklardan korur, erozyonu ve yabancı ot gelişimini azaltır. Vermikest kokusuzdur, insan sağlığına zarar verebilecek patojenler veya kimyasal madde içermez ve %100 tekrar kullanılabilir maddeler içermektedir. Vermikest sera ve saksı topragı olarak hayal edilebilecek en mükemmel karışım materyalidir. Hem bahçe hem de tarla bitkilerinde söz konusu pozitif etkiler gözlenmiştir. En hassas bitkilerde dahi yanma etkisi görülmez ve tüm besin elementleri suda çözünebilir özelliktedir. Malç olarak kullanıldığında sulama ile besin elementleri doğrudan bitki köküne ulaşır (Anonymous, 1992). Çoğu zenginleştirici saksı karışım materyaleri 2-3 gün içinde besinlerini kaybederler. Vermikest ise saksı içinde besin kaynağı olarak fonksiyonunu söz konusu materyalerden 6 kat daha uzun süre muhafaza ederler. Bu sebeple, aynı miktar saksı toprağı için diğer karışımlardan 5 kat daha az miktarda vermikest yeterli olacaktır. Ayrıca, vermikest diğer ticari saksı karışımlarından daha ucuzdur ve daha iyi sonuç verir. Vermikest ağırlığının 2-3 katı suyu tutabildiği için daha az sulama masrafı söz konusudur. Bitki köklerini kimyasal gübreler gibi yakmazlar (Anonymous, 1992). 3.1. Vermikompost Ürünlerinin Bitki Besleme Amaçlı Kullanımı Vermikestin bitki besleme etkisi ilk kez Fosgate ve Babb (1972) tarafından rapor edilmiştir. Araştırmacılar, sığır gübresinden elde edilen kestin “özel sera çiçek karışımına” eş değer seviyede bitki büyümesini teşvik ettiğini ifade etmişlerdir. Handreck (1986), vermikestin bitkilerin ihtiyaç duyduğu -çoğu iz- element ihtiyacını karşılayabileceğini fakat çoğu kestin bitkilerin tüm N ihtiyacını karşılayamayacağını ifade ederken; Edwards (Edwards et al.,1985), çoğu organik artık/atıklarda yeterli seviyede besin olduğu ve vermikompost sürecinde çok az N kaybı olduğu görüşünü savunmaktadır. Edwards ve Burrows (1988), vermikestin peat, çam kabuğu ve değişik ticari (Kettering loam, Levington kompostu gibi) karışımların, değişik oranlarda çeşitli sebze, meyve ve soğanlı süs bitkilerinin yetiştirilmesinde kullanıldığı çok geniş bir çalışmada, kestin bariz şekilde bitki çimlenme hızını ve bitki büyümesini arttırdığını rapor etmişlerdir. Edwards ve ekibinin bir çalışmasında, bezelye, marul, buğday, lahana, domates ve turp bitkileri önce hayvansal atıklardan elde edilmiş vermikest içeren küçük saksılarda çimlendirilmiş ve daha sonra şaşırtma yapılmıştır. Bu çalışma süs bitkileriyle de aynı şekilde tekrar edilmiştir. Her iki çalışmada da çimlenme hızının ve fide büyümesinin kest içeren karışımlarda, ticari saksı karışımı içeren saksılara göre daha iyi gerçekleştiği ifade edilmiştir. Organik artık ve atıklardan elde edilen değişik kest çeşitlerinin soğanlı süs bitkilerinde kullanıldığı çalışmalarda, özellikle krizantem, salviya, petunya bitkilerinin çok daha erken dönemde çiçek açtıkları görülmüş ve bu etkinin kestin içindeki mikrobiyal aktivite sonucu oluşan kimyasalların hormonal etkileri olabileceği ifade edilmiştir (Edwards, 1988a,b). Ticari bir bitki karışımına sadece %5 oranında hayvan atıklarında elde edilmiş kest ilave edilmesinin bitki büyümesinde bariz bir iyileşmeye sebep olduğu ve bu etkinin sadece besin içeriğinden kaynaklanmadığı öngörülmüştür. Diğer bir çalışmada lahana bitkisi domuz gübresinden elde edilen kest içinde çimlendirilmiş ve araziye nakledilmiştir. Hasat zamanına kadar kest karışımında büyüyen bitkilerin büyüme ve olgunlaşma değerlerinin diğer karışımlardaki bitkilerin değerlerinden çok daha iyi olduğu rapor edilmiştir (Edwards and Burrows, 1988). Edwards ve ekibi, solucan sindirim sistemindeki mukusun mikrobiyal populasyonlar için optimum bir ortam oluşturarak vermikestin mikrobiyal çeşitlilik ve populasyon miktarlarını arttırdığını ifade etmiştir. Vermikest granülleri içinde korunan zengin mikrobiyal çeşitlilik, bitki büyümesini teşvik eden çok miktarda kimyasalın (bitki büyüme hormonları) üretildiği yerdir. Bu büyüme hormonları da vermikompost sürecinde oluşan hümik bileşiklere yapışmakta ve bitki ihtiyaç duyduğunda suda çözünürlükleri yüksek olan bu kimyasalları kolaylıkla alabilmektedir. Günümüze kadar çok sayıda farklı bitki türüyle gerçekleştirilen çalışmalar; üstün özelliklere sahip kestlerin diğer peat veya farklı ticari bitki ortamları ile karıştırılmasıyla çok kaliteli bitki büyüme ortamlarının elde edilebildiğini göstermiştir. 3.2. Vermikompost Ürünlerinin Bitki Hastalıklarını Kontrol Amaçlı Kullanımı Edwards ve ekibi vermikestin, çimlenme öncesinde, sırasında ve sonrasında sebep oldukları enfeksiyonlar sebebiyle büyük ekonomik kayıplardan sorumlu toprak kökenli bitki hastalıklarını baskılama kapasitesini araştırdıkları saksı denemelerinde, kestin Rhizoctonia, Fusarium (Şimşek-Erşahin, 2007), Pythium ve Verticillium (Edwards and Arancon, 2004) gibi toprak kökenli patojenlerin sebep olduğu hastalıkları etkili şekilde kontrol edebildiğini ortaya koymuştur. Steril kestin hastalık gelişimi üzerindeki baskılama etkisinin kaybolması, bu etkinin mikrobiyal antagonizmaya dayalı olduğunu düşündürmektedir. Karşılaştırmalı çalışmalarda, vermikestin mikrobiyal aktivite seviyesinin termofilik komposta göre çok yüksek olması durumu (Hoitink and Boehm, 1999), vermikestin toprak kökenli bitki çürüklük etmenleri üzerindeki hastalık baskılama potansiyelini arttıran ana etmen olarak düşünülmektedir (Edwards ve Arancon, 2004). Fusarium spp. ile yapılan bir çalışmada (Szczech, 1999) hastalık oluşumu veya şiddetini baskılama etkisinin diğer patojenlerde olduğu gibi biotik orjinli olduğu ifade edilmiştir. Bu çalışmada büyükbaş hayvan gübresinden üretilen vermikestin, Phytophthora nicotiana üzerindeki baskılama etkisinin fungitoksik değil fungistatik olduğu öngörülmüştür. Rhizoctonia spp. hastalıkları üzerinde yapılan çalışmalarda, aynı seviyede hastalık baskılama etkisinin oluşması için Phythium spp. ve Phytophthora spp.’ye göre daha yüksek (%40 hacim) miktarda vermikest kullanımı gerektiği rapor edilmiştir (Szczech ve Smoliska, 2001). Termofilik ve mezofilik kompost ürünlerinin fide çökerten ve bitki çürüklük etmenleri olan fungal patojenleri baskılama mekanizması iki grupta toplanmıştır: Özel mikroorganizma türlerini gerektiren “spesifik baskılama” etkisi ve çok geniş bir mikroorganizma çeşitliliğine dayanan “genel baskılama” etkisi (Edwards ve Arancon, 2004). Phythium ve Phytopthora üzerinde yapılan kompost uygulamalarında, bu patojenleri baskılayan mikro florayı besleyecek organik madde miktar ve kalitesinin arzu edilen genel baskılama etkisinin ortaya çıkışında esas belirleyici etmen olduğu ifade edilmiştir. Rhizoctonia ile yapılan çalışmalarda, dayanıklı skleroşiya yapısı oluşturan bu patojene karşı, Tricoderma, Flavobacterium gibi spesifik antogonistik etkiye sahip özel mikroorganizma florasının mevcudiyetinin “spesifik baskılama” etkisinin ortaya çıkması için gerekli olduğu ifade edilmiştir. Vermikestin katı formunda kullanımının yanı sıra son yıllarda vermikestten, havalandırmalı (aerated) ve havalandırmasız (non-aerated) olarak elde edilen vermikest çayının hem toprak kökenli ve toprak üstü bitki patojenlerine karşı veya gübre olarak kullanımı son on yılda hızla yaygınlaşmıştır. Havalandırmalı (aerated) vermikest çayı elde etmede 1 hacim vermikest ile 10/50 hacim içilebilir çeşme suyu karıştırılır ve 12-24 saat düzenli olarak içine hava verilir veya suyun devamlı sirkülasyonu sağlanır. Havalandırmasız (non-aerated) vermikest çayı hazırlamak için 1 hacim kest ile 3/10 hacim çeşme suyu üzeri açık bir konteynır içinde karıştırılır. Bu karışım günlük karıştırılabilir veya karıştırmaksızın 1 ila 3 hafta bu şekilde beklemeye bırakılır. Havalandırmasız kest çayı yapımında kullanılan ilave maddeler; maya, alg tozu karışımları solüsyondaki bakteri populasyonunun artışını sağlar (Zibilske, 2004). Toprak kökenli hastalıklarla mücadelede, toprak altı vejetatif organların veya tohumun kest çayı içinde tutularak bu kısmın solüsyondaki microbiyal populasyon ile kaplanması sağlanır. Yaprak ve meyva patojenlerine karşı vermikest kullanımı spreyleme şeklinde uygulanmaktadır (Scheurell and Mahaffee, 2002). Kompost ve vermikest çayı ile yapılan çalışmalarda, bu solüsyonların bitki hastalıklarını baskılama etkinliği ile sahip olduğu bakteri populasyon seviyesi arasında doğru orantılı bir ilişki gözlenmiştir (Suthar, 2007). 4. Sonuç Ve Öneriler Çevre dostu, ek gelir ve kaynak kazanımını sağlayan vermiteknoloji uygulamaları, özellikle küçük ve orta ölçekli tarımsal işletmeler için düşük girdili tarımsal üretim faaliyetini mümkün kılar. Vermikompost teknikleri çok düşük maliyet gerektiren kolay uygulanabilir yöntemlerdir. Doğru uygulanmış ve iyi takip edilmiş bir vermikompost süreci sonunda, biyo-gübre ve biyo-pestisit olarak etkili, ticari değeri çok yüksek bir ürün elde edilebilir. Fakat kestlerin veya kest çaylarının sahip oldukları ticari potansiyellerinin yaygın ve tekrarlanabilir olarak kullanılabilmesi için, bu ürünlerin besin içeriklerinin uygun seviyede olması, pH değerinin uygun seviyeye getirilmesi ve kanalizasyon benzeri atıkların kullanımında muhtemel insan patojenlerinin bertaraf edilmesi gibi konularda standardizasyona dikkat edilmelidir. |
Sayın Hasanbatiray Bey Merhaba.
Paylaşımlarınız için teşekkürler. Hz. Mevlana der ki: Bir mum diğer mumu tutuştururken ışığından bir şey kaybetmez. Ülke topraklarını kimyasal gübre kirliliğinden uzak tutmanın-kurtarmanın en basit yolu bence solucan gübresi kullanımıdır. Paylaşımlarınızın devam etmesi temennisiyle... Selamlar... Saygılar... |
Sayın Vetman996,
Beğenmenize çok sevindim. Yaklaşık 1 yılı aşkın süredir bu iş ile ilgileniyorum.Bu kadar detaylı bir sitede bu şekilde paylaşım yapabilmek gerçekten çok rahatlatıcı. 4 mevsimin de yaşandığı güzel ülkemizde kimyasallardan kurtulmanın tek yolu organik gübre kullanımını artırmaktır. İnşallah bilinç düzeyimizi yükseltebilmek için yaptıklarımız faydalı olur. Saygılarımla... |
Sayın Hasanbatıray,
Yazdıklarınızı büyük bir keyif ile okudum. Ancak tabiri caiz ise dar alanda kısa paslaşmalar diyebileceğimiz bir şekilde bitkilerim ile uğraşabiliyorum. Hemen hiç güneş görmeyen bir büro ve küçücük bir arka bahçe. Bu sebeple de profesyonelce solucan gübresi üretme imkanım pek yok. Ama arka bahçede bulduğum bir köşeye 40 cm x 40 cm genişliğinde, 90 cm yüksekliğinde bir çöp kovası koyabildim. Bu çöp kovasının içine de bitkilerimin topraklarını değiştirirken artan toprakları, bitkilerden dökülen yaprakları, bir iş yerinde çıkabilecek ufak tefek mutfak artığı ile bir miktar talaş koydum. Yine bu kovanın içine arka bahçeden bulduğum 40-50 civarında toprak solucanı koyarak kovayı yarısına kadar su ile doldurdum. Bu şartlar altında solucan gübresi elde etme imkanım var mı? |
Alıntı:
|
İkazınız için teşekkür ederim sayın limonsever. Büyük saksıların içinde yapmayı deneyeceğim. Altındaki deliklerden suyu tahliye edecektir.
|
Merhabalar Sn. Efekentli,
Elimden geldiğince açıklamaya çalışayım, Alan sıkıntınız gerçekten problem değil.40x40x90 ölçülerinde bir çöp kovası gayet yeterlidir. Güneş ile ilgili sıkıntınız olmasın çünkü ışığı hiç sevmiyor solucanlar.Sadece kovanın içindeki nem,asit (ph) ve ısı oranlarına dikkat edin. Nem içinden rastgele bir yerden aldığınız bir avuç mamanın elinizle sıktığınızda su akıtmaması gerekir. PH oranı 7 ile 8 arasında olmalı onu da tarım ilaçları satan mağazalarda renkli asit kartları var,ph ölçen analog ölçüm aletleri var onlarla yapabilirsiniz. Isı ise 15 ila 25 derece arasında olmalı. 22 idealdir. mama olarak ise ağaçlardan düşen kurumuş yaprakları parçalayın mümkün olduğunca.Hatta bunları bir poşetin içine biriktirip çürümeye bıraksanız daha mantıklı olur.Toprak koymanızın bir faydası olmaz.Mutfağınızdan çıkan et ve asitli sebzeler hariç (portakal,limon vb.) atıkları yine bir poşet içine koyup ağzını sıkıca bağlayıp 1 ay kadar çürümeye bırakırsanız solucanlarınıza ziyafet çektirirsiniz.Talaşa da lüzum yok yemezler. Ancak fazla nemini almak için karton ve kağıt kullanabilirsiniz.Renkli baskı olmazsa daha iyi olur. Solucanlara gelince toprak solucanları gübreci solucan değillerdir. Sn. Limonsever'in de dediği gibi toprak solucanları bu iş için uygun değiller.Çünkü toprak solucanları yediklerinin %70 ini kendilerine alırlar.Aynı insanlar gibi çok da değerli olmayan dışkılarını bırakırlar.Size tavsiyem internette çeşitli sitelerde satılan kırmızı kaliforniya solucanlarından edinmeniz.Zaten çok hızlı ürüyorlar.Sıkıntı yaratmazlar. Saygılarımla... |
Bilgilerinizi benimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim Hasanbatıray bey.
Profesyonelce değil tam aksini amatörce bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Ama bunu yaparken de yanlış birşeyler yapıp güzele ulaşmak isterken küçük çaplı doğal katliama sebep olmamak için dikkatli olmaya ve sizlerin tecrübelerinden faydalanmaya çalışıyorum. İnşallah ilerleyen zamanlarda daha güzel bilgilerimizi karşılıklı olarak paylaşmak dileğiyle. Saygılarımla... |
Sn. Efekentli,
Estağfurullah, elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım her zaman. Çabanız gerçekten takdir edilesi.Ülkemizde yıllardır kimyasal gübrenin kullanımı sebebi ile topraklarımız mahvoldu. Bitki,meyve ve sebzelerimiz zehir doldu. Doğal olarak biz vatandaşlar da. Artık uyanıp hem kendimiz , hem yeni nesil hem de ülkemiz için organik üretim zamanıdır. Bir parça bile faydam olsa ne mutlu bana. Çalışmalarınızda başarılar dilerim. İnşallah üreteceğiniz organik gübre ile çok güzel sonuçlar elde edersiniz. Burada da paylaşır bizleri bilgilendirirsiniz. Saygılar, Sevgiler ... |
Arkadaşlar yeni bir röpotajım yanınlandı. İlgililer buyursun lütfen:
http://solucangubresi.web.tr/roporta...nce=9c49ec8a5d Saygılarımla. |
Alıntı:
Her şeyden önce "Dünyanın En Geniş Türkçe İçerikli Solucan Gübresi Sitesi"ni hazırladığınız ve bu sitede çok güzel bilgiler paylaştığınız için teşekkür ederim. Özel maillerle sorduğum sorulara aynı gün içinde dönüp cevap yazman beni oldukça memnun ediyor. Bunlar için de ayrıca teşekkürler.. Röportajda geçen "Bottle Biologist" hakkında biraz detaylı bilgi verebilir misiniz. Dünyada uygulanan projeler hakkında da bilgi sahibi olmamız gerekiyor. Sıvı Solucan gübresiyle ilgili bahsettiğim konuda sizden biraz daha detaylı bilgi-çalışma isteyeceğim. Rusya'daki siteye yazdım ama henüz dönüş yapmadılar. Topraksız tarım Ar-Ge seramız var ve burada sıvı solucan gübresiyle ilgili denemeler yapacağız. Eğer başarılı sonuçlar alabilirsek topraksız tarım organik topraksız tarıma doğru gidecektir. Solucanlara verdiğimiz mama rasyonuna humik asit yüzdesini yükseltmek için leonardit ilavesi düşünüyorum. Ayrıca Klio vs. ile farklı rasyonlar hazırlayarak solucan gübrelerinin kalitesini artırmayı gibi bir takım projelerim var. Dünyada böyle bir çalışma var mı acaba. Bu konuda bilginiz var mı? Ramazan Bayramının ikinci ve üçüncü günü Mehmet Beyi misafir edeceğiz ve üretim tesisi çalışmalarımızı hızlandıracağız. Solucan gübresinin diğer gübrelerden daha kaliteli olduğu ve temel konular-gübre başlığı altında paylaşılmasının uygun olacağı düşüncesiyle çalışmalarımı http://www.agaclar.net/forum/temel-k...lama/32156.htm başlığı altında paylaşıyorum. Henüz detaylara girmedim ama zaman içinde paylaşımlarımız ve denemelerimiz devam edecektir. Her şey için tekrar teşekkürler canım kardeşim... Selamlar... Saygılar ... |
Sayın vetman996,
Bottle Biologist ile ilgili bir dosya hazırlıyorum. Daha çok çocuklar için tasarlanmış bir eğitim projesi. Ancak ben solucanlara dair her konuyu bir bütün olarak düşündüğüm için bu konularda da bir kaç araştırma yapmayı düşünüyorum. Bitirince yayınlarım. Leonardit vb. kullanımlar üzerine şu ana kadar bir çalışmaya raptlamadım. Belki yapan varsa da en azından internet ortamında bir paylaşımda bulunan yok. Biliyorsunuz, böyle bir bilgi elime geçerse paylaşırım. Bu arada topraksız tarım ve solucan bağlantısını biliyor musun? Akuaponik Bahçecilik ve Akuaponik Sistemlerin Yaşayan Elementleri: SOLUCANLAR | Solucan Gübresi sayfasında yayınladığım konuya bak. Bu şekilde bir deneme çalışması da yapabilirsin belki. Benim uygun yer ve koşullarım olsaydı denerdim. Taze balık, taze sebze... Topraksız ama solucanlı tarım. Saygılarımla. |
Solucan Gübresi ve Solucanlı Kompost Kutusu (Vermikompost)
Solucanlı kompost kutusu yöntemi küçük bir alanda uygulanabilmesi ve herhangi bir koku oluşturmaması sayesinde evde bile kolayca uygulanan bir yöntemdir. Vermikompost dolayısıyla ev atıklarını azaltmak açısından oldukça pratik bir çözümdür.
Toprak solucanları Türkiye’de yaklaşık 80 çeşit solucan bulunmaktadır. Organik maddelerin çözülümlerinin büyük bir kısmını topraktaki mikro organizmaların ve öğütücü faunanın da yardımını alan bu solucanlar gerçekleştirmektedir. Kompost solucanları ya da toprağın üst kısmındaki organik madde katmanında göze çarpan bazı solucanlar günde boylarının yarısı ila iki katı kadar yiyebilmektedir. Bu solucanlar hızla çoğalabilmektedirler. Üç ayda bir toplam nüfusları iki katına çıkabilmektedir. Solucanlı Kompost yönteminin işleyişi Solucanlı kompost, diğer adıyla da vermikompost olarak bilinen bu yöntem, biyolojik olarak çözülebilen atıkların kompost olarak kullanılacak doğal gübreye dönüştürülerek solucanlar vasıtasıyla değerlendirilme yöntemidir. Vermikompost yöntemiyle iki doğal gübre elde edilebilir. Bunlardan ilki katı şekilde olan birinci sınıf organik bir gübredir, ikincisi ise sıvı şeklinde olan kompost çayı denilen biçimidir. Bu yöntemin uygulanışında atıklar solucanlarla birlikte bir kaba yerleştirilir. Bu kabın içinde kompost oluşumu için ideal ortam oluşmaktadır. Atıklarla beslenen solucanların dışkıları birikerek vermikompostu oluşturur. Atıkların içinde bulunan ve kabın dibine doğru süzülen sıvı kompost sıvısı (çayı) denilen sıvıdır. Vermikompostun işleyişi bu solucanların hamaratlığına ve çözülümü sağlayacak ideal ortamın oluşturulmasına bağlıdır. Elde edilen vermikompost saksıdaki ya da bahçedeki bitkiler için kullanılabilir. Klasik kompostdan farkı Başlıca fark fermantasyon olmamasıdır. Klasik kompostlamada kalıntıları taze kompost haline getiren önemli bir aşama bulunmaktadır : organik maddenin 50 ila 70 derece gibi yüksek bir ısıda bakteriler sayesinde çözülmesidir. Oysa vermikompost uygulamasında atıkların dönüşümü solucanların bakterilerin ve başka organik öğütücülerin faaliyeti sayesinde normal sıcaklıkta gerçekleşmektedir. Ailevi kullanım bağlamında da bu iki uygulama aynı miktarlara tekabül etmemektedir. Klasik kompost uygulaması bir tarladan ya da büyük bir bahçeden toplanan atıklara gereksinim duyarken vermikompost uygulaması için daha az atık gerekmektedir; bu sayede gerek bir apartman dairesinde yaşayanlar gerekse küçük bir bahçesi olanlar için daha uygun bir yöntemdir. Farklı olsalar da bu iki system birbirlerini tamamlayabilmektedir. Klasik kompost büyük miktardaki atıklar için uygunken vermikompost mutfak atıklarında ya da klasik kompostonun elverişsiz hava şartlarında ulaşması zor olduğu günlerde kullanılabilmektedir. Avantajları Vermikompostun birçok avantajı vardır. Atıkları dönüştürmenin dışında atıkların kişi başına yılda yaklaşık 100 kg azalmasını sağlar. Bunun birçok sonucu vardır:
Ayrıca neredeyse hiçbir koku oluşmaz (yalnızca hafif bir humus kokusu) ve şehir ortamında komposto uygulamasını mümkün kılar. Bu atığın içinde tüneller açarak beslenen solucanlar sayesinde gerçekleşir. Solucanlar kötü kokuların kaynağı olan anaerobik bakterilerin oluşumunu engeller. Daha geniş bir açıdan değerlendirilecek olursa atıkların dönüştürülmesi birçok sebeple iyidir :
Zayıf yanları Oldukça hassas bir mini ekosistem barındıran solucanlı kompost kutusu dikkatle izlenmelidir. Solucanların ölümüne ya da zararlı böceklerin gelişimine sebep olacak hatalardan kaçınılmalı. Soluncanlı kompost, vermikompost sistemleri Vermikompost sistemi hassas bir dengeye sahip olan mini bir ekosistemdir. Dolayısıyla daimi olarak denetim gereksinimi duyar ve solucanların ölümüne yol açabilecek ya da sisteme zararlı böcekleri çekebilecek hatalara düşmemek gerekir. Farklı modeller Vermikompostu birçok farklı modelle gerçekleştirmek olasıdır. Bu kaplar tahtadan, plastikten ya da polistirenden olabilir. Kapları genel olarak aynı avantajları sağlayan üç sınıfa ayırabiliriz: avantajlar ve sonuç açısından aralarında fark yoktur ancak fark kendini pratiklik konusunda gösterir. Piyasada birçok solucanlı kompost kutusu sistemi markası bulunmaktadır. Bu markalar çeşit çeşit vermikompost sistemleri ve kitleri üretmektedirler. 1/ Dikey Bu konum için alt kısmında musluk sistemi bulunan bir bidon yeterlidir. Atıklar üst kısımdan tıpkı çöp kutusunda olduğu gibi yerleştirilir. Bu sistem basit olduğu kadar masrafsızdır ve fazla yer kaplamaz. Ancak toplama işlemi nispeten zordur. Kabın içinden atıkların tümünü çıkartmak ve henüz çözülmemiş olanları yeniden içeri yerleştirmek gerekir. 2/ Yatay Bu sistemde iki hatta daha çok hazne kullanılır. Böylece haznelerden biri dolunca diğer hazneye geçilebilir. Hazneler arasında atıkların geçmesi engellenir. Bir hazneden bir diğerine yalnızca çözülmeyi kolaylaştıracak olan solucanlar geçer. Bu sistemde kompost sıvısı toplanması için bir hazne gerekir. Bu sistemin başlıca zorluğu solucanların hazneler arasında eşit olarak dağılmıyor oluşu ve haznelere arasındaki engelden dolayı üst kısımdaki atıklardan çok yararlanılamamasıdır. 3/ Döner plaklı Bu son sistem en yaygın olarak kullanılan sistemdir ve tartışmasız en pratik çözümdür. Bu sistem de çoklu hazne fikrinden yararlanır ama burada hazneler üst üste yerleştirilir. Bu sayede haznelerde tam bir rotasyon elde edilir : vermikompost alt kısımda kalır atıklar ise üstten eklenir. Alt kısım daima sıvı gübrenin toplanması için kullanılır. Yatay sisteme oranla bu sistemin avantajı solucanların doğal hareketidir çünkü bu sistemde solucanlar doğal olarak yukarıya doğru ilerlerler. Bu aynı zamanda daha homojen bir dönüşüme olanak sağlar. Havalandırma da daha iyi gerçekleşir. Üç ya da daha çok katlı oluşturulan bu sistem hasatı kolaylaştırır. Taze atıklar üstte olduğundan geriye yalnızca vermikompostu toplamak ve alttaki katı üste yerleştirmek dışında birşey kalmaz. Ev yapımı solucanlı kompost kutusu Solucanlı kompost kutusu sistemini evde yapmak da mümkündür. Ahşaptan ya da plastik sandalyeler vasıtasıyla yapılabilir. Dönüştürülmüş malzemelerle Gerçekleştirmesi kolay olmasıyla birlikte dönüştürülmüş malzemelerden bir kompost sistemi kurmak hem en ekonomik hem de en ekolojik yöntemdir. Bunun için en basit yol polistiren kutular kullanmaktır (balık satan mağazalarda bulunur). Polistren kutuları pazar atıklarının arasında ya da bir balıkçıdan temin edebilirsiniz. Sisteminizi kurmak için sağlam ve aynı boyutlarda olan üç kutuya, uygun bir kapağa ve polistiren parçalarını kesip diğer kutulara yönlendirmeye yarayacak olan dördüncü bir kutuya ihtiyacınız olacak. Kutuların iç içe girebilmesi sisteminize istenmeyen girişlerin sınırlanması açısından etkili olacaktır. İlk kutu solucan sıvısınn toplanmasına yarıyacaktır. Sıvının akmasını engellemek için kutunun içine bir naylon torba yerleştirebilirsiniz. Kutuyu yerden biraz yükseltip altına başka bir kap da yerleştirebilirsiniz. Diğer iki kutunun dibinde fazla suyun çıkmasını ve solucanların geçmesini sağlayacak şekilde birçok delik bulunmalıdır. Delikleri açmak için büyükçe bir tornavidadan yararlanabilirsiniz. Kutuların eğer yan kısımlarında delikler varsa dördüncü kutudan polistren parçacıklar kesin ve delikleri kapatın. Daha sonra delikli kutulardan birini solucan çayı toplayıcısının üzerine yerleştirin. Bunun içini ağzına kadar solucan ve atıklarla doldurun. Ardından üçüncü kutuyu yerleştirip aynı işlemi yenileyin. Üçüncü kutu da dolduğunda ikinci kutudaki vermikompostu alabilir ve kutuyu sistemin tepesine koyarak döngüyü sürdürebilirsiniz. Solucan gruplarına genel bir bakış Toprak solucanları genel üç gruba ayrılırlar. Dünyada binlerce toprak solucanı bulunmaktadır.
Başka bir bakış açısıyla da baktığımızda, iki solucan grubu olduğunu söyleyebiliriz :
Solucanlı kompost kutusu için kullanılan solucan türleri Avrupa’da ve ılıman ülkelerde solucanlı kompost kutusu sistemi için üç tür solucan kullanılmaktadır. Bu solucanlar iştahları ve hızla çoğalıyor oluşları açısından tercih edilmektedirler. Eisenia fetida, Eisenia andrei ve Eisenia hortensis. Bu farklı türler sistemdeki organik maddelerin dönüştürülmesini hızlandırmak üzere birarada kullanılabilirler. Kompost solucanları nereden bulunacak ? Solucanlı kompost kutusu solucanları genellikle sistem satın alınırken sistemle birlikte verilir. Aksi taktirde başka çözümler de mevcuttur. Bazı internet siteleri bu solucanları adresinize postalamaktadır. Vermikompost sistemi olan arkadaşlarınız varsa onlardan size solucanlarından verebilirler. Kırsal bölgelerde toprağın üst kısımlarında çözülmekte olan organik maddelerin ya da gübrelerin içinde bu solucanlardan bulabilirsiniz. Yerleştirilmesi Kompost solucanları 15 ila 25 derece arasında etkilidirler. Bu ısı sınırları içerisinde kalınacaksa vermikompost sisteminizi dışarıya da yerleştirebilirsiniz. Yaz mevsiminde sisteminizin güneşten korunan bir yerde oluduğundan emin olun. Kışın dönüşüm faaliyetini sürdürmek isterseniz sisteminizin donmaması gerekmektedir. Bu durumda sistemin bir garaj ya da kav gibi kapalı bir ortamda bulunmasını tercih edin. Sisteminizin görünümü içeriye yerleştirilmesine izin veriyorsa onu atıkların oluştuğu bölgeinin yakınlarına yerleştirebilirsiniz. Örneğin mutfak dönüşüm sisteminizin yıl boyunca faal olması için uygun bir konumdur. |
İstenmeyen böcekler
Çürüyen organik madde varlığından yararlanmak isteyen davetsiz misafirlere rastlanabilir. Solucanlı kompost kutusu fazla meyve atıkları içeriyorsa küçük siyah sinekler görülür. Kompost kutusunun etrafına sarı yapışkan kağıtlar asılabilir. Nemli ortamlardan hoşlanan bu sineklerin sayısını sınırlamak için kompost kutunuzun içine kağıt ve karton ilave edip karıştırın. Lavanta esansiyel yağı **** arap sabununun kovucu etkileri sayesinde istenmeyen bu böceklerin işgalini önlemek mümkündür. Solucanlı kompost kutusu ile gübre üretimi Solucanlı kompost kutusundan iki çeşit gübre üretilir : solucan kompostu (vermikompost) ve kompost sıvısı (çayı). Kokusuz ve toprak kıvamında olan vertmikompost topraktaki suyu muhafaza ederek toprağı tazeleyen ve havalandıran besin takviyesidir. Bitkiler tarafından doğrudan emilebilen sabit yapılı bu besin mikroorganizmaların yardımıyla bitkilerin kök salmasını ve gelişmesini sağlar. Bitkiler topraktaki bakteriler ve mantarların yardımı olmaksızın besinleri doğrudan alamazlar. Vermikompostun dibinde biriken vermikompost sıvısı (çayı) çoğunlukla (%80) mutfak atıklarının sıvısından oluşmaktadır. Bu sıvı besin maddesi i ve mineral oligo-element açısından zengindir. Toprağın yaşamsal yapısını oluşturan mikroorganizmaları da elbette unutmamalıyız. Profesyoneller için kompost çayının farklı işlevleri vardır :
Kompost, vermikompost ve solucanlı kompost svısı oluşturmanın profesyonel yolları da vardır. Bu yöntemlerin avantajı gelişen mikro organizmaların çeşitliliğine ve miktarına bağlıdır. Ev kompost sistemleri, çeşitli organik maddeler üretmelerinin yanısıra ürettikleri çeşitlilik düzenli bir işlevsellik oluşturabilmek için çok fazladır. Profesyonel sistemlerin amatör ya da profesyonellere getirdiği avantaj budur. Bu sistemler sayesinde fidancılık (arborikültür), peysaj gibi işlerle ilgilenen kişiler bitkileri mikro organizmaların faaliyetiyle besleyebilirler. Organik zenginleştiriciler önce bakteriler, mantarlar gibi mikro organizmalar tarafından çözümlenirler. Böylesi daha iyidir ! Hasat Vermikompost hasatı ortalama olarak ayda hatta bir buçuk ayda bir yapılır. Kompost çayı üretimi çok daha düzenlidir bu nedenle vermikompostdaki nem oranını düşük tutmak için suyun düzenli olarak çekilmesi gerekmektedir. Kullanımı Solucan çayı bitkilerin üzerinde doğrudan kullanılmamalıdır. 1 litre kompost çayını on litre suyla karıştırılarak kullanılması gerekir. Vermicompost: Solucanlar Evsel Organik Atıklarımızı Nasıl Gübreye çeviriyorlar? |
3 Eklenti(ler)
Solucanların yemlerinin ne olduğuna dair bilgiler ve örnek bir kompost kutusunun temsili resimleri ektedir.
|
Solucan kompostu hakkında?
Arkadaşlar bu kompostu yapıp toplayınca içinde solucanın yumurtaları kalırsa saksıya koyunca çıkarlarsa bitkiye zarar verirler mi? Bilginiz var mı acaba?
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Arkadaşlar ben bu gübreyi yıllardır yapıyorum.Hem bunu hemde dam oluğunun suyunun toplanması işlemini.Evim bağımsız olduğundan bahçede açtığım 50 cm derinliğindeki kuyucuğa mutfakta çıkan tüm organik maddeleri atıyorum.Dolunca üstünü toprakla kapatıyorum.Bahçede kazılmamış yer kalmamıştır.Bir yılda çürüme gerçekleşiyorBöyle çöpte az birikiyor.Oluğun altındaki buyük 1 tona yakın su kabından da sulamayı yapıyorum.
|
doğa dostu arkadaşlar merhaba aranıza yeni katıldım bende solucan gübresi çalışmasına yeni başladım 1000 adetle desteklerinizi bekliyorum özellikle mama yapımı konusunda destekleriniz için şimdiden teşekkürler
|
Merhabalar, ben daha önce iki defa solucan gübresi denemesi yaptım ama çok aceleci olduğumdan ve solucan kabını sürekli sulama gafletinde bulunduğumdan başaramadım.
Şimdiki denemem ise sanırım başarılı olma yolunda ilerliyor. Nemlendirme ve yem konusunda daha hassas davranıyorum. Kontrol etsem de solucanlarımı rahatsız etmemeye dikkat ediyorum. Sekiz gün önce bahçeden üç adet solucan aldım. Küreğim olmadığı için el yordamıyla bu kadar bulabildim. Daha sonraki gün yağmur yağdı ve ben heyecanla yine solucan aradım ve yine 3 tane bulabildim. Onları özenle hazırladığım yatağa koydum ve mutfaktan topladığım sebze artıklarını çürüterek yemledim, üzerlerini de eski bir kumaş parçasıyla örttüm ve nemlendirdim. İlk birkaç gün hep bir iki tanesinin kuyruğunu görüyordum. Sonra yatılı misafirim olduğu için yaklaşık dört gün ilgilenemedim yalnızca bir sabah kumaşın üzerinden nemlendirme yaptım. Bu nedenle solucanların öldüklerini düşünüp bugün yeniden solucan aramaya gittim. 4 büyük 3 küçük solucan bulup getirdim. Önceki yatağı bozup yeni yatak yapacaktım. Ancak belki yaşayan vardır diye çürük yaprakları kaldırayım dedim ve epey büyük bir solucanı benim yarattığım sarsıntıdan kaçarken gördüm. Yaşadığım sevinci anlatamam. Geçtiğimiz günlerde havuç, patates, kabak ve biber artıklarını rondodan geçirip kapalı bir kapta çürümeye bırakmıştım. İlk günler kabın altı çok ısınmıştı, ara ara havalandırıp yeniden kapattım. Bugün epey çürümüş olduğunu görünce solucanları koymadan önce kabın bir köşesine bu yeni yemi koydum. Yemin uzağına da solucanları koydum ki kendileri ulaşsınlar diye. 10 dakika geçmeden hepsi gözden kayboldu. Şuanda üstleri açık yeni yemin fazla suyu buharlaşsın diye bekliyorum. Çok çok ıslak olmasa da ne olur ne olmaz diye. Gerekirse ben yine nemlendiririm ortamı. Bir müddet sonra kapatacağım yine. Bunca hikayeyi anlattım da bir türlü merak ettiğim şeyi soramadım. Birkaç yerde çay posasını sevdiklerini okumuştum. Ancak nasıl verildiğine dair bir şey bulamadım. Soğuk posayı olduğu gibi mi veriyoruz; yoksa onu da bir müddet çürütüp öyle mi veriyoruz, bilemedim. Yardımcı olabilirseniz çok çok sevinirim. Ayrıca herkese çalışmalarında başarılar dilerim. |
Sevgili arkadaşlar hepinize merhaba,
Yeni üye olarak bir kaç gündür solucanlarla kompost yapımı konulu forumunuzu dikkatle incelemeye çalıştım.. Sevgili Epsody (forumun başlarındaki faalliğini son yıllarda bırakmış gibi görünüyor. Bir şeylere kızdığı kanaati de bende oluşmadı desem yalan olur..İnşallah bir şeye kırılmamıştır.) ve x-29 ile başlayan bilgi paylaşımları ilerleyen zamanlarda sevgili chttmr, sevgili savaş,sevgili womkake ve Hasan Batıray ve ismini sayamadığım bir çok arkadaşın da katılımıyla çok daha güzel bir hal almış.Adeta Türkiye'de solucan kompostunun da bir tarihçesi gibi olmuş..Hepinizi kutluyorum ve başarılarınızın devamını diliyorum.. |
Benim de çok değerli arkadaşlara izniniz olursa benim de bazı sorularım var.
Bir patates tarlasını veya bir domates bahçesini ele alalım..Veya herhangi bir ürün olabilir. 1 dekar bir alan konvansiyonel tarımda kullanılan gübreler ile (Klasik npk gübreleri) gübrelenmiş olsun..1 dekar bir alan da solucan gübresi ile gübrelenmiş olsun..Hatta her ikisi ile de gübrelenmiş bir dekar olsa o çok güzel olur..Bu ikisi arasında tat,lezzet,vitamin değeri,uzun ömürlülük vb. açısından solucan gübresinin çok başarılı olduğundan eminim.Üretim hızı ve miktarsal verimlilik açısından yapılmış bir deneme yapan veya yapıldığını bilen bir arkadaşımız var mı? Bir de hem kimyasal hem de solucan gübresi kullanım miktarlarını da göz önüne alarak maliyet çalışması yapan bir arkadaşımız var mı? Özellikle bu işin ticaretini yapan arkadaşlar varsa (vermicompost ,Savaş ,Bahçe bulut,chttmr yapıyor anladım ama inşallah yanılmamışımdır. ) özellikle yanıtlarlarsa çok sevinirim.. |
Bitkilerin en çok ihtiyaç duyduğu besinlerin başında azot gelir diye biliyorum..Doğada azot döngüsünü incelediğimde bitkilerin azotu nitrat formunda yani inorganik bileşik halinde en kolay alabildiğini görüyorum.Solucan gübresi vb. organik gübrelerde hepimizin bildiği gibi azot organik haldedir.Bunun bitki tarafından alınabilmesi yine bilgi dağarcığım dahilinde mümkün değildir..Azot döngüsü incelendiğinde organik haldeki azot bileşikleri amonifikasyon bakterileri tarafından önce amonyuma,daha sonra da nitrifikasyon bakterileri tarafından önce nitrit daha sonra da çok hızlı bir şekilde nitrata dönüştürülerek bitkiye yarayışlı hale geliyor.Tamamen organik üretim taraftarı olan bir bireyim.Bu işlemler sırasında bakteri faaliyetlerini çok önemsiyorum.Bitkiye organik gübrelerin üstün özellikler sağlamasının sebebini de bu bakteri faaliyetlerine bağlıyorum..Şimdi bir tarafta gübre bir tarafta bitki var.Ve biz onu besleyeceğiz.Kimyasalı verdiğimiz zaman bitki onu anında alıyor ve hemen büyümeye başlıyor.Çocuğu olanlar bilir.Bebek bile hazır mamayı gördüğünde bir daha anne sütü almıyor.Burada bebek nasıl iri ama pos büyüyorsa ben kimyasalla beslenen bitkiyi de aynı görüyorum.Doktorlar bilir anne sütü ile beslenen çocuk kolay kolay hasta olamaz ama mama ile büyüyen çocuk hasta olur..Konuyu çok dağıtmadan şunu sormak istiyorum.İnorganik gübrede bakteriye ihtiyaç yok..Çünkü bitki zaten direk alıyor gıdayı..Bizim çiftçimiz maalesef buna bakıyor..Kimyasalla toprağın nasıl kirlendiğine maalesef bakmıyor..Eğer şu sağlanabilirse Türk tarımı ilerler diye düşünüyorum..Solucan gübresi veya alternatif kompost gübre fark etmez..Öyle bir formülasyon olmalı ki..Kimyasalla üretilen bitkinin üretim hızı ve verimini geçsin..Bunun yanında da maliyet düşsün..Forumda yapılan yorumların büyük kısmı solucan gübresi nasıl üretilmeli ve faydaları yönünde.Ama gübre ile bitki münasebeti yüzeysel geçilmiş.Bu konunun derinleştirilmesi taraftarıyım.
|
Solucan gübresi üretici arkadaşlardan bir ricam olacak..Mümkünse ürünlerini sertifikalandırırken aldıkları analiz raporlarını burada yayınlayabilirler mi.. Hepimizin bildiği gibi bir çok solucan maması çeşidi var..Kullandıkları mamaları da belirtirlerse, analiz raporları ile kıyaslayarak hangi mamanın daha kaliteli olduğunu da belirleyebiliriz böylece..
|
3 Eklenti(ler)
Solucan gübresini çiftçi bir çok şekilde kullanabilir..Kullanım oranları ile ilgili siera-worm.com un biber üzerinde yaptığı testi forumumuzda gördüm..Aşağıda düzenlenmiş halini görebilirsiniz.Acaba Yerli üretici arkadaşlarımızın bu konuda yapmış oldukları bir test var mı..Bu ABD şartlarında yapılmış bir test tabiiki..
Aslında solucan gübresinin kullanım şekli de değişebilir..Mesela domateste solucan gübresini ocağa belli gramajda koymak ile toprağa belli oranda karıştırma arasında kalite ve maliyet yönünden ne gibi farklar var..Hangisi daha doğru.. |
Gübresi ile ilgili aklıma takılan bir konu daha var aklımda..İnsanların sabah öğle akşam her gün beslenir.Bitkilerde de buna benzer bir düzen olduğuna inanıyorum..Yani gübreyi bir defa toprağa at..Bitki ne zaman lazım olursa alsın..Buna inanmıyorum..Bitkilerin fizyolojik yapıları incelendiğinde sadece köklerinden değil yapraklarından da beslenebildiğini görüyorum..Sıvı gübrelerin de tam da bu yüzden icat edildiği kanaatindeyim..Dolayısı ile bitkinin hem topraktan hem de yapraktan beslenmesi gerektiğine inanıyorum..Solucan gübresinin çayını ya da suyunu sıvı gübre gibi kullanarak toprağa da kompostunu uyguladığımızda bitkiye göre yapılmış formulasyonlarınız var mı..Varsa paylaşabilirseniz sevinirim..Bir de sıvı ve toz gübrenin analiz değerleri arasında ne gibi farklar var acaba..Konsantrasyon farkı varsa onu da belirtirseniz sevinirim..
|
solucanlarım gün geçtikçe çoğalıyorlar bu günde gübrenin içinden 50 kadar havuza koydum hala kokon çok havuzdada çok kokon ve yavru var galiba 6000 geçtiler sayıcam fakat küçükler sayılamıyor çok küçük ve çok hareketliler ektiğim deneme sebzelerimde çok sağlıklı görünüyorlar (bunu ben değil ziraatçı arkadaş söylüyor) vetmanada teşekkür ederim sıvı solucan gübresininde etkisi var birde patlıcan tohumları 1 ayı geçkin sürede çimlenmemişti nasıl olsa deneme dedim sölom sıvısını sulandırdım viyolleri suladım 3 gün sonra tohumlar çimlendi bu sölom sıvısının bir etkisi bu yüzden sölom sıvısına önem veriyorum bir damlasını dahi zayi etmiyorum şimdi karar veremiyorum ziraatçi arkadaştan aldığım patlıcanları söküp bunlarımı diksem yoksa aralara diksem yerleri dar gelirmi bir sıra dahi ekecek yerim yok sebzelerdeki gelişmeleride aktarıcam fotorafta eklemek isterim becerebilirsem ben daha çok lezzetini merak ediyorum inşallah verim çok olurda bu yaz organik olarak sebze yeriz benden şimdilik bu kadar
sizlerde çalışmalarınızda başarılar dilerim |
Bir önceki mesajımda bahsettiğim, bir ay önce hazırlamış olduğum solucan yatağındaki yem epey azaldı. Ara ara yaptığım çok küçük eklemeler dışında herhangi bir toplu yem eklemesi yapmadım. Bu arada son üç dört gündür havalar sıcak gittiği için yataklığı balkona koydum. Gölgede duruyorlar ama üstlerinde yalnızca bir bez olduğu için her gün nemlendirme yapıyorum. Bazen havanın durumuna göre bir sabah bir akşam yaptığım da oluyor. Nemlendirme yapmadan evvel bezi kaldırıp görünürde solucan var mı diye bakıyorum. Genelde en fazla 4 tanesini görebiliyorum aynı anda, onlar da ışığı görünce kaçıyorlar zaten. Bu gördüklerim de epey büyüdüler, havanın durumundan memnun olacaklar ki çiftleştiklerini de gördüm. Bu demek oluyor ki kokon bırakmaya başladılar ve çoğalacaklar. Bunun için yeni yeme ve hatta yeni yem kabına ihtiyacım olduğundan pazardan büyük bir saklama kabı aldım. İçine mutfaktan çıkan biber domates salatalık artıkları ve de suda fazla haşlandıktan sonra kullanılamaz hale gelen asma yapraklarını da koydum. Bir haftadır çıktıkça çay posalarını da ekliyorum üzerilerine. Dün fazla suyunu alsın diye yumurta kolisini minik parçalara halinde kesip içine katıp karıştırdım. Bir süredir içerideydiler. Ev dışarıdan daha serin olduğundan istediğim hızda çürüme olmadı. Bu nedenle bu kabı da balkona koydum.
Bu konuda ara kısmından asma yaprağı ve üzüm yaprağı diye arama yaptım ama daha önce hiç konuşulmamış solucan kompostu konusu içinde. Acaba komposta iyi gelir mi, solucanların sevmediği asitli bir ortama sebep olur mu diye merak ediyorum. Belki korktuğum olur diye dondurma kabında domates, salatalık, patates kabukları da çürütüyorum. Solucanlar çoğalmışsa (tam sayılarını bilmiyorum) iki kaba ayırıp deneme yapacağım. Bu arada solucanları izlerken farkettiğim bir şey beni çok şaşırtmıştı. Yüzeydeki çürüntüyü tutup içeriye çektiğini görmüştüm hem de hiç beklemediğim bir kuvvetle :) Daha sonra bir türün bunu yapabildiğini yemini yüzeyde değil yüzeyin altında yediğini okudum bir yerde. Daha sonraki gözlemlerinde normalde kutunun köşesinde toprak altında olan gazete kağıtlarını ortalarda dağılmış bir şekilde görünce de epey şaşırdım. |
solucan gubresi
sevgili doga dostu arkadaslar merhaba
her zaman oldugu gibi bir seylere gec kalan biri olarak yinede de bu siteyive sizleri bulmaktan dolayi cok mutluyum nacizane ben de evde solucan gubresi uretmeye heveslendim ve bunun icin buyuk bir kova aldim her tarafini deldikten sonra biraz yanmis inek gubresi biraz muz kabugu ve de cay posasi koyduktan sinra uzerine torf serdikten sonra kendi haline biraktim yaklasik 1 hafta sonra da solucan almayi dusunuyorum bu konuda degerli fikirlerinize ve yardimlariniza ihtiyacim olacak tesekkur ederim |
Alıntı:
Solucanlar çay posasını çok severler gerçekten. Bunun bir nedeni de çay posası solucanların kolaylıkla yiyebilecekleri kıvamda olmasıdır. Demlediğiniz çayı içip, posasını tekrar sudan geçirip hemen mama olarak kullanabilirsiniz. Solucanlar muz kabuğunu da çok sevelerler. Kurutup mikserde geçirebilirseniz daha iyi olur. Daha sonra nemlendirip verebilirsiniz. Topraktan topladığınız solucanların ortamına bir miktar toprak eklemenizde yarar var. Çünkü bu solucanlar toprakta yaşamaya göre programlanmış toprak solucanlarıdır. Gübre elde etmek için bizim kullandığımız solucanlar ise gübre solucanlarıdır. En hızlı ve kaliteli gübre üreten solucanlar ise Kırmızı Kaliforniya cinsi solucanlardır. Biz veteriner hekim gözüyle inceledik ve bu çalışmaları elimizden geldiğince buradan http://www.agaclar.net/forum/temel-k...lama/32156.htm paylaşmaya çalıştık. Solucan almak isteyen dostlara da en uygun şartlarda gönderiyoruz ki bu iş ülkemizde yaygınlaşsın. İnsanlar kendi ürettikleri doğal solucan gübrelerini kullanarak kendi balkonlarında domates, biber, marul, salatalık, çilek vs. üretimini çok kolaylıkla yapabilirler. Biz bunun alt yapısını hazırlamaktayız. Üretim için Saykap kanallar kullanılabileceği gibi, büyük saksılar da kullanılabilir. Toprak olarak cocopeat, perlit, torf kullanılabilir. Değerli dostlar. Solucan gübresi ile ürettiğiniz ürünlerin lezzetini tadınca pazardan aldığınız meyve-sebzelerin ne kadar suni olduğunu daha iyi anlayacaksınız. Damak çatlatan domateslerin, mis gibi kokan çileklerin kısacası eski tadların eski lezzetlerin tekrar geri gelmesi solucan gübresi ile mümkün görünüyor. Gübre elde etmek için ise toprak solucanları değil, gübre solucanları kullanılmalı düşüncesindeyim. Her şey gönlünüzce olsun. Selamlar... Saygılar... |
sn vetman996
ben yenı baaslamakısteyen bırı olarak sıze sunu sormak ıstıyorum eger cevaplarsanız cok sevınırım. cay posasını muz ve kabun kabuklarının bırlekte kurumaya ve kompos kutusuna atılmalarında bır sakınca olurmu.?nemli ve ıslakken karıstırılıp mama kovasında curutulmesı uygunmudur ? ne kadar surede uygun bır mama elde edılır ve de mamanın uygunlugunu solucanlara vermeden once nasıl anlayabılırız tesekkur ederım |
Alıntı:
Solucanlarınızı ilk aldığınızda tükettikleri mamayla yeni elde ettiğiniz mamayı alıştıra alıştıra, yeni mamayı kademeli olarak çoğaltarak vermelisiniz. Muz kabuklarını ayrı bir yerde kurutup sonra mikserden geçirip yedirirken nemlendirmek veya ıslak mama içinde vermek daha uygun. Karbuz kabuğu vs. sulu gıdaları ayrı bir kapta sularını akıtarak kompost kıvamına getirdikten sonra yedirmek çok daha uygun. Sulu gıdaların içinde bulunduğu kapta oluşabilecek metan gazı solucanlarınız için zararlıdır. Ölümlerine neden olabilir. Hazırladığınız mamanın solucanlar için uygun olup olmadığını bizden ziyade solucanlara sormalısınız :)) Şöyle ki: Hazırladığınız mamanın bir kısmını solucanların bulunduğu ortama yığın şeklinde bir avuç kadar bırakın. 24 saat sonra bıraktığınız yığının içinde solucan bulursanız hazırladığınız mamayı solucanlara verebilirsiniz. Eğer yığın içinde solucan bulamıyorsanız bir yerde hata vardır. Hatayı aramakla işe başlamalısınız. solucan Gübresi satışı : madrasol.com sitemizde de yakında bu konuda detaylı bilgi bulabileceksiniz. Size kolaylıklar dilerim. Selamlar... Saygılar... |
Sayın Vetman996, verdiğiniz yanıt için çok teşekkür ederim. Çay posasını olgunlaşması için beklediğim yeme ekliyordum ama sudan geçirilmesiyle ilgili detayı bilmiyordum.
Bir önceki mesajımda bahsettiğim en son hazırladığım yemden dün bir avuç kadar kaba koymuştum. Söylediğiniz gibi denemek için. Şimdi aynı husustaki yazınızı okuyunca aklıma geldi merak edip baktım. Yemi karıştırmadım olduğu gibi kaldırdım ve altında iki tane büyük solucan gördüm. Emin olmak için bir iki gün sonra tekrar kontrol edeceğim ve ona göre biraz daha yem ekleyeceğim. Hem onlara alıştırma olur hem de beklerken yem biraz daha olgunlaşır. Sayın vetman996, solucan kabında söylediğiniz gibi toprak bulunmakta. Kartondan zeminin üzerinde 3-4 cm kadar gazete kağıdı parçaları ve onun üzerinde de birkaç cm toprak örtüsü şeklinde hazırladım. Yemlerini de bu toprak örtüsünün üzerine ekliyorum. |
sn vetman 996
oncelıkle cevap yazdıgınız ıcın tesekkur ederım ve bıraz acemı oldugum ıcın enteresan bazı sorular sormus olabılırım affınıza sıgınıyorum. bır suredır yazılarını ve deneyımlerını okuyorum bu baglamda sormak ıstedıgım bır husus var. kokon olusum surecı ve yavruların bu kokondan cıkıp aktıf uretme ve ureme sıstemıne dahıl olması ne kadar bır sureyı alıyor bu konu hakkındakı bılgıerınızı paylasırsanız sevınırım tesekkur ederım |
Arkadaşlar Elimde 1000 adet üstü + 50 adet kokon bulunmakta ÜCRETSİZ bana adres veren arkadaşa kargolamak istiyorum . Vakit darlığı nedeni ile ilgilenemiyorum Siz Solucanseverler ile paylaşmaktan onur duyarım . Kargo ücretini karşıladığınız takdirde istediğiniz adrese gönderebilirim .
|
Merhaba Arkadaşlar Mersinden Emekli bir amcaya verdim solucanları ve kokonları her şey için teşekkürler...
|
Eklediğim çay posaları üzerinde kurtlanma oluştu. İnce ve küçükler ama çok fazla var. Yataklığı değiştireceğim ama neden olmuş olabilir acaba?
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 03:37. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025